Menopoz dönemindeki bir kadın için en büyük risklerden biri, basit bir düşmenin bile ciddi bir kırıkla sonuçlanabilmesidir. Medipol Sağlık Grubu’ndan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Duygu Işıl Gencer, “Menopozda östrojen hormonunun azalması kemik yıkımını hızlandırıyor ve kırılganlığı artırıyor” sözleriyle, bu doğal dönemin getirdiği gizli tehlikeye işaret ediyor. İstanbul Medipol Üniversitesi Uluslararası Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu ise menopozu yaşamın doğal bir geçiş dönemi olduğunu söyledi.
Menopoz, kadınlarda yaşa bağlı olarak yumurtalık fonksiyonlarının sona ermesiyle adet döngülerinin kalıcı olarak bittiği doğal bir yaşam evresidir. Sadece sıcak basmaları ve hormonal dalgalanmalarla sınırlı olmayan menopozda asıl tehlike, vücudun iskeletini ayakta tutan kemiklerde yaşanıyor. 18 Ekim Dünya Menopoz Günü ve 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü’nde Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Duygu Işıl Gencer, “Bu dönemde kemik yıkımı hızlanıyor ve kırılganlık artıyor” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu ise menopozu yaşamın doğal bir geçiş dönemi olduğunu söyledi.
MENOPOZDA OSTEOPOROZ RİSKİ ARTIYOR
Dr. Öğr. Üyesi Duygu Işıl Gencer, “Osteoporoz, yani kemik erimesi, genellikle sessiz ilerleyen bir hastalıktır ve çoğu zaman ciddi kırıklar oluşana kadar fark edilmez. Menopoz döneminde özellikle östrojenin azalması, kemik yıkımını hızlandıran hücrelerin artışına neden olur ve kemiklerin kırılganlığı giderek yükselir. Kadınlar çoğunlukla boyda kısalma, sırt veya bel ağrısı, kamburluk gibi belirtilerle karşılaşsa da çoğu zaman osteoporoz akla gelmez. Ayrıca genetik faktörler, ırk farklılıkları ve yaşam tarzı da kemik sağlığını etkileyen önemli unsurlar arasında yer alır” dedi. Dr. Gencer, menopozda kemik sağlığının göz ardı edilmemesi gerektiğini ve düzenli kontrollerin kritik önem taşıdığını vurguladı.
KORUNMA VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Dr. Gencer, menopoz döneminde kemik kaybını önlemek ve yaşam kalitesini yükseltmek için uygulanabilecek tedavi ve önlemleri ayrıntılı biçimde anlattı: “Hormon replasman tedavisi, özellikle östrojen eksikliğinin neden olduğu kemik yıkımını azaltmak ve kemik yapımını artırmak için kullanılır. Bunun yanı sıra kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, bifosfonatlar ve SERM (Seçici Östrojen Reseptör Modülatörleri) gibi ilaçlar kemik mineral yoğunluğunu artırmada etkili yöntemlerdir. Kadınların düzenli egzersiz yapması, haftada en az üç gün tempolu yürüyüş, pilates veya yoga gibi kas güçlendirici aktiviteleri hayatlarına dahil etmesi büyük önem taşır. Dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam tarzı da kemik sağlığının korunmasına katkı sağlar. Bu yöntemlerle menopoz dönemindeki kadınlar, olası kırık risklerini azaltabilir, kemiklerini güçlendirebilir ve şiddetli ağrıların önüne geçerek daha kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürebilir” ifadelerini kullandı.
KEMİK KAYBINI ÖNLEMEK MÜMKÜN
Dr. Gencer sözlerini şöyle tamamladı: “Bu konuda yapılan WHI çalışması menopoz dönemindeki kadınlarda hormon tedavisi başlanırsa kalça kırık riskinde yüzde 34 azalma göstermiştir. Tedavi başlanmadığı takdirde ise aynı yaş grubu erkeklere göre kadınlarda kırık ve osteoporoz riskinin beş kat daha fazla olduğu görülmüştür. 2024 yılındaki Kuzey Amerika Menopoz topluluğunun açıklamış olduğu bildirgede 60 yaş altı veya menopozdan sonraki ilk 10 yıl içerisinde başlanan tedavinin kemik kaybını önleme ve kırık riskini azaltma açısından gerekli olduğunu belirtmişlerdir.”
MENOPAZ GEÇİŞ DÖNEMİ HASTALIK DEĞİL, YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu, menopozun bir hastalık değil, kadın yaşamında doğal bir geçiş dönemi olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Durmuşoğlu, “Dünya genelinde 667 milyon kadının menopoz çağında olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde ise yaklaşık 9 milyon kadın bu dönemde. Kadınların beklenen yaşam süresi 80’li yıllara ulaştığı için menopoz çağındaki kadın sayısı giderek artıyor. Bu dönemde sıcak basmaları, konsantrasyon bozuklukları ve son zamanlarda sıkça duyulan ‘beyin sisi’ gibi belirtiler görülebiliyor. Ancak menopoz, tek bir şeyin sonu, örneğin anne olma dönemi dışında, hiçbir şeyin sonu değildir. Menopoz, yaşamın ikinci dönemine bir başlangıç olarak görülmelidir” dedi.
BİLİNÇLİ YAŞAM VE EĞİTİM ÖNEMLİ
Prof. Dr. Durmuşoğlu, menopoz döneminde kadınların psikolojik ve fiziksel sağlığını korumanın önemine dikkat çekerek, bilinçli bir yaklaşımın gerekliliğini belirtti: “Menopoz döneminde kadınların çoğu yanlış bir şekilde her şeyin bittiğini düşünerek depresyona girebiliyor. Biz Türkiye Menopoz Derneği olarak hem kongrelerde hem halk eğitim programlarında kadınları ve hekimleri bu konuda bilgilendiriyoruz. Bu dönemde sıcak basmaları ve diğer belirtiler doğal fizyolojik olaylar olup, doğru yaşam tarzı ve bilinçli tedaviyle yönetilebilir. Menopoz bir hastalık değil, yaşamın doğal bir parçasıdır. Kadınlar, doğru bilgiler ve önlemlerle bu dönemi sağlıklı ve aktif şekilde geçirebilirler” ifadelerini kullandı.
WEB HABERLERİ:
https://www.internethaber.com/menopozda-farkindalik-ve-saglikli-yasam-onemli-2416051h.htm
https://n24.com.tr/menopoz-doneminde-egzersiz-ve-beslenmenin-onemi-vurgulandi