ONLİNE İŞLEMLER
Medipol Sefaköy Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Murat Sarıkaya, “Çikolatalı ve naneli gıdalar, boğaz reflüsüne zemin hazırlıyor. Boğaz ağrısı, ses kısıklığı, boğazda yumru hissi, boğazı temizleme ihtiyacı ve kronik öksürük, boğaz reflüsünün başlıca belirtileri olarak görülüyor” dedi.
Medipol Sefaköy Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Murat Sarıkaya, halk arasında boğaz reflüsü olarak da bilinen laringofaringeal reflü hakkında açıklamalarda bulundu. Boğaz reflüsünün, mide reflüsünden farkını açıklayan Doç. Dr. Murat Sarıkaya, “Boğaz reflüsüne sahip kişiler Gastroözofagial reflünün göğüs arkasında yanma gibi klasik semptomlarına sahip değildir. Boğaz reflüsüne sahip hastalarda boğaz ağrısı, ses kısıklığı, boğazda yumru hissi, boğazı temizleme ihtiyacı ve kronik öksürük gibi semptomlar ortaya çıkar. Ayrıca boğaz muayenesinde şişmiş ve kızarık gırtlak tespit edilebilir” bilgisini verdi.
Reflüyü tetikleyen etkenin beslenme alışkanlıkları olduğunu vurgulayan Sarıkaya, “Boğaz reflüsü diğer adıyla laringofaringeal reflü midede üretilen asit ve enzimlerin yemek borusunu aşarak boğaza ulaşması durumuna denir. Yemek borusunun alt ucunda bulunan kas yapısı yemek borusuyla mide arasındaki geçişi kontrol eder ve reflüyü önleyen mekanizmalardan birini oluşturur. Buradaki sfinkter denilen kas yapısının kapanmaması durumunda reflü oluşur. Aşırı kilolu ve aşırı stresli kişiler boğaz reflüsüne daha yatkın” diye ekledi.
Yatmadan 2-3 saat önce yemekten kaçınılması ve yatarken yatak başının yükseltilmesi reflüyü önlemede faydalı olabildiğini hatırlatan Sarıkaya, “Laringofaringeal reflünün semptomları başlangıçta diyet ve yaşam tarzı değişikliklerinin bir kombinasyonuyla tedavi edilir. Kafein içeren kahve, çay ve gazlı içecekler, alkol, çikolata ve nane içeren yiyecek ve içecekler koruyucu özofagus sfinkterini zayıflatır. Asitli ve baharatlı yiyecekler gırtlak seviyesinde reflüyü şiddetlendirir. Ayrıca bu gıdalar doğrudan boğaz bölgesinde tahrişe ve inflamasyona neden olabilir. Semptomları bulunan kişiler asidik olmayan alternatif ürünlere yönelmeli. Gazlı içecekler geğirmeye yol açar. Bu durum, mide asidi ve enzimlerin boğaza ulaşmasına ve tahrişe neden olabilir. Sigara içmek, yemeklerden sonra egzersiz yapmak ve sıkı giysiler giymekten kaçınılmalı” uyarılarında bulundu.
Boğaz reflüsünde, özellikle beraberinde yemek borusunda da yanma hissi olan hastalarda asit baskılayıcı ilaçlarla tedavi yapıldığını aktaran Sarıkaya, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Boğaz reflüsü tedavisinde kullanılan bu ilaçlar hekim denetiminde başlangıçta 6 ila 8 hafta süreyle alınır. Bu tedavinin devamına ve kesilme süresine hekim karar vermeli. Aksi taktirde laringeal ödem düzelmeyebilir ve daha fazla asit üretimi gözlenebilir. Belirgin ses kısıklığı, ağrılı yutması olan, boyunda kitlesi bulunan ve 50 yaş üzerindeki kişilerin endsokopi ve boğaz muayenesi ile değerlendirilmesi gerekiyor.”