ONLİNE İŞLEMLER
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Nefrolojisi Bölümünden Prof. Dr. Önder Yavaşcan, 12 Mart Dünya Böbrek Günü kapsamında aileleri uyardı. Prof. Dr. Yavaşcan, çocuklarda özellikle bebeklerde idrar yolu enfeksiyonlarının belirtilerine ilişkin “Sanılanın aksine çok sık görülüyor. Kendini ifade edemeyen 0-3 yaş arası idrar kontrolü olmadığı için daha riskli. Bu grupta idrar enfeksiyonu genellikle ateş, kusma, huzursuzluk gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Daha küçük yaş grubunda, hatta ilk bir ayda, vücut ısısının düşmesi, emmede zorlanma, etrafla ilgisinin azalması gibi belirtiler de yaşanabilir” dedi. BÖBREĞE ZARAR VEREBİLİR Bu gibi durumlarda hem ailelerin hem de hekimlerin idrar yolu enfeksiyonundan şüphelenmesi gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Yavaşcan, şunları söyledi: “Bazen ağlayan ya da kusan bir çocuğun boğazı ya da kulak zarı fizik muayenede bir miktar kızarmış bulunabilir. Bu bulgular hekimin kulak ya da boğaz enfeksiyonlarına yönelmesine idrar tahlili istememeye neden olabilir. Dolayısıyla idrar yolu enfeksiyonu tanısı konması zor, her zaman akla gelmeyen bir durumdur. Çocukluk yaş grubunda solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ateşin en sık ikinci sebebi idrar yolu enfeksiyonudur. Ateşli idrar yolu enfeksiyonları tekrarlıyorsa, altta yatan önemli üriner sistem problemlerinin tek belirtisi olabilir. Bunun da en sık sebebi idrar kesesine dolan idrarın tekrar böbreğe kaçması olarak bilinen vezikoüreteral reflü hastalığıdır. Diğer sebepler ise idrar yollarının ya da böbreğin tıkayıcı hastalıkları olup, bazen üriner sistem taşları da tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına sebep olabilir. Eğer tanı koyulmazsa tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu böbreğin zedelenmesine yol açabilir. Çünkü bu yaş grubunda böbrekler kolaylıkla zedelenebilir ve incinebilir.” ORGAN NAKLİNE KADAR GÖTÜRÜYOR Prof. Dr. Yavaşcan, çocukluk çağındaki idrar yolu enfeksiyonlarının tanı almaz, tekrarlar ile seyreder ve altta yatan nedenler ortaya çıkarılmaz ise kronik böbrek hastalığı, hipertansiyon ve buna bağlı kalp damar hastalıklarına hatta böbrek yetmezliğine yol açabildiğine değinerek, şu bilgileri paylaştı: Şöyle bir örnek verelim; hala ülkemizde 18 yaş altında diyalize giren çocuk yaş grubunda böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni üriner sistem problemleridir. Bunların bir bölümü önlenebilir nedenlerdir ve büyük olasılıkla bu hastalar çocukluk yaşlarında tekrarlayan ateş kusma huzursuzluk gibi bulgular ile idrar yolu enfeksiyonu geçirmiş olmaları oldukça yüksek ihtimaldir. İDRAR KAÇIRIYORSA DOKTORA DANIŞILMALI Türk Nefroloji Derneği’nin verilerine göre günümüzde 18 yaş altı diyaliz grubunun yaklaşık 1000 civarında olduğunu ve bunların yüzde 35 ila 40’nın üriner sistem problemine bağlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yavaşcan, şu değerlendirmede bulundu: Bunların önemli bir bölümü erken tanıyla önlenebilir. Mesela İskandinav ülkelerinde bu oran son derece düşük. Her 10 hastada bir veya 0,5 olarak tahmin ediliyor. Çünkü bu yaş grubu bu ülkelerde daha erken idrar yolu enfeksiyonu tanısı alıyor. Yaklaşık 3 yaşından sonra çocuk ağrıyan yerini gösterebilir. Sıkıntısını anlatabilir anlatmasa bile bez takmadığı için idrar yolu şikayetlerini anne ya da baba gözlemleyebilir. Çocuk normalin aksine idrara sıkışarak, telaşlı gitmeye, kaçırmaya başladıysa doktora başvurulmalı. Biz diyoruz ki özellikle 0-3 yaş arası çocuklarda ateş, kusma ve huzursuzluk bir aradaysa ve grip gibi öksürük gibi solunum yollarını düşündüren bulguları yoksa ateşin sebebi olarak ilk sırada idrar yolu enfeksiyonunu düşünmeliyiz. ANNE SÜTÜ ENFEKSİYONU AZALTIYOR Prof. Dr. Yavaşcan, sürekli idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocukta iştahsızlığa bağlı kilo alımı ve gelişiminde duraksama meydana gelebileceğini işaret ederek, şu ifadeleri kullandı: “Bir aylık bebeklerde bu belirtiler biraz daha belirsiz. Yani vücut ısısında düşme veya yükselme, emmede azalma, tepkisizlik gibi önemli belirtilere yol açabiliyor. İdrar tahlili akla gelmeli ve test sonucu enfeksiyon olasılığını gördükten sonra hemen uygun şartlarda alınan bir idrar kültürü sonrası tedavi vakit kaybetmeden başlanmalı. Ebeveynler bez değiştirirken idrarda farklı bir koku fark ettiklerinde enfeksiyon akıllarına gelmeli. Bezler uzun süre değiştirilmeden bekletilmemeli. Ayrıca çocukların alt temizliği önden arkaya olmalı, her seferinde tek bir ıslak mendil kullanarak temizlenmeli. Bebekleri leğen tipi küvetlerde banyo yaptırmak da oldukça sakıncalı bir durum. Duş şeklinde banyo yaptırmak daha uygun bir davranış. Bunun dışında kabızlığın önüne geçilmeli. Kaliteli beslenmek her türlü enfeksiyon riskinden insanı korur. Eğer o yaş grubu anne sütü alıyorsa idrar yolu enfeksiyonu daha az görülüyor. Emziren anneler kesinlikle kaliteli beslenmeli. Özellikle sıcak havalarda ateşli çocuklarda, ağlaması uzun süren çocuklarda yaşı ne olursa olsun mutlaka su ikram etmeliyiz.” BEBEĞİNİZE SU İKRAM EDİN İnsanoğlu ve tüm canlılar için suyu kaybettiğimizde susuyoruz ve su istiyoruz. Özellikle 6 aydan 3 yaşına kadarki sürede su tüketiminin çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Yavaşcan, şöyle konuştu: “İlk bir yaşın ilk yarısında zaten sıvı ağırlıklı besleniliyor. Ama bu yaş grubu suyu istediğini yani susadığını ifade edemeyen bir yaş grubu. Bu yaş grubunda bebekler, anne sütü ağırlıklı ya da anne sütünün yetmediği durumlarda çok razı olmasak da mama ile takviye edilerek besleniyorlar. Bu beslenme türünde zaten yüzde 70 ila 80 arasında su bulunur. Bu yaş grubunda bu beslenmeye rağmen su verilmez anlamı çıkmamalı. Özellikle sıcak mevsimler, çocukların ağlaması yani göz yaşı bile çocuklar için önemli su kaybı nedenleridir. Biz çocuklara her yaşta su verebiliriz, daha doğru ifade ile su ikram edebiliriz, bunda hiçbir sıkıntı yok. Özellikle yaz bebeklerine su mutlaka verilmeli, ikram edilmeli. Siz ona çay kaşığıyla suyu ikram edersiniz o istediği kadar alır. Miktar olarak vücut ağırlığı 10 kilogram olan yani 1 yaşındaki bir çocuğun günde ortalama 1 litre su alması lazım. 20 kilogram için bu miktarı 1,5 litre olarak kabul edebilirsiniz. Susamak önemli ve hayati bir istektir.”