Sitede Ara

Çocukluk Çağı İşitme Kayıplarında Erken Müdahale Çok Kritik

Medipol Sağlık Grubu’ndan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hilmicem Kaya, çocukluk çağında ortaya çıkan işitme kayıplarının nedenlerini ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı bir şekilde açıkladı. Yenidoğan döneminde yapılan işitme tarama testlerinin önemine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Kaya, orta kulak enfeksiyonlarının ve tedavi yöntemlerinin önemini vurguladı.
 
Medipol Sağlık Grubu Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hilmicem Kaya, çocukluk çağında görülen işitme kayıplarının yenidoğan döneminden erişkin yaşa kadar geniş bir dönemi kapsadığını belirtti. Özellikle yenidoğan döneminde genetik ve genetik olmayan nedenlerden kaynaklanan işitme kayıplarının tespit edilmesinde 2004’ten itibaren uygulanan işitme tarama testlerinin kritik rol oynadığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Kaya, orta kulak enfeksiyonlarının çocuklarda sıklıkla karşılaşılan bir sorun olduğunu söyledi. Bu enfeksiyonların tanı ve tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktaları açıklayan Kaya, ebeveynlere ve sağlık profesyonellerine rehberlik edecek önemli bilgiler verdi.

“Yenidoğan bebeklerde işitme kayıpları farklı sebeplerle oluşabilir”

Çocukluk çağı işitme kayıplarının genetik nedenlerle olabileceği gibi anne karnında geçirilen enfeksiyonlar veya genetik olmayan sebeplerden oluşabileceğini dile getiren Medipol Pendik Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hilmicem Kaya, “Çocukluk çağı işitme kayıpları, yenidoğan döneminden erişkin yaşa kadar olan dönemi kapsamaktadır. Yenidoğan dönemindeki işitme kayıpları, genetik nedenler olabileceği gibi anne karnında geçirilen enfeksiyonlar veya uzamış sarılık gibi genetik olmayan sebeplerle de oluşabilir. Bu nedenle ülkemizde 2004’ten itibaren her yeni doğan bebek için işitme tarama testi uygulanmaktadır. Doğum sonrası ilk 3 günde yapılan işitme tarama testinden “Kaldı” ve “Geçti” sonuçları alınmaktadır. “Kaldı” sonucu alınan bebeklerde daha detaylı testlerle işitme değerlendirmesi yapılır. “Geçti” sonucu ise bebeğin işitmesinin normal kabul edildiği anlamına gelir; ancak yoğun bakımda kalma, uzamış sarılık veya menenjit gibi durumlarda daha detaylı testler gerekebilir.” diye konuştu.

“Orta kulak enfeksiyonuna dikkat”

Çocukların büyük çoğunluğunun en az bir kez orta kulak enfeksiyonu geçirdiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Hilmicem Kaya, “Çocuğun sonraki hayatında ise sıklıkla orta kulak patolojilerine bağlı sorunlar ve buna bağlı işitme kayıpları karşımıza çıkmaktadır. Çocukların büyük çoğunluğu, en az bir kez orta kulak enfeksiyonu geçirmektedir. Hastalığın sebebi olarak çocuktan ve çevreden kaynaklanan birçok faktör ortaya konmuştur. Bunların en önemlilerinden biri östaki tüpünün disfonksiyonudur. Hava ile orta kulak arasında basınç dengelemesinde yer alan bu yapı, küçük çocuklarda istenilen düzeyde çalışmamaktadır. Ayrıca, geniz eti bölgesindeki sorunlar da bu kanalın çalışmasını olumsuz etkilemektedir. Bir takım bakteri, virüsler ve bunların bu bölgede yerleşmesi de orta kulak basınç dengesinde anormalliklere ve buna bağlı işitme problemlerine yol açmaktadır. Alerji ve reflü de sık orta kulak enfeksiyonu oluşumunda etkili olduğu düşünülen diğer hastalıklardır. Ayrıca risk faktörü olarak bağışıklık sistemindeki sorunlar, sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme, kış mevsimi, sigara dumanı maruziyeti, diğer çocuklarla yakın temas, obezite ve emzik kullanımının da rolü olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur.” şeklinde konuştu.

“Menenjitten yüz felcine kadar farklı sorunlara yol açabilir”

Orta kulak enfeksiyonunda tedavi süresi ve seçiminin çocuğun yaşı ve risk faktörlerine göre değişebileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kaya, “Orta kulak enfeksiyonları akut ve efüzyonlu olmak üzere iki farklı şekilde ele alınabilir. Akut orta kulak iltihabında ani kulak ağrısı, kulakta dolgunluk hissi, işitme kaybı ve dengesizlik gibi yakınmalar olabilir. İki yaş altı çocuklarda huzursuzluk, sürekli ağlama, hasta kulakla oynama, iştahsızlık, ateş ve kusma daha belirgin belirtilerdir. Bazı durumlarda kulak akıntısı da görülebilir. Bu şikayetler ile doktora başvuru sonrasında uygun antibiyotikler ve ağrı kontrolü ile tedavi sağlanır. Tedavi süresi ve seçimi, çocuğun yaşı ve risk faktörlerine göre değişir. Orta kulak enfeksiyonunun ilerlemesi halinde menenjitten, yüz felcine dek farklı komplikasyonlara neden olabileceği her zaman akılda tutulmalıdır.” dedi.

“Uzun süren orta kulak enfeksiyonu çocuklarda bilişsel ve dil gelişimini olumsuz etkiler”

Çocukluk çağında işitme kayıplarının en büyük sebebinin efüzyonlu otitis media olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Kaya, “Efüzyonlu otitis media, akut orta kulak enfeksiyonu belirti ve bulguları olmadan orta kulakta sıvı bulunmasıdır. Çocukluk çağında işitme kayıplarının en sık nedenidir. Kendiliğinden gerileme ve tekrardan oluşma periyotları ile hastalık seyreder. Atakların büyük çoğunluğu 3 ay içinde kendiliğinden iyileşse de çocukların yaklaşık yüzde 30-40’ında efüzyon yani sıvı tekrarlar. Atakların yüzde 5-10’u ise 1 yıl veya daha uzun sürebilir. Bu sıvı ve buna bağlı gelişen işitme kaybı, çocukta bilişsel ve dil gelişimini olumsuz etkiler. Öğrenme güçlüğü ve davranışsal sorunlara yol açarak çocuğun hayat kalitesinde bozulmaya yol açar. Pasif sigara içiciliği, diğer çocuklarla sık karşılaşma ve temas, alerji, geniz eti ve buna bağlı gelişen östaki disfonksiyonuna yol açan diğer tüm nedenler kolaylaştırıcı faktörler olarak ele alınmaktadır. Bu nedenlerden biri olan geniz eti, orta kulaktaki sıvının takibinde ve tedavisinde de önemli bir yer tutmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“4 yaş altı çocuklarda geniz eti operasyonu da öneriliyor”

Tedavi yöntemlerinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Kaya, “Tedavide en başta cerrahi ve ventilasyon tüpü uygulanmaktadır. Zamanlaması mevcut risk faktörlerinin varlığına göre değişir. Dünya literatüründe, 4 yaş altındaki çocuklarda ventilasyon tüpü uygulamasının yanı sıra geniz eti operasyonunun da tedaviye dahil edilmesi önerilmektedir. Bu nedenle bu iki ameliyat sıklıkla birlikte yapılmaktadır. Tüplerin kısa ya da uzun süreli kalması için farklı tiplerde uygulamaları mevcuttur. Çocukluk çağında daha sıklıkla uygulanan kısa süreli tüpler, 6 ay-1 yıl arasında dış kulak yoluna düşmektedir. Ameliyat sonrası takiplerde kulak burun boğaz uzmanı tarafından çoğunlukla poliklinik şartlarında kulak tüpleri dış kulak yolundan alınmaktadır. Sonrasında ise orta kulaktaki sıvının tekrarı ve işitme değerlendirmesi için kontroller devam ettirilmelidir.” şeklinde konuştu.

“Tedavide yüz güldüren sonuçlar”

Tedavi sürecinin kulak burun boğaz uzmanı rehberliğinde aile ile birlikte yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Kaya, “Çocukluk çağı işitme kayıplarının tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilmekte olup, bu operasyonlar önemli bir yer tutmaktadır. Risk faktörlerini belirlemek, ilaç tedavilerini uygun ve doğru zamanda kullanmak, sonrasında ise gerekli durumlarda cerrahiye karar vermek, kulak burun boğaz uzmanı rehberliğinde aile ile beraber yürütülmesi gereken bir süreçtir.” dedi. 

 


04 Eylül 2024, Çarşamba