Sitede Ara

Kalp Hastalıkları

Kalp hastalıkları, dünyada en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Türkiye’de kalp krizi geçirenlerin ortalama yaşı 35-65 arasında değişiyor. En büyük sorun ise genç nüfusta yaşanıyor. Gençlerde damar gelişimi tamamlanmadığı için kalp krizinin doğrudan ölüme neden olma riski, daha yaşlı nüfusa göre daha yüksektir. Yaşlılarda ana damar tıkansa bile yan damarların devreye girmesi hayati riski azaltırken gençlerde kollateral damar dediğimiz yan damarlar gelişmediği için ölüm riski daha fazladır. Bu nedenle gençlerde ana damar tıkandığında, yan damarlar gelişmediği için hazırlıksız yakalanan kalp, ani bir şekilde durarak ya da ritim bozukluğu gelişerek hastanın hastaneye dahi ulaşamadan hayatını kaybetmesine yol açabilmektedir. Genç yaşta kalp krizi geçiren kişilerin %30’nun ailesinde de benzer öyküler bulunmaktadır. Sağlıklı yaşam için bilinçli yapılan sporun olumlu etkileri saymakla bitmeyecek kadar çoktur, ancak bilinçsizce yapılan ve hareketsiz ya da sporsuz yaşayan kişilerin aniden yüksek şiddetli antrenmanlara başlaması da riskler taşımaktadır. Bunun için antrenman şiddeti zamanla kademeli olarak arttırılmalı, daha çok daha çabuk yarar sağlarım umuduyla zorlayıcı antrenmanlara hemen geçilmemeli kademeli artış yapılmalıdır.

Sporcularda ani ölümlerin en sık sebebi kalp damar hastalıklarıdır. Peki neden ?

Sporcu ölümlerinin yüzde 90’ı spor esnasında gerçekleşiyor. Yüzde 85’inin nedeni de bilinen ya da bilinmeyen kalp-damar hastalıkları. Ölümlerin % 7’si profesyonel sporcularda, % 22’si üniversite öğrencilerinde ve yüzde 62’si de lise öğrencilerinde meydana geliyor. Sporcuların sadece % 18’inin ölmeden önce bir rahatsızlığı mevcuttur. Otuz beş yaşın altındaki sporcularda kalp durmasının en sık görülen nedeni hipertrofik kardiyomiyopati dediğimiz kalp duvarında kalınlaşmaya yol açan genetik geçişli kalp hastalığı iken iken bu yaşın üzerindeki sporcularda kalp damar tıkanıklığı baş sorumlu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı sporcularda gelişen “sporcu kalbi sendromu” denilen tabloda görülen kalp büyümesi, kalp hızında yavaşlama ve kalp üfü rümü gibi bulguların hipertrofik kardiyomyopati denilen gerçek ve ölümcül olabilen hastalıktan ayırt edilmesi güç olabilir. Yaş ilerledikçe spor esnasında ani ölüm gelişme sıklığı artan kalp damar risk faktörlerinin artışıyla 1:50.000 değerlerine yükselmektedir. Yapılan çalışmalarda, genç sporcular arasındaki ani ölüm olgularının çoğunun erkek olup özellikle futbolcular ve basketbolcular arasında gözlendiği saptanmıştuır saptanmıştır. Yoğun stres altındaki rekabet sporları yapan sporcularda adrenalin seviyesi yükselir ve bununla beraber performans arttırıcı bazı ilaç kullanımları da eklendiğinde kalp damarı içinde biriken kolesterolden zengin plaklar yırtılır ve damar içindeki kan pıhtılaşarak aniden damarların tıkanmasına neden olabilir. Yoğun ve şiddetli egzersiz, tüm iç organlarda yer alan ve özellikle kalpte çalışmayı artıran bir sinir ağı olan sempatik sistemin aktive olmasını sağlamakta ve aşırı aktive olan sistem plaklı kalp damarlarında plağın yırtılmasını tetiklemektedir. Buna karşın düzenli egzersiz yapanlarda sempatik sistemi dengeleyen parasempatik sistem de aktiftir. Bu da kalbin daha dengeli halde kalmasını; kalp damarı içindeki plakların stabil kalmasını sağlar

 Kimler risk altında ?

Sigara kullananlar, şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol ve trigliserid yüksekliği, doğumsal kalp rahatsızlığı olan sporcular, egzersiz sırasında ya da sonrasında bayılma, baş dönmesi ve göğüs ağrısı şikayeti olan sporcular ile ailesinde ya da yakın akrabalarında kalp problemine bağlı ölüm ya da 50 yaşından önce ani ölüm vakası olan sporcular risk altındadır.

Sporcularda Kalp Krizi nasıl önlenir?

Yarışmalı sporlara katılmadan önce yapılacak olan değerlendirmeler ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Kardiyak tarama sporcuların yaşlarına ve risk faktörlerine göre özellikli olarak uygulanmalıdır Özellikle 35 yaş üzerindeki sporcular spora katılım öncesinde mutlaka taranmalıdır. Genç sporcularda (yaş ≤ 35 ) tarama genetik kalp hastalıklarını araştırmaya yönelik olmalıdır; orta yaşlı sporcularda ise ani kalp durmasının en sık sebebi yukarıda da belirtildiği üzere koroner arter hastalığıdır ve sporcular öncelikle buna yönelik araştırılmalıdır. Sporcularda muayenede ilk olarak yapılması gereken riskin belirlenmesi olmalıdır. Ardından detaylı bir şekilde sporcunun şikayetleri sorgulanmalı, fiziksel muayene, tam kan tahlili ve Elektrokardiyografi tetkiki yapılmalıdır. Sporcuda herhangi bir belirti saptanmışsa veya şüphe oluşmuşsa Ekokardiyografi ve Efor testleri planlanmalıdır. Gerek görülmesi halinde Holter, kalp MR, koroner anjiyografi, elektrofizyolojik çalışma (EFÇ) ve genetik testler uygulanabilir. Maalesef mevcut araştırma yöntemlerinin yüzde 100 özgül ve duyarlı olması da söz konusu değildir.

Spora başlarken nelere dikkat edilmeli?

Hareketsiz bir hayat sürenler eğer yukarıda belirtilen risk faktörlerine sahipse ve ağır spor yapmak istiyorsa muhakkak spora başlamadan önce kardiyolojik muayeneden geçmeli.
Spor, yemeğin üzerinden en az 2-3 saat geçtikten sonra yapılmalı; sabah erken saatler, aşırı sıcak, soğuk ve nemli havalar tercih edilmemeli.
Sporda kalp ritminin ve kalp hızının kontrolu çok önemlidir. Kişiye uygun Hedef Kalp Hızı: 220’den yaşın çıkarılması ile kalan sayının %50’si ile % 70’i arasında olmalıdır.
Egzersizlerden önce 10–15 dakikalık ısınma süresi olmalı, esas egzersiz dönemi hastaya uygun kalp hızında (İdeal olarak %50 x (220 - Yaş)) 15–30 dakika sürmeli, bitiminde 5–10 dakika soğuma evresi olmalı.
Soğuma, gevşeme ve toparlanma evresi olmalı.
Egzersizler haftada en az 3 defa, tercihen hergün düzenli yapılmalı, kalp sağlığı için 1 saat boyunca 5 km yokuşlu olmayan açık havada tempolu yürüyüş önerilir.
Eğer spor sırasında göğüste sıkışma hissi, normalin dışında nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi gibi şikâyetler ortaya çıkarsa derhal durup doktora görünmeli.
Mutlaka egzersizden önce 24 saatte 1,5-2 ml su alınmalı; egzersizden 2 saat önce 400-600 ml sıvı alınmalı; egzersizden hemen önce 125-250 ml alınmalı.
Egzersiz esnasında; her 15-20 dk 150- 200 ml olmak üzere 1-1,5 saatlik bir egzersizde 500-1000 ml su alınmalıdır.
Soğuk suda duş almamalı, yüzmemeli; egzersizlerden sonra aşırı sıcak ya da soğuk duştan veya saunalardan kaçınıl

20 Mart 2018, Salı