
İç kanama, vücut içinde damarların hasar görmesi sonucu kanın doku ya da organ boşluklarına sızmasıyla ortaya çıkan ciddi bir sağlık sorunudur. Belirtileri kanamanın yerine ve şiddetine göre değişiklik gösterdiği için erken tanı her zaman kolay olmayabilir. Tedavi edilmediğinde hayati risk oluşturabilen iç kanama, çoğu zaman dışarıdan fark edilemeyebilir.
İç Kanama Nedir?
İç kanama; organların, dokuların ya da vücut boşluklarının içinde gerçekleşen kanama türüdür. Bu yüzden dışarıdan her zaman fark edilmez ve çoğu zaman sinsi ilerleyen, hayatı tehdit edebilen bir durum olarak kabul edilir.
İç kanama, bir damar bütünlüğünün bozulması ve bu damar içindeki kanın çevre dokulara kontrolsüz şekilde sızmasıdır. Bu damar bir atardamar (arter), toplardamar (ven) ya da kılcal damar olabilir. Atardamarlardaki iç kanamalar genellikle daha hızlı ve ciddi seyrederken, kılcal damarlarda oluşan kanamalar bazen daha yavaş ilerlese de zaman içinde önemli miktarda kan kaybına yol açabilir.
Hızlı ve yoğun iç kanamalar, kısa sürede şok tablosuna yol açarak hayati tehlike oluşturabilir. Daha yavaş seyreden iç kanamalarda ise zamanla halsizlik, yorgunluk, tansiyon düşüklüğü gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle iç kanama, hafif, orta veya ağır şiddette seyredebilir; fakat her durumda ciddiye alınması gereken bir tıbbi acil durumdur.
Bilgi ve Randevu Almak İçin Formu Doldurun
İç Kanama Türleri Nelerdir?
İç kanamalar, vücudun içinde gerçekleştiği için çoğu zaman dışarıdan fark edilmesi güçtür. Ancak tıbbi açıdan iç kanamalar, temelde iki ana gruba ayrılır: görünür iç kanamalar ve görünmeyen iç kanamalar.
Görünür İç Kanama Türleri
Görünür iç kanamalar, kan vücut içinde gerçekleşse de dışarıdan belirgin işaretler veren kanama türleridir. Bu kanamalarda kan doğrudan dışarı akmasa bile vücudun belirli bölgelerinde gözle görülür belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler, genellikle kanın deri altına, kas dokusuna veya eklem boşluklarına sızmasıyla oluşur.
- Deri altı kanamaları (hematom): Çarpma veya travma sonrası morarma, şişlik ve renk değişikliği
- Kas içi kanamalar: Travma veya kas yırtığı sonrası belirgin şişlik, sertlik ve ağrı
- Eklem içi kanamalar (hemartroz): Diz, dirsek gibi eklemlerde şişlik ve hareket kısıtlılığı
- Yumuşak doku kanamaları: Deri altında geniş ve koyu renkli kan birikimleri
Görünmeyen İç Kanama Türleri
Görünmeyen iç kanamalar, hiçbir dış belirti vermeden vücut boşluklarında veya hayati organlarda gerçekleşen tehlikeli kanama türleridir. Bu kanamalar dışarıdan fark edilmediği için tanısı gecikebilir ve çok kısa sürede yüksek miktarda kan kaybına yol açabilir. Genellikle travma, damar yırtılması, organ hasarı, anevrizma rüptürü veya hastalıklar sonucu gelişir.
- Karın içi kanamalar (abdominal kanamalar): Dalak, karaciğer veya büyük damar yaralanmalarında görülür
- Göğüs içi kanamalar (toraks kanamaları): Akciğer ve kalp çevresinde kan birikmesi
- Beyin içi kanamalar: Epidural, subdural veya beyin dokusu içi kanamalar
- Retroperitoneal kanamalar: Böbrek ve büyük damarların bulunduğu bölgede gizli kanamalar
- Organ içi kanamalar: Karaciğer, dalak, böbrek gibi organların kendi dokusu içinde gerçekleşen kanamalar
- Pelvik iç kanamalar: Leğen kemiği kırıkları sonrası yüksek hacimli gizli kanamalar
İç Kanama Belirtileri Nelerdir?
İç kanama belirtileri, kanamanın olduğu bölgeye, miktarına ve hızına göre değişir. En önemli nokta, iç kanamanın her zaman dışarıdan görünür olmamasıdır; yani ciddi bir iç kanama varken bile ciltte hiçbir kesi veya açık kanama olmayabilir. Başlıca belirtileri şunlardır:
- Ani başlayan halsizlik ve yorgunluk hissi
- Baş dönmesi, bayılma ve göz kararması
- Kalp atışlarında hızlanma (taşikardi)
- Soğuk terleme
- Kanamanın olduğu bölgeye özgü ağrı (karın içi kanamalarda karın ağrısı ve şişlik, göğüs içi kanamalarda göğüs ağrısı ve nefes alırken artan batma hissi, kas veya eklem içi kanamalarda şişlik, morarma ve yoğun ağrı gibi)
- Nefes darlığı ve hızlı soluk alıp verme
- Ciltte morarma, şişlik veya lokal renk değişikliği
- Mide bulantısı ve kusma
- İdrar miktarında azalma
- Bilinç değişikliği, dalgınlık ve uykuya meyil
İç kanama belirtileri her zaman net olmayabilir; kimi zaman sadece halsizlik, hafif baş dönmesi veya karın ağrısı gibi sıradan şikayetlerle kendini gösterebilir.
Ancak özellikle ani başlayan, giderek artan halsizlik, soğuk terleme, nabızda hızlanma, nefes darlığı ve bölgesel ağrı gibi bulgular bir arada görülüyorsa, bunlar iç kanama açısından ciddiye alınması gereken uyarı işaretleridir ve tıbbi değerlendirme gerektirir.
İç Kanama Neden Olur?
İç kanamanın ortaya çıkışında travmalar, damar zayıflıkları, bazı hastalıklar veya ilaçlar gibi çok çeşitli faktörler rol oynar. Temelde ortak nokta, damar bütünlüğünün bozulması ve kanın bulunmaması gereken bir alana yayılmasıdır. İç kanamanın başlıca nedenleri şunlardır:
- Travmalar ve kazalar
- Cerrahi operasyonlar
- Pıhtılaşma sorunları
- Kan sulandırıcı ilaçlar
- Damar zayıflıkları ve anevrizmalar
- Yüksek tansiyon
- Tümörler
- Sindirim sistemi hastalıkları (mide ve bağırsak ülserleri, bağırsak iltihapları gibi)
- Jinekolojik nedenler (dış gebelik, yumurtalık kistlerinin yırtılması veya bazı doğumla ilgili sorunlar gibi)
- Organ hastalıkları (siroz, dalak büyümesi gibi)
- Enfeksiyonlar
- Damar iltihapları
- Kan hastalıkları (trombosit düşüklüğü, lösemi gibi)
İç Kanama Teşhisi Nasıl Konulur?
Teşhisin ilk aşaması hastanın genel durumunun hızlı şekilde değerlendirilmesidir. Doktor; tansiyon, nabız, solunum, cilt rengi, soğuk terleme, bilinç durumu gibi bulguları inceleyerek iç kanama ihtimalini değerlendirir. Karında hassasiyet, sertlik, şişlik, morarma, kas spazmı, baş dönmesi veya bayılma gibi belirtilere bakılır.
İç kanamada tedavi, kanamanın nereden geldiğini bulmadan başlanamaz. Bu nedenle ultrason, BT (bilgisayarlı tomografi) veya MR gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. İç kanamaya neden olan damarın belirlenmesi için anjiyografi yapılır.
İç Kanama Tedavisi Nasıl Olur?
İç kanama tedavisi, kanamanın kaynağına, şiddetine, kanın vücutta biriktiği bölgeye ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişen, acil müdahale gerektiren bir süreçtir. Erken tanı ve hızlı müdahale, hayati riskleri azaltmada kritik öneme sahiptir.
Tedavi süreci ilk olarak hastanın tansiyon, nabız, solunum ve bilinç durumu gibi hayati göstergelerinin değerlendirilmesiyle başlar. Şok bulgularının varlığı durumunda hastaya hızlı sıvı takviyesi yapılır, oksijen verilir ve damar yolu açılır.
Orta ve şiddetli iç kanamalarda kaybedilen kanın yerine konulması şarttır. Bu sebeple hastaya kan takviyesi yapılır. Kanamanın şiddetli olduğu veya organ hasarının bulunduğu durumlarda ise ameliyat gerekebilir. Cerrahi müdahale ile yırtılan damar onarılır, hasarlı organ bölümleri tamir edilir veya gerekirse kanamanın kaynağı çıkarılır.
İç Kanama Hakkında Sık Sorulan Sorular
İç Kanama Geçiren Hastaya Ne Uygulanır?
Hastaya öncelikle hayati bulguları stabilize edecek sıvı ve kan takviyesi yapılır, ardından kanamanın kaynağına yönelik cerrahi, endoskopik veya anjiyografik müdahale uygulanır.
İç Kanama İyileşir mi?
Evet, doğru tanı ve zamanında tedavi ile iç kanama tamamen iyileşebilir.
İç Kanama Tehlikesi Ne Kadar Sürer?
Tehlike, kanama durdurulana ve hayati bulgular normale dönene kadar devam eder.
İç Kanama Hangi Kan Testinde Çıkar?
Hemoglobin ve hematokrit değerlerinin düşmesi iç kanama şüphesi oluşturur.
İç Kanama Kaç Günde Çıkar?
Belirtiler genellikle kanamanın şiddetine göre dakikalar içinde ortaya çıkar, hafif kanamalarda bu süreç saatlere uzayabilir.
İç Kanama Geçirdiğini Nasıl Anlarsın?
Ani baş dönmesi, halsizlik, karın veya göğüs ağrısı, soğuk terleme, çarpıntı ve bayılma hissi iç kanama belirtisi olabilir.
İç Kanama Durdurulabilir mi?
Evet, ilk müdahale, cerrahi, endoskopi veya anjiyo tedavileriyle iç kanama durdurulabilir.
İç Kanama Saatte Belli Olur?
İç kanama, genellikle saatler içinde belirti verebilir ancak kesin bir süre yoktur; kanamanın şiddetine ve yerine göre bulgular daha erken veya daha geç ortaya çıkabilir.
Giriş Tarihi: 02.12.2025
Güncellenme Tarihi: 02.12.2025
Oluşturan: Medipol Sağlık Grubu Web Yayın Kurulu
Web sitemizde yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Şikayetinizle ilgili değerlendirme, tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.







