Sitede Ara

{%= Interview.Title %}

Mide kanseri kanseri dünyada en sık görülen kanserler arasında 4. sırada kansere bağlı yaşam kaybı sebepleri arasında ise 2. sırada yer almaktadır. Mide kanserinin dünyada en sık görüldüğü bölgeler Uzak Doğu Asya, Güney Amerika ve Doğu Avrupa'dır.

Ülkemizde mide kanseri her bölgemizde aynı sıklıkta olmayıp en sık görüldüğü bölge Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi, özellikle Erzurum ve Van çevresidir. Mide kanserinin oluşmasında çevresel ve genetik faktörler birlikte rol oynar. Mide kanseri gelişmeden önce birtakım kanser öncüsü mide hastalılkları tespit edilebilmektedir. Bu hastalıklarda birtakım şikayetler olabildiği gibi hiçbir şikayet olmaksızın çeşitli sebeplerle yapılan endoskopi sırasında tesadüfen ortaya konulabilir. Kanser öncüsü evrede hastalık tedavi edildiği taktirde mide kanseri oluşması büyük ölçüde önlenebilmektedir.

Mide kanserine eğilimli olan başlıca mide hastalıkları şunlardır;

  •  Müzmin (kronik) gastritlerin bir kısmı (atrofik gastrit)
  •  Midenin polip hastalığı
  •  Menetrier hastalığı
  •  Ailevi polip hastalğı
  •  Pernisiöz anemi olarak adlandırılan bir tür kansızlık hastalığı
  •  Bazı mide ameliyatlarından sonra

Atrofobik Gastrit

Gastrit midenin iç tabakasının (mukozanın) kısmi veya yaygın iltihabına verilen addır. Gastritin en sık sebebi bir bakteri olup bu bakteri ‘’Helikobakter Pilori’’ diye adlandırılır. Bu bakteri doğuştan midemizde bulunmaz. Hayatın ilerliyen yıllarında bulaşı sonucu mideye yerleşmektedir. Ancak Helikobakter Pilori dışında gastrite sebep olan birçok başka faktörler de mevcuttur. Bunlardan en önemlileri: Mide asitinin aşırı salgılanması, başta ağrı kesici ve romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar olmak üzere diğer bazı ilaçlar, alkol/sigara kullanımı  sayılabilir.

En sık görülen gastrit tipi müzmin (kronik) gastrittir. Kronik gastritlerin iki alt tipi söz konusudur;

  •  Kronik atrofik gastrit (mide duvarında incelme ile seyreden tip)
  •  Kronik non-atrofik gastrit (mide duvar kalınlığı normal)

Bu gastrit tiplerinden kronik atrofik gastrit sağlık yönünden daha önemli olup mide kanseri için önemli bir risk faktörüdür. Kronik atrofik gastritin tüm dünyada  en önemli sabebi ‘’Helikobakter Pilori’’diye adlandırılan bakteridir. Helikobakter Pilori sıklığı genellikle sosyoekonomik seviyesi düşük olan toplumlarda fazladır. Ülkemizde 20 yaş üstü kişilerde kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın görülme sıklığı % 50-60'dır. Bu bakteri midede asit salınımından sorumlu olan hücrelerin sayısında azalmaya dolaysıyla mide asitinin azalmasına sebep olur.

Bakteri tedavi edilmediği taktirde kişiden kişiye değişen bir zaman içerisinde asıl mide hücrelerinin yerine bağırsak tipi hücrelerin geçmesine neden olur (İntestinal metaplazi). Zaman içinde midenin iç tabakasında incelir yani atrofi gelişir. İşte bu safhada mide kanseri riski artmış olur. Eğer bu bakteriyle birlikte mide kanseri için diğer risk faktörleride mevcutsa (örneğin aşırı tuzlu gıda tüketilmesi, ailevi yatkınlık, sigara alışkanlığı vb.)  mide kanseri gelişme riski daha da artmış olur. Böylece midesinde Helikobakter Pilori bakterisi bulunan ve diğer risk faktörlerini de bulunduran kişilerde mide kanseri gelişme riski bu faktörlerin olmadığı kişilere göre 10-15 misli  daha artmış olmaktadır. Atrofik gastriti olan kişilerde 5 yılda mide kanseri gelişme riski %1.9 iken midesinde yaygın intestinal metaplazi (barsak tipi hücre değişikliği) olan kişilerde %9.8 olarak bildirilmiştir.

Bu nedenle erken mide kanseri tanısı amacıyla ailesinde mide kanseri öyküsü olmayan ileri derecede yaygın atrofik gastriti olan kişilerin her 3 yılda bir, ailesinde mide kanseri öyküsü olan kişilerin ise 1-2 yılda bir endoskopik muayenesi yapılıp mideden çoklu biyopsiler alınmalıdır. Her endoskopik muayene yapılırken Helikobakter Pilorinin olup/olmadığı araştırılmalıdır. Bakteri mevcutsa mutlaka tedavi edilmelidir.

Gastrik Polip

Polip organ boşluğuna doğru uzanım gösteren mantar görünümünde mukozal çıkıntılardır. Genellikle kalın bağırsak ve midede görülürler. Çapları 2-3 mm den  2-3 cm'e kadar değişebilir.
Mide polipleri genelde belirti vermezler endoskopi esnasında tesadüfen görülürler. Yaklaşık % 6 sıklıktadır. Polip görüldüğünde mutlaka  biyopsi alınmalıdır. Çoklu polip varsa en büyüğü çıkarılmalı, diğerlerinden bx alınmalıdır. Polip çapı 1 cm üzerinde ise habis olma riski artar. Poliple  birlikte mide de Helikobakter pilori bakterisi mevcutsa bakteri mütlaka tedavi edilmelidir.

Polipin çapı ve türü ile kanser gelişimi arasında ilişki mevcut olup şöyle ki adenomatöz yapıdaki polipler genellikle atrofik gastrit  zemininde gelişir ve 50-60 yaş civarında kansere dönüşme  riski % 25-30'dur.  Ailevi polipler ise  (FAP) daha çok mide ince bağırsağın üst bölgeleri ve kalın bağırsakta görülür. Bu aile fertlerinde kalın bağırsak ve mide kanseri görülme sıklığı artmıştır. Bu nedenle bu ailelerde 30 yaşından başlamak üzere aile fertlerinde endoskopik tarama yapılmalıdır. Eğer kanser öncüsü mukoza tesbit edilirse ortalama 6-12 aylık aralarla endoskopik takip yapılmalıdır.

Menetrier Hastalığı

Mide iç tabakası (mukoza) kalınlığının artması ile seyreden bir hastalık olup burada mide asit salgısı azalmış, mide bezleri azalmıştır. Bu hastalardada mide kanser sıklığı mide duvarı normal olan sağlıklı kişilere göre daha sık görülmektedir. Bu hastaların takiplerinde belirli bir süre olmamakla birlikte 50 yaş üzerinde 6-7 yılda bir endoskopik takip yapılmalıdır.

Pernisiöz Anemi

B12 vitamini emilimi için mide hücrelerinden intrensek faktör denen bir proteinin salgılanması gerekir. Bazı nedenlere bağlı olarak bu faktörün salgılanmasındaki yetersizlik pernisiöz anemi diye adlandırılan bir tür kansızlığa sebep olmaktadır. Bu hastalarda genellikle mide duvarında incelme (atrofi ) söz konusu olup bu midelerde mide kanseri sıklığı normal midelere göre daha fazladır. Bu hastalarda erken mide kanseri tanısı koymak için  3-5 yıl aralarla endoskopi yapmak gerekmektedir.

Bir Bölümü Alınmış Mide Ameliyatları

Çeşitli nedenlere bağlı olarak midesinin bir bölümü alınmış hastalarda mide kanseri görülme sıklığı mide bütünlüğü olan kişilere göre artış göstermektedir. Bu hastalarda kanser riski ameliyattan  20 yıl sonra baş göstermektedir. Bu nedenle bu hastalarda ameliyattan 10-15 yıl sonra endoskopik kontrol yapılmalı eğer biyopside mukozal değişiklik yoksa bu taktirde 5-7 yıl aralıklarla endoskopik kontrol yapılmalıdır.

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi
Prof. Dr. Nihat Okçu
Gastroenteroloji Uzmanı
18 Şubat 2022