ONLİNE İŞLEMLER
Tüp bebek tedavisi, çocuk istemi olan çiftlere uygulanan bir yardımcı üreme tekniğidir.
İnfertilite, çiftlerin düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen en az bir yıl boyunca doğal yollarla gebelik elde edememesidir. Kadın veya erkek kaynaklı olabilir. Hormonal bozukluklar, genetik faktörler, üreme organlarındaki yapısal sorunlar, enfeksiyonlar, yaşam tarzı faktörleri ve ileri yaş gibi etkenler infertiliteye yol açabilir. Tedavi, nedenine bağlı olarak değişir.
Kısırlık, genellikle belirgin bir semptom göstermeden ortaya çıkabilir. Kadınlarda adet düzensizlikleri, ağrılı regl, hormon bozuklukları; erkeklerde düşük sperm sayısı, sertleşme sorunları ve testislerde ağrı infertilite belirtileri olabilir. Bir yıl boyunca korunmasız ilişkiye rağmen gebelik oluşmuyorsa, uzman bir doktora başvurmak gerekir.
Kadınlarda kısırlık belirtileri arasında düzensiz adet döngüsü, aşırı adet sancısı, yumurtlama problemleri ve anormal vajinal akıntılar bulunur. Polikistik over sendromu (PCOS), endometriozis gibi hastalıklar da kısırlığa yol açabilir.
Erkeklerde kısırlık belirtileri genellikle belirgin olmayabilir. Düşük sperm sayısı, sperm hareketliliğinin azalması, testislerde ağrı veya şişlik, cinsel isteksizlik ve ereksiyon problemleri infertilite belirtileri arasında yer alır.
Kısırlık, genetik faktörler, hormon dengesizlikleri, tüplerin tıkanıklığı, yumurtlama problemleri, sperm kalitesinin düşük olması ve çevresel faktörlerden kaynaklanabilir. Ayrıca, sigara, alkol kullanımı, aşırı stres ve obezite de kısırlık riskini artırır.
Açıklanamayan infertilite, kısırlık nedenlerinin tüm test ve tetkiklere rağmen belirlenemediği durumdur. Çiftlerin doğal yollarla hamile kalamamasına rağmen tıbbi bir neden bulunamaz. Yumurtlama, sperm kalitesi, tüplerin açıklığı gibi temel faktörler normal olduğu halde gebelik gerçekleşmez. Bu durumda aşılama ve tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknikleri önerilebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve destekleyici tedaviler de sürece katkı sağlayabilir.
İstmosel, sezaryen sonrası rahimde oluşan bir cep veya yara izidir. Bu durum, adet düzensizliğine, lekelenme tarzı kanamalara ve rahim içinde sıvı birikimine yol açabilir. İstmosel, rahimde kronik inflamasyona neden olarak embriyonun tutunmasını zorlaştırabilir ve bazı durumlarda kısırlık sebebi olabilir. Tanı genellikle ultrason veya histeroskopi ile konur. Tedavi yöntemleri arasında cerrahi onarım ve histeroskopik müdahaleler yer alabilir.
Erkek infertilitesi, düşük sperm sayısı, hareketlilik ve morfoloji bozuklukları gibi faktörlerden kaynaklanır. Varikosel, hormonal dengesizlikler, genetik faktörler, enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemi sorunları erkek kısırlığına neden olabilir. Ayrıca sigara, alkol, stres, sağlıksız beslenme ve radyasyona maruz kalma gibi çevresel etkenler de sperm kalitesini olumsuz etkileyebilir. Tanı için semen analizi yapılır ve tedavi, altta yatan nedene göre belirlenir.
Varikosel, testislerdeki toplardamarların anormal şekilde genişlemesi sonucu kan akışının bozulmasıyla oluşur. Bu durum testis ısısını artırarak sperm üretimini, hareketliliğini ve kalitesini olumsuz etkileyebilir, böylece kısırlığa yol açabilir. Varikosel genellikle ağrısızdır ancak bazı erkeklerde testislerde rahatsızlık hissine neden olabilir. Tanı fizik muayene ve ultrason ile konur. Cerrahi tedavi, özellikle ileri vakalarda sperm kalitesini artırabilir ve doğal yolla gebelik şansını yükseltebilir.
Tüp bebek, kadın vücudunda üretilen yumurta hücrelerinin ilaçlarla olgunlaştırıldıktan sonra özel iğneler yardımıyla vücut dışına alınarak erkek spermiyle laboratuvar ortamında döllenmesi ve gelişen embriyo veya embriyoların rahim içerisine yerleştirilmesidir.
Sizi geri arayabilmemiz için aşağıdaki formu lütfen doldurunuz.
Tüp bebek kadına, erkeğe veya bazen her ikisine bağlı nedenlerle çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanan bir tedavi yöntemidir. Tüp bebek tedavisinin uygulanacağı durumları şöyle sıralayabiliriz;
Tüp bebek tedavisi, belirli aşamalardan oluşan bir süreçtir. İlk olarak, anne adayına yumurta üretimini artıran hormon ilaçları verilir. Ardından, olgunlaşan yumurtalar toplanır ve baba adayından alınan sperm ile laboratuvar ortamında döllenir. Döllenme sonrası gelişen embriyolar arasından en sağlıklı olanı seçilerek anne rahmine transfer edilir. Transferin ardından gebelik testi yapılır ve hamilelik süreci takip edilir. Tüp bebek aşamalarında başarı oranı, çiftin yaşı ve üreme hücrelerinin kalitesine bağlıdır.
Tüp bebek tedavisi (IVF), doğal yolla çocuk sahibi olamayan çiftler için uygulanan yardımcı üreme yöntemlerinden biridir. Kadından alınan yumurta ve erkekten alınan sperm laboratuvar ortamında döllenerek embriyo oluşturulur. Bu embriyo, kadının rahmine transfer edilir. Tedavi süreci genellikle hormon tedavisi, yumurta toplama, döllenme ve embriyo transferi aşamalarından oluşur. Başarı oranı; yaş, yumurta ve sperm kalitesi gibi faktörlere bağlıdır. Tüp bebek tedavisi, infertilite sorunlarına çözüm sunarak birçok çiftin çocuk sahibi olmasını sağlar.
Tüp bebek merkezleri, infertilite (kısırlık) tedavisi için özel olarak donatılmış sağlık kuruluşlarıdır. Bu merkezlerde ileri düzey üreme teknolojileri, uzman doktorlar ve embriyologlar eşliğinde tedavi süreçleri yürütülür. Merkez seçerken başarı oranları, uzman kadro, laboratuvar altyapısı ve hasta yorumları dikkate alınmalıdır. Alanında uzman doktor kadrosu ve ileri teknolojiye sahip laboratuvarlarıyla Medipol Sağlık Grubu tüp bebek tedaviniz için güvenilir bir tercihtir.
Tüp Bebek Merkezimiz infertilite üzerine uzman ve tecrübeli kadın doğum kadrosu, tüp bebek alanındaki gelişmeleri yakından takip eden deneyimli laboratuvar ekibi, son teknoloji ile donatılmış embriyoloji laboratuvarı ve hasta odaklı yaklaşımla hizmet vermektedir. Tıbbi ekipmanlarımızı ve tedavi protokollerimizi dünyadaki gelişmelere uygun olarak sık sık güncelleyerek tüp bebek uygulamalarını yüksek başarı oranıyla gerçekleştiriyoruz.
SGK, evli olmakla birlikte daha önceki evliliklerinden çocuk sahibi olup olmadığına bakılmaksızın mevcut evliliğinde çocuk sahibi olmayan sigortalıların üç denemeye kadar tüp bebek tedavi giderlerini karşılamaktadır. Çiftlerin birlikte evlat edinmiş olmaları, tüp bebek tedavisinin karşılanmasına engel teşkil etmez.
Aşağıda belirtilen şartlar karşılanırsa IVF tedavi giderleri SGK tarafından karşılanır:
Tüp bebek tedavisine başlanan kadının embriyo transferinin yapıldığı tarihte 40 yaşından büyük olması durumunda tedavi bedelleri karşılanmaz. Ancak, kadının 40 yaşından küçük olduğu tarihte düzenlenmiş geçerli sağlık raporunun bulunması ve rapor tarihinden itibaren 30 gün içinde embriyo transferinin gerçekleştirilmesi durumunda tüp bebek tedavisine ilişkin sağlık hizmetleri SGK tarafından karşılanır.
Tüp bebek fiyatları, merkeze, kullanılan tekniklere ve ek hizmetlere göre değişiklik gösterir. Tüp bebek tedavisinin maliyeti; kullanılan tekniklere, merkezin donanımına ve ek hizmetlere göre değişiklik gösterebilir. Tedavi sürecinde yapılan hormon testleri, genetik taramalar ve ek prosedürler maliyeti etkileyebilir. Fiyatlandırma hakkında detaylı bilgi almak için Medipol Sağlık Grubu ile iletişime geçebilirsiniz.
Endometriozis, rahim iç tabakasını oluşturan endometrium dokusunun rahim dışında, genellikle yumurtalıklar, tüpler ve karın boşluğunda yerleşmesiyle oluşan kronik bir hastalıktır. Bu durum, adet sırasında şiddetli sancılar, kronik pelvik ağrı, ilişki sırasında ağrı, bağırsak ve mesane problemleri gibi belirtilere yol açabilir.
Endometriozis, iltihaplanma ve yapışıklıklar oluşturarak yumurtalık rezervini azaltabilir ve tüplerin fonksiyonunu bozarak kısırlığa neden olabilir. Hastalık ilerledikçe çikolata kisti (endometrioma) gelişebilir. Tanı genellikle ultrason ve laparoskopi ile konur. Tedavi hastanın yaşına, semptomlarına ve çocuk sahibi olma isteğine bağlı olarak hormon tedavisi, ağrı yönetimi veya cerrahi müdahale ile planlanabilir.
Endometriozis, özellikle adet dönemlerinde şiddetli sancılarla kendini gösterir. Cinsel ilişki sırasında ağrı, kronik kasık ve pelvik ağrı, bağırsak ve mesane problemleri sık görülen belirtiler arasındadır. Adet düzensizlikleri, aşırı kanama, kabızlık, ishal ve şişkinlik de endometriozise bağlı olabilir.
Hastalık ilerledikçe rahimde ve tüplerde yapışıklıklar oluşabilir, bu da kısırlık riskini artırabilir. Belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve bazen hafif seyrederken bazen yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.
Endometriozis tedavisi, hastanın semptomlarına ve çocuk sahibi olma isteğine göre belirlenir. Hafif vakalarda ağrı kesiciler ve doğum kontrol hapları semptomları hafifletebilir. Daha ileri vakalarda hormon tedavisi ile endometrial dokuların büyümesi baskılanabilir.
Gebelik planlayan hastalarda, hormon tedavisi yerine cerrahi müdahale tercih edilebilir. Laparoskopik ameliyat, endometriozis odaklarının temizlenmesini sağlayarak ağrıyı azaltabilir ve doğurganlığı artırabilir. Tedavi süreci hastanın yaşam kalitesine ve belirtilerin şiddetine göre kişiselleştirilmelidir.
Laparoskopik cerrahi, endometriozis odaklarını çıkarmak veya yakmak için kullanılan minimal invaziv bir yöntemdir. Bu ameliyat, ağrıyı azaltabilir, organ fonksiyonlarını iyileştirebilir ve gebelik şansını artırabilir. Özellikle çikolata kistleri veya şiddetli yapışıklıklar varsa tercih edilir. Ameliyat sonrası hormon tedavisi ile hastalığın tekrarlama riski azaltılabilir.
Azospermi, menide hiç sperm hücresinin bulunmaması durumudur ve erkek kısırlığının önemli nedenlerinden biridir. Azospermi, sperm üretiminin yetersiz olması (non-obstrüktif azospermi) veya sperm yollarındaki tıkanıklık (obstrüktif azospermi) nedeniyle oluşabilir. Hormon dengesizlikleri, genetik bozukluklar, enfeksiyonlar, testis travmaları ve radyasyon gibi çevresel faktörler de azospermiye yol açabilir.
Tanı, semen analizi ve hormon testleri ile konur. Tedavi, altta yatan nedene bağlı olarak cerrahi müdahale, hormon tedavisi veya mikro TESE gibi sperm elde etme yöntemleriyle planlanabilir. Yardımcı üreme teknikleri, azospermik erkeklerin çocuk sahibi olmasına yardımcı olabilir.
Azospermi tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak planlanır. Hormonal dengesizliklere bağlı azospermide hormon tedavisi uygulanabilir. Tıkanıklık kaynaklı durumlarda cerrahi girişimler ile sperm kanallarının açılması sağlanabilir. Non-obstrüktif azospermide, mikroTESE yöntemiyle testislerden sperm elde edilebilir. Tüp bebek tedavisi, çocuk sahibi olma şansını artırabilir.
Azospermi genellikle belirgin bir belirti vermez ve çoğu erkek bu durumu çocuk sahibi olmaya çalışırken öğrenir. Ancak bazı vakalarda düşük cinsel istek, ereksiyon problemleri, testislerde ağrı, şişlik veya küçülme gibi belirtiler görülebilir. Hormonal bozukluklara bağlı azospermide vücutta kıllanma azalabilir, meme dokusunda büyüme (jinekomasti) oluşabilir.
Azospermi, doğuştan gelen veya sonradan gelişen birçok faktöre bağlı olabilir. Genetik mutasyonlar, hormon eksiklikleri, testislerde tıkanıklık, inmemiş testis, varikosel, enfeksiyonlar, kemoterapi, radyasyon ve toksik madde maruziyeti gibi çevresel faktörler sperm üretimini veya taşınmasını engelleyerek azospermiye yol açabilir. Tanı için genetik testler ve hormon analizleri yapılabilir.
Genellikle yumurtaların hormon iğneleri ile uyarılma süresi 8 ila 14 gün arası sürmekle birlikte ortalama 10-12 gündür.
Tüp bebek tedavisinde deneme sınırı yoktur.
Tüp bebek tedavisi ağrılı bir işlem değildir. Yumurta toplama işlemi anestezi altında gerçekleştirilir. Yaklaşık 10-15 dakika sürmektedir.
Kısırlık nedeniyle kliniğe başvuran çiftlerden ilk görüşmede çiftlerin detaylı öyküsü alınır. Ardından anne adayına jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılır. Bu muayeneyi ile anne adayının yumurtalık rezervi, rahimi ve rahim ağzı değerlendirilir. Kısırlığın sebeplerini ortaya koyabilmek için gerekli testler konusunda bilgi verilir. Anne adayının rahim filmi istenir. Baba adayından spermiogram (semen analizi) istenir. Tüm bu testler ile amaç kısırlık nedenlerini belirlemektir.
Aşağıdaki durumların varlığında çiftlere tüp bebek tedavisi önerilir:
Kadın
Erkek
Tüp bebek tedavisi 5 aşamadan oluşmaktadır.
Yumurtalıkların Uyarılması Adetin 2’nci veya 3’üncü günü ultrason yapıldıktan sonra hormon testleri istenir. Ultrason ve kan testi uygun ise yumurtalıklardan çok sayıda yumurta elde etmek için hormon iğnelerine başlanır. Genellikle yumurtaların hormon iğneleri ile uyarılma süresi 8 ila 14 gün arası sürmekle birlikte ortalama 10-12 gündür. Bu süre içinde hasta 2-3 kez hastaneye kontrol için hasta çağrılır, ultrason yapılır ve gerekirse kanda hormon seviyesi kontrol edilir. Folikül boyutu (içinde yumurta bulunan küçük kesecikler) 18-20 mm ve yeterli sayıya ulaşınca yumurtaların olgunlaşması için çatlatma iğnesi yapılması gerekir.
Yumurta Toplama Yumurta toplama (opu) işlemi çatlatma iğnesinden 35-36 saat sonra yapılır. Toplama işlemi sırasında anestezi uygulanır. Genellikle kolay ve ciddi ağrıya neden olmayan bir işlemdir. Vajinal ultrasonografi probuna ilave edilmiş bir OPU iğnesi ile vajen duvarından geçilerek yumurtalıklar içinde bulunan folliküller toplanır ve steril bir tüp içerisinde embriyoloji laboratuvarına gönderilir. Bu işlem toplanacak yumurta sayısına göre değişmekle beraber yaklaşık 15- 20 dakika sürer. İşlem günü hafif karın ağrısı ve hassasiyet olabilir. Toplanan yumurta sayısı fazla ise karında dolgunluk hissi ve ağrı birkaç gün sürebilir.
Laboratuvar Ortamında Döllenme Yumurta toplama işleminden yaklaşık 2 ila 3 saat sonra toplanan yumurtaların olgun olup olmadığı mikroskop altında değerlendirilir. Aynı gün erkekten mastürbasyon yoluyla alınmış semen örneğinden özel yıkama ve hazırlama teknikleriyle elde edilen spermlerle döllenme işlemi geçekleştirilir. Bazı sperm elde edilemeyen olgularda (testislerden veya epididimden) cerrahi işlem ile sperm elde edilebilir.
Mikroenjeksiyon (ICSI = intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu) 200 ila 400 kat büyütme altında, spermin yumurtanın içine enjekte edilmesi işlemidir. İşlem bittikten sonra yumurtaların 18 ila 20 saat sonra döllenme kontrolü yapılır. Mikroenjeksiyon yüksek oranda döllenme sağladığından günümüzde birçok merkez tarafından rutin olarak uygulanmaktadır.
Embriyo Kültürü IVF uygulamalarında en önemli basamaklardan biri laboratuvar şartlarında embriyo gelişiminin sağlanmasıdır. Döllenme sağlandıktan sonra embriyo gelişimi takip edilerek uygun olan günde transfer işlemi gerçekleştirilir. Transfer günleri, kadından elde edilen yumurta sayısına, gelişmekte olan embriyo kalitesine göre değişim göstermektedir. 5. gün (blastosist) transferi sıklıkla uygulanmakla birlikte embriyo gelişimine göre 3’üncü gün veya 4’üncü gün transferleri de yapılabilir.
Embriyo Transferi Embriyo transferi IVF işleminin son basamağı olan önemli bir işlemdir. Ağrısız bir işlemdir anestezi gerektirmez. Embriyo transferi öncesi çiftlere transfer edilecek embriyonun kalitesi ve son durumu hakkında bilgilendirme yapılır. Transfer işlemi embriyonun rahim içine en uygun yere transfer edilmesi için dolu mesane (idrar torbası) ve ultrasonografi eşliğinde yapılır. Embriyolog tarafından bir kateter içinde getirilen embriyo, transferi yapacak doktor tarafından rahmin üst kısmının yaklaşık 1cm aşağısına bırakılır ve kateter çıkarılır. Transferden sonra yarım saatlik dinlenme yeterlidir. Daha uzun süreli yatak istirahatinin gebelik şansını arttırıcı etkisi olmadığı saptanmıştır.
Yumurta dondurma (Oosit dondurma) işlemi kadının yumurtalığından elde edilen yumurta hücrelerinin ileride çocuk sahibi olmak amacıyla dondurularak saklanmasıdır. Yumurta dondurma işlemi klasik tüp bebek uygulamasına benzer şekilde yapılır ve yumurta toplama işleminden sonra elde edilen olgun yumurtalar vitrifikasyon denilen hızlı bir dondurma yöntemi ile dondurularak saklanır. Ülkemizde 2014 yılında yayınlanan ÜYTE yönetmeliğine göre kadınlar aşağıdaki durumların varlığında yumurta dondurabilir:
Kanser tedavisi nedeniyle kemoterapi/radyoterapi görecek kadınlarda tüp bebek için yumurtalıkların uyarılmasına adet döneminden bağımsız olarak hemen başlanabilir. Yumurtalıkların uyarılması için hormon iğnelerine başlanır ve bu süreç genellikle 10-11 gün sürer. Meme kanseri gibi kanda östrojen düzeylerinin yükselmesini istemediğimiz olgularda doktorun uygun gördüğü ilaç kullanılmakta böylece kanda östrojen düzeyleri yükselmeden yeterli yumurta sayısı elde edilmektedir. Yumurtalık rezervi azalmış olgularda tedaviye adetin 2.-3.günü başlanmakta ve hormon iğneleri kullanılarak folikül gelişimi uyarılması genellikle 10-12 gün sürmektedir.
Yumurtalar belli bir büyüklüğe ulaştığında çatlatma iğnesi yapılmakta ve bu iğneden 34 ile 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılmaktadır.Olgun yumurtalar laboratuarda embryologlar tarafından dondurulur. Bakire olmayan kadınlarda yumurta toplama işlemi vajinal yoldan yapılırken, bakire kadınlarda karından da yapılabilir. Yumurtalık rezervi düşük olan kadınlarda birden fazla tedavi siklusu gerekebilmektedir. Yumurtaların saklanma süresi 5 yıldır. İstenirse süre uzatılabilmektedir. Klinik gebelik oranları toplanan yumurta başına % 4-12 arasındadır. Yumurta dondurma işlemi sonrası gebelik oranlarını belirleyen iki önemli faktör; kadının yumurta dondurduğu andaki yaşı ve dondurulan yumurta sayısıdır.
Sürekli embriyo izleme sistemi, dölleme sonrası oluşan embriyoların anne adayının rahmine transfer edilinceye kadarki gelişim süreçlerinin 24 saat boyunca takip edilmesini sağlayan bir sistemdir. Tüp bebek tedavisi sırasında elde edilen embriyolar inkübatör denilen özel cihazlar içerisinde takip edilir. Bu süreç içerisinde hem embriyo gelişimini değerlendirmek hem de rahime tutunma ihtimali en yüksek embriyoyu seçmek için, embriyolar her gün inkübatörlerden çıkarılarak embriyolog tarafından mikroskop altında değerlendirilir. Embriyoskop en son teknoloji ile üretilmiş bir inkübatör olup, cihaz içerisinde bulunan özel kameralar ile embriyolar belli aralıklar ile görüntülenmektedir. Böylece, embriyonun döllenme ve bölünme aşamaları yakından takip edilerek rahime tutunma ihtimali en yüksek olabilecek embriyonun seçimi mümkün olmaktadır.
Avantajları
Tüp bebek tedavi sürecinde embriyo transferi en kritik ve hassas aşamadır. Embryo glue, embriyo transferi sırasında kullanılan ve embriyonun rahme yerleşmesini destekleyen hyaluronan ve insan albumininden zengin sıvıdır. Uygulanması aslında oldukça basittir. Rahme transfer edilecek embriyo/embriyolar yaklaşık 30 dakika embryo glue da bekletilir ve bu sıvı içerisinde transfer işlemi gerçekleştirilir. Hyaluronana doğal döllenmede de rahimde yüksek miktarlarda bulunur. Embriyo glue kullanılması ile rahim içindeki hyaluronan artırılarak tüp bebekte başarı şansı artırılabilir. Özellikle, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan 35 yaşın üzerindeki kadınlarda gebelik oranlarını artırdığı gösterilmiştir.
PGT Kimlere Önerilmektedir?
PGT Nasıl Yapılır?
Klasik tüp bebek uygulaması sonrasında elde edilen embriyolardan 5.günde biyopsi yapılmaya uygun olanlardan biyopsi işlemi ile hücre örnekleri alınır ve embriyolar dondurulur. Biyopsi ile alınan hücrelerin genetik analizinden sonra normal kromozom yapıya sahip olan embriyo anne rahmine yerleştirilir. Yeni nesil dizileme, ( NGS-Next Generation Sequencing ) embriyolarda kapsamlı kromozom taraması yapabilmemizi sağlayan, bir genetik analiz teknolojilerinden biridir.
Bu test ile 24 kromozomun tamamı taranmakta, daha detaylı ve hassas sonuç vermesi ve embriyolardaki mozaisizm oranını daha iyi belirleyebilmektedir. PGT için kullanılan gelişmiş bir teknik olarak kullanılmaya başlanmıştır. NGS ile embriyolar hızlı ve etkin bir şekilde taranır ve kromozom düzeyindeki genetik problemler, gebelik öncesinde tespit edilir.
Başarılı tutunma iki ana oyuncuyu ( anne ve embriyo) içeren karmaşık bir süreçtir. Tüp bebek başarısızlığı anatomik nedenler, endometrium tabakası ve embriyodan kaynaklanan faktörlerden kaynaklanabilir.
Tekrarlayan Tüp Bebek Başarısızlığı Olan Çiftlere Hangi Testler Yapılmalıdır?
Anatomik Nedenlerin Araştırılması Bu vakalara 3 boyutlu ultrasonografi yapılmalı ve Histerosalpingografi (HSG; rahim filmi) çekilmelidir. Rahim iç bütünlüğünü bozan myom, endometrial polip ve rahim içi yapışıklıklar araştırılmalıdır. Ayrıca tüpün ucunun kapanıp içinin sıvı dolu olarak şişmesinin ( hidrosalpenx ) canlı doğum oranlarında % 20-50 oranında azalmaya neden olduğu bilinmektedir.
Endometriumun Değerlendirilmesi Embriyo tutunması için alıcı bir endometrium önemlidir. Endometriyumun kalınlığının ve görünümünün ultrason muayenesi ile değerlendirilmesi başarılı tutunma için gereklidir. Endometriyal kalınlığın en az 6–8 mm olması gerekir. İnce, yanıtsız endometriyumun tedavisi zordur. Embriyo transferindeki güçlükler de tutunma oranlarını azaltabilmektedirler. Tüm yardımcı üreme tedavi sikluslarında embryo transferi mümkün olduğunca kolay ve rahmi uyarmadan gerçekleştirilmelidir.
Embriyo Kalitesinin Değerlendirilmesi Sperm ve yumurta kalitesi embriyo kalitesini etkileyerek tutunma şansını azaltabilir.
Genetik Nedenlerin Araştırılması Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları olan vakalarda kromozomal anormalliklerin arttığı görülmüştür. Bu nedenle anne ve babaya ait kromozom bozuklukları araştırmak için, periferik kandan kromozom analizi yapılmalıdır.
Sperm Faktörü Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığının nedenlerinin araştırılması esnasında spermin bazı gelişmiş morfolojik analizleri yapılabilir, özel sperm seçim yöntemleri denenebilir, çünkü sperm hücresinin normal ve sağlıklı embriyoların üretimine katkısı çok önemlidir. Tekrarlayan düşük ve tekrarlayan implantasyon başarısızlıkları vakalarında T helper 1/T helper 2 (yardımcı bağışıklık sistemi hücreleri) oranının doğurgan çiftlere göre yüksek olduğu bildirilmiştir.
Bazı çalışmalarda natural killer (doğal öldürücü hücreler ) hücrelerinin arttığı saptanmakla beraber bu bulgu tam olarak kanıtlanamamıştır. İmplantasyonun gerçekleşmemesinde immünolojik faktörlerin rol oynayabileceği görüşü steroid kullanımı, intravenöz immünoglobulin (IVIG) uygulaması, intravenöz lipid infüzyonu, doğurganlık aşısı ve allojenik lenfosit terapisi gibi bilimsel çalışmalarda bahsedilen uygulamaların denenmesine neden olmuştur. Ancak bu tedavilerin faydaları henüz kanıtlanamamıştır.
AMH (Anti Müllerien Hormon) Yumurtalıklarda bulunan 2-6 mm arasındaki folliküllerden salgılanan bir hormondur. Testi yapmak için adetin herhangi özel bir dönemi yoktur, adet döngüsünün herhangi bir gününde alınan kandan bakılan bir testtir. Anti Müllerian Hormon (AMH) günümüzde yumurtalık rezervi hakkında bilgi veren en önemli kan testidir. 1.1 ng/ml altındaki AMH değeri yumurtalık rezervinin azaldığını göstermektedir.
FSH (Follikül Stimüle Edici Hormon) Adet döngüsünün 2. veya 3. gününde ölçülen FSH düzeyi yumurtalık rezervinin bir ölçüsü olarak kullanılmaktadır. Yüksek değerler (> 12 IU / L) yumurtalık rezervinin azaldığını gösterir. Bununla birlikte, gebe kalma şansının ileri düzeyde azaldığı anlamına gelmez. Bazal FSH değeri, aydan aya değişiklik gösterebilir. FSH değerinin 20 > IU / L üzerinde olması gebelik şansının azaldığının göstergesi sayılır.
E2 (Estradiol) E2 seviyesi adet döngüsünün 2.-3. günlerinde sıklıkla 50 pg/mL’nin altındadır. Over rezervi azalmış kadınlarda erken folliküler fazda yüksek E2 değerleri (60-80 pg/mL’nin üstü) hızlanmış yumurta gelişimini göstermektedir.
LH Lüteinleştirici Hormon Adet döneminin ortasında yükselişe geçerek yumurtlamayı sağlayan LH hormonu, aynı zamanda yumurtayı çatlatan esas hormondur. Oranı (FSH/LH) adet döneminin başlangıcında normalde birden büyüktür. LH/FSH oranının 2,5’tan büyük olması polikistik over sendromu şüphesi uyandırabilmektedir. Ayrıca Menopoz ve menapoz dönemine girişte LH hormon değerleri yüksek olarak ölçülür.
Prolaktin Hipofiz bezi tarafından salgılanan bu hormon, kadınlarda süt üretimini sağlamaktadır. Sadece süt salgılanmasından değil aynı zamanda üreme ve adet döngüsü gibi fonksiyonlardan da sorumludur, kadınlarda yaklaşık olarak 15 ile 25 µg/L seviyesinde olması gerekir. Prolaktin hormonunun yüksek seviyelerde olması yumurtlamayı engellemektedir. Bu sebeple hamile kalmak normal şartlara göre zorlaşmaktadır.
TSH (Tiroit Stimülan Hormonu) Tiroit hormon testi tiroit bezinin fonksiyonlarının değerlendirilmesi amacıyla, tiroid bezinden üretilen triiyodotironin (T3) ve tiroksin (T4) hormonlarıyla, tiroid bezinin uyarılmasından sorumlu hipofiz bezi kaynaklı (TSH) ölçülmesi dir. Tiroit bezi normalden fazla çalıştığında hipertroidi, normalden az çalıştığında hipotiroidi varlığından söz edilebilir.
DHEAS (Dehidroepiandrosteron Sülfat) DHEA-S, erkeklerde ve kadınlarda esas olarak böbreküstü bezinden salgılanır. Polikistik over sendromunda, tüylenme artışı olan kadınlarda ve böbrek üstü bezlerinde sorun olduğunda artabilmektedir.
Doğal yollarla gebelik elde edememiş bazı kadınların tedavisinde yumurtlama ilaçları kullanılabilir. Yumurtlama ilaçları özellikle yumurtlama bozukluğu olan kadınlarda başlıca tedavi yöntemidir. En sık kullanılan yumurtalama ilaçları şunlardır:
Gonadotropinler İlaçlar ile yumurtlama sağlanamayan veya yumurtlama olmasına rağmen gebelik oluşmayan kadınlarda iğne tedavisi ile yumurtlama uyarısı yapılır. İğne tedavisine adetin 2. ile 3. günlerinde düşük dozlar ile başlanır (37.5-75 IU). 5 günlük iğne kullanımından sonra ultrason ile folikül gelişimi olup olmadığı takip edilir. Folikül boyutlarına göre 2-3 gün aralıklarla takibe devam edilir. Polikistik over sendromu olan kadınlarda iğne tedavisinde aşılama gerekliliği olmamakla birlikte, gebe kalma ihtimalini bir miktar arttırmak için aşılama tedavisi de eklenebilir.
Gebelik testi, hamileliğin başlangıcı ile vücutta artmaya başlayan Beta-HCG hormonunun kanda veya idrardaki miktarının ölçülmesi ile gebeliği saptamaya yarayan testtir. Bu hormon genellikle gebelikle ilişkilendirilmiş olmasına karşın aslında bazı diğer hastalıklar nedeniyle de artabilen bir hormondur. Koldan alınan tek tüp kanla yapılan testin sonuçları genellikle aynı gün içerisinde alınabilir.
Kanda gebelik testi doğrudan kandaki Beta-HCG düzeyini ölçmesi nedeniyle daha güvenilirdir. Normal şartlarda hamile olmayan sağlıklı kadınlarda Beta-HCG hormonu düzeyi 0-10 mIU/mL aralığındadır. Gebeliğin başlangıcı ile birlikte bu hormonun düzeyi hızla artmaya başlar Gebelik şüphesi bulunan kişilerin birçoğunun ilk tercihi olan idrarda gebelik testleri, bir miktar idrarın kitin üzerine damlatılması ile gerçekleştirilir.
Test kiti, idrardaki Beta-HCG düzeyini ölçerek tek çizgi (negatif) veya çift çizgi (pozitif) şeklinde sonuç verir. İdrar testlerinin güvenilirlik oranı her ne kadar yüksek olsa da test kitleri bazen yanlış sonuç verebildiğinden kesin sonuç için kan testlerine başvurulmasında fayda vardır.
DGS (Dansite Gradyent Santrifügasyon)
Tüp bebek tedavisinde başarının sağlanması kaliteli spermlerin seçilmesi ile artmaktadır. Rutin sperm hazırlama tekniklerinden olan dansite, gradyent santrifügasyon (DGS) ve yüzdürme yöntemleri (swim-up) hali hazırda yardımla üreme işlemlerinin temel bileşenleridir. Bu yöntemlerle spermler ayrıştırılarak, özel mikroskop altında seçilir ve ICSI yöntemi ile yumurtanın içine enjekte edilir. Seçilen bu spermlerden en kaliteli embriyoları elde edebilmek için spermin şekline bakılır, yani spermin hareketli kuyruk, baş ve boyun şeklinin düzgün olması çok önemlidir. İyi kaliteli spermin seçiminde, hala klasik yöntemler kullanıldığı gibi geliştirilmiş olan ve hatta geliştirilen yeni yöntemler de mevcuttur.
HOST-EOSİN Y (Sperm Membran Bütünlüğüne Göre Sperm Seçimi)
Sperm zarının normal yapısı spermin canlılığının değerlendirilmesinde önemlidir. Bu amaçla kullanılan Eosin Y ve HOST testleri tanısal semen analizinde hareketsiz sperm izlenilen olgularda rutin olarak yapılmaktadır. Aynı zamanda, HOST testi nekrozoospermi ve total immotil sperm örneği olan olgularda hareketli sperm seçimi için de uygulanmaktadır.
PICSI (Sperm Membran Gelişimine Göre Sperm Seçimi)
Kadın yumurtasının çeperinde hiyalüronik asit (HA) adı verilen bir protein bulunmaktadır ve normal döllenme sürecinde olgun spermin bu proteine bağlandığı bölgeler vardır. PICSI Dish: özel olarak geliştirilmiş üzerinde HA bölge bulunan bir kaptır. Yıkanan sperm örneği, bu bölgenin kenarına konulur ve 15 dk. sonra HA-bağlı spermler toplanır. ICSI için kullanılır.
MİKRO CHİP (Mikro Akışkan Kanal Sistemi ile Sperm Seçimi)
Doğala en yakın sperm seçim yöntemi olan sperm chip, servikal kanallardan spermlerin geçişi esas alınarak, doğal ortamdaki seyrine benzer bir sistem içerisinde hareket etmesini sağlayan içi tamponize sıvı ile dolu kanalcıklar sistemidir. Mikro akışkan kanal sistemi (Mikro Chip=Sperm Chip) olarak adlandırılan bu sistemde bir noktadan konulan sperm örneğinin kanalcıklar içinde kendi hareketleri ile diğer uca doğru ilerlemeleri beklenir. İlerleme gösteren spermlerin normal morfolojik yapıya sahip oldukları düşünülerek havuzcukta biriken spermler toplanır ve IUI/YÜT işlemlerinde kullanılır.
Henüz deneysel bir yöntem olarak kabul edilen PICSI ve MİKRO CHİP yöntemi şiddetli morfolojik bozukluğu olmayan, sperm motilitesi uygun olan erkek infertilitesi olan olgularda alternatif bir yöntem olarak uygulanabilir. Bu yöntemler sperm sayısının çok düşük ve sperm motilitesinin çok az olduğu vakalarda kullanılamamaktadır. Ayrıca TESA/TESE yöntemleri ile testisten sperm elde edilen vakalarda da kullanımı uygun değildir.
Ultrason, insan kulağının anlayamayacağı nitelikte yüksek frekansa sahip olan bir tür ses titreşimidir. Ultrasonda; X ışınlarının verildiği röntgenin içerdiği zararlı ışınlar kullanılmadığı için ultrason neredeyse tüm rahatsızlıkların görüntülenmesinde rahatlıkla kullanılabilmektedir. Modern tıbbın vazgeçemediği görüntüleme yöntemlerinden olan ultrasonografi ile üreme organları, rahim ve yumurtalıkların yapısı değerlendirilir. Rahmin görünüşünde herhangi bir anomali (çift rahim, polip, rahim içinde yapışıklık, myom, rahim içinde perde gibi) yumurtalıkların yapısı, içerisinde kist bulunup bulunmadığı tüplerde herhangi bir genişleme(hidrosalpinks) olup olmadığı değerlendirilerek infertilite ile ilişkisi araştırılır.
Adetin 3-5. Günlerinde ultrasonografi ile over rezervi değerlendirmesi yapılır. Bu ultrasonografinin amacı kadınlarda özellikle yaşa bağlı olarak azalan yumurtalık kapasitesi değerlendirilmesidir. USG ile folliküllerin sayıca değerlendirilmesi olan antral folikül (2-5mm arasındaki çaplarda olan folikül) sayımı ve serum AMH düzeyi birlikte değerlendirilerek uygulanacak olan tedaviye ne oranda cevap vereceğiniz tahmin edilmektedir. Tedavide kullanılacak olan protokol ve ilaç dozları bu bilgiler doğrultusunda planlanır. Bu değerlendirme uygulanacak olan tedavinin seçiminde ve tedavinin başarı şansının belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.
Kanser tedavilerindeki gelişmeler, çoğu insanın kanseri yenmesine olanak sağlamıştır. Buna karşın, kanser ve tedavilerin fertilite (üreme) üzerine olumsuz etkileri olmaktadır. Kanser tedavisi öncesinde, fertilitenin korunması bu kişilerin gelecekteki aile kurma hayallerini korumaktadır.
Kemoterapi, radyasyon ve cerrahi gibi kanser tedavileri kadınlarda erken menopoza veya yumurtalıklarda hasara neden olurken erkeklerde de sperm üretimini bozmaktadır.
Kadınlar doğduklarında 1-2 milyon civarında (ki bu sahip oldukları en fazla yumurta) yumurta ile doğarlar. Yumurtalar zaman içerisinde sürekli olarak kaybedilir ve ergenlik döneminde 400000 civarında yumurtaları kalır. Kemoterapi ilaçları ise kadının sahip oldukları bu yumurtaların daha da hızlı tükenmesine neden olmaktadır. Yumurta sayısının azalmasına bağlı olarak da erken menopoza neden olmaktadır.
Kanser hastalarında fertilite koruyucu yaklaşımlar
Kadınlarda fertilite koruyucu yaklaşımlar şunlardır:
Her iki yöntemde tüp bebek yöntemidir ve kanser tedavisi başlanmadan önce yapılması önerilir. Hastanın kemoterapi tedavisinin hemen başlanması gerektiği durumlarda, kemoterapiye ara verildiği dönemlerde fertilite koruyucu yaklaşımlar yapılabilir.
Embriyo dondurma
Sadece evli çiftlere uygulanan bir yöntemdir. Kanser tedavisi nedeniyle kemoterapi/radyoterapi görecek kadınlarda tüp bebek için yumurtalıkların uyarılmasına adet döneminden bağımsız olarak hemen başlanabilir. Yumurtalıkların uyarılması için hormon iğnelerine başlanır, bu süreç genellikle 10-11 gün sürer. Klasik tüp bebek tedavisinde olduğu gibi yumurtalar belli bir büyüklüğe ulaştığında çatlatma iğnesi yapılmakta ve bu iğneden 34 ile 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılmaktadır. Olgun yumurtaların içine embriyologlar tarafından seçilen iyi kalitede spermler mikroskop altında yerleştirilir. Dölleme işlemi sonraki 5.günde embriyolar donduralarak saklanır. Kanser tedavinize yumurta toplama işleminden 1-2 gün sonra başlanabilir. Bu süreçler ortalama iki hafta sürmektedir. Kanser tedavisi bittikten ve hemato-onkolog’unuz izin verdikten sonra ve siz de anne olmaya hazırsanız, rahim içi hazırlanarak embriyo rahim içine yerleştirilmektedir.
Yumurta Dondurma
Bekar hastalarda tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Yumurta dondurma işlemi klasik tüp bebek uygulamasına benzer şekilde yapılır ve yumurta toplama işleminden sonra elde edilen olgun yumurtalar vitrifikasyon denilen hızlı bir dondurma yöntemi ile dondurularak saklanır. Adet döneminden bağımsız olarak hormon iğnelerine başlanır ve bu süreç genellikle 10-11 gün sürer. Yumurtalar belli bir büyüklüğe ulaşınca çatlatma iğnesi yapılır ve bu iğneden 34-36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır. Elde edilen olgun yumurtalar vitrifikasyon yöntemi ile dondurularak saklanır. Kanser tedavinize yumurta toplama işleminden 1-2 gün sonra başlanabilir.
Over doku dondurma gibi daha yeni tedaviler özellikle henüz ergenliğe girmemiş çocuklarda, oosit/embriyo dondurma gibi süreçler için bekleyecek zamanı olmayan ve hemen kemoterapi başlanması gereken kanser hastalarında düşünülecek fertilite koruyucu yaklaşımdır.
Gelecekte çocuk sahibi olabilme ihtimalinizi korumak için, kanser tedavisine başlamadan önce bir tüp bebek uzmanından danışmanlık almanız önerilir.