ONLİNE İŞLEMLER
İnme, Beyin hasarı, Omurilik yaralanması, Parkinson hastalığı, Multiple Skleroz (MS), Kas hastalıkları, Alzheimer hastalığı, Serebral palsi, Polinöropati gibi hastalıkların rehabilitasyonu multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Ayaktan ve yataklı tedavi merkezimizde klasik rehabilitasyon uygulamaları ile birlikte robotik rehabilitasyon, düşme-denge eğitim programları, zorunlu kullanım tedavisi, iş-uğraşı tedavisi, refleksoloji gibi yöntemler uygulanmaktadır.
İnme veya beyin-damar hastalığı, merkezi sinir sistemine giden damarların hastalıkları sonucu gelişen tıkanıklıklar ya da damar dışına kanamaların yol açtığı ani nörolojik belirtilerin gelişimi olarak tanımlanabilir. Halk arasında “Beyin krizi” veya oluşturduğu tabloya bağlı olarak “felç” adı verilir. Beyin kan akımının bozulması sonucunda beynin elektriksel etkinliği kaybolur ve istenmeyen toksik maddelerin salınımı ile geri dönüşümsüz hücre hasarı meydana gelir.
Beyinde meydana gelen hasarın yerine ve büyüklüğüne göre inmenin belirtileri değişmektedir. İnme beynin hangi alanını tuttuysa, problemler vücudun o bölümü tarafından yönetilen kısımlarında görülür. Vücudun yarısında uyuşukluk, el – kol- bacakta kuvvetsizlik, konuşma, görme bozuklukları, dengesizlik, bilinç değişiklikleri bu belirtilerden bir kısmını oluşturur. Beyinde meydana gelen hasar nedeniyle beyinden gelen kasları yöneten sinyal iletimi bozulmuştur.
Travma, trafik kazası, ateşli silah yaralanması ve beyin tümörlerine bağlı gelişebilen beyin fonksiyonlarında ve buna bağlı olarak vücut fonksiyonlarında bozulma ile seyreden bir hastalıktır. Ülkemizde en sık trafik kazası sonucu görülmektedir. Son yıllarda özellikle beyin tümörü sonucu görülebilmektedir. Her ne kadar iyi bir cerrahi ile tümör dokusu çıkartılsa da kaybedilen fonksiyonların geri kazanılması ve hayat kalitesinin arttırılabilmesi için kişiye uygun planlanmış kapsamlı bir fizik tedavi ve rehabilitasyon gerekli olur.
Omurga kanalının içinden geçen omuriliğin düşme, çarpma, ezilme, çekme veya kırık gibi travmalardan sonra omurilikteki sinir hücrelerinin zarar görmesine omurilik yaralanması denir. Omurilikte yaralanma seviyesinde hasar gören sinir hücreleri o seviyede yalıtkan bir tabaka oluşturarak beyinden gelen duyu ve hareket sinyallerinin, o seviyenin altındaki vücut kısımlarına ulaşmasını engeller.
Omurilik hasarı bel ve sırt bölgesinde ise her iki bacakta birden kuvvet kaybı olur ve buna “parapleji” adı verilir. Omurilik hasarı boyun bölgesinde ise hem kollarda hem de bacaklarda kuvvet ve hareket kaybı görülebilir ve “tetrapleji” olarak adlandırılır.
Multiple Skleroz (MS), beyin ve omurilikteki sinir liflerini çevreleyen beyaz maddenin hastalığıdır.Hasar gördüğü bölgelerde sertleşmeler olur ve bu sertliklere plak adı verilir. Bu plaklar beyin ve omurilikte çok çeşitli bölgelerde bulunarak, sinir iletimini bloke eder ve hastalarda çeşitli şikayet ve bulguların ortaya çıkmasına neden olurlar.
MS’in nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bağışıklık sisteminin bir nedenden dolayı tetiklenerek sinir hücrelerine saldırısı sonucu oluştuğu düşünülmektedir.
Parkinson Hastalığı, insanda akıcı ve uyumlu hareket etmeyi sağlayan beyindeki hücre gruplarının işlevlerini kaybetmesi sonucu ortaya çıkan sinir sistemi hastalığıdır. Bu hastalıkta, beyinde bilgilerin hücreler arasında iletimini sağlayarak vücut hareketlerinin düzgün ve dengeli şekilde yapılmasını sağlayan dopamin adlı kimyasal madde eksiktir. Nedeni tam olarak bilinmemektedir.
Hareketlerde yavaşlık, istirahat halinde ellerde ve çenede titreme, kol ve bacaklarda katılık, küçük adımlarla yürüme, yüz ifadesinde donukluk, aynı tonda konuşma, halsizlik, kas ağrısı, denge bozukluğu, duruş bozukluğu gibi belirtiler görülmektedir.
Serebral palsi (SP), farklı sebeplerden dolayı beyinde oluşan bir hasar nedeniyle çocuğun belirli kaslarını rahat çalıştıramaması ve hareket ettirememesi ile karakterize sinir sistemi hastalığıdır. Hasarın beynin hangi bölgesinde olduğuna ve büyüklüğüne bağlı olarak belirtiler de çeşitlilik göstermektedir.
Hastalığın bilinen en sık görülen nedenleri erken doğum, uzamış ve zor doğum sırasında bebeğin nefessiz kalması, hamilelikte görülen dengesiz tansiyon, kanamalar, doğum sonrası gelişen ağır iltihabi hastalıklar, kafa travmaları, sık sık bebeğin havale geçirmesidir.
SP’li çocukların hareket gelişimi yaşıtlarına göre geridir. Çocuk geç başını tutar, geç oturur ve geç yürür. İlk dönemlerde kollarda bacaklarda gevşeklik veya tam tersi belirgin sertlik gözlenebilir. Bazı çocuklarda tüm vücut etkilenirken, bazılarında bir vücut yarımı veya her iki bacak etkilenmektedir. Çocuk kaslarını ve vücudunu istediği gibi yönetemediğinden hareketleri kısıtlıdır.
SP’deki beyin hasarı ilerleyici olmamakla birlikte hasarı geri döndürmek de mümkün değildir. Fakat çocuklar kişiye özel oluşturulmuş iyi bir fizik tedavi ve rehabilitasyon ile birçok becerisini geliştirebilir ve bir kısmı da hareket yeteneği ve yürüme yeteneğini kazanabilirler.
Nörolojik hastalıkların erken dönemlerinde yoğun tedavi olanağı sağlayan ilk robotik yatak sistemidir.
Robotik sistem 13 motor yardımıyla çeşitli yönlerde hareket sağlayarak rehabilitasyon hastasının tedaviye erken katılımına olanak vermektedir. Robotik sistemin hareket yönleri ve hareket açısı aşağıdaki gibidir:
Robotik yatak sistemi, hareket kabiliyeti oldukça azalmış ve yoğun rehabilitasyon programının gerekli olduğu nörolojik hastalarda ve çeşitli nedenlerle hastanede yatış süresi uzamış, hareket bozukluğu oluşmuş hastalarda, yeni ameliyattan çıkmış ortopedik hastalarda uygulanabilmektedir.
Robotik yatağın uygulanabileceği ve faydalı olacağı hastalıklar aşağıda sıralanmıştır:
Robotik teknoloji ile hastanın hareketinin erken sağlanması duruş ve yürüme kabiliyetinin yeniden kazanılmasını sağlayarak, hareketsizliğe bağlı gelişen yatak yarası gibi sorunlardan korunmaya yardımcı olur. Erken dönemde robotik yatak tedavisinin uygulanması hastalarda damar tıkanıklığı, idrar yolunda mikrop, kabızlık, bağırsak tıkanıklığı, göğüste balgam birikimi ve zatürre, eklem kısıtlılığı, kemik erimesi, sistemik veya kaslarda kuvvetsizlik, böbrek taşı, tansiyon dengesizliği, yaygın kas ve eklem ağrısı sıklığını azaltır ve hareketsizliğe bağlı gelişen sorunları önler. Erken dönemde rehabilitasyona katılım hastanın motivasyonunu arttırıp rehabilitasyon sürecini hızlandırır.
Yaşlılık, Parkinson ve inme gibi nörolojik hastalıklar, görme bozuklukları, iç kulak yoluyla ilgili hastalıklar, kireçlenme ve diabette gibi hastalıklar denge bozukluklarına neden olmaktadır. İnme (felç) hastaları felcin olduğu taraftaki bacağa yük vermede zorluk yaşarlar ve bu nedenle yeni bir yürüyüş şekli geliştirirler. Bu yürüyüş ise düşme riskini yüksek oranda arttırmaktadır. Yine yaşlılık, Parkinson gibi durumlarda yürüme sırasında her iki bacağa ağırlık aktarımı düzgün yapılamadığından denge bozulur ve düşme riski artar.
Biodex denge eğitim sistemi çok çeşitli tedavi seçenekleri ile hastalarda denge problemlerinin düzelmesini ve kas tonusunun arttırılmasını sağlayan ileri teknoloji bir sistemdir. Bu sistemle düşme risk değerlendirilmesi yapılır, denge bozukluğunun vücuttaki hangi sistemlerden kaynaklandığı tespit edilerek rehabilitasyon programı bu veriler ışığında oluşturulur. Ayrıca bu sistemde değerlendirmenin yanı sıra interaktif oyun şeklinde denge egzersiz programları da bulunmaktadır. Bu programlarla hastalar çalıştırılarak kas gücü ve hareket kabiliyeti arttırılır, denge bozukluğu düzelir. Yani bu sistemle denge probleminin nedeni tespit edilerek o probleme yönelik egzersizler uygulanabilmektedir.
Alter G ilk olarak NASA tarafından uzaydan gelen astronotların yerçekimine uyumu ve yürüme eğitimleri için geliştirilmiştir. Yerçekimsiz ortamda egzersiz yapmayı sağlayan ileri teknoloji bir cihazdır. Cihaz %80’e varan yerçekimsiz ortam sağlayarak felç, spor yaralanması, kireçlenme, obezite gibi nedenlerden yürüyemeyen hastaların yürüyebilmesini hatta koşabilmesini sağlamaktadır. Özellikle beyin ve omurilik felci, Parkinson gibi nörolojik hastalarda bu cihaz yardımıyla yürüme tekrar sağlanarak, beynin yürümeyi tekrar öğrenmesi, beyin fonksiyonlarının yeniden düzenlenmesi ve yürümenin otomatikleşmesi sağlanmaktadır.
Yine diz, kalça ve ayak bileği kireçlenmesi, spor yaralanması, ameliyat sonrası rehabilitasyon, yaşlılığa bağlı yürüme problemleri yaşayan hastalarda oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Bu hastalarda cihaz içinde yerçekimsiz ortam sağlanarak hastanın rahatlıkla yürümesi sağlanır, kas gücü ve koordinasyonu arttırılarak, denge düzeltilmektedir.