Yapay Zekalı Terapi: Umut Mu Risk Mi?

IMG_1671--1-.JPG

Ruh sağlığı alanında yapay zekanın artan rolü üzerine değerlendirmelerde bulunan Medipol Sağlık Grubu’ndan Dr. Onur Yılmaz, bu teknolojilerin tanı ve tedavi süreçlerini desteklediğini söyledi. Dr. Yılmaz, yapay zekanın sunduğu olanaklara rağmen terapinin merkezinde yer alan “insan faktörünün” asla göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Dr. Yılmaz, yapay zeka destekli sohbet robotlarının (chatbot), terapinin temelini oluşturan “insana özgü bağ” ve “empatiyi” karşılayamayacağını belirtti.

Medipol Üniversitesi Esenler Hastanesi’nden Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Onur Yılmaz, yapay zekanın terapide giderek daha fazla kullanılmasının umut verici olduğu kadar riskler de barındırdığına dikkat çekti. Dr. Yılmaz, sohbet robotlarının kolay erişim ve düşük maliyet gibi avantajlar sağladığını ancak terapide insana özgü bağın ve empatinin yerini dolduramayacağını vurguladı.

RUH SAĞLIĞI ALANINA ENTEGRASYON SAĞLIYOR

Dr. Onur Yılmaz, bilgi üretimi ve kullanımının giderek arttığı bu çağda, yapay zekanın tüm alanlarda olduğu gibi ruh sağlığında da giderek yer edindiğini vurguladı. Dr. Yılmaz, "Yenilikçi teknolojiler tanı süreçlerini hızlandırma, tedavinin kişiselleşmesine yardımcı olma, psikolojik destek ve terapi hizmeti sunabilme, ruh sağlığı uzmanlarına yönelik eğitim programları hazırlama ve psikiyatrik ilaç geliştirme gibi pek çok umut verici olanakla ruh sağlığı alanına entegrasyon sağlıyor" dedi.

YAPAY ZEKA DESTEKLİ SOHBET ROBOTLARI

Chatbot programlarının, veri tabanlarında eşleşen anahtar kelimeleri simüle ederek insanların iletişim süreçlerini taklit edebildiğini, çıkarım yapabildiğini, çözüm üretebildiğini ve sorulan sorulara yanıtlar verebildiğini aktaran Dr. Yılmaz, "Yüz yüze terapi seçeneğine göre kolay ulaşılabilir ve düşük maliyetli olmaları, daha fazla kişiye ulaşabilmeleri, duygusal durumları takip etme imkanı sağlayan analiz yetenekleri gibi özellikleri sayesinde, yapay zeka destekli sohbet robotların kullanımı giderek yaygınlaşıyor" diye konuştu.

"İnsan unsurunun yerini tam olarak dolduramaz"

Dr. Yılmaz, sohbet robotları aracılığıyla sunulan psikoterapinin, yüz yüze terapide olduğu gibi depresyon ve anksiyete belirtilerini önemli ölçüde azalttığını, bireylere ihtiyaç duyduğu eğitim içeriklerine ulaşabilme, sorunlarına yeni bakış getirebilme ve bilişsel becerilerini geliştirebilme gibi olanaklar sağlayabildiğini dile getirdi. Chatbotların, terapi alanında hem bağımsız bir terapist gibi davranabildiğine hem de mevcut bir terapi sürecine destek olarak kullanılabildiğine değinen Yılmaz, tüm bu avantajlarına rağmen bu teknolojilerin insan unsurunun yerini tam olarak dolduramayacağını ifade etti.

“YAPAY ZEKA TERAPİST DEĞİL, TERAPİSTE DESTEK OLMALI”

Dr. Yılmaz, "Terapi sürecinin ilişki odaklı ilerleyen doğası ve algoritmalardaki yanlılık riski, bireysel terapilerde güvenlik ve etik konularında endişeleri canlı tutuyor. Bu sistemler, bir terapist alternatifi olmaktan çok, terapist tamamlayıcısı gibi kullanılmalı" diye konuştu. Gelecekte daha yüksek işlevli uygulamaların piyasaya sürülmesinin olası bir senaryo olduğuna değinen Yılmaz, şöyle devam etti: "Terapinin sözel olmayan bağlamı düşünüldüğünde, chatbotların geleneksel terapinin yerini alması mümkün görünmüyor. Terapist ile danışan arasındaki insana özgü bağ, sezgi, sıcak ve empatik ilişki, ruh sağlığı sorunlarının çözümünde vazgeçilmez bir rol oynamaya devam edecek."

“PSİKOTERAPİNİN ÖZÜ: İLİŞKİ KURMA SANATI”

Dr. Yılmaz, psikoterapinin özünün "ilişki kurma sanatı" olduğunu, yapay zeka destekli sohbet robotlarının özellikle gençler için psikolojik riskler taşıdığını ve bu alanda denetim ihtiyacının arttığını belirtti.Psikoterapinin temelinde insan faktörünün yattığını, terapistle kurulacak ilişkinin, iyileşme sürecini doğrudan etkileyen ortak bir unsur olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Terapistin bazen anlatılanın ötesini sezgisel olarak dinlemesi ve zihinselleştirme gibi çıkarımlar yapması gerekir. İnsana has bu yönleri algoritmalara dökmek, pek olası gözükmüyor." değerlendirmesini yaptı.

"GENÇLER, OLUMSUZ SONUÇLARLA KARŞILAŞABİLİR”

Dr. Yılmaz, son araştırmalardan elde edilen verilerde, yapay zeka destekli sohbet robotlarının, arkadaş ve sırdaş olma, samimi sohbetlere katılım sağlama, duygusal destek sağlama, kişisel ve sosyal zorluklarla başa çıkma konularında gençlere yardımcı olan bir rol üstlendiğini belirterek, bu durumun faydaları olduğu kadar ciddi riskler teşkil ettiği değerlendirmesinde bulundu.

GENÇLER İÇİN CİDDİ RİSKLER BARINDIRIYOR

Bu risklerin içeriğinden bahseden Dr. Yılmaz, şöyle konuştu: “Chatbotlar, gençler için kişilerarası ilişkilerden yoksun olma, bağımlılık, önyargıları pekiştirme ve manüplasyon ihtimalleri, hassas bilgilerin gizliliğinin korunması gibi konularda tereddütleri beraberinde getiriyor. Dahası, dikkatli bir şekilde geliştirilip kullanılmadıkları takdirde, yardım arayışıyla etkileşim kuran gençler, özellikle de hassas bir ruh halindeyken, olumsuz sonuçlarla karşılaşabiliyor.”

ETİK VE YASAL DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR

Bu teknolojilerin oluşturduğu fırsatlar ve riskler nedeniyle ikileme neden olduğunu aktaran Dr. Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Geliştirilen yapay zeka sistemlerinin etik ve toplumsal değerleri gözetmesi, özerkliğe saygı duyması, gizliliği koruması, zarar vermemesi, yanlılık içermemesi, şeffaf ve denetlenebilir olması son derece önemli. Ayrıca, olası hataların sorumluluk alanlarının belirlenmesi ve hesap verebilir olması gerekiyor. Bu bağlamda, mutlaka etik kurullar oluşturulmalı ve yasal düzenlemeler getirilmeli.”



WEB HABERLERİ:

 

https://www.yenisafak.com

 

https://t24.com.tr

 

https://www.haberler.com

 

https://www.odatv.com

 

https://www.dikgazete.com

 

https://www.gercekgundem.com

 

https://www.uygurhaberajansi.com

 

https://www.sokgazetesi.com.tr

 

https://www.sondakika.com

 

https://www.posta.com.tr