Patoloji kelime anlamı itibarıyla (pathos= hastalık, logos= bilim) hastalık bilimidir. Hastalıklar sonucu organlarda, hücresel düzeyde meydana gelen değişiklikleri inceler. Mikroskop altında hücrelerin görünümleriyle hastalıklara tanı koyar. Patolog aslında çok insanın tanımadığı, tesadüfen hastaların tanışmak durumunda kaldığı,mikroskop arkasında görülen, hastaların hayatlarına o mikroskobun gözlüğünden baktıklarıyla dokunan bir hekimdir. Patologlar doğrudan hastayla değil, genellikle hastaların doktorlarıyla temas halindedir ve bu nedenle ‘doktorların doktoru’ diye de tanımlanırlar. Patoloji raporu ise, genellikle hazırlanana kadar geçen sürede yoğun bir emek verilen, uzun saatler ve günler boyunca üzerinde çalışılmış, farklı kaynaklardan yararlanılarak hastaya en faydalı ve en doğru yaklaşımın sağlanması için gerekli bilgilerin sentez edildiği bir konsültasyon raporudur. Patoloji raporunun altındaki imzanın bir hekime ait olduğu bile bilinmeyebilir ve patoloji sonuçları makinelerden çıkar sanılır. Ancak patoloji raporu, mikroskop altında görülen özellikler hastanın bir bütün olarak ele alınarak yorumlandığı bir değerlendirmenin sonucudur ve bu incelemeyi hekimler/ patologlar yapar. Hekimlik hayatım boyunca karşılaştığım sorular ve onlara verdiğim cevaplarla branşımızı biraz tanıtmaya çalışacağım. Dilerim ki alınan patoloji raporları hep iyi haberler verir hastalarımıza…
“Hocam doktor musunuz?”
Evet. Tıp fakültesi mezunları 4 yıl süren bir uzmanlık eğitimi sonrası patoloji uzmanı (patolog) olurlar. Tıbbın her branşında olduğu gibi uzmanlık sonrası da literatürün sıkı şekilde takip edilmesi gereken, yeniliklere açık bir branştır.
“Kanserle uğraşıyorsunuz değil mi?”
Genellikle evet, ancak kanser dışında pek çok hastalığın kesin tanısı, takibi, tedavi yanıtı, organ nakli kararı ve çeşitli mikrobik hastalıkların tanınması için de patolojik inceleme gereklidir. Örneğin organ nakli yapılacak hastalara ait biyopsi örnekleri, nakil sonrası ortaya çıkan çeşitli durumlar, komplikasyonların tanısı için, ayrıca serviks (rahim ağzı) kanserinde olduğu gibi çeşitli durumlarda, kanser gelişmeden hastalıkların tanı ve tedavisinin yapılabilmesi için patolojik inceleme gereklidir. Organlarda kanser dışı hastalıkların tanısı için de zaman zaman biyopsi alınması gerekir, bunlara örnek olarak, akciğerin parankim hastalıkları, bağırsak hastalıkları, çeşitli romatizmal hastalıklar, damar ve deri hastalıkları (sedef, egzama vb.) verilebilir.
“Neleri inceliyorsunuz?”
Hastalara yapılan ameliyatlar sonrasında alınan tüm örnekler patolojide incelenir. Ayrıca ameliyat dışında, poliklinik şartlarında yapılan eksizyonel biyopsiler, iğne biyopsisi dediğimiz küçük örneklerin alındığı biyopsiler, rahim ağzı kanseri taramasında olduğu gibi alınan sitolojik (hücresel) incelemeler de patoloji laboratuvarlarında patologlar tarafından değerlendirilir.
“Patoloji, laboratuvar demek değil mi?”
Kısmen evet. Patoloji laboratuvar kısmı olan klinik bir branştır. Cerrahi branşlar içinde yer alır. Bir patoloji raporu, hastayı ilk değerlendiren hekimin istediği bir konsültasyon olarak değerlendirilebilir. Bu konsültasyon/patoloji raporunun hazırlanması için, teknisyen/ biyolog arkadaşların görev aldığı meşakkatli bir laboratuvar süreci gereklidir, ancak hastalıkların tanısı mikroskop başında, hekimler tarafından konur. Ameliyat materyalleri öncelikle makroskopik olarak, hekimler tarafından muayene edilir, uygun alanlarından örnekler alınarak mikroskop altında incelenecek materyaller hazırlanır. Patolojinin laboratuvar kısmının tamamlanması için en az 24 saatlik bir zaman gereklidir. Bu süre içinde, canlı dokuların bozulmasını önleyecek, yıllar sonra bile incelenmesine olanak sağlayacak çeşitli işlemler sonrası, dokular parafin blok/ mum içine gömülü hale getirilir, bu bloklardan hazırlanan mikron kalınlığında kesitler, boyanarak mikroskop altında incelenebilir hale gelir.
"Patolojik incelemenin acili yok mudur?”
Vardır. Frozen inceleme/ dondurma kesit dediğimiz yöntem ile ameliyat sırasında, hasta anestezi altında iken, bir takım incelemeler yapılarak ameliyata yön verilebilir. Ancak bu sadece hastaya yapılacak işlemi değiştirebilecek kararların verilmesi için, kısmi bir incelemedir. Bu işlem sonrasında rutin incelemeye devam edilir. Örneğin, meme kanserli bir hastada koltuk altı lenf bezlerinde kanser yayılımının varlığına bakılarak, ameliyat genişletilebilir. Başka bir örnek ise, mesane kanserinde, cerrahi sınır/kesi bölgesinde tümör olup olmadığına göre daha geniş bir ameliyata karar verilebilir veya bir tiroid ameliyatı sırasında, tiroidde kanser varlığı bu yöntem ile belirlenirse, tiroidin karşı lobunun da alınması düşünülür.
“Bu patoloji raporları neden hep gecikiyor?”
Aslında patoloji raporları hep gecikmez. Ama sadece geciken raporlarda hastalar patolojinin farkına vardıklarından böyle bir algı vardır. Örneğin kurumumuzda patoloji raporlarının %90’ı 6 gün içinde raporlanmaktadır. Bu süre, acil tedavi başlanması, hastanın durumunun kritik olması gibi durumlarda 1-2 gün kadar da kısa olabilmektedir. Ancak geriye kalan %10’luk bir kısımda, ek tetkiklerin yapılması, literatürün araştırılması, konuyla ilgili daha tecrübeli başka hekimlerin fikirleri alınması gibi nedenlerle gecikme yaşanabilir. Bazı durumlarda biyopsi örnekleri, yurtdışına bile gönderilerek, konunun uzmanı patologlardan fikir istenebilir. Bu gibi ek değerlendirmeler ise süreci uzatabiliyor. Patoloji raporlarındaki bu gecikmenin nedeni hastaya daha net, kesin, doğru tanının konabilmesi içindir.
“Yakınıma bir merkezde şu tanı kondu, sonra başka bir merkezde başka bir tanı söylendi. Bu böyle olur mu?”
Her zaman böyle olmaz. Ancak bazı durumlarda mikroskop altında görülen değişiklikler farklı yorumlanabilir. Böyle bir durumda biyopsi materyali başka bir merkezde tekrar incelenebilir, yeniden değerlendirilebilir ve farklı bir rapor düzenlenebilir.
“Bir yakınıma biyopsi yapıldı. Patoloji raporundan hiçbişey anlamadık. Ne diyor acaba?”
Patoloji raporlarında, hastalardan alınan doku örneklerinin mikroskop altında incelenmesi sonucu görülen değişikliklerle hastalara ve hastalıklara dair değerlendirmeler yapılır. Bu genellikle net bir tanıdır. Ancak bazı durumlarda, hastayla, hastalıkla, alınan doku örneğiyle ilgili nedenlerle net bir tanı konamayabilir. Bu durumda alınan doku örneğindeki değişiklikler gözönünde bulundurularak bir ayırıcı tanı listesi verilebilir. Hastaya ait başka bulgular eşliğinde bu raporda belirtilen bulgular birleştirilerek tedavi yaklaşımında bulunulabilir. Kanser hastalarında patoloji raporu hastanın tedavisini yönlendirecek, gidişatı öngerecek bulguları içerir.
“Bir yakınım kanser oldu, tedavisi nasıl düzenlenecek?”
Patoloji raporu, kanserli bir hastanın tedavisini düzenlenmesi için gerekli pek çok bilgiyi içermektedir. Sıklıkla tedavi protokolleri patoloji raporunda verilen bilgiler eşliğinde belirlenir. Tümörün evresi dediğimiz, gidişatını belirleyecek, davranış şeklini, vücuttaki yaygınlığı, yayılma yolları gibi çeşitli parametrelere göre hastalığın tedavisi düzenlenir. Yeni nesil, ‘hedefe yönelik tedavi’ dediğimiz, kemoterapinin yan etkilerinin azaltıldığı bir takım tedavi seçeneklerinin belirlenmesi için de patolojik incelemeler gereklidir.
DOÇ. DR. İLKNUR TÜRKMEN
Giriş Tarihi: 13.03.2019
Güncellenme Tarihi: 13.03.2019
Web sitemizde yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Şikayetinizle ilgili değerlendirme, tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.