ONLİNE İŞLEMLER
Medipol Mega Üniversite Hastanesinden Doç. Dr. Gonca Yetkin Yıldırım, kadınlarda yumurtalık rezervini azaltan nedenlere ilişkin uyardı: Çikolata kisti, radyoterapi ve kemoterapi tedavisi, sigara kullanımı gibi durumlar yumurta sayısını ve kalitesini düşürür. Yumurtalık rezervi düşük olan çoğu kadında hiçbir belirti görülmez. Düşük yumurtalık rezervi olan kadınlarda tüp bebek tedavisine gecikmeden geçilmelidir. Tüp bebek tedavisi dışındaki tedavilerle zaman kaybı yaşanmamalıdır.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Tüp Bebek Bölümünden Doç. Dr. Gonca Yetkin Yıldırım, kadınlarda sıkça görülen yumurta rezervinin düşüklüğüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Yıldırım, yaşla birlikte yumurta rezervlerinin düştüğüne işaret ederek “Özellikle 35 yaşından sonra kadınların yumurta sayısı ve kalitesi azalır. Buna bağlı olarak doğurganlığı da azalır. Özellikle ailesinde erken menopoz öyküsü olan kadınlarda yumurta sayısı daha genç yaşlarda azalabilir. Kadınlar doğduklarında 1-2 milyon civarında (ki bu sahip oldukları en fazla yumurta) yumurta ile doğarlar. Yumurtalar zaman içerisinde sürekli olarak kaybedilir ve ergenlik döneminde 400 bin civarında yumurtaları kalır. 30’lu yaşların sonlarına doğru bu sayı 27 bin civarındadır. Menopoz başlangıcında yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısı sadece bin civarındadır” dedi.
Yaş dışında da bazı faktörlerin yumurta sayısı ve kalitesini azalttığını belirten Doç. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti: Çikolata kisti, kanser nedeniyle radyoterapi ve kemoterapi tedavisi alımı, yumurtalıklarla ilgili ameliyat geçirmek, sigara kullanımı, genetik hastalıklar (Frajil X sendromu ve diğer X kromozomu hastalıkları), otoimmün hastalıklar, idiyopatik (yani hiçbir sebep olmaksızın) nedenler yumurta sayısını ve kalitesini düşürür. Yumurtalık rezervi düşük olan çoğu kadında hiçbir belirti görülmez, bazı kadınlarda adet döngülerinde kısalma veya adet miktarında azalma olabilir. Ancak, çoğu kadında tanı yumurtalık rezerv testleri sonrası konulur. Yumurtalık rezerv testleri içerisinde en sık kullandığımız kanda bakılan AMH testi ve ultrasonografide yumurtaların sayılmasıdır. Düşük yumurtalık rezervi olan kadınlarda tüp bebek tedavisine gecikmeden geçilmelidir. Tüp bebek tedavisi dışındaki tedavilerle zaman kaybı yaşanmamalıdır.
Doç. Dr. Yıldırım, her 10 kadından 1’inde görülen Polikistik Over Sendromu’na (PKOS) ilişkin ise şu bilgileri verdi: Kadınlar yumurtlama olmaması nedeniyle kliniğe genellikle kısırlık sebebiyle başvurur. PKOS’un en önemli belirtilerinden biri ilk adet tarihinden itibaren düzensiz adet görme veya hiç adet görmemektir. Bunun dışında yüzde veya vücutta tüylenme artışı, sivilce, şişmanlık özellikle bel çevresinde yağlanma görülebilir. Vajinal ultrasonda bu kadınların yumurtalıklarında çok sayıda küçük foliküller görülür. PKOS’da kısırlık görülmesinin nedeni yumurtlamanın olmamasıdır. Bu yüzden tedavide amaç da yumurtlamanın tekrar sağlanmasıdır. İlaç tedavilerden önce yapılacak yaşam tarzı değişiklikleri ile kendiliğinden gebelik oluşabilir. Kilolu hastalarda mevcut kilonun yüzde 5 ila 10’unun verilmesi kendiliğinden yumurtlamanın başlamasını sağlayabilir. Günlük kalori alımının 500 kcal’i azaltılması ve düzenli egzersiz ile kilo kaybı sağlanabilir.