Sitede Ara

Bacak damarları tıkanıklıklarında egzersiz ve daha aktif bir yaşam ile hastalığın ilerlemesinin önüne geçebilirsiniz. Unutmayın, egzersizin etkisi bir ay içinde görülmeye başlar fakat kesildiğinde tekrar başa dönülür.

Bacak ağrıları; yorgunluk, egzersiz yetersizliği, varisler, romatizmal bir hastalık veya ortopedik problemler nedenlerle oluşacağı gibi önemli bir kısmı da atardamar tıkanıklıklarından kaynaklanabilir. Atardamar tıkanıklarının en sık nedeni ise ateroskleroz yani damar sertliği olmakla beraber, özellikle sigara ile direkt olarak ilişkili olan Buerger hastalığıdır. Aterosekleroza bağlı atar damar tıkanıklıkları ileri yaşta ve erkeklerde daha sık görülür. Başlıca risk faktörleri olarak sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol düzeyinin yüksekliği ve hareketsiz yaşam sayılabilir. Bacak ağrısı karakter olarak efor sarfetmekle; yani yürürken, rampa çıkarken olur ve dinlenince 3-5 dakika içinde kendiliğinden geçer. Ağrı, her zaman her yürüyüşle aynı mesafede gelişmesine rağmen damar tıkanıklığı arttıkça daha kısa yürüme mesafelerinde oluşmaya başlar. Damar tıkanıklığının düzeyine göre ağrı baldırda, uyluk çevresinde veya kalça bölgesinde olabilir. Zamanla kan akımının daha da azalması sonucunda ağrı artık istirahatte bile ortaya çıkmaya başlar. Çoğu kez geceleri oluşur. Kişi gece uyurken bacağına ağrı gelmesi sonucunda uyanır, kalkıp dolaşınca ağrısı biraz geçer ve tekrar uyur. Bir süre sonra ağrı kalıcı hale gelip, artık gündüzleri de devam etmeye başlar. Hastalar çoğu kez bacaklarını yatak kenarından aşağıya sarkıttıklarında daha rahat ederler. Bu durumda yürüme ağrısı da çok daha kısa mesafelerde gelmeye başlar. Daha ileri aşamalarda ise ayaklarda ve özellikle ayak parmaklarında ağrılı yaralar ve gangren gelişebilir. Bacak ağrıları yanında bacaklarda soğukluk, üşüme veya morarma- siyahlaşma, iyileşmeyen yaraların gelişmesi ileri evre damar tıkanıklığını gösteren bulgulardır. Bu hastalar diğer organlarda ani gelişebilecek damar hastalıkları (myokard infarktüsü, inme v.s.) için risk taşırlar. Hastaların yarısından fazlasında eşilik eden kalp damar tıkanıklığı ve şah damarı (karotis) tıkanıklığına rastlanır. Bu yüzden tanının konması diğer hayati önem taşıyan damar tıkanıklıklarının tedavisinin başlanması için de önem arz eder. Genel olarak damar hastalığı olan kişilerin ömürleri damar hastalığı olmayan kişilere göre daha kısadır. Hastanın şikayetlerini dinleyerek ve başta bacak damar nabızlarının muayenesi 
olmak üzere farklı yöntemler ile bacaklardaki atar damar hastalığı tanınabilir. Genellikle uyluk bölgesinde diz arkasında, ayak üzerinde veya  ayak bileğinin iç bölümündeki damarların nabzı azalmış ya da alınamaz hale gelmiştir. Bu hastalarda risk faktörleri açısından kan şekeri ve kolestrol ile ilgili değerlerin incelenmesi damar sertliğini (ateroskleroz) araştırmada yardımcıdır. Damar hastalığı tanısını koymak için en basit yöntem tansiyon cihazı yardımı ile bacaklarda ve kollarda kan basıncının ölçülüp birbirine oranlanmasıdır (ABI). Bu ağrısız ve basit bir test olmakla beraber güvenilirdir. Ayrıca yürümekle gelen ağrının tam olarak değerlendirilmesi koşu bandında hastanın yürütülmesi ile de mümkün olabilir. İlk istenilmesi gereken tetkik renkli doppler ultrason testidir ve bize damar tıkanıklığını değerlendirmeyle ilgili önemli katkılar sağlar. Damar hastalığının derecesi ve hangi damarları ne ölçüde tutmuş olduğunu değerlendirmek için kullanılan diğer incelemeler ise bilgisayarlı tomografik anjiografi (BTA) ve manyetik rezonans anjiografidir (MRA). MRA özellikle böbrek yetmezliği olan hastalar için nispeten daha iyi bir inceleme yöntemidir. Ancak kapalı alan korkusu olanlarda ve vücudunda metal bulunan kişilerde yapılamamaktadır.

SİGARAYA SON!

Erken dönemde teşhis edilen bacak damarlarının hastalıklarında egzersiz ile daha aktif bir yaşam, gıdada ve yeme tarzındaki değişiklikler, kilo verme, sigarayı bırakma gibi yaşam değişiklikleri ile beraber, şeker hastalığı, hipertansiyon, kolestrol yüksekliği  gibi risk faktörlerinin mevcudiyetinde ilaç tedavisine başlanarak hastalığın ilerlemesinin önüne geçebiliriz. Yaşam değişikliklerine hastalık belirlenir belirlenmez başlanır ve hayat boyu devam edilir. Sigaranın bırakılması en önemli değişikliklerden olup diğer tedavi yöntemlerinin etkili olabilmesi için mutlaka gereklidir. Sigaraya devam ediyorken yapılan diğer tedavilerin pek bir etkisi olmayacaktır. Pasif ve hareketsiz hayattan daha aktif ve düzenli egzersiz yapılan bir hayata geçiş damar hastalıklarının tedavisinde özem taşır. Haftada üç yada beş günde 30-60 dakika yürüyüş egzersizi oldukça yararlıdır. Yürüyüşlerin bir uzman 
nezaretinde yapılması çok daha etkili ve güvenilirdir. Egzersizin etkisi 1-2 ay içinde görülmeye başlar ve kesildiğinde tekrar başa dönülür. Ek olarak kan sulandırıcı dediğimiz en sık kullanılan aspirin ve benzeri farklı ilaçların da başlanması önerilmektedir. Gerek halinde doktorunuz birden fazla kan sulandırıcı ilacı birarada başlayabilir. Yaşam değişikliği ve ilaç tedavisi ile hastaların büyük bir kısmı bacak ağrısı yakınmasından kurtulur ve normal yaşamına devam eder. Bu tedavi aynı zamanda bacak damar tıkanıklığı dışındaki kalp damar tıkanıklığı ve beyin damarlarındaki tıkanıklıklarla ilgili olumsuz kötü olayların gelişmesini engellemede de önemlidir.

TERCİH EDİLEN TEDAVİ YÖNTEMİ: ANJİYOPLASTİ

İlaç tedavisiyle bacak ağrısı geçmeyen veya artık bacak yaraları gelişmiş olan hastalarda ise bu tedaviye ilaveten girişimsel yani anjiyoplasti veya açık damar cerrahisi uygulanması gerekir. Kliniğimizde de sıklıkla bu hasta grubuyla karşılaşmakta olup, anjiyoplasti yöntemiyle yani bazen sadece balon yöntemiyle damar tıkanıklığını genişleterek veya o bölgeye stent takarak yeniden iyi kanlanmasını sağlayıp hastanın yaşam kalitesine ve sağlığına kavuşmasına yardıcı olmaktayız. Anjiyoplastiye uygun olmayan hastlarda ise açık damar cerrahisi uygulanmaktadır. Hangi hastaya hangi tedavinin uygun olacağı konusunda kardiyoloji ile kalp damar cerrahisi ortak kararı ve hastanın isteği de dikkate alınarak tercih yapılmaktadır. Atardamar tıkanıklığı dışında bacaklarda yara yapabilecek diğer hastalıklar açısından ilerlemiş varisler, atardamarları tutmayan diyabetik ayak, cilt hastalıkları ve infeksiyona bağlı hastalıklar da akla gelmelidir.  Farklı uzmanlık alanlarını ilgilendirebildiğinden, ilgili uzman görüşleri alınıp ortak verilen karara göre tedavi uygulanmalıdır. Bacak ağrısı ve hele özellikle yarası olan hastalarda mutlaka damarlarla ilgili hastalıklar akla gelmeli ve kardiyoloji kardiyovasküler cerrahi merkezi olan bir hastaneye başvurarak gerekli etkin tedavi bir an önce geciktirmeden başlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki geç kalındığı takdirde ayak ve bacak kesilmesi, ölüme kadar varan ciddi olumsuz sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Bu yüzden her hastalıkta olduğu gibi erken tanı ve tedavi bacak damar tıkanıklarında da hayat kurtarıcıdır.

YRD. DOÇ. DR. HACI MURAT GÜNEŞ