ONLİNE İŞLEMLER
Gözümüzün net görebilmesi için göze gelen ışınların kırılması (refraksiyon) ve retina adı verilen gözün arka tarafındaki ağ tabakada odaklanması gereklidir. Bu ışık kırılmasını kornea (gözün en dışındaki saydam tabaka) ve lens (göz merceği) sağlamaktadır. Eğer göz kendisine değişik uzaklıklardan gelen ışınları retinada odaklayabiliyorsa, gözün kırma fonksiyonu normal olur ve bu duruma emetropi denir. Kırma kusuru olan gözlerde ışınlar retinada odaklaşamaz ve bulanık ya da çarpık bir görüntü oluşur. Bunun iki nedeni vardır:
Yakındaki cisimlerin net, uzaktakilerin bulanık görüldüğü bir kırma kusurudur. Gözün ön ve arka uzunluğunun fazla olması veya kornea ve lensin kırıcılığı normalden fazla olması nedeniyle gelen ışınlar retinanın üzerinde değil, önünde odaklanırlar.
Özellikle çocuklarda televizyonu yakından seyretme, okulda tahtayı görememe ve gözlerini kısarak bakma gibi şikayetler olabilir. Yetişkinler ise araba kullanırken yola ya da trafik işaretlerine bakarken netlik kayması yaşarlar. Miyop hastalığının diğer belirtileri, baş ağrısı, gözde yorgunluk ve ağrı hissidir. Miyopi 20 yaş altında genellikle 8-12 yaşlarında başlar. Ergenlik çağında hızlı ilerleme gösterebilir. Genellikle 20 yaş civarında sabit bir değere ulaşır. Miyop dereceleri;
Miyopi, hafif veya ileri derecede olabilir. Bu kusurun tedavisi için gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemlerine başvurulur. Miyopi için kullanılan gözlük kalın kenarlı ve camın ortası kalın olduğundan estetik problem de ortaya çıkmaktadır. Kontak lens, gözlüğe göre daha avantajlı olmasının yanı sıra, alerji ve enfeksiyona yol açabilmektedir. Ayrıca, sürekli bakım gerektirmesi de bir başka dezavantajıdır. Lazer ise; korneanın yeniden şekillenmesi esasına dayanan cerrahi yöntemdir. Lazerin mümkün olmadığı durumlarda göz içi mercekleri seçenek olarak karşımıza çıkar.
Gözün ön arka uzunluğu ya da kornea veya lensin kırıcılığı normalden az olduğu için gelen ışınların retinanın üzerinde değil, arkasında odaklandığı bir kırma kusurudur. Bebekler ve küçük çocuklar genellikle hipermetroptur. Yaşla birlikte göz büyüdükçe hipermetropi genelde azalır.
Görüntüyü retina üzerine düşürmek için gözün uyum yapması gerekmektedir. Bu uyum sayesinde genç hipermetroplar uzağı da yakını da net görebilirler. Fakat uyum için göz kaslarını zorladıklarından baş ağrısı ve gözlerde yorgunluk gibi şikayetleri olabilir. Yakın çalışma sonrası kişide bulanık görmelik, rahatsızlık, yorgunluk oluşur. Kişi yakındaki objeleri bulanık görür ve bir şey okurken harfler birbirine girer. Sürekli olarak ışığı odaklamaya çalışan göz yorulmaya başlar. Göz yorgunluğuna bağlı oluşan hipermetrop belirtileri; objeleri ya da kelimeleri bulanık görme, daha iyi görebilmek için gözleri kısma, göz çevresinde ağrı ya da yanma hissi, yakındaki bir şeye baktıktan ya da okuma yaptıktan sonra baş ağrısı olarak gözlemlenir. Eğer çocuklarda ve bebeklerde hipermetrop tedavi edilmezse tıp dilinde strabismus olarak bilinen şaşılık meydana gelebilir. Hipermetropi aynı zamanda göz tembelliği nedenidir. Hipermetrop rahatsızlığında derece, refraktif bozukluğun oranına bağlı olarak belirlenir. Eğer bu bozukluk,
Hipermetropi tedavisinde de yine gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemlerinden yararlanmaktadır. Bu kez görüntü arkadan öne toplanmaya çalışıldığı için kenarları ince, ortası kalın mercek kullanılmaktadır.
Göz küresinin eksenlerinin farklı kırıcılık gücüne sahip olmasından kaynaklanan bir kırma kusuru türüdür. Astigmatizma genellikle korneanın eğikliğinin hafif yumurta şekline sahip olmasından kaynaklanır. Miyopi, hipermetropi veya ikisinin karışımı şeklinde yani mixt astigmat şeklinde görülebilir. Astigmat düzenli yani 90 derecedelik axta olabildiği gibi, korneada keratit (enfeksiyon), kornea ülseri, travma ve lenste ortaya çıkan düzensizlikler nedeniyle de düzensiz astigmatizma oluşabilir. Astigmatizmada da neden genellikle kalıtsaldır
Bulanık, çift görme ve gölgeli görme, baş ve göz ağrısı gibi şikayetler olabilir. Ağır astigmatı alan hastalar çevrelerindeki nesneleri çarpık ve bozuk görmektedir. Düzeltilmediği takdirde göz tembelliğine yol açabilir. Astigmatizmanın tedavisinde gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi uygulanmaktadır. Nadiren kornea nakli gerekebilir.
Yaşla birlikte ortaya çıkan yakını görme güçlüğüdür. Gençlerde göz merceği elastiktir ve kolayca uyum yaparak yakındaki cisimlerin net görülmesini sağlar. Yaşla birlikte bu elastikiyet azalır ve yakını görme zorlaşır. Dolayısıyla hipermetropidekine benzer bir şekilde yakındaki cisimlerden gelen ışınlar retinanın arkasında odaklaşırlar.35-40 yaşlarında başlar ve 60 yaşına dek ilerler.
Gözlük veya uygun hastalarda kontakt lens uygulanabilir. Aynı zamanda presbiyopi için de refraktif cerrahi imkanı bulunmaktadır. Özellikle hipermetropi ve astigmatta iki göz arasında yüksek fark olduğu zaman, durumlarda gözlerden birinin hasta olan gözü uzun süre tolere etmesinden ve görme bozukluğunun geç fark edilmesinden dolayı daha yüksek olan göz kalıcı olarak düşük görme seviyesine sahip olabilir. Buna ambliyopi yani göz tembelliği denir. Özellikle 7-8 yaşından sonra tedavisi iyice güçleştiği için erken teşhis açısından çocukların en geç 2 yaşlarında refraksiyon muayenesi olmaları gerekmektedir. Nörovizyon gibi sonradan çıkan değişik tedavi yöntemlerine rağmen en etkili tedavi halen erken tedavi ve kapama tedavisidir.
Doktor, miyop derecesine bağlı olarak yalnızca gözlük ya da lens kullanımı önerebileceği gibi farklı yöntemler ya da cerrahi müdahaleyi de tercih edebilir.
Gece lensleri olarak da bilinen bu lensler, günlük lenslerden daha sert bir yapıdadır ve gece yatarken kullanılır. Gece lensleri, sert yapılarıyla gözü baskılayarak şekil bozukluğunu gidermeyi amaçlar ve gözün ışığı doğru yerde odaklamasını sağlar. Ancak bazı kişilerin lensleri tolere edememesi ya da alerjik reaksiyon göstermesi mümkündür. Tedavi sonlandırıldığında geri dönüş söz konusudur.
Excimer Lazer ameliyatında, ışın tedavisiyle korneadaki şekil bozukluğu giderilerek ışığın retinanın tam üzerinde odaklanması sağlanır. Miyopi, hipermetropi astigmatizm için yaygın olarak kulanılmaktadır.
İnsanların en çok dikkat istedikleri şey yakın tedavileri. Çünkü yakın problemi akıllı telefonlarla birlikte insanları daha çok rahatsız eder hale geldi. İş yerinde tüm gün bilgisayara bakıyorlar. Yakın problemi olanlar sabah uyandığından gece yatana kadar rahatsızlık çekiyor ve herkes bu sorundan kurtulmak istiyor. Yakın problemi genelde 40 yaş sonrası oluşur. İnsan ömrü uzadığı için insanlar artık 50, 60 ve 70’li yaşlarda da çalışıyor. Yakını göremeyenler için uyguladığım iki teknik var. Birincisi lazer; daha çok 40-50 yaş arasındaki hastalara yapılmaktadır. Excimer Laser tedavi metotları arasında yer alan Supracor, etkin bir tedavi yöntemidir ve başarısı oldukça yüksektir ancak hastaların bir kısmında uzağı görme kalitesinde bozulma ve geceleri ışığa karşı hassasiyet artışı gözlenebilir. Tedavi için öncelikle rutin göz muayenesi ve ardından Excimer Laser tedavisine uygunluk testleri yapılması gerekir. Öte yandan; keratokonus hastalığı bulunanlara ve kornea yapısı ince olanlara söz konusu tedavi uygulanmaz. 50 yaşından sonra katarakt başlangıcı gelişiyor. Hastanın gözünde katarakt yoksa lazerle düşünülebilir. Çünkü lazer daha hafif bir ameliyat. Gözü kaybetme veya ciddi hasar görme riski yok. Ancak bu yöntemdeki en büyük sorun presbiyopinin progresif bir süreç olması ve 4-5 sene sonra tekrar yakın gözlük ihtiyacının doğması.
45 yaşın üzerindekilere genellikle göz içi mercekleri uygulamasını tercih ediyoruz katarakt ameliyatını erkene çekiyoruz. Ve bu ameliyatla gözün içine çok odaklı göz içi merceği, lensi veya akıllı lens diye bilinen yöntemi uyguluyoruz. Şu anda geldiği noktada özellikle trfokal merceklerle hasta memnuniyeti maksimum olabilecek bir düzeyde. Tabii ki doğru ve en iyi kalite lensi kullanmak gerekiyor. Operasyonu yapan cerrahın tecrübesi çok önemli. Ameliyattan sonra kişide astigmat, hipermetrop, miyop gibi hiçbir numara kalmamalı. Merceğin tam gözün ortasına oturtulması gerekiyor. Deneyimli bir doktor kaliteli bir mercekle yaparsa bu ameliyatı, kişi ertesi günü gözünü açtığında uzağı ve yakını çok net görebilir. Ömrünün sonuna kadar değişmez.
Presbiyopi için şu anda uluslararası çok merkezli yapılan çalışmada Allotex isimli yöntemde, korneada flep altına greft yerleştirme yöntemi ile yakın görme problemini gidermek için yeni bir yöntem arayışı mevcuttur. Genç hastalarda Eğer numara durduysa 20 yaşından itibaren lazer yapmaya başlıyoruz. Üst yaş sınırı yok. 10 numaraya kadar miyoplar, yedi numaraya kadar astigmatları lazerle düzeltiyoruz. Lazer sonrası %100 sıfır numara garantisi yoktur ama astigmat ve miyopi için lazer olan 100 kişinin yaklaşık 90’ı gözlük veya kontakt lenssiz tam görebilir. Ama 10 numara üzerindeki miyoplara, göz içi fakik lens dediğimiz bir lens takıyoruz. Bu arada lazerin en önemli özelliği emin ve güvenilir bir yöntem olması. Göz dışı bir tedavi olduğu için gözü kaybetme riski ve ciddi bir hasar riski yok.
Lazer ve göz içi lensi aslında hasta açısından kolay bir yöntem oldu. 10 dakika sürüyor lazer. İki göz aynı seansta yapılıyor. Damlayla uyuşturuyoruz gözü. Hasta hiç ağrı hissetmiyor. Katarakt ameliyatını bir hafta arayla yapıyoruz. Damlayla uyuşturuyoruz yine. Oda 10 dakika sürüyor. Dikiş yok. FAKO yöntemini uyguluyoruz. Lazer yönteminde gözü kapatmıyoruz. Koruyucu gözlük veriyoruz. Katarakt ameliyatında bantla kapatıyoruz. Ertesi gün kontrolde açıyoruz. Her ikisi de rahat ve konforlu ameliyatlar. Katarakt ameliyatında ekstra damardan bir sakinleştirici de veriyoruz. Lazerden sonra 50’li yaşlarda kişide katarakt çıktığı zaman bunun üzerine katarakt ameliyatı da olabiliyor. Katarakt ameliyatında zaten çok odaklı yakın merceği takıldığı için yakını görmeye devam ediyor. Miyopi, hipermetropi, astigmatizma ve presbiyopi gibi görme sorunları yaş fark etmeksizin birçok insanın ortak problemi. Gelişen teknolojilerle 15 dakikada uzak-yakın görme problemi ve kontakt lenslerden aynı anda kurtulmak mümkündür. Görme kusurlarını bıçak kullanmadan, lazerle tek bir operasyonda yok edebilmek mümkün. Lazer uzun yılların tecrübeleri ve ileri teknolojilerin sağladığı olanaklarla şu anda kuşkusuz en güvenilir yöntem. Femto-Lasık ile gözün en dışındaki şeffaf doku olan kornea tabakasının yüzeyinden flep adı verilen ince bir tabaka kaldırılır, mevcut gözlük kusuru lazer ışını ile kornea tabakası yeniden şekillendirilerek düzeltilir ve flep tekrar eski yerine yerleştirilir. Operasyon sonrası bu bölge dikişsiz bir şekilde kendiliğinden iyileşir. Diğer alternatif yöntem “yüzey tedavisi” (PRK, LASEK) teknikleridir. Bu tekniklerde de kullanılan lazer yine aynı excimer lazerdir. Yüzey tedavilerinde lasik tedavisinden farklı olarak bir flep oluşturulmaz ve epitel hücrelerinin temizlenmesini takiben lazer tedavisi ile gerekli düzeltme direkt kornea yüzeyine yapılır. Bu teknik genellikle kornea dokusu ince olan hastalarda tercih edilir. Yüzey tedavileri, lasik tedavisinden farklı olarak bir – iki gün gözde ağrı yapabilir ve görme bulanıklığının düzelmesi birkaç hafta sürer.
Lazerle göz tedavilerinde uzak ve yakın görme kusurlarının yanı sıra astigmatizma ve presbiyopi sorunlarına da son verilmekte. 18 yaşından itibaren bu tedavi uygulanabilir. Son bir yıl içinde göz numaraları sabit kalanlar, miyoplarda 10, hipermetrop ve astigmatlarda 6 numaraya dek göz bozukluğu olanlar bu yöntemle tedavi olabiliyor. Ayrıca kornea haritası (topografi) normal ve kornea kalınlığı yeterli olanlarda da sorunsuz bir şekilde bu tedaviyi uygulayabiliyor.
Göz problemlerinde lazer ameliyatı uygulanabilmesi için bazı ön tetkiklerin yapılması gerekmekte. Korneası çok ince hastalar, gebe ve emziren kadınlar, şeker hastalığı kontrol altında olmayanlar, romatizma (kollajen doku) hastalıkları olanlar, AIDS hastaları, keratokonus hastaları (korneanın normalden ince ve sivri olması), ciddi göz kuruluğu yaşayanlar ve katarakt hastalarına bu yöntemi uygulamıyoruz.
Operasyon öncesi gözün ileri tetkik cihazları ile dikkatli değerlendirilmesi ve gözün lazere uygun olup olmadığının doğru şekilde belirlenmesinin çok önemli. İlk olarak bilgisayarlı göz numarası ölçümü yapılıyor. Gözlüklü ve gözlüksüz görme seviyesi ölçülüyor, göz numaraları teyit ediliyor. Gözün mikroskopla muayenesini (biyomikroskopi) takiben kornea topografisi (kornea haritası incelemesi) ve kornea kalınlığı ölçümü (pakimetri) alınıyor. Bu işlemlerin sonrasında gözde ‘aberrasyon’ denen ve görme kalitesini bozan kusurların miktarının tespit edilmesi için dalga cephesi (wavefront) analizi uygulanıyor. Göz içi basıncının ölçülmesi, göz bebeği genişliğinin ölçülmesi ve göz bebeğini genişleterek gözün retina (sinir) tabakasının incelenmesi ile tetkikler sonlandırılıyor.
Başarı Oranı Yüzde Yüze Yakın Her 100 kişiden 90-95’i gözlüksüz tam görebilirken, 5-10’unun ince bir gözlük takması gerekebilir. Bu oran, göz bozukluğunun tipine, numaralara ve gözün yapısına göre değişir. Yüksek numaralar için uygulanan lazer tedavisinin göz kuruluğu ve gece görüş problemlerini artırabileceği ve kimi zaman da ikinci bir lazer tedavisine ihtiyaç duyulabileceği bilinmelidir. Operasyondan yarım saat sonra yapılan muayene ile hastalar taburcu ediliyor. Hastalara yalnızca koruyucu gözlük veriyoruz. Kişisel göz bakımı ve verilen ilaçların düzenli kullanımıyla tam başarıya ulaşıyoruz. Lazer sonrası numaralar 3 ay içinde sabitleniyor ve bundan sonra da değişmiyor.
Yüksek numaralı gözlük kullananlar, “Fakik Göz İçi Lens Cerrahisi” sayesinde gözlüklerine veda edebiliyor. Lazerin sınırlarının dışına çıkan gözlere uygulanabilen cerrahi yöntem sayesinde, gözlük numarası 12 ya da 14 olanlar kişiler de ameliyat olabiliyor. Fakik göz içi lens cerrahisi, yaklaşık 20 yıldır üzerinde çalışılan ve başarılı sonuçlar alınan bir cerrahi tekniktir. Lazerin sınırlı kaldığı; gözleri 12-14 numara miyop, 6 numara hipermetrop ya da 5 numara astigmat gibi refraksiyon kusuru olan kişilerin gözlükten kurtulması adına önemlidir. Bu tedavi, yaşı 20-45 arasında olan kişilere uygulanmaktadır. Burada hastaların çok iyi seçilmesi, lensin hastaya uygun dizayn edilmesi gerekmektedir. Öncelikle mercek seçimi için, göz içi kompartımanların derinlik ve kalınlık ölçümleri yapılır. Bu cerrahi teknikte, gözyaşı fonksiyonu bozulmamakta, kornea inceltilmemekte ve ikincil bir lazer tedavisine de gerek duyulmamaktadır.
Bu tedavi için gözlerin her zaman çok yüksek numarada olması gerekmemektedir. 2 numara miyobu, 1 numara astigmatı olan kişilere de, lazer için kornea kalınlıkları yeterli değilse fakik göz içi lens cerrahisi uygulanabilir.
Fakik göz içi lens cerrahisinde, göz içine aynı bir kontakt lensi andıran lens yerleştirilmektedir. Bu lens, dışarıdan bakıldığında gözle görülemeyecek kadar şeffaf ve incedir. Göz içi dokulara uyumlu bir materyalden üretilir. Aynı insanın kendi doğal lensi gibi ışığın geçişine ve kırılmasına izin verir. Gözün renkli tabakası ile saydam lens tabakasının arasına bu lens yaklaşık 20 dakikalık bir operasyonla yerleştirilmektedir.
Fakik göz içi lens cerrahisi, hasta konforunu ciddi anlamda artıran bir yöntemdir. Lens küçük kesilerle göz içine yerleştirildiği için hastanede yatış gerektirmemektedir. Ameliyat sonrası hasta 1 -2 saat göz tansiyonu açısından izlenir ve daha sonra taburcu olur. Cerrahi insizyon yeri yaklaşık 24 saat sonra iyileşir; hasta yüzünü yıkayabilir ve banyo yapabilir. Ayrıca her türlü fiziksel aktiviteyi de rahatlıkla yerine getirebilir; 1 hafta içinde rahatlıkla spor yapabilir hatta yüzebilir. Hasta birinci ay, altıncı ay ve daha sonra yılda bir kez göz tansiyonu, göz içi inflamasyon ve katarakt gelişimi açısından takip edilir. Herhangi bir risk hissedildiğinde lazerden farklı olarak lens çıkartılıp, ameliyat öncesi duruma geri dönmek mümkündür.
Presbiyopi problemi yaşayan kişilere okuma zorluklarında ince kenarlı gözlük camları yardımcı olur. Bunun yanı sıra aynı zamanda uzağı görmek konusunda problem yaşayanlar uzak ve yakın camı aynı çerçevede bulunduran bifokal - multifokal gözlük camları kullanabilirler. Aynı işlevi gören lenslerle de görme bozukluklarının önüne geçilebilir. Ancak gözlük ve lens kullanmak istemeyenler için alternatif olarak Supracor ile LASİK tedavisi uygulanabilir.
Medipol Sağlık Grubu Özel Nisa Hastanesi Doç. Dr. Faruk Kaya Göz Hastalıkları 10 Şubat 2020