ONLİNE İŞLEMLER
Geriatri, “yaşlı sağlığı ve hastalıkları” ile ilgilenen iç hastalıklarının yan dalı olan bir branştır.
“Geriatri”, yaşlanma süreciyle birlikte ortaya çıkan hastalıkların teşhis, tedavi ve en önemlisi önlenmesiyle ilgilenen tıbbi bir uzmanlık alanı olarak tanımlanmaktadır. Geriatri doktor, diyetisyen, fizyoterapist, gerontolog, psikolog gibi “interdisipliner” ekibi ile birlikte diğer tıbbi branş desteğini içeren “multidisipliner” bir yaklaşımı benimsemektedir.
Teknoloji, sağlık alanında gelişmeler, doğum oranının azalması ve bireylerin bilinçlenmesi ortalama yaşam süresinin uzaması ile birlikte 65 yaş ve üstü olarak nitelendirilen “geriatrik (yaşlı)” yani yaşlı nüfusun artışına neden olmaktadır. Bu artış sağlık problemleri ve çeşitliliğindeki artışı da beraberinde getirmektedir. İnsan fiziksel özellikleri ile birlikte psikososyal yönü olan bir varlıktır. Dünya Sağlık Örgütü sağlığı “Sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil kişinin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir.” şeklinde tanımlamaktadır. Geriatri Kliniğimiz bu tanımlamayı misyon edinerek, başvuran bireyleri bütüncül bir yaklaşım ile değerlendirmektedir.
Yaşlanma sürecinin dinamik bir süreç olduğu ve 65 yaş değil de daha erken yaşlarda başladığı göz önüne alındığında “Geriatri” ileri yaşa sahip bireylerin yanı sıra sağlıklı yaş almak isteyen kişilerin yaşam kalitesinin korunmasına ve artırılmasına da yardımcı olmaktadır.
Yaşlı hasta fiziksel, psikolojik, sosyoekonomik, ailesel ve toplum sağlığı açılarından farklı bir yaş grubudur; yaşlanma ile fonksiyonel kapasitede azalmalar ve kayıplar olmaktadır. Organ sistemlerinde meydana gelen yaşa bağlı normal değişiklikler sonucu oluşan yaşlanma ile hastalıklara bağlı bulguların birbirinden ayrılması gerekmektedir. Yaşlı bireylerde hastalıklar sıktır ve gençlere göre farklı seyirli olabilmektedir. Bu yaş grubunda hipertansiyon, diabetes mellitus, romatizmal, kronik kalp ve akciğer hastalıkları, böbrek ve sindirim sistemi bozuklukları, hormonal problemler, kemik erimesi, enfeksiyonlar, kanserler, tanı zorluğu olan durumlar ile birlikte demans, depresyon, deliryum denilen ani bilinç dalgalanmaları, Parkinson Hastalığı, kas zafiyeti, uyku bozuklukları, düşmeler, idrar kaçırmaları, çok sayıda ilaç kullanımı, beslenme bozuklukları ve bası yaraları gibi “Geriatrik (Yaşlılık) Sendromları” başlığı altında toplanan durumlar sık görülmektedir. Belirtilen bu hastalıklar ve daha birçok problemler için yaşlı bireyin bütün olarak değerlendirilmesi, “Yaşlı Bireyin Kapsamlı Değerlendirmesi” ile mümkün olmaktadır. Bu değerlendirmenin amacı; kesin tanıyı koymak, yaşlılıktan dolayı gizli kalabilecek hastalıkları ortaya çıkarmak, sağlığı korumak ve yeniden kazandırmak için uygun bakımı planlayıp uygulamak, gerektiğinde optimum çevresel ve sosyal destek için danışmanlık vermek, sonuçları öngörerek hastalığın ilerleyişini monitörize etmektir. Özetle, temel amaç yaşlı bireyi bir bütün olarak ele alıp fonksiyonel düzeyini korumak ve geliştirmektir. Bu değerlendirme ile çoklu sağlık problemlerine sahip olan yaşlı bireyin değişik branşlara gitme zorluğundan kurtararak çoğu problemlerinin tek merkezde değerlendirilmesi mümkün olmaktadır. Yaşlı Bireyin Kapsamlı Değerlendirmesi sayesinde hastaneye yatışta ve ölümde, başkalarına bağımlılıkta, hastane ve bakımevlerine müracaatta, tıbbi masraflarda azalma, hayat kalitesinde düzelme ve nihayetinde mümkün olduğunca kaliteli olarak yaşam süresinin uzaması sağlanmaktadır.
Geriatri Kliniğine 65 yaş ve üstü bireyler başvurabilmektedir. Ama bu döneme sağlıklı, mutlu, başarılı ve aktif bir şekilde girmek ve bu sürecin devamlılığını sağlamak oldukça önem taşımaktadır. Geriatri branşının kapsamlı değerlendirmesi, koruyucu/önleyici prensibi ve dahiliye branşı olduğu göz önüne alındığında sağlıklı yaş almak isteyen yaşlı hasta dönemi öncesi yaşlara sahip bireyler de başvurabilmektedir.
Sağlıklı yaşlanma, yaş almanın doğal bir süreç olduğu gerçeğini kabul ederek, yaşam kalitesini korumak ve artırmak için yaşlılık öncesi dönemde başlayan ve yaşlılık döneminde de devam eden, sağlığın ve fonksiyonların korunmasını hedef alan bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır.
Sağlıklı yaşlanma, ilerleyen yaşlarda meydana gelebilecek hastalıkların önlenmesi, hastalıkların tedavisi ve yaşlıların bağımsızlık, hareketlilik, zihinsel keskinlik ve sosyal bağlantılarını sürdürebilmelerini sağlayacak stratejilerin benimsenmesini içermektedir.
Sağlıklı yaşlanmanın temel prensiplerini şu şekilde açıklayabiliriz:
Sağlıklı yaş almak için düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek, ideal kiloda olmak ve sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak çok önemlidir. Fiziksel aktivite, kas gücü ve esnekliğini korur, kalp ve damar sağlığını destekler, kemik yoğunluğunu artırır, bağışıklık sistemini ve bilişsel fonksiyonları güçlendirir.
Aynı zamanda depresyon ve uyku bozukluklarını azaltmaktadır. Tai- chi gibi içerisine grup aktivitelerini ve gevşeme egzersizlerini alan uzak doğu sporları yaşlı bireyler grubundakilere önerilen aktiviteler arasında yer almaktadır.
Sağlıklı yaşlanma, bireyin genel sağlığını ve yaşam kalitesini sürdürmesini hedeflemektedir. Fiziksel sağlık için yapılan iyi uygulamaların zihinsel sağlığa da katkısı bulunmaktadır. Bu prensipler, yaşlanma sürecindeki hafıza, psikolojik durum, hayata katılım ve sosyalliği olumlu yönde etkileyerek; bağımsızlık, sağlık ve mutluluğu artırmaktadır.
Bilişsel fonksiyonları sürdürmek amacıyla zihinsel olarak aktif kalınması gerekmektedir. Bu yüzden, zihinsel egzersizler yapmak, yeni bilgiler öğrenmek, hafıza oyunları oynamak, bulmaca çözmek, dil ve müzik enstrümanı çalmayı öğrenmek gibi aktivitelerle beyinin esnekliği, işlevselliği korunacak ve hatta artacaktır. Böylelikle, demans gibi bilişsel bozuklukların oluşma riskinin azalması sağlanmaktadır.
Zihinsel aktiviteleri fiziksel aktivitelerle birleştiren bir takım bilgisayar uygulamaların beynin farklı bölgelerini uyarma yolu ile işlevselliğini daha da artırdığı ispatlanmıştır.
Sosyal ilişkiler, yaş alma sürecinde önemli bir role sahiptir. Yaşlı bireyin sosyal anlamda sahip olduğu olumsuz faktörler fiziksel sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Sosyal etkileşimler, depresyon riskini azaltarak, stresi yönetmeye yardımcı olmakta ve yaşam kalitesini artırmaktadır.
Arkadaşlarla birlikte zaman geçirmek, aile ile iletişim halinde olmak, etkinliklere katılmak sosyal bağlantıları güçlendirmektedir. Aynı zamanda çağın gerisinde kalmamak için bilgisayar ve akıllı telefon kullanmayı öğrenmek yaşlı bireye katkı sağlayacaktır. Özellikle sağlık için dijital okuryazarlığı ve sosyal ağlara etkin katılımı bu sayede öğrenilmiş olacaktır.
Sağlıklı yaşlanma için düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemek önemlidir. Tansiyon, kolesterol, diyabet, kalp ve damar sağlığı, akciğer, beyin, böbrek ve ürolojik sistemler ile ilgili hastalıkların tanısı, etkin tedavisi ve kanser gibi hastalıkların erken teşhisi düzenli sağlık kontrolleri ile sağlanmaktadır. Ayrıca, düzenli olarak göz, diş sağlığı, işitme ve denge sistemi kontrollerinin sağlığa ve hayata uyuma katkısı büyüktür.
Yaş alma sürecinde ruhsal sağlığın da göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Stres yönetimi, rahatlama teknikleri, grup aktiviteleri, meditasyon gibi yöntemlerle ruh sağlığını korumak önem taşımaktadır.
Yaşlıların yaşadığı ortamın güvenliği sağlanması gerekmektedir. Düşmelere karşı önlemler almak, evin düzenini yaşlı dostu hale getirmek, düşük aydınlatmayı önlemek gibi adımlar yaşlıların güvenliğini sağlamaktadır. Sadece ev içi değil sağlık kuruluşlarının, sosyal alanların ve belediye hizmetleri içerisine giren dış ortamların yaşlı birey için güvenli hale getirilmesi kazaları ve düşmeleri önlemek açısından oldukça önem arz etmektedir.
Yaşlı bireyler sağlık süreçlerinde düzenli beslenme, egzersiz, zihinsel sağlık, düzenli doktor kontrolü, ilaç yönetimi, güvenli ortamda bulunmaları ve sosyal aktivitelerine dikkat etmeleri önemlidir.
Yaşlı bireylerin sağlık durumunu değerlendirmek için tipik olarak; karaciğer ve böbrek, tiroid gibi organ fonksiyonlarını, kan şekeri, kolesterol, mineral ve vitaminleri, kan hücrelerinin özelliklerini, içeren kan testleri, idrar testleri, kemik yoğunluğu ölçümü, elektrokardiyografi, uygun yaşlılarda meme, bağırsak, prostat, akciğer, rahim ağzı kanserlerini özellikle erken saptamak için oldukça önemlidir.
Gerekli tetkikleri; göz muayenesi, işitme ve denge testleri, aort damar çapının ölçümü, bilişsel fonksiyon değerlendirme, depresyon, uyku, idrar kaçırma ve beslenme durum değerlendirme ve kas gücünün ölçümü gibi testlerin yapılması önerilmektedir.
Yaşlı bireylerin değerlendirilmesi genellikle kapsamlı bir yaklaşım gerektirmektedir. Bu değerlendirme, hastanın tıbbi geçmişini, mevcut semptomlarını, yaşam tarzını ve fonksiyonel durumunu içermektedir. Fiziksel muayene, laboratuvar testleri, görüntüleme çalışmaları ve kognitif testler gibi tanısal araçlar da kullanılabilmektedir.
Yaş almaya başladıkça ortaya çıkan ve yaşlı bireyin moraline, işlevselliğine bağımsızlığına kısaca yaşam kalitesine olumsuz etkisi, hatta hayati tehlike sonuçları olabilecek birçok sağlık sorunlarına “Geriatrik (Yaşlılık) Sendromları” denilmektedir. Bu problemler birbirini tetikleyen durumlar olmaları ile birlikte; yaşlı birey ve yakınları tarafından yaşlılığın kaderi olarak kabul edilip bazen sağlık personeline bile iletilmemektedir.
Yaşlı Bireyin Kapsamlı Değerlendirmesi ile bu sıkıntıların erkenden fark edilip düzeltilmesi veya şiddetinin azaltılması mümkün olabilmektedir. Yaşlı Birey Sendromları arasında yaygın olarak görülen bazı semptomlar şöyledir;
Yaşlı birey hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi, yaşlı bireylerin sağlığını korumada önemlidir. Tarama testleri, yaşlı popülasyonda belirli hastalıkları, yaşlı birey sendromları tespit etmek, farkındalığını sağlamak veya risk faktörlerini değerlendirmek için kullanılan çeşitli testlerden oluşmaktadır. Bu testler ile yaşlı bireyin değişik branşlara gitme zorluğundan kurtararak çoğu problemlerinin tek merkezde değerlendirilmesi mümkün olmaktadır.
Osteoporoz ve bazı kanserlerin taraması, bilişsel fonksiyon testleri, depresyon, uyku, idrar kaçırma, beslenme durum değerlendirmesi, kas gücünün ölçümü, yürüme, denge, düşme riski değerlendirmesi yaygın olarak kullanılan bazı yaşlı birey hastalık ve sendrom tarama testleridir.
Evet. Alzheimer Hastalığı ve diğer demans türleri genellikle yaşlı birey hastalıklar arasında yer alır. Çünkü, bu hastalıklar çoğunlukla tipik olarak yaş almış yetişkinlerde görülmektedir.
Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans” bellek ve benzeri zihinsel yeteneklerin bozukluğu ile giden hastalıklara verilen genel isimdir. Demans hatırlama, konuşma, karar verme, uygulama, planlama, hesap yapabilme gibi fonksiyonlarda azalma ile birlikte kişilik ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörolojik hastalıktır.
Demansı şemsiyenin bir bütünü olarak düşündüğümüzde Alzheimer Hastalığı gibi durumlar bu şemsiyenin kollarıdır. Alzheimer Hastalığı, %60 gibi bir oranla demansın en önemli sebeplerindendir. Beyin damar problemlerine bağlı demanslar da Alzheimer hastalığından sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Hipertansiyon ve diyabet, geriatrik (yaşlı) popülasyon arasında yaygın olan ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen iki önemli kronik hastalıktır. Bu hastalıklar damarsal hastalık riskini artırmak da ve birlikteliklerinde bu risk katlanmaktadır. Bu hastalıkların hem tek başına hem de birlikte var olduğu durumlarda ve verilen tedavilerin yaşlı birey hastalar üzerindeki etkileri genellikle daha karmaşık olup ciddi sonuçlara yol açabilmektedir.
Yaşlı birey populasyonda hipertansiyon ve diyabetin yönetimi, sağlık hizmetleri sağlayıcıları için önemli bir önceliktir. Hem hipertansiyon hem de diyabetin erken teşhisi ve düzgün yönetilmesi, yaşlı hastaların sağlıklı ve bağımsız kalabilmeleri için önemlidir.
Ancak, bu hastalıkların tedavisi genellikle yaşlı hastaların diğer sağlık koşullarını, ilaç kullanımlarını ve genel yaşam kalitelerini dikkate alacak şekilde bireysel olarak ayarlanmalıdır. Bu, yaşlı birey tıbbın önemli bir parçasıdır.
Osteoporoz, kemik yoğunluğunun ve gücünün azalmasıyla karakterize bir hastalıktır. Bu durum özellikle bel ve kalça kırıklarına yol açmaktadır. Bel kırıkları sırt deformitelerine, solunum problemlerine; kalça kırıkları ameliyat ilişkili problemlere, yatağa bağımlılığa, enfeksiyon, toplar damarda pıhtılaşmalara, depresyona, kırık sonrası düşmelere kadar giden hayati sonuçları olabilmektedir. Her iki kırık sürecindeki ağrı yaşlı bireyin yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir.
Yaşlı bireylerde ve genellikle menopoz sonrası kadınlarda osteoporoz, sıklıkla görülebilir. Düzenli taramalar eşliğinde dengeli beslenme, egzersiz, düzenli yeterli protein, D vitamini, kalsiyum alınması, sigara ve alkol kullanılmaması, kas kuvvetinin artırılması ve kemik erimesine neden olabilecek ilaçların kontrolünün sağlanması ve düzenli doktor kontrolü ile bu hastalığın ilerlemesini engellemek mümkündür.