Sitede Ara

Sıradaki hasta çocuğunuz olmasın

Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla çocukların okul çağında yakalanabileceği hastalıklar da kendini gösteriyor. Döküntülü, enfeksiyon ve paraziter hastalıklardan korunmak için öğrencilerin çok dikkatli olması gerekiyor.

Okul döneminde çocuklarının hasta olma ihtimali ebeveynlerin en önemli kaygılarının başında gelir. Hastalıklardan korunma hususunda anne-babalar kadar öğretmenlerin de ciddi sorumlulukları bulunmaktadır. Okul çağı hastalıkları denildiğinde akla ilk gelenler döküntülü hastalıklar, enfeksiyon ve paraziter hastalıklar gelmektedir. 

Döküntülü Hastalıklar

Suçiçeği: Varisella zoster virüs (VZV) isminde bir virüsün neden olduğu bu hastalık; hasta kişiden hava yolu, damlacık veya direkt temas sonucu bulaşmaktadır. Döküntü ortaya çıkmadan 24-48 saat önce hafif nezle-grip belirtileri ile başlayabilir. Gövdeden başlayarak baş, yüz ve kollara yayılan önce ciltte oldukça kaşıntılı seyir gösteren kızarıklık, kabarıklık ardından içi su dolu küçük keseciklerin oluşması ile dikkat çekicidir. Çok bulaşıcı olduğu için suçiçeği geçirmekte olan bir çocuk diğer duyarlı çocukların korunması amacıyla tüm döküntülerij kuruyup aktif lezyon kalmayıncaya kadar okula gönderilmemelidir. Bu süre ortalama bir hafta olup bazen 3 haftaya kadar uzayabilir. Korunma için en uygun yöntem aşı uygulanmasıdır. Ülkemizde bir yaşın sonunda her çocuğa canlı suçiçeği aşısı yapılmaktadır. Hasta kişiyle temas halinde VZV immunglobulini ve aşı uygulanabilir, bu durumda çocuk doktorundan görüş alınmalıdır. 

Kızamık: Kızamık virüsünün neden olduğu döküntülü bir hastalıktır.  Çok bulaşıcıdır; damlacık yoluyla bulaşır, direkt temas gerekmez. Ortalama 2-3 gün süren gribal enfeksiyon belirtilerinden (ateş, öksürük, koyu burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık) sonra yüz ve alından başlayıp tüm vücuda yayılan, birleşme eğilimde olan, başlangıçta pembe iken 3-4 gün içinde koyulaşan (kahverengi), 6-7 gün sonra hafif pullanarak solan tarzda döküntüler dikkat çekicidir. Döküntüden yaklaşık 24-48 saat önce yanak iç kısmında beyaz lezyonlar (koplik lekeleri) bu hastalığın tanı koydurucu belirtisidir. Hastalığa bağlı orta kulak iltihabı, zatüre, santral sinir sistemi iltihabı gibi komplikasyonlar gelişebilir. Hastalık geçirildikten aylar hatta yıllar sonra ölümcül olarak seyir gösteren beyin tutulumu gözlenebilir. Ülkemizde her çocuğa 1 yaşın sonunda ve ilköğretim birinci sınıfta olmak üzere 2 kez kızamık aşısı yapılmaktadır. Temas halinde ilk 72 saatte aşı yapılması önerilmektedir. Hasta olan öğrenci hastalık sürecinde okuldan uzak durmalıdır.

Kızamıkçık: Çocukluk çağında tehlikeli bir hastalık değildir. Ancak hamileliğin ilk 3 ayında anne adayı, kızamıkçık geçirirse anne rahmindeki bebek için tehlikelidir. Çocukluk çağındaki kızamıkçık vakalarının yarısında belirtiler çok hafiftir, fark edilmeyebilirler. Döküntüler yüzden başlayıp gövde ve ayağa doğru yayılan deriden kabarık, küçük kızarıklıklar şeklindedir. 3 günde kaybolur.

5. Hastalık (Eritema infeksiyozum): Parvo virüsün neden olduğu, sıklıkla hafif seyirli bir döküntülü hastalıktır. Okul çocuklarında genellikle hiçbir belirti yokken aniden yanaklarda ‘tokatlanmış gibi’ kızarıklık ile ortaya çıkar. Gövdede ve kol-bacaklarda dantela şeklinde kızarıklar ile devam eder. Ortalama 5-7 gün içinde kendiliğinden iyileşir. Sıcak, banyo, stres gibi durumlarda gövde ve kol-bacaklardaki kızarıklar haftalarca tekrarlayabilir. Bu hastalık tedavi gerektirmeyen kendi kendini sınırlayan bir durum olup herhangi bir aşı uygulaması bulunmamaktadır.

Enfeksiyon Hastalıkları Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları (ÜSYE): Çocuk polikliklerine başvurular içinde en sık nedenlerden biridir. Genellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde ortaya çıkar. Çocukların çoğu yılda 5-6 kez ÜSYE geçirirler. 6-8 yaşından sonra çocuklarda ÜSYE sıklığı azalır. Ergenlerde bu sayı yılda 2-4’e kadar düşebilir. Kalabalık yaşam koşulları, sigara içimi, beslenmenin yetersiz olması, kış mevsimi, yetersiz aşılama, geniz eti ve bademcik büyümesi, alerjik nezle başlıca risk faktörlerini oluşturmaktadır. Okul ortamı mikrobik etkenlerle karşılaşma ihtimalini arttırır. Birçok virüs ve bakteri ÜSYE’ye sebep olabilir. Okul çocuklarında belirtiler; burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda kaşıntı, boğaz ağrısı, halsizlik, hapşırık, geniz akıntısının yol açtığı hafif öksürük olabilir. ÜSYE etkeni damlacık yolu ile bir kişiden diğerine yayılabileceği gibi direkt temas yolu ile veya ortak kullanılan nesneler vasıtasıyla da bulaşabilir. Viral ÜSYE’nin özel tedavisi yoktur. Şikayetlerin azaltılmasına yönelik destekleyici tedaviler uygulanır. Ancak bu tedaviler hastalık süresini etkilemez. ÜSYE; ortalama bir hafta kadar sürebilir (ilaçla 1 hafta ilaçsız 7 gün kuralı). ÜSYE’de en önemli sorun gereksiz antibiyotik kullanımıdır. Etkenlerin çoğunluğu virüs olduğu için antibiyotik kullanımı bu ajanlarda etkisizdir. Daha ağır seyredebilen ve eklem, böbrek ve kalp gibi diğer organlara ikincil etkilenmelere yol açabilen antibiyotik tedavisinin gerektiği bakteriyel ÜSYE’nin çoğu zaman klinik olarak viral ÜSYE’den ayrımı mümkün olmayabilir. Bu iki tablonun ayrımı ve uygun yaklaşım için mutlaka çocuk hekiminden görüş alınmalıdır. Hastalıktan korunmada en önemli etken hijyen olup el yıkama en önemlisidir.

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları: Okul çocuklarında zatüre ya da bronşit şeklinde görülen bu enfeksiyonlar ÜSYE’nin devamı şeklinde olabileceği gibi direkt olarak da karşımıza çıkabilir. Büyük çocuk ve gençlerde ateş, öksürük, solunum sıkıntısı, göğüs ve karın ağrısı ve kusma görülebilir. Bu hastalıkların hayatı tehdit edebilen durumlardan biri olduğu unutulmamalıdır. Çoğu zaman hastanede yatarak tedaviyi gerektirir. Rastgele antibiyotik kullanımı daha kötü sonuçlara yol açabilir. Korunmada aşılar önemlidir.

Grip (influenza): İnfluenza virüslerin neden olduğu, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonu belirtileri ile birlikte yaygın kas ağrısı, bulantı ve kusmanın eşlik ettiği enfeksiyon hastalığıdır. Sağlıklı çocuklarda genellikle kendi kendini sınırlayan bir seyir gösterir. Ancak nadir de olsa ağır geçirilebilir ve ölüme yol açabilir. Damlacık yolu ile bulaştığı için salgınlara yol açabilir. Hekimin gerekli gördüğü bazı durumlarda antiviral tedavi uygulanabilmekle birlikte şikayetlere yönelik destekleyici tedaviler çoğu zaman yeterlidir. Korunmanın en etkili yolu, 6 aydan büyük çocukların her yıl aşılanmasıdır. İnfluenza aşıları, her yıl bir sonraki yıl hastalık yapması beklenen virüs suşlarını  içerecek şekilde üretilmektedir.

İdrar Yolu Enfeksiyonu: Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonları üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra en sık görülen enfeksiyon grubudur. En önemli nedeni dışkı yoluyla bulaşan bakterilerdir. Genital temizlik iyi yapılmadığı takdirde bu bakteriler idrar yolunda kolayca ilerler ve enfeksiyona yol açar. Bebeklik döneminde bakım anneye ait olduğundan genital bölge temizliği her zaman daha özenlidir. Ancak okul çağında bu bakımın çocuk tarafından üstlenilmesi, doğru ve yeterli temizliğin yapılamamasına yol açabilir. Çocuklara genital bölge temizliğinin nasıl yapılması gerektiği mutlaka öğretilmelidir. İYE, anatomik yapı nedeniyle 
kız çocuklarında daha sık görülür. Kız çocuklarının alt bakımı hangi yaşta olursa olsun daha özenli ve önden arkaya doğru yapılmalıdır. Bunların dışında dar iç çamaşırı giyinmek, çamaşırın pamuklu değil sentetik olması, idrar tutmak ve ayakta idrar yapmak da diğer risk faktörlerinden birkaçıdır. Tedavi aşamasında antibiyotik başlanmadan önce idrar örneği alınarak neden olan etkenin kültürde üretilmesi çok önemlidir. Antibiyotik tedavisi kültür sonuçlanıncaya kadar başlanıp sonuca göre revize edilir. Erkek çocuklarda sünnet enfeksiyondan koruyucu bir etkendir.

Gastroenterit: Akut gastroenterit çocuklarda çok yaygın bir durum olup genellikle virüslere bağlı mikrobik bir enfeksiyon sonucu veya gıda zehirlenmesi şeklinde ortaya çıkar. Ateş, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtiler görülür. Temel problem ishal ve kusmaya bağlı olarak ortaya çıkan sıvı kaybıdır. Bazen bu kayıp nedeniyle böbrek yetmezliği ve hatta şok gelişebilir. Sıvı kaybının ilk belirtisi idrar miktarının azalması olabilir. Ağız kuruluğu, çökmüş gözler, kilo kaybı ve azalan hareketlilik veya artan huzursuzluk diğer belirtiler olabilir. İshal ve kusma ilaçlarının hekim tavsiyesi olmadan kullanımı durumu daha da kötüleştirebilir. El yıkama başta olmak üzere tüm hijyen kurallarına uyulması ve gıda maddelerinin hazırlanması ve tüketilmesinde dikkatli davranılması en önemli korunma yöntemidir.

Parazit Hastalıkları: Paraziter hastalıklar her yaştaki bireyde görülebilmektedir. Ancak çocuklarda daha sık rastlanmaktadır. Ülkemizde de önemli sağlık sorunları arasında yer alan parazit enfeksiyonları, tedavi edilmediği takdirde çocuklarda büyüme geriliğine yol açabilirler. Okul, kreş, toplu taşıma araçları, umumi kullanılan tuvaletler ve sağlıksız beslenme gibi nedenler paraziter hastalık sıklığını artırır. Çocuklarda sıklıkla görülen parazit çeşitleri; kıl kurdu, yuvarlak solucanlar, amip, giardia, çengelli kurtlar, kamçılı kurt ve şerit olarak bilinen tenyadıdır. Karın ağrısı, iştahsızlık, açıklanamayan yetersiz tartı alımı, uykuda diş gıcırdatma, yastığa salya akması, perianal kaşıntı paraziter hastalık belirtileridir. Özellikle kıl kurdu aile bireyleri ve okul ortamında bulaşıcılığı yüksek olduğundan toplu tedavi gerektirmektedir. Korunmada önemli olan özellikle su hijyenine dikkat etmektir. Ayrıca besin hijyeni, çiğ et ve çiğ sebze tüketmemek önemlidir.