ONLİNE İŞLEMLER
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser tipi olup, tüm kadınların yaklaşık %12.5 kadarı yaşamları boyunca meme kanserine yakalanmaktadır. Meme kanserinin standart tedavisi cerrahidir.
Metastatik hastalık dışında tüm hasta gruplarında kemoterapi öncesi ya da sonrası hastalar cerrahi prosedürler geçirmektedir. Yapılan ameliyatın başarısı elbette öncelikle tümörün meme dokusundan tam olarak temizlenebilmesi ile ölçülmekte olsa da, sağlığın yani sıra kozmetik görünümün önemi de günümüzde tedavi hedeflerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Onkoplastik cerrahi, tüm meme kanseri ameliyatlarının hedeflenen kozmetik sonuçla tamamlanmasını sağlayan teknikler bütününe verilen addır. Bu sayede tümörün meme dokusundan uzaklaştırılmasına yetecek ölçüde meme dokusu çıkarılabilmekte ve geride kalan doku otolog (kişinin kendi dokusu) ya da implant (prostetik materyal) yöntemleriyle yeniden şekillendirilebilmektedir. Meme koruyucu cerrahi ya da mastektomi için estetik bir bakış açısıyla hastaya yaklaşılması, meme kanserli kadınlara sunulabilecek seçenekler yelpazesini büyük ölçüde artırmakta ve kozmetik açıdan elde edilen sonuçlarda belirgin iyileşme sağlamaktadır.
Onkoplastik meme cerrahisi terimi meme kanseri cerrahisini takiben yaşam kalitesini ve kabul edilebilir bir meme görünümünü korumayı amaçlayan ve aynı zamanda onkolojik etkinlikten taviz vermeyen herhangi bir ameliyat prosedürünü temsil edebilen bir terimdir. Yani pek çok çeşit ameliyat yöntemi bu başlık altında toplanabilir.
Meme kanseri hastalarında sağ kalımın artmasıyla beraber, daha uzun yaşayan hasta gruplarında cerrahi tedavinin kısa ve uzun vadeli kozmetik sonuçları gözle görülür şekilde önem kazanmıştır. Bir diğer deyişle, onkoplastik cerrahi, kadınlara hayatlarının geri kalanında bedenleri konusundaki görsel algılarının ve özgüvenlerinin dolayısıyla sağlıklı bir ruhsal yapının sağlanması hususunda hastalıklı bireylere ikinci bir imkan sağlamaktadır.
Bu çeşit teknikler, yara izinin daha az görünür olduğu teknikler kullanılarak ve hastanın kendi meme dokusunun boş kalan alanları doldurması amaçlanarak yapılabilse de, özellikle büyük ve sarkık memesi olan hastalarda daha yüksek hacimli meme dokusu çıkartılarak eş zamanlı meme küçültme ya da meme dikleştirme prosedürleri ile de kombine edilebilir.
Hedeflenen cerrahi sonuç, elbette tümörün tamamıyla temizlendiği bir memede daha küçük ve daha az görünür bir iz bırakmak ve daha şekilli bir meme görünümü oluşturmaktır. Bir nevi “bulduğundan da iyi bırak” yöntemi olarak da tanımlanabilir. Bu gibi vakalarda karşı memede tümör olmasa dahi benzer şekilde bir cerrahi ile memeyi şekillendirmek ve birbirine eşitlemeye çalışmak uygun bir yaklaşım olabilir.