ONLİNE İŞLEMLER
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özsütçü, “Hava kirliliği ve küresel ısınmanın kalp ve akciğer kadar göz üzerinde de yıkıcı etkisi var. Özellikle hava kirliliğinin görüldüğü şehirlerde yaşayanlar risk altındalar. Havadaki zararlı gaz ve partiküllerdeki artış, gözün ön yüzeyinde tahriş, kızarıklık, yabancı cisim hissine yol açıyor. Tedavi ihmal edildiğinde görme bulanıklığına ve görme kaybına giden sonuçlara sebep olabiliyor” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özsütçü, hava kirliliğinin göz sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine ve soruna karşı alınacak önemlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
21’inci yüzyılda iklim değişikliği ve hava kirliliğinin, insan sağlığı ve ölüm oranlarını dramatik bir biçimde etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Özsütçü, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: Hava kirliliği ve küresel ısınma sağlık üzerinde yüksek tehdit oluşturdu. Solunum ve kardiyovasküler hastalıkların gelişimini doğrudan etkileyen hava kirliliği göz sağlığını da hedef alıyor. Özellikle sıcaklıkların yükselmesi ve düzensiz yağış dağılımı; hastalığa neden olan virüs, enfeksiyon gibi tehlikenin dağılımını da değiştiriyor. Hava kirliliğindeki zararlı gaz ve partiküllerdeki artış miktarı gözün tolere edeceğinden çok yüksek miktarlara çıkıyor. Bu da görme kayıplarına varan sorunlara yol açıyor.
Özellikle kontakt lens kullananları hava kirliliğinin olumsuz etkileri konusunda uyaran Özsütçü, “Hava kirliliğine bağlı gözün ön yüzeyi rahatsızlığı kontakt lens kullananlar daha fazla hissediyor. Havadaki toz ve partiküller lense yapışıyor. Gözde alerjik problemlerin baş göstermesi, göz kuruluğu, görme sorunları gibi problemler gelişiyor” bilgisini verdi.
Havada bulunan kimyasal partiküllerin retinaya toksik etkisine bağlı yaşa bağlı makula dejeneransı (sarı nokta hastalığı) riskinde artış görüldüğünün altını çizen Özsütçü, çalışmalara devam edilen bir diğer konu ise hava kirliliğinin yarattığı uzun vadede glokom denilen hastalığa sebep olan göz içi basıncının artışı olduğunu bildirdi.
Hava kirliliği nedenleri ve sonuçlarının doğrudan insanlarla ilgili olduğunu ifade eden Özsütçü, bu kirliliğe insanların değişen yaşamları neden olurken ortaya çıkacak olumsuz koşullardan da yine insan sağlığının etkileneceği uyarısında bulundu.
Özsütçü, Hava kirliliği ve değişen yaşam koşullardan gözlerimizi korumak için şu tavsiyelerde bulundu;
Bulunduğumuz kapalı ortamlar bol bol havalandırılmalı, oda nemli tutulmalı, doğa yürüyüşleri yapılmalı, ekran maruziyeti minimumda tutulmalı. Ekran maruziyetini azaltmak ve göz kuruluğunu önlemek için 20-20 kuralını uygulayın. 20 dakikalık çalışmanın ardında 20 saniye gözlerinizi dinlendirin.
Bulunduğunuz kapalı alanlardaki nem seviyesini artırın. Böylece göz ön yüzeyinin kurumasını engellemiş olursunuz.
Rüzgarlı havalarda gözyaşı buharlaşmasını en aza indirmek için gözlük kullanın. Yaz aylarında güneş gözlüğü kış aylarında ise kar gözlükleriyle güneşten gelen UV maruziyeti minimuma indirin. Bol su tüketerek gözün ön yüzeyi yüzeyin nemli tutulmasını sağlayın.
Hava kirliliğinin yarattığı göz ön yüzey rahatsızlıkları semptomatik tedavilerle iyileştirilebileceğini dile getiren Özsütçü, sözlerine şöyle sonlandırdı; “Yakın takip ve gerektiğinde doğru müdahale en etkili yöntemdir. Sıklıkla hava kirliliğine bağlı göz hastalıkları semptom göstermese dahi artmış risk altındaysanız ve acil bir durum varlığında göz doktorunuza başvurunuz.”