
Kalın Bağırsak Kanserinin Nedenleri Nelerdir?
Genetik
Kalın bağırsak kanserinin nedeni, kesin olarak bilinmemektedir, fakat oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik faktörler vardır. Kalıtsal etkenler, bu hastalığın gelişmesinde büyük öneme sahiptir. Kalın bağırsak kanserlerinin yaklaşık % 85’nde, bir veya daha fazla tümör baskılayan genlerde (p53, APC veya DCC gibi) fonksiyon kaybı mevcuttur. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde, kansere yakalanma ihtimali, normalden daha fazladır. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanserini geçirmiş kişilerde veya bu kişilerin ailelerinde, kolon kanseri sıklığı daha fazladır. Ailesel Polipozis hastalığı, kalın bağırsakta çok sayıda (100’den fazla) polipler ile karakterize olan kalıtsal hastalıklardır ve sıklıkla kalın bağırsak kanserine neden olmaktadır. Bunların dışında, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı denen iltihabi bağırsak hastalıkları da, kalın bağırsak kanseri ihtimalini arttırır. Günümüzde, kolon kanserinin çoğu, kolondaki adenomatöz poliplerden gelişmektedir. Bu nedenle polip taramasında, kolonda saptanan adenomatöz polipler, polipektomi ile alınarak, tedavi edilmelidir.
Yaş
Kalın bağırsak kanserinin görülme sıklığı, 45 yaşından sonra artar ve % 90’ı, 50 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Bu nedenle, normal sağlıklı bireylerde kalın bağırsak taraması, 50 yaş üzerindeki her kişiye planlanmalıdır. Ailesinde 1. derece akrabalarında kalın bağırsak kanseri olanlarda ise, kalın bağırsak taraması 40 yaş yukarısındaki kişilerde yapılması gerekmektedir.
Aile öyküsü
Kalın bağırsak kanserli hastaların % 20’nde, ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü mevcuttur. Ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü ve adenomatöz poliplerin varlığı, kalın bağırsak kanseri gelişimi için önemli risk faktörüdür. Birinci dereceden aile üyesinden bireyinde kalın bağırsak kanseri varsa, kalın bağırsak kanserinin toplumda görülme sıklığına göre 2 kat daha fazla risk artarken, aile üyesinden birinin 45 yaşından önce teşhis konması durumunda, risk yaklaşık 4 kat artar. Birinci derece yakınlarından ikisinde hastalık olması durumunda, kanser riski dört kat artar veya yaşam boyu kolon kanser gelişme riski % 25-30 civarındadır.
Beslenme
Kalın bağırsak kanserinde, önemli bir yere sahiptir. Özellikle Batı tipi diyet ile beslenme, kalın bağırsak kanser ihtimalini artırır. Kalın bağırsak kanserinin oluşmasında, hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır. Şeker hastalığı, metabolik sendrom, şişmanlık, sigara ve alkol içimi, kalın bağırsak kanserinde artışa neden olmaktadır.
Ayrıca bazı kimyasal maddeler, kansere neden olabilir. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.
Kalın Bağırsak Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Kalın bağırsak kanseri, yavaşca ve sinsice büyür ve belirtiler ortaya çıkmadan bir kaç yıl önceden de mevcut olabilir. Belirtiler, kalın bağırsak kanserinin yerine göre değişebilir. Kalın bağırsak kanserinin başlangıç evresinde, karında dolgunluk hissi, gaz, hafif ağrı, iştah kaybı, kilo kaybı, çabuk yorulma ve ishal, bazen de kabızlık olabilir. Kullanılan ilaçlara rağmen, kabızlık devam edebilir. Bu evrede bağırsak henüz daralmamıştır ve belirtiler bağırsak kanseri tanısı koymak için yeterli değildir. Fakat hastada bu tip şikayetlerin olması, hastanın mutlaka incelenmesini gerektirir. Sağ taraf kalın bağırsak kanserinde kronik kan kaybına bağlı olarak demir eksikliği anemisi görülürken, sol taraf kalın bağırsak kanserlerinde, kanser barsağı çepeçevre sarar, sol kolonda kolik tarzında ağrı, bağırsak alışkanlığında değişme, dışkıda çizgi şeklinde kanama görülür. Makatın çıkışına yakın kanserlerde, dışkılamada zorluk ve kırmızı renkli kan görülür. Görüntüleme yöntemleri kalın bağırsaktaki herhangi bir anormalliği ortaya koyar. Böylece herhangi bir hastalık varsa, erken tanı konmuş olur. Başlangıç evresinde tespit edilmeyen kalın bağırsak kanseri, ilerler ve kalın bağırsak daralmaya başlar. Daralma ortaya çıkarsa, bağırsaktan dışkı geçişi zorlaşır. Kanser, kalın bağırsak duvarını geçerse, önce karaciğere, sonra karın içine, akciğer ve beyin gibi uzak organlara yayılır. Kalın bağırsak kanseri tedavi edilmez ve daha da ilerlerse, belirtiler ağırlaşır. Yorgunluk, kilo ve iştah kaybı belirginleşir. Makattan kan gelir ve buna bağlı olarak kansızlık ortaya çıkar. Bu dönemde tanı mutlaka konulmalıdır. Aksi takdirde, yavaş yavaş yayılma olur ve hastalık tablosu artık kontrol edilemez. Bu nedenle, tüm kanserlerde olduğu gibi, kalın bağırsak kanserinde de erken teşhis hayat koydurucudur.
Kalın Bağırsak Kanserinin Tanısı Nasıl Konulur?
Hastalığın erken tanısı, günümüzde çok kolaydır. Kolonoskopi denen ve tüm kalın barsağın endoskopik kamera yöntemi ile araştırılması ile, hastanın bütün kalın bağırsağı net olarak görüntülenir. Bu sırada, polip varsa alınır ve incelenir. Risk altındaki kişiler ve polip alınan kişiler, mutlaka kolonoskopi ile takip edilir. Takip araları ve hastanın ne kadar ara ile takip edileceği, gastroenteroloğ doktorlar tarafından belirlenir. Ayrıca, gaitada gizli kan varlığı, güvenilir yöntemlerle mutlaka araştırılmalıdır. Kolonoskopide ve rektosigmoidoskopide polipler saptandığında, mutlaka patolojik inceleme yapılmalıdır. Mutlaka kan sayımı yapılmalıdır. Demir eksikliği saptanan hastalarda mutlaka kolonoskopi yapılmalıdır. CEA (Karsinoembriyojenik antijen) tahlili mutlaka yapılmalıdır. Ameliyattan sonra da CEA seviyesi mutlaka bakılmalı ve yüksek olmaması gerekmemektedir. Kanserin yayılıp yayılmadığını anlamak için, ultrasonografi, tomografi veya MR çekilmelidir. Sanal kolonoskopide, radyasyon riskinin olduğu unutulmamalıdır.
Kalın Bağırsak Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Kolon kanserinin tedavisi cerrahidir. Tümörlü olan kısım, klasik yöntemlerle veya laparoskopik cerrahi yöntemlerle çıkarılır. Daha sonra bağırsağın çıkarılan yerinin alt ve üst tarafı birbirine bağlanır. Eğer kanser anüse yakın bir yere yerleşmişse, bu bölgenin kısa olması ameliyatın şeklini değiştirir. Bu ameliyatta anüs tümüyle devre dışı bırakılır ve kolon, karın duvarına bağlanır (kolostomi). Işın tedavisi (radyoterapi) kolon kanserinde ileri evrelerde kullanılır. Evre II-IV hastalarda, kemoterapi (ilaç tedavisi) ameliyattan sonra uygulanabilir.
Kalın Bağırsak Kanserinin Takibi Nasıl Yapılmalıdır?
Hastanın ameliyatı yapıldıktan sonra, takibini, gastroenteroloji, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, radyoloji, gerekirse psikiyatri bölümünden oluşan grup yapmalıdır. Hastalarda 3-6 ayda bir kez, karın muayenesi, tam kan sayımı, CEA düzeyleri ölçülmelidir. Ameliyattan 1 yıl sonra, bir kez daha kolonoskopi yapılarak, yeni polip veya kanserleşme olup olmadığı araştırılmalıdır. Gerekirse, 3-5 yılda bir defa kolonoskopi tekrarlanmalıdır. Ameliyattan sonra CEA seviyesinde yükselme olursa, kalın bağırsak kanserinde nüks veya yayılma olabileceği düşünülmelidir. Bu amaçla CT, MR veya PET grafiler çekilmelidir.
Kalın Bağırsak Kanseri Taraması Nasıl Yapılmalıdır?
Kalın bağırsak kanseri, tarama için idealdir. Erken evrede tanı konulduğunda, % 50 vakada tam iyileşme olur. 28 yıl önce, erken evrede ameliyat olmuş ve halen yaşayan hastam vardır. Toplumda 50 yaşın üzerindeki her kişiye, iyi eğitimli bir endoskopi hekimi tarafından kolonoskopi ile kalın bağırsak kanseri taraması, 5-10 yılda bir defa yapılmalıdır. Kolonoskopi işlemine en az 7 dakika ayırılmalıdır. Anne veya babasında kalın bağırsak kanseri olanlarda ise tarama, 40 yaşından sonra kolonoskopi ile yapılmalıdır. Herediter kalın bağırsak kanseri varlığında, aile bireylerinde genetik tarama yapılmalıdır. Hasta yakınları ve tüm toplum, bu açıdan bilgilendirilmeli ve cesaretlendirilmelidir. Eğer kolonoskopi yapılamayacaksa, yılda 1 kez dışkıda gizli kan testi, veya ilaçlı (baryum) kalın bağırsak grafisi her 5 yılda 1 defa yapılmalıdır. Dışkıda DNA (multitarget) tetkiki, kalın bağırsak kanseri taramasında, çok faydalı ancak pahallı bir tetkik yöntemidir.
Kalın Bağırsak Kanserinden Nasıl Korunuruz?
Fazla lifli gıdalarla beslenme, kolon kanserine karşı koruyucudur. İnsanlarda bol miktarda lifli besinlerin tercih edilmesi, kolon kanseri görülme sıklığını azaltmaktadır. Çünkü bu maddeler, kanserojen maddelerin yoğunluğunu azaltmaktadır. Yağlı besinlerle, kolon kanseri arasında doğrudan ilişki vardır. Yağ oranı az besinlerin tüketilmesi gerekir. Kırmızı et ve yağlı besinler, kolon kanseri ihtimalini arttırmaktadır. Bu nedenle, bu besinlerin az miktarlarda tüketilmesinde fayda vardır. Kolon kanserinden korunmanın bir diğer yolu ise, düzenli kontroller yaptırmaktır. Yapılan muayene ve kolon görüntüleme yöntemleri hastalığı önlemek veya erken tanı koymak için gereklidir. Özellikle, ailesinde kolon kanseri olanların ve risk altındaki kişilerin yaptırması gerekir. Egzersiz yapmak, C vitamini içeren turunçgiller diyet, düzenli aspirin kullanımı, kalsiyum karbonat (3 gr/gün), yeşil çay tüketmek, kalın bağırsak kanserine karşı koruyucudur. Yeşil çayda bulunan bir maddenin, kanser gelişimini önlemede etkili olduğu belirtilmektedir ya da bulunan bir maddenin, kanser gelişimini önlemede etkili olduğu belirtilmektedir.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi
Prof. Dr. Vedat Göral
Gastroenteroloji Uzmanı
4 Kasım 2019
Giriş Tarihi: 04.11.2019
Güncellenme Tarihi: 04.11.2019
Web sitemizde yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Şikayetinizle ilgili değerlendirme, tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.