Sitede Ara

Ağrıdan kaçarken migrene tutulmayın

Medipol Üniversitesi Vatan Kliniği Nöroloji Bölümünden Uzm. Dr. Fatma Ebru Yücel Algül, insan hayatını zora sokan ve kesin tedavisi bulunamayan migrene dair açıklamalarda bulundu. Dr. Yücel Algül, Dünya Sağlık Örgütü’nün günlük yaşamda kısıtlılığa en sık neden olan hastalık gruplarından saydığı migrene ilişkin “Tüm baş ağrıları içerisinde doktora en çok başvuru nedeni olan baş ağrısı türüdür. Kadınlarda yüzde 20 daha sık olmak üzere, erkeklerde de yüksek oranda yaklaşık yüzde 8 oranında görüldüğü bilinmektedir. Okul ve iş performansında düşme, sosyal problemler, verimlilikte azalma gibi uzun dönemli etkilerini hastalarımızda sık sık görüyoruz” dedi.

KOLDA VE YÜZDE UYUŞMA AURALI MİGREN HABERCİSİ

Migren tanısı için özel bir radyolojik inceleme veya laboratuvar testi bulunmadığına dikkati çeken Dr. Yücel Algül, şöyle devam etti: "Migrenin bazı karakteristik özellikleri olup; bu belirtileri olan hastaların uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Başta tekrarlayıcı, tek taraflı, zonklayıcı, 4 saatten uzun veya 3 günden az süreli ağrılar olması, atak sırasında ışık ve sesten rahatsızlık, ağrıya mide bulantısı ya da kusmanın eşlik etmesi, fiziksel aktivite ile ağrının şiddetinin artması karakteristik özellikleridir. Migren hastalarımızın yaklaşık yüzde 10-15’i kadarında auralı migrene rastlamaktayız. ‘Aura’ ağrılardan hemen önce başlayan, yaklaşık 5 ila 60 dakika süren görsel şikayetler (beyaz ışıklar, kırık çizgiler görme gibi) ya da dilde, kolda, yüzde uyuşma, konuşmada bozulma gibi bulgulardır"

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ MİGRENİN ŞİDDETİNİ ARTIRIYOR

Dr. Yücel Algül, en az 3 ay süre ile günlük ya da günaşırı olarak migrenin devam etmesi durumuna ‘kronik migren’ denildiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi: "Kronik migrenin en önemli sebebi ağrı kesici ilaçların aşırı tüketimidir. En önemli tedavisi de en az 2 ay süre ile ağrı kesicilere ara verdirmektir. Migren atakları kadın hastalarımızda menstruasyondan 2 gün önce ya da menstruasyon sırasında artış gösterebilir. Çikolata, peynir, alkol, yüksek doz kafein tüketiminin atak sıklığını arttırdığına dair birçok çalışma mevcuttur.

Bunun yanı sıra stres, hava değişikliği, uyku bozuklukları da atakları başlatabilecek faktörlerdir. D vitamini düşüklüğünün de atak sıklığını, şiddetini ve süresini arttırdığı kanıtlanmıştır. Migren atakları esnasında kullandığımız (atak tedavisi) ve sıklığının belli bir seviyenin üzerinde olması durumunda kullandığımız (koruyucu tedavi) tedavi seçeneklerimiz mevcuttur. Bunun yanı sıra migren atağını tetikleyen birçok faktörün aslında önlenebilir olması açısından şanslıyız. Egzersiz, yeterli uyku, stres yönetimi, düzenli beslenme gibi sağlıklı yaşam alışkanlıklarını edinebilmek hem atakları önlemede hem de kronik migrene dönüşmesini azaltmada çok faydalı olacaktır"


03 Ekim 2020, Cumartesi