ONLİNE İŞLEMLER
Unutkanlık; farklı yaşlarda, farklı nedenlerden dolayı ortaya çıkabilen bir durumdur. Burada unutkanlık derken, aslında akli melekelerdeki bütün bilişsel işlevleri kastediyor oluyoruz. İleri yaşlar için; Alzheimer hastalığının prototip olduğu nörodejeneratif hastalıklar dediğimiz demanslar(bunamalar) bunun en büyük sınıfını oluşturmaktadır. Biraz daha erken yaşlarda; nörolojik hastalıklar, örneğin felç geçiren hastalar, akli melekelerinde de unutkanlık veya başka ciddi problemler gösteriyor olabiliyorlar. Bunun yanında şimdilerde ciddi bir sorun haline gelmeye başlayan Multipl Skleroz hastalığı, akli melekeleri ciddi düzeyde etkileyebilen bir hastalıktır. Sonuçta beyni etkileyen her şey nihayetinde akli melekeleri de etkiliyor oluyor. Daha alt yaş gruplarında ise; özellikle gençlerde, kafa travmaları (özellikle trafik kazaları, spor yaralanmaları vb. sonrası) sonrasında akli melekelerde yani bilişsel işlevlerde ciddi problemler ortaya çıkabiliyor, bu da genç yaşlarda ortaya çıkan sorunlardan bir tanesidir. Özellikle unutkanlık söz konusu olduğunda, çalışan nüfusta neredeyse bundan şikayet etmeyen yok gibidir. Bu da ayrı bir alanı oluşturuyor. Çalışan kesim olan genç insanlardaki unutkanlık sebepleri de değişik sebeplerden kaynaklı olabiliyor. Örneğin; vitamin eksiklikleri, hormon problemleri, çocukluk çağında ortaya çıkan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun erişkinliğe yansıyan tezahürlerini görebiliyoruz. Aşırı iş yükü, stresli bir hayat, depresif ruhsal durumlarda nihayetinde unutkanlık yakınmalarının ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir.
Unutkanlık ya da başka bir zihinsel bozuklukla veya davranış bozukluğu şikayetleriyle kliniğe gelen hastamız ile klasik tıbbi yaklaşımı ortaya koymak üzere önce hekim tarafından detaylı bir muayene ve görüşme gerçekleştirilmektedir. Sonrasında bildiğimiz MR, EEG, Kan tahlilleri gibi klasik yöntemlerin ötesinde bizim en fazla önem verdiğimiz yöntem olan; halk arasında unutkanlık testleri olarak bilinen Nöropsikometrik Değerlendirme uygulanır. Bu değerlendirmeyi gerçekleştirmek üzere mevcut olan bir “Nöropsikoloji Laboratuvarımız” bulunmaktadır. Hastamızı öncelikle buraya yönlendiriyoruz. Burada hastalar; birkaç saat süren, rahatsızlığına uygun şekilde bir test prosedüründen geçmektedir. Bu testler, hastamızın birincil olarak gerçekten akli melekelerinde bozulma olup olmadığını, davranışlarında birtakım sorunlar olup olmadığını bize göstermektedir. İkincisi böyle bir bozulma varsa, bunun paternini yani hangi işlevlerin bozulup hangi işlevlerin hala sağlam kaldığını göstermektedir. Bunun bizim için bazı önemli tarafları vardır. Öncelikle bu testlerden elde edilen sonuçlar, bize hastalığın ne olabileceğini yani hastalığın tanısını verebiliyor. Diğer bir önemi de tanı sonrası tedaviye olan yaklaşım biçimimizi belirlemesindendir. Tedavi basamaklarının bir kısmını Bilişsel Rehabilitasyon oluşturuyor. Yani akli melekelerin düzeltilmesine yönelik tedavi, rehabilitasyon yaklaşımı. İşte bu Bilişsel Rehabilitasyonun yapılabilmesi için hastanın hangi melekelerinin sağlam hangi melekelerin bozulmuş olduğunu, bunlar arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu bilmek önemli. Buna göre bir rehabilitasyon programı çiziyor ve takip ediyor oluyoruz. Bu sebeple hastalıkların seyrini takip edebilmek içinde bu Nöropsikometrik Değerlendirme çok önemli olmaktadır.
Klasik yöntemler (MR, EEG, Kan tahlilleri) ve Nöropsikometrik Değerlendirme ile hastanın bilişsel bozukluğunu, unutkanlığının biçimini, özelliklerini belirleyip tanı koyduktan sonra tedavi ile ilgilenmekteyiz. En klasik tedavi yöntemi; ilaç tedavisidir. Ancak ilaçlar, bütün durumlar için etkili değillerdir. Destekleyici pek çok tedaviye ihtiyaç vardır. Bunun için yaptığımız temel yaklaşımlardan bir tanesi Bilişsel Rehabilitasyon. Bir Bilişsel Rehabilitasyon ünitemiz bulunmaktadır. Fizik tedavi, egzersizlerle birtakım rahatsızlıkları iyileştirdiği gibi Bilişsel Rehabilitasyon’da da temel düşünce aynıdır. Beyin hasarından kaynaklanan ve unutkanlığa ya da bilişsel bozukluklara sebep olan problemler, birtakım kişiye özel egzersizler yoluyla düzeltilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntem, etkinliği bilimsel araştırmalar tarafından ortaya konmuş bir yöntemdir. Örneğin; kafa travmaları veya kalp durması sonucu ortaya çıkan hipoksik ensefalopati dediğimiz beynin oksijensiz kalması durumlarından sonra ileri dönemde oldukça işe yarayan bir yöntemdir. Aynı zamanda Alzheimer hastalığı gibi ilerleyici de olsa dejeneratif hastalıklarda çok fazla işe yarayabilen bir yöntemdir. Bilişsel Rehabilitasyon, kliniğimizde ilaç tedavisine ilave olarak kullandığımız ana yöntemlerden bir tanesidir. Bir diğer tedavi yöntemi, son yıllarda gelişen, Noninvaziv Nöromodülasyon teknik ismiyle söylediğimiz beyin uyarımı teknikleridir. Noninvaziv; beyine, bedene bir müdahale olmaksızın, dışarıdan uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bunun iki temel tipi vardır; Transkranyal Manyetik Stimülasyon (TMS) isimli cihaz bunların temellerinden bir tanesi. Bu cihaz, yüksek güçlü bir manyetik alanı, kafatasının üzerinden, beynin hasarlı olan bölgelerine yönlendirmek ve iyi çalışmayan bu bölgelerin tekrar aktive olmasını hedeflemektedir. Bu cihaz bizim normalde kullandığımız MR cihazlarına çok benzer şekilde çalışıyor ve o güçte (1,5-2 Tesla) manyetik alan darbeleri oluşturuyor. İkinci bir cihaz, doğrudan kafatası üzerinden çok düşük güçte bir doğru akım geçirerek altındaki beyin bölgelerinin çalışmasını arttırmayı hedefleyen bir cihaz olan TDCS cihazıdır.
Tedavi kapsamında; bir beslenme programı, bir zihinsel egzersiz programı ve bir de fiziksel egzersiz programı hastalarımız özelinde oluşturulmaktadır. Böylece çok yönlü, birbirini tamamlayıcı tedavi seçenekleri olan; ilaçlar, Bilişsel Rehabilitasyon, Beyin Uyarım Yöntemleri ve Günlük Yaşam Aktivitelerinin yeniden düzenlenmesine yönelik bu tekniklerle hastalarımızda çok daha etkin bir tedavi yaklaşımı benimsiyoruz. Bu şekilde bütün bunları kullanabilen, neredeyse sadece bizim Polikliniğimizdir. Aynı zamanda üniversitemizde açtığımız Bilişsel Rehabilitasyon programı; tüm bu benimsediğimiz tedavi yaklaşımını uygulayabilecek olan yeterlilik düzeyine sahip personelleri yetiştirmeyi amaçlıyor. Psikolog, Fizyoterapist ve Ergoterapistlerin ağırlıkta olduğu, multidisipliner bir çalışma ekibine sahibiz ve her geçen yıl sayımız artmaktadır. Aynı zamanda buradan yetişen mezunlar, Türkiye’de bu alanda çalışacak personel eksiğini kapatmada çok faydalı olacaktır. Tüm bu hastanemizdeki araçlar, en nihayetinde araştırmalar içinde kullanılmaktadır. Hastalarımıza en iyi, en yeni tedavi yöntemlerini sunabilmek için aslında bilgiyi bir yandan da üretmekteyiz. Medipol’ün bir üstünlüğü de bu noktada. Bilişsel Rehabilitasyon programının yanı sıra Bilişsel Sinirbilim lisansüstü programımız da yeni gelişen teknikler, beyin ölçüm teknikleri, beyni etkileme teknikleri ve sonuçta tedavi seçenekleri üzerine araştırma programları yürütmektedir. Çeşitli TUBİTAK ve uluslararası projelere dahil olmaktayız. Bu yolla bilgiyi bir yandan üretiyor ve yeni ortaya çıkan tedavi seçeneklerini, hastalarımıza anında aktarabilme şansımız oluyor.
Nöropsikoloji; disiplinler-arası bir bilim dalı olup, nöropsikolojik değerlendirme ise nöroloji, nöroşiruji ve psikiyatrinin yanı sıra epilepsi cerrahisi ve klinik psikoloji gibi özel alanlardaki uygulamalarda da önemli yer tutan yardımcı muayene yöntemlerinden biridir. Bu muayene beyin-davranış ilişkisi temelinde, nöropsikolojik testler olarak adlandırılan bir takım psikometrik araçlar ile gerçekleştirilir. Karmaşık davranışlar ve bilişsel işlevler, beyindeki belli anatomik yapıların ve bunlar arasındaki nöral ağların katıldığı geniş boyutlu, dağınık, nörobilişsel şebekelerin faaliyetine bağlı olarak gerçekleşir. Bu sistemlerin herhangi bir bileşeninin hasarı, ilgili bilişsel alanda hafif ya da şiddetli bir bozulma ortaya çıkarabilir. Nöropsikolojik testler ise bu nöral sistemlerin ürünü olan karmaşık davranışlarımızı ve bilişsel işlevlerimizi değerlendirmeye olanak sağlar. Kişinin unutkanlık yakınmalarının altında gerçek bir bellek ya da diğer zihinsel işlevlerdeki bozukluğun ya da zayıflığın olup olmadığını ortaya koymak, yani olayın gerçekten beyin işlevlerinde bir bozulmaya mı yoksa daha çok ruhsal gerginlik gibi bir duruma mı bağlı olduğunu ayırt etmek için elimizdeki en etkili yöntemdir. Bu testler ayrıca eğer zihinsel işlevlerde bir bozukluk saptanırsa, bunun biçimine bakarak ne tarzda bir hastalığın yol açtığı bir bozukluk olduğu (yani hastalığın tanısı) ve hastalığın prognozu (yani nasıl sonuçlanacağı) konusunda ipuçları vermektedirler. Bir nöropsikolojik değerlendirmede tipik olarak bakılan zihinsel işlevler;
• Uyanıklık ve Dikkat • Karmaşık Dikkat ve Eksekütif (Yönetici/Yürütücü) İşlevler Perseverans (Sebatlılık) Enterferansa direnç Tepki inhibisyonu yapabilme Kategori değiştirebilme • Planlama Becerisi • Soyutlama, Akıl yürütme • Bellek (Hafıza) • Dil Becerileri • Aritmetik Beceriler • Dikkatin mekana yönelimi • Karmaşık görsel algısal işlevler (Vizüo-spasyal/Görsel-mekansal beceriler) • Yapılandırma (Vizüo-konstrüktif beceri) • Praksi
Değerlendirilen tüm bu zihinsel beceriler neticesinde, testi uygulayan uzman ve hekim tarafından hastanın yakınmalarının sebepleri ve gerçek problemleri ortaya çıkarılır. Çıkan sonuç neticesinde bir tedavi programı belirlenerek; hekim tarafından uygun görüldüğü takdirde hasta, “Bilişsel Rehabilitasyon” veya “Nöromodülasyon Laboratuvarı’na” yönlendirilir.
Çeşitli beyin hasarlarından sonra ve nörolojik hastalıklarla birlikte farklı tipte bilişsel bozukluklar görülmektedir ve bu bozukluklar kişinin günlük yaşamını, işlevsel düzeyini, bağımsızlığını, sosyal ve mesleki işlevselliğini ciddi biçimde etkilemektedir. Bilişsel Rehabilitasyon; beyin hasarları sonrası hastaların kaybedebildiği; dikkat, yürütücü işlevler, bellek, dil, görsel algı-yapılandırma gibi alanlarda ortaya çıkan bilişsel işlevlerdeki bozulmaları düzeltmeyi veya azaltmayı, geri kazandırmayı ve kaybolan işlevselliği yeniden yapılandırmayı hedefler.
Bilişsel Rehabilitasyon programına başlamanın en önemli zorluğu, hastaların farkındalığının olmaması ve genellikle sorunun reddedilmesine ve değişime gösterilen dirençtir. Böyle hastalarda klinik müdahaleler, iyileştirme girişiminden önce farkındalığı ele almak zorunda olabilir. Bu sebeple hastalara kaybolan her bir bilişsel becerileri için farkındalık kazandırmak ve motivasyonel görüşme teknikleri ile rehabilitasyon sürecine başlanması uygundur. Bu süreçleri başarıyla atlatan hasta ve terapist, sonrasında birey odaklı bir yaklaşım izleyerek, kaybolan zihinsel işlevleri geri kazanmak, telafi etmek amaçlı egzersizler gerçekleştirmektedir.
Transkranial Magnetik Stimulasyon (TMS) nöropsikiyatrik hastalıkların tedavisinde son zamanlarda kullanılmaya başlanmış yeni bir alet ve yöntemdir. TMS’nin temel çalışma prensibi; elektromagnetik koilin saçlı deri üzerinden uygulanması ile hastada inaktif olan beyindeki kilit bölgelerin stimüle edilmesidir. TMS depresyonda, TMS migrende kullanılan FDA onaylı, güvenli noninvazif bir tedavi yöntemidir. Bunlara ek olarak laboratuarımızda TMS’yi demans, kortikobasal demans, epilepsi, parkinson ve alzheimer hastalıklarındaki etkinlikleri üzerine araştırmalar için gerçekleştiriyoruz. TMS & MR Navigasyon günümüzde, katılımcıların yapısal MRI görüntüsü ile transkranyal manyetik uyarımın uygulandığı alanı yüksek mekânsal çözünürlükle belirlemeyi sağlayan navigasyonlu transkraniyal manyetik uyarım sistemleri geliştirilmiştir. Power Mag for CMS20 measuring Navigasyon sistemine uygun MR kayıtları alınarak, kayıtlar navigasyon sistemine yüklenir, navigasyon sistemindeki MR görüntüsü üzerinde nazion ve sağ, sol olmak üzere preauricular bölgeleri işaretlenir sonrasında hastanın kafasında bu yerler dijital kalem ile işaretlenerek MR görüntüsüyle deneğin gerçek zamanlı uzaydaki kafa pozisyonu 3 boyutta çakıştırılarak, uzaydaki konumu sisteme aktarılır. 2 tane alına ve 1 tane naziona olmak üzere ses dalgası yayan işaretleyiciler sabitlenir. İlgili işaretleyicilerden yayılan ses dalgaları ve ses dalgalarını algılayıcı sistem hastanın değişen kafa pozisyonunu algılayarak MR görüntüsünün otomatik olarak değiştirir. Böylece istenilen beyin bölgesi lokalize edilerek manyetik uyarım yapılır. Navigasyonlu TMS, keskinliği ve hedef alanı uyarma kabiliyeti bakımından navigasyonsuz sistemlere göre oldukça işlevsel, sonuçları daha etkili ve tutarlıdır. Bu sebeple, laboratuvarımızda navigasyonlu TMS uygulaması yapılmaktadır.