ONLİNE İŞLEMLER
Bölümümüz yemek borusu, mide, ince bağırsaklar, kalın bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas organlarına ait hastalıkları konu alan bir bilim dalıdır. Sıklıkla bu organların ülser, gastrit, sarılık, siroz, spastik kolon (irritabl bağırsak sendromu: İBS), safra kesesi taşları ve iltihabı, mide-bağırsak kanserleri, hemoroid (basur) gibi bilinen hastalıkları ile ilgilenilmektedir.
Gastrointestinal sistemi en iyi inceleyen yöntemler kuşkusuz mukoza ve bağırsak boşluğunun değerlendirilmesine olanak sağlayan endoskopik yöntemlerdir. Tüm yemek borusu, mide, oniki parmak bağırsağı, ince ve kalın bağırsak hastalıklarının teşhis, tedavi ve takibi ile beslenemeyen hastaların tedavisi için kullanılır. A. Özofagogastroduodenoskopi: Temel tetkik olarak yemek borusu, mide, oniki parmak bağırsağının özel ışıklı ve kıvrılabilen bir alet olan endoskopi ile görerek incelenmesi ve gerektiğinde biyopsi alınma işlemidir. B. Kolonoskopi: Kalın bağırsağın kamera yardımı ile görülerek incelenmesi ve gerektiğinde biyopsi alınmasına imkan verir. Giderek yaygınlaşan kolon polipleri ve kalın bağırsağın kanser gelişimini erken tespit etmede en etkili yöntemdir. C. Rektosigmoidoskopi: Kalın bağırsağın son 30 cm’lik kısmının görerek incelenmesi ve gerektiğinde biyopsi alınmasına imkan verir kısa bir hazırlık sonrası yapılan hızlı, kolay ve önemli bir teşhis yöntemidir. D. ERCP (Endoskopik Retrograt Kolanjio-Panktreatografi): Safra yollarında ve pankreas kanalında darlık veya tıkanıklık oluşturarak safra yollarında iltihap (kolanjit), pankreas iltihabına (pankreatite) sebep olabilecek taş, tümör veya kronik iltihap gibi hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılır. Ağızdan endoskopla girilir. Mide geçilir. Oniki parmak barsağı ikinci kısmında iç yan duvarda yer alan çıkış noktasına işlem yapılır. Bu bölgenin adı ampulla vateri dir. Safra yolları ve pankreas kanalı buraya bağlıdır.
Bu iki kanalı tıkanıklıkları (taş, tümör gibi nedenlerle olur) tıkanma sarılığına , kolanjit (safra yolları iltihabı) na, pankreatit (pankreas iltihabına) yol açabilir. Böyle durumlarda ERCP ile kanal temizliği ve açıklığı sağlanmaktadır. ERCP’nin uygulamaya girişiyle özellikle cerrahi sarılığı olan hastalara yaklaşım büyük oranda değişmiştir. Özellikle safra kesesi ameliyatı geçirmiş kişilerde ortaya çıkan safra yolu taşları bu şekilde ameliyatsız olarak tedavi edilmektedir. Hem safra yolu, hem de safra kesesi ameliyatı geçirecek hastalarda da ameliyat öncesinde safra yolları endoskopik olarak temizlenerek, ameliyatın safra kesesi ile sınırlı kalması, dolayısıyla basitleşmesi ve hastanın kısa sürede taburcu olması sağlanmaktadır. Yine ERCP’nin en önemli kullanım alanlarından biri, sarılık ile genellikle ilerlemiş evrede ortaya çıkan bazı kanserlerde hastayı kür sağlayamayacak bir ameliyat gereksiniminden kurtarmasıdır. ERCP de bu yolların çıkışı özel cihazlarla kesilerek genişletilir (papillotomi). Taşlar aynı şekilde özel cihazlarla çıkarılır. tümöre bağlı tkanıklıklarda stent ve ya nasobilyer drenaj tüpleri takılarak safra dışarı alınır E. Endoskopik ince bağırsak biyopsisi: Özellikle kronik ishalli hastalarda ve çölyak hastalığı gibi durumlarda tanı koymak amacı ile endoskop yardımı ile ince bağırsaktan biyopsi alınma işlemidir. F. Özofagus varis ligasyonu ve skleroterapi: İleri dönem karaciğer hastalığı olan hastalarda endoskopi aracılığı ile yemek borusu varislerinden kanayan hastaların varislerinin iğneyle ya da bağlayarak müdahalesidir. Hayati tehlike oluşturan varis kanamalarının hızla durudurulması için gereklidir. G. Perkütan endoskopik gastrostomi / perkütan endoskopik gastrostomi- jejunostomi / perkütan endoskopik jejunostomi (PEG / PEG-J / PEJ): Beslenme güçlüğü olan hastalarda karın ön duvarından mideye veya ince bağırsağa özel olarak beslenme için yapılmış bir tüpün -özel ince bir boru- yerleştirilmesi işlemidir.
Ülkemizde sık görülen hepatit B ve hepatit C gibi karaciğer hastalıklarınının teşhisinde ve takibinde kullanılan bir işlemdir. Özel bir iğne ile karnın sağ tarafından, hasta hafif uyutularak ve biyopsi alanı uyuşturularak, ameliyatsız karaciğerden küçük bir örnek alınma işlemidir ve bu örnek patoloji tarafından mikroskopla incelenerek hastalık hakkında önemli bilgiler elde edilir.
Özellikle reflü yakınmaları olan hastalarda mideden yemek borusuna asit içeriğin kaçıp kaçmadığının veye ne derecede kaç olduğunun incelenmesi işlemidir. Gastroözofageal reflü hastalığı (mide içeriğinin yemek borusuna kaçması) tanısında kullanılan günümüzdeki en güvenilir yöntemlerden birisidir. Testin yapılması için ucunda pH (asit) değişikliklerine duyarlı bir bölgesi olan bir kateter (yaklaşık 2 mm çapında esnek bir kablo) burun yoluyla yemek borusu alt ucuna yerleştirilir. Kateterin dışarıda kalan ucu ise küçük bir bilgisayara başlanır. Yemek borusu alt ucundaki pH (asit) değişiklikleri her 4-8 saniyede bir bilgisayar sistemine aktarılarak kaydedilir. Kayıt sonunda kateter çıkarılır ve küçük bilgisayara kaydedilmiş olan bilgiler bir başka bilgisayara aktarılarak hastalık diyebileceğimiz derecede bir kaçak olup olmadığı araştırılır. Günümüzde bu işlem kablosuz sensörler ile de yapılabilmektedir.
Midede Helicobacterpylori isimli, gastrit ve ülsere neden olan bakterinin varlığını saptamaya yarayan, kolay, güvenilir bir testtir. Test yaklaşık 30 dakika sürmekte, testin başında ve sonunda nefesle verilen havadan örnekler alınarak bu bakterinin midedeki varlığı araştırılmaktadır. C13 nefes testi radyoaktif madde içermemektedir.
Helicobacter pylori gastritten mide kanserine kadar çeşitli mide hastalıklarına neden olabilen bir bakteridir. Peptik ülserden, gastrite kadar değişen klinik tablolara neden olabilmesi, mide kanseri, mide mukozası ile ilişkili lenfoid doku lenfomasına da neden olması, günümüzde önemini arttırmaktadır. Dışkıda H.pylori antijeni aramaya yönelik ELISA testidir (2,3). Ayrıca her laboratuvar koşulunda kullanılabilme avantajı olan spesifik monoklonal antikorların membrana bağlanması ile hazırlanan ve dışkıda H.pylori antijeni arayan kart testleri de ticari olarak hazırlanmıştır.
Gastrointestinal (mide-bağırsak kanalı) sistem hastalıklarının bir kısmının görüldüğü ince bağırsak, anatomisi açısından incelenmesi çok zor bir bölümdür. Bu nedenle ince bağırsak bugüne kadar gastrointestinal sistemin “kara kutusu” olmuştur. Nedeni bilinemeyen kanamaların yüzde 10’unun ince bağırsak kaynaklı olduğu düşünülürse incelenmesinin önemi ortaya çıkar.
Gıda tüketimini azaltmak, yeni diyet ve davranış usullerini öğrenmeyi kolaylaştırmak amacıyla, midede mekanik olarak bir dolgunluk hissi ve bir hacim oluşturmak için tasarlanmıştır. İçi sıvı ile doldurulmuş mide balonu endoskopik yöntemle mide içine yerleştirilir, silikondan yapılmıştır. Balonun yüzeyi mükemmele yakın pürüzsüzdür. Çift valfli dolum sistemi sayesinde sızdırmazlık güvenliği üst düzeydir. Obez olan ve gözetim altında bir kilo kontrol programına rağmen, kilo kaybetmeyi başaramamış hastaların kilo verme tedavisinde geçici kullanım için tasarlanmıştır.