ONLİNE İŞLEMLER
Her 5 bebekten birini etkileyen kolik ağlamalarının gaz sıkışmasından kaynaklanmadığını belirten Uzm. Dr. Gökmen Alpaslan Taşkın “Kolik ağlamalarına neyin sebep olduğu net olarak bilinmiyor. Bazı çalışmalar kolik ve bebek migreni arasında bir bağlantı bulmuştur ve daha ileri çalışmalar bu ilişkiyi araştırmaktadır. Fakat annenin sigara içmesi veya hamilelik sırasında sigara kullanımına devam etmesi bebeklerin kolik olma riskini arttırdığı kanıtlanmıştır” dedi.
Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünden Uzm. Dr. Gökmen Alpaslan Taşkın, kolik sendromu yaşayan bebekler için açıklamalarda bulundu. Kolik sendromu yaşayan bebeklerin herhangi bir sağlık sorunu olmadığının altını çizen Uzm. Dr. Gökmen Alpaslan Taşkın, “Kolik gaz sıkışması değildir. Birçok ebeveyn bunu gaz sancısı ile karıştırıp, bebeklerine gaz giderici ilaçlar vermektedir. Bu ilaçların koliği iyileştirmediği ispatlanmıştır” dedi.
Uzm. Dr. Gökmen Alpaslan Taşkın, sağlıklı ve iyi beslenen bir bebekte aşırı ağlamaya kolik denildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Herhangi bir zamanda olabilir, ancak genellikle yaşamın ilk birkaç haftasında gelişir ve yaklaşık 6 ila 8 haftalıkken zirve yapma eğilimindedir. Bazen bir ebeveyn, bebeğinin ‘huzursuz’ olduğunu söyleyebilir. Kolik, çok yaygın bir durumdur ve her 5 bebekten birini etkiler. Yaklaşık 6 ila 8 haftalıkken, bir bebek tipik olarak her gün 2 ila 3 saat ağlar. Bir bebekte kolik varsa, haftada 3 günün üzerinde, 3 saatten fazla ağlaması normaldir. Kolikli bebeklerin genellikle huzursuz olmalarına neden olan altta yatan bir tıbbi sorunu yoktur. Bununla birlikte, kolikli bir bebek sahibi olmak, ebeveynler için çok yorucu, sinir bozucu ve endişe verici bir deneyim olabilir. Kolik ağlaması olan bebekler, sakinleştirilemez derecede ağlarlar ve bu döngü 3 haftadan fazla sürme eğilimindedir.” Kolikli bebeklerin; her gün aynı saatte, genellikle öğleden sonra veya akşam ağladığına dikkat çeken Dr. Taşkın, şu bilgileri verdi: Bir seferde birkaç saat ağlarlar. Yumruklarını sıkar ve bacaklarını karınlarına veya sırtlarına kadar çekerler. Ağladıklarında yüzü kızarır. Yoğun bir şekilde ağlar ve sıkıntı içindeymiş gibi görünür; ağlama genellikle tiz seslidir. Görünürde bir neden olmadan ağlar. Örneğin; bez değiştirmeye ihtiyaçları yoktur, yorgun veya aç değillerdir. Kolayca rahatlayamazlar veya sakinleşemezler.
Dr. Taşkın, kolik ağlamalarına neyin sebep olduğunun net olarak bilinmediğine değinerek, şu ifadeleri kullandı: Bu durum; erkekleri ve kızları eşit şekilde etkiler ve niye bazı bebeklerin kolik atakları geçirip diğerlerinin olmadıkları hala anlaşılan bir durum değildir. Kolik ağrısına, sindirim sorunu veya gazın neden olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. Alerji, laktoz intoleransı, sindirim sistemindeki bakterilerdeki değişiklikler, beslenme tarzları ve endişeli ebeveynler gibi bir dizi başka faktör üzerinde çalışmalar yapıldı, ancak belirli bir neden tespit edilemedi. Bazı çalışmalar kolik ve bebek migreni arasında bir bağlantı bulmuştur ve daha ileri çalışmalar bu ilişkiyi araştırmaktadır. Fakat annenin sigara içmesi veya hamilelik sırasında sigara kullanımına devam etmesi bebeklerin kolik olma riskini arttırdığı kanıtlanmıştır. Koliğin ne kadar süreceğini söylemek zordur, ancak genellikle bebek 3 ila 4 aylık olduğunda iyileşir. Kolik uzun süreli etkilere sahip değildir; bebekler normal büyür ve gelişimine devam eder. Kolik tehlikeli değildir, ancak ebeveynler için korkutucu, sinir bozucu ve üzücü olabilir. Kolik teşhisi genellikle ağlama şekli ve miktarı ile konur ve önemli olan nokta kolikli bebekler normal gelişmektedir ve iyi beslenirler. Ebeveynler bebeklerinin ağlamasından endişe duyuyorlarsa, doktorları bebeği muayene edebilir ve sindirim sistemiyle ilgili sorunları veya diğer tıbbi durumların belirtilerini kontrol edebilir. Tüm bunlara rağmen ebeveynler kolik ile karıştırılmaması gereken durumları göz ardı etmemelidir.
Bazı durumlarda derhal tıbbi yardım alınması gerektiğine işaret eden Dr. Taşkın, şu değerlendirmede bulundu: Eğer bebek normal beslenemezse, sürekli, zayıf veya tiz bir ağlaması varsa, ateşi varsa, nefes almakta güçlük çekiyorsa veya çok hızlı nefes alıyorsa, gevşek bir kas tonusu varsa, alışılmadık şekilde uykulu bir durumu varsa dikkate alın. Aynı zamanda nöbet geçirdiyse, cildi çok soluklaşır veya maviye dönerse, ciltte leke oluşur veya vücutta mor-kırmızı bir kızarıklık oluşursa, tekrarlayan kusma veya yeşil renkli kusma (safra nedeniyle), kabarık bir bıngıldak varsa ciddiye alın. Bebeğinizde bu belirtilerden herhangi biri varsa, daha ciddi bir tıbbi durumu olabilir ve derhal tıbbi yardım almalıdır.
Dr. Taşkın, koliklere yardımcı olduğu kanıtlanmış hiçbir tedavinin bulunmadığına değinerek, şöyle devam etti: Genellikle birkaç ay içinde kendi kendine iyileşir. Birçok ebeveyn tarafından reçetesiz satılan gaz giderici ilaçlar denenmiştir, ancak bu ilaçların koliği iyileştirdiği saptanmamıştır. Probiyotikler de kolik tedavisi için önerilen bir yöntem değildir. Diyet değiştirmenin veya belirli yiyecekleri kısıtlamanın etkilerine de bakılmış, ancak şu anda kolik tedavisi için özel diyet önerileri yoktur. Emzirmeden mamaya geçmek koliklere yardımcı olmaz. Biberonlarda özel bir meme ucu kullanmanın koliklere yardımcı olduğu gösterilmemiştir. Kolikli bir bebeğe bakmak ebeveynler için, özellikle de ilk kez anne-babalar için çok zor olabilir. Kolik durumunda şunları hatırlayın; ebeveynlerin suçu değildir, bebeğin hasta veya acı içinde olduğu anlamına gelmez, geçicidir, eninde sonunda ortadan kalkacaktır.
Ebeveynlerin kendilerine de dikkat etmesinin oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Taşkın, uyarılarını şöyle sürdürdü: Ebeveynler dinlenme arası vermeye çalışmalı ve bir veya iki saatliğine bile olsa bir başkasından görevi devralmasını istemelidir. Kolikli bir bebeğe bakmanın tek kişilik bir iş olmadığını unutmayın. Bir doktor veya çocuk sağlığı hemşiresi bu konuda destek sağlayabilir ve huzursuz bir bebeği yatıştırmaya yardımcı olabilecek bazı fikirler verebilir. Bebeğin iyi durumda olduğundan emin olmak için doktorla görüşün. Bebeğin aç olmadığından veya bez değişimine ihtiyaç duyduğundan emin olun. Beslenme, uyumak ve oyun oynamak için düzenli bir günlük düzen geliştirin. Bebeği şekerleme ve uykuya alıştırmak için bir rutin geliştirin. Uykudan önce aşırı uyarılmadan kaçının. Aşırı sessizlikten kaçının, çoğu bebek düşük seviyede arka plan gürültüsünü yatıştırıcı bulur. Örneğin rahatlatıcı bir müzik açabilirsiniz. Gündüz uykusu için yatak odasını karartın. Bebek masajı, nazikçe sallama veya hafifçe okşama gibi yatıştırıcı teknikleri deneyin. Bebeğinizi şaşırtmaktan kaçının, örneğin hızlı hareket ederek oyunlar oynamak gibi. Bebeğinizi nazikçe tutun ve onunla sessizce konuşun. Yardım isteyin ve kabul edin. Desteğe ihtiyacınız varsa veya baş edemeyeceğinizi düşünüyorsanız bir sağlık uzmanıyla konuşun.