ONLİNE İŞLEMLER
Medipol Üniversitesi Vatan Klinikleri Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümünden Uzm. Dr. Narmin Ahmadli, koronavirüs pandemisi döneminde artan postür bozukluğuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Dr. Ahmadli, pandemide evde kalma süresinin uzamasıyla giderek yaygınlaşan hareketsiz yaşamın omurga sağlığını tehdit etmeye başladığını belirterek “Telefon, tablet, bilgisayar ve televizyon karşısında uzun süren hareketsiz yaşam erken yaşta boyun düzleşmesi, sırtta kamburluk, omurga ağrısı, bel fıtığı ve kireçlenmelere de sebebiyet verdi. Postür vücut kısımlarının birbiriyle ilişkili pozisyonu, dizilimi veya duruş şeklidir. Statik ve dinamik olarak ayırabiliriz. Oturma, ayakta durma, yatma sırasında vücudun duruş şeklini statik, hareket sırasındaki şeklini ise dinamik postür olarak tanımlayabiliriz” dedi. "Uyku bozukluğu kötü postür nedeni" Dr. Ahmadli, kötü postürün nedenlerini şöyle açıkladı: "Omurgada görülen başlıca duruş bozuklukları servikal lordozda düzleşme, baş önde postür yani başın öne doğru eğik olması, artmış kifoz dediğimiz kamburluk, artmış lordoz yani çukur bel, düzleşmiş bel ve arkaya eğik beldir. Çevresel faktörler, yapısal bozukluklar, eğitim eksikliği, alışkanlıklar, kötü oturma ve çalışma koşulları, uyku bozuklukları, ruhsal durum bozuklukları kötü postüre neden oluyor. Çok uzun süre masa başında oturmak veya bilgisayar karşısında durmak, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen cep telefonlarıyla uğraşmak, araba sürmek, televizyon seyretmek postür problemine davetiye çıkartıyor. En çok yapılan hatalar başın çok önde olması, sırtın çok kambur olması, omuzların öne doğru yuvarlanması, karnın çok önde olmasıdır. Günün büyük kısmını oturarak ve dizleri bükük şekilde geçiren insanların çoğunda duruş bozukluğuna yol açacak problemler meydana gelir". "Postür için cep telefonunu doğru kullanın" Postür bozukluğunun insan vücudunda yıllar içerisinde yavaş yavaş geliştiğine dikkat çeken Dr. Ahmadli, "Cep telefonu veya tablete bakarken uzun süre başımızı 30 derecelik bir açıyla öne eğmemiz kendi kafa ağırlığımızın 3-4 katı miktarda omurgamıza aşırı yük bindirir. Yük arttığında omurgalar arasındaki diskler fazla ağırlıkla karşılaşır ve diskte dejenerasyon başlar. Bunlar sertleşmeye, su kaybına, yırtılma ve fıtıklara kadar giden bir bozulma sürecine neden olur. Yanlış postür boyun, sırt, omuz, bel ve bacak ağrılarına neden olmaktadır. İnsanların yüzde 80'inden fazlası hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşamaktadır" ifadelerini kullandı. "Doğru duruş ağrıya neden olmaz" Dr. Ahmadli, doğru ve iyi postürün minimum enerjinin kullanıldığı, bağlar, kemikler ve eklemlerde en az yüklenmenin olduğu pozisyon olduğuna değinerek, "Doğru postürde omurganın normal eğrilikleri korunmuştur ve ağrıya neden olmaz. Yorucu değildir ve görünüş olarak da estetiktir. Öncelikle kişi kas iskelet sistemi ile ilgilenen hekim tarafından muayene edilmelidir. Hasta yürürken değerlendirilmeye başlanır, üstünü çıkardıktan sonra önden, yandan ve arkadan iyi bir muayene ile postural bozukluk saptanır. Omurgaya yandan baktığımızda arkaya doğru olan aşırı eğriliklere kifoz, önden ve arkadan baktığımızda yana doğru olan eğriliklere skolyoz adını veriyoruz. Buradaki amacımız bizi ayakta tutan ve omurgamızı destekleyen kas-iskelet sisteminin değerlendirilmesidir. En sık karşılaştığımız problemler sırt ve karın kaslarındaki kuvvetsizlik, boyun ve bel çevresindeki kaslarda gerginlik ve kısalıktır. Bunlar tespit edilip kişinin en belirgin problemi ortaya konulduktan sonra kişiye özel tedavi programı düzenlenerek bu bozukluklar tedavi edilebilir. Tedavi edici egzersizler zayıf olan kasların kuvvetlendirilmesi, kısalmış kasların açılması, kısıtlı eklemlerin eklem hareket açıklığının sağlanması, yürüyüş, yüzme bisiklet gibi aerobik egzersizlerin eklenmesi ile kişiye özel egzersiz programı düzenlenmelidir. Bunun yanı sıra kişinin günlük yaşam alışkanlıklarını gözden geçirmesi, varsa yanlış alışkanlıkları ile ilgili bilgilendirilmesi de tedaviye programına dahil edilmelidir" dedi. İdeal duruşlar için püf noktalar Dr. Ahmadli, doğru postürleri açıklayarak sözlerini şöyle tamamladı: "İdeal ayakta duruşta baş dik, karşıya bakar. Omuzlar geride ve gevşek, kulak hizasında, karın düz, göğüs önde ve dizler düzdür. Omuzlar ve kalçalar da aynı seviyededir. Yatma en az enerji harcanan pozisyondur. İdeal yatış pozisyonunda ise omurganın normal aksı korunmalıdır. Yatak vücut segmentlerini destekleyecek sertlikte olmalı, vücut ağırlığı ile yaylanmamalıdır. Yana yatışta dizler arasında, sırt üstü yatışta dizler altına yastık önerilir. Yastık boyundaki çukurluğu desteklemelidir. Yüksek yastık önerilmez. Yüksek yastık boyunu yan yatışta lateral fleksiyona, sırt üstü yatışta fleksiyona zorlar. İdeal oturma postüründe de yük her iki kalçaya eşit dağıtılmalı. Dizler 90 derece açıda ve omuzlar gevşek olmalı. Bacakların ağırlığı ayaklar ile desteklenmelidir. Son olarak ideal çalışma postüründe ise sandalyenin arkası yüksek olmalı, bel çukuru desteklenmeli, masa yüksekliği ve eğimi ayarlanabilmeli. Monitör göz hizasında olmalı, kolların desteklenmesi omuz ve boyuna binen yükü azaltır".