ONLİNE İŞLEMLER
Multipl skleroz / MS en sık 20-40 yaş arasın genç erişkinlerde görülen bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Genç insanlarda travmalardan sonra en sık ikinci nörolojik sakatlık nedenidir. Genelde ani gelişen görme bozuklukları, kollarda bacaklarda uyuşma, güç kaybı, dengesizlik gibi ataklarla başlar. Bu ataklar en az 24 saat olmak üzere birkaç hafta sürebilir ve sonrasında kendiliğinden ya da ilaç tedavisi ile büyük oranda veya tamamen düzelir. Bazı durumlarda ataklar tam düzelmeyebilir, kalıcı sakatlıklara yol açabilir.
Genellikle hastanın öyküsü , nörolojik muayene bulguları, beyin ve omurilik MR bulguları ile tanı konur.
Bugün için multipl sklerozun / MS henüz kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, yeni atakların olmaması ve hastalık aktivitesinin yavaşlatılması için geliştirilmiş özel tedaviler mevcuttur.
Ataklarla ortaya çıkan nörolojik bulguların giderilmesinde başlıca kullanılan ajan steroid (kortizon) tedavisidir. Sık uygulama biçimi damardan serumla yüksek doz uygulamadır. Çoğu zaman steroid tedavisi ile tam veya tama yakın oranda düzelme gözlenir.
Amacımız nörolojik sakatlık yerleşmeden gelişmesini önlemektir. Bu amaçla kullanılan standart tedaviler interferon beta (Avonex, Betaferon, Rebif) ve glatiramer asetat (Copaxone) dır. Veriliş biçim ve sıklıkları değişkendir. Avonex haftada bir gün kas içine, Betaferon gün aşırı cilt altına, Rebif haftada 3 gün cilt altına uygulanır. Copaxone da her gün cilt altı injeksiyonla uygulanır. Sık kullanımları ile ilgili kullanım zorluğu olsa da yan etkileri açısından çok güvenli ilaçlardır.Hastaların büyük bir bölümünde MS hastalığına bağlı gelişebilecek atakları önlerler. Faydasız kaldıkları küçük bir bölümde ise ikinci basamak tedavisi verilmesi gereklidir.
Fingolimod (gilenya), dimetilfumarat (tecfidera), natalizumab (tysabri) gibi kullanımda olan tüm 2. basamak tedaviler hastanemizde uygulanmaktadır.
Multipl sklerozun / MS neden olduğu mesane, barsak problemleri, depresyon, kaslardaki katılıklar, vücut ağrıları, halsizlik gibi bulguların multidisipliner bir yaklaşımla çözülmesi gereklidir.