ONLİNE İŞLEMLER
Baş dönmesi olarak adlandırılan vertigo, altta yatan farklı hastalıklar olduğu için bir hastalık değil belirtidir.
Ülkemizde yaklaşık 3 milyon kişi vertigodan şikayetçidir. Vertigo sırasında hastalar çevredeki eşya veya insanların etrafında döndüğünü ifade etmektedirler. Kişide ortaya çıkan sağ veya sola doğru denge kaybı, sersemlik hissi, başta ağırlık olması veya yerin ayaklar altından kayması durumu vertigo değildir.
Bu gibi durumlar dizziness olarak adlandırılmakta ve bu da denge bozukluğu içinde yer almasına rağmen vertigoya göre tedavisi farklılık göstermektedir. Vertigo bir hastalık değildir; bir semptom yani bulgudur.
Vertigoya neden olan her hastalığın tedavisi farklıdır. Bu nedenle vertigonun tedavisi altta yatan hastalık tespit edildikten sonra yapılması önerilmektedir.
Dengesizlik: Genellikle baş dönmesi ile birlikte denge sağlamada güçlük söz konusudur. Beyin, beyincik veya beyin dışı denge organlarına bağlı olabilmektedir.
Bayılma veya Bayılma Hissi: Genelde kalp-damar sistemi ile ilgilidir ve kişi kendisini bayılacakmış gibi hissetmektedir. Buna göz kararması da eşlik edebilmektedir.
Boşluk Hissi ya da Sersemlik: Kişi boşlukta yürüyor gibi hissedebilmektedir. Vestibüler hastalıklarla beraber hipoglisemi, anemi, beyin hastalıkları gibi durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Denge sinirinin iltihabı, iç kulak denge sisteminin işlev bozukluğu, iç kulağın iltihabı, iç kulak migreni, psikolojik nedenler, yüksek basınca veya sese maruz kalınması sonrasında iç kulakta hasar oluşması, iç kulak sinirinden kaynaklanan tümör, beyne giden kan damarlarında daralma, MS, beyin tümörleri, boyun omurga ve kas yapısında ortaya çıkan hastalıklara bağlı gelişen denge bozuklukları vertigo ve denge bozukluklarına neden olabilmektedir.
Yatağa yatarken, yataktan kalkarken, ayakkabı giymek için eğildiğinde veya raftan bir şey almak için baş kaldırıldığında kısaca baş hareketleriyle ortaya çıkmaktadır. Çoğu hastada baş dönmesi 5-15 saniye sürebilmekte, nadiren bir dakika veya üstüne çıkabilmektedir.
Kişi oturur pozisyondan yatar pozisyona geçince şiddetli baş dönmesi olmakta, yattığı yerden doğrulup oturunca da yine aynı şekilde baş dönmesi ortaya çıkmaktadır. Kristallerin düştüğü doğru kanal tespit edildikten sonra yaklaşık on dakika süren manevra ile kristaller yarım daire kanalı içinden ayrıldıkları alana geri yollanmaktadır. İlaç kullanmadan yapılan ilk manevra sonrası tedavide başarı oranı % 85’in üzerindedir.
İç kulakta ses dalgalarının oluşturduğu titreşimlerin alınıp elektriksel enerjiye çevrilip beyne iletilmesi iç kulak sıvılarının dalgalanması ile olmaktadır. Bu iç kulaktaki sıvıların basıncının artması sonucu meniere hastalığı gelişmektedir.
İç kulak sıvı basıncının arttığı ataklar sırasında vertigo, işitme kaybı, kulakta çınlama ve kulakta dolgunluk ortaya çıkmaktadır. Vertigoya mide bulantısı ve kusma eşlik edebilmektedir. Bu ataklar dakikalarca sürebildiği gibi saatler veya bir gün süreyle devam edebilmektedir. Senede bir atak görülebildiği gibi, haftada bir atağın görülebildiği, kişilerin hayatını idame etmesini engelleyecek seviyelere ulaşabilmektedir.
Hastalığın şiddetine ve hastalığın atak sayısına göre ilaç tedavisi uygulanmakta ve bu şekilde tedavinin sağlanamadığı durumlarda orta kulağa ilaç uygulamaları ve çeşitli ameliyatlar uygulanabilmektedir.
İç kulaktaki denge organı ile beyin arasında bağlantıyı sağlayan denge sinirinin iltihabı ile ortaya çıkmaktadır. Ani başlayan çok şiddetli vertigo, mide bulantısı ve kusma insanda panik oluşturmaktadır. Baş dönmesinin çok şiddetli olduğu durumlarda günlerce yataktan kalkamamak mümkündür. Vertigo günler içinde azalır, fakat denge bozukluğu aylarca, gerekli takip ve tedavi desteğinin sağlanmadığı durumlarda ise yıllarca devam edebilmektedir. Yoğun baş dönmesinin ilk günlerinde kişi gerekirse hastaneye yatırılıp serum ile birlikte yoğun tedavi uygulanmalı ve en erken dönemde hareket etmesi sağlanması önerilmektedir.
Kafa içi tümörler, kafa içi damarsal bozukluklar, multipl skleroz, migren en önemlileri olmakla beraber bir dizi neden sayılabilir. Bunlar bizim konumuz değildir.
Bunlar iç kulak, denge siniri ve bunları beyinle ilişkilendiren yolların problemlerinin neden olduğu baş dönmeleridir ve bizim bugünkü konumuz da bunlardır. Bu grupta benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV), Meniyer hastalığı, vestibüler nörinit en sık görülenleridir. Ayrıca kulak sifilizi, iç kulak travmasına bağlı baş dönmeleri de sayılabilir.
BPPV en sık görülen baş dönmesi nedenlerinden biridir. Tüm baş dönmelerinin %20’sini oluşturur. Yaşla birlikte görülme sıklığı artar ve yaşlılarda görülen baş dönmelerinin yarısında sebep BPPV’dir. Vertigo kelime anlamıyla baş dönmesi demektir ve aslında tüm baş dönmeleri vertigodur. Ancak genelde halk arasında vertigo dendiğinde BPPV kastedilmektedir.
Hastalarda en önemli tanı yöntemi iyi bir hastalık hikayesi almaktır. Çok sayıda baş dönmesi nedeni ihtimal dahilinde olabileceği için ayırıcı tanıda pek çok laboratuvar ve görüntüleme yapılabilmektdir. Çoğu zaman hasta tipik bir hareketle baş dönmesinin aniden başladığını ifade etmektedir. Baş dönmesi şiddetli ama kısa sürelidir. Söz konusu pozisyon tekrarladığında baş dönmesi de tekrar başlamaktadır.
Hiçbir tedavi yapılmasa bile baş dönmeleri birkaç hafta içinde geçer ama bir süre sonra tekrarlayabilmektedir. Hastalığın özellikleri isminde özetlenmiştir. Benigndir yani iyi huyludur, hiçbir zaman insan hayatını tehdit etmez. Paroksismal yani değişik aralıklarla tekrarlayıcıdır. Pozisyoneldir yani belli pozisyonlarda oluşmakta ve o pozisyonlarla tetiklenebilmektedir.
Halk arasında "vertigonun tedavisi yoktur" inancı yanlıştır. Vertigonun tedavisi mümkündür. Vertigo tedavisinin başarısız olmasındaki ana neden çoğu zaman tanının doğru konulmamasıdır.
En sık vertigo nedeni olan ve denge kristallerinin dağılması olarak adlandırılan Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo’da tanı doğru konulmakta ve kristallerin dağıldığı yarım daire kanalı doğru olarak tespit edilirse tek manevra ile on dakika içinde %90’ın üzerinde tedavi sağlanmaktadır.
Diğer vertigoya neden olan hastalıklarda da, hastanın gerekli yaşam şartlarına uyması ve düzgün ilaç kullanımı ile şikâyetler ya tamamen geçmekte ya da hayatı etkilemeyecek seviyeye inmektedir.
16 Şubat 2024