Sitede Ara

Ameliyathanenin kapanan kapısı ardında yaşananları merak eder herkes. Birçok kişiye ürkütücü gelen ameliyathanede neler oluyor dersiniz?

Ameliyathaneler dışarıdan bakanlar için hep gizemli alanlardır, çoğunluk için de ürkütücü. Çalışanlar dışında hiç kimse ameliyathanelere gelirken güle oynaya gelmez. Oysa ameliyathanede çalışan cerrahlar, anestezi uzmanları, anestezi tekniker ve teknisyenleri, ameliyathane hemşireleri ve yardımcı sağlık personeli için hiç de zor yerler değildir. Çoğunlukla önceden belirlenen bir program içerisinde işler organize bir şekilde yürütülür. Hangi hastanın hangi saatte ameliyata gireceği, hangi doktorun hangi hastasını ne zaman ameliyat edeceği, hangi hastaya hangi anestezi uzmanı tarafından nasıl bir anestezi yöntemi uygulanacağı, ameliyat sonrası hastanın servise mi yoksa yoğun bakıma mı çıkarılacağı gibi birçok soru önceden cevaplanmış haldedir. Bu düzenin sağlanması için ameliyat edilecek hastaların en az 24 saat önce anestezi polikliniğinde bir anestezi uzmanı tarafından değerlendirilmesi, bir sürprizle karşılaşmamak için ameliyat öncesi gerekli tahlillerin yapılması, ihtiyaç halinde başka branş hekimlerinin görüşlerinin alınması, hastaların veya hasta yakınlarının uygulanacak anestezi yöntemleri hakkında bilgilendirilerek onamlarının alınması, hastaların ameliyat öncesi en az 6-8 saat aç kalmalarının sağlanması çok önemlidir. Tabii bunların dışında hiç hesapta olmayan bazı gelişmeler de olmuyor değil. Acilen ameliyata alınmasına karar verilen bir hastanın apar topar ameliyata alınması, o anda ameliyathanede uygun bir odanın var olup olmaması, ameliyat sırasında beklenmedik kanama, organ yaralanması vb. istenmeyen olayların çıkması buna örnek olarak sıralanabilir.

AMELİYAT ÖNCESİ AÇLIK GEREKLİ Mİ?

Ameliyat edilecek hastaların mutlaka aç olmaları hayati önem taşımaktadır. Özellikle bazı ameliyatlarda uygulanacak anestezi yöntemleri ve birçok anestezi ilaçları hastalarda bulantı ve kusmalara sebep olabilmektedir. Genel anestezi uygulanan hastalarda geçici şuur kaybı yanında koruyucu bazı refleksler de ortadan kalktığı için kusan hastaların kustuklarının mide içeriğinin hava yollarına kaçma riski vardır. Bu da hastanın ölmesine veya oksijensiz kalması sonucu bazı hayati fonksiyonlarını kaybetmesine sebep olabilmektedir. Bu nedenle hastaların yaşlarına ve yapılacak ameliyatların özelliklerine uygun olarak belli bir süre aç kalmaları gerekmektedir. Bu bilince sahip olmayan bazı hastalar ve küçük çocukların anne-babaları sağlık çalışanlarına yanlış bilgi vererek yeterince aç olmayan hastalarının hayatlarını tehlikeye atabilmektedirler. Ameliyata alınan her hasta sağlık çalışanlarının annesi, babası, kardeşi, çocukları veya büyükleri olarak görülürler. Kendi yakınlarına gösterdikleri özeni onlar için de gösterirler. Ameliyathane kapısından içeriye alınan her hasta sevgi ve saygı ile kabul edilerek, incitilmeden, korkutulmadan ameliyat odasına kadar taşınır. Ameliyat odası, ilk kez ameliyat olacak hastalar ve çocuklar için gerçekten çok dikkat çekici ve karmaşık bir donanıma sahip gözükür. Oysa orada çalışanlar için sıradandır. Yemek hazırlamak için evimizin mutfak tezgâhında nelere ihtiyaç varsa ameliyat yapılabilmesi için de ameliyathanelerde benzer bir donanıma ihtiyaç vardır. Çok iyi bir aydınlatma, yeterli ve güvenli anestezi vermek için her gün kontrolden geçirilen modern anestezi cihazları, her an hastanın can güvenliğini sağlamak için yeterli düzeyde 
monitörizasyon imkânları, her ameliyatta kullanılması gereken cerrahi malzemeler ile bilgi ve beceri bakımından yeterli personel, ameliyathanelerin olmazsa olmazlarıdır. 

ANESTEZİ UZMANI HASTANIN BAŞINDAN AYRILMAZ

Ameliyathaneler soğuktur. Hem ameliyatların steril ortamda yapılması, hem de özellikle cerrahların rahat çalışabilmeleri için ameliyathaneler 18-22 dereceye kadar soğutulur. Bu soğuk ortamdan hastaların en az etkilenmeleri için hastayı ısıtmak ve vücut ısısını korumak da anestezistin görevidir. Ameliyat odasına alınan hastalar, doğru hasta, doğru ameliyat, doğru taraf işaretleri gibi hususlarda tekrar kontrolden geçirilir. Uygun şekilde ve gerektiği kadar monitörize edilir, anestezinin başlatılması ve gerektiğinde acil müdahale için kullanılmak üzere bir damar yolu açılarak serum takılır. Her hasta uyutulmadan önce ameliyat ekibinin ve malzemelerinin hazır olduğu teyit edilerek anesteziye başlanır. Hastalar uyutulduktan veya bölgesel anestezi uygulandı ise yeterince blok sağlandıktan sonra tüm hayati fonksiyonları tekrar kontrol edilir, ameliyatın başlayabileceği söylenerek cerraha ameliyat için izin verilir. Ameliyat süresince bir anestezi uzmanı ve anestezi teknikeri hastayı, ameliyat sahasını ve monitörleri devamlı bir şekilde takip eder, bulguları kaydeder. Ameliyatın bitimine yakın hastaya verilmekte olan anestezik ilaçlar azaltılmaya başlanır, ameliyatın bitiminde tamamen kesilir. Ameliyat sonrası hastaların ağrı hissetmemesi için yeterli dozda güçlü ağrı kesiciler verilerek hastalar uyandırılır. Ameliyat masasında vücudu iyice temizlendikten ve gerekli pansumanlar yapıldıktan sonra yatağına alınan hastalar, hemen ameliyat sonrası ortaya çıkabilecek problemlerin anında giderilmesi ve tamamen uyanabilmeleri için derlenme ünitesine nakledilir. Hasta, burada da anestezi teknikeri ve anestezi uzmanının denetimindedir. Yani hastalar ameliyathaneye girişinden çıkışına kadar anestezi uzmanı ve teknikerinin kontrolü altındadır. YORULMAK AKLIMIZA GELMİYOR Bir hocamızın veciz ifadesiyle “Anestezist, cerraha rağmen hastayı yaşatan kimsedir.” Eskiden hastalar sadece cerrahlar tarafından değerlendirilip ameliyata alınıyordu, hastalar anestezi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorlardı. Ameliyat sırasında hasta bir zarar gördüğünde, hatta öldüğünde cerrah,  ‘hasta narkozu kaldıramadı’ diyordu, herkes bunu ‘kader’ olarak kabul ediyordu. Şimdi ameliyat olacak her hastanın 
anestezi polikliniğinde değerlendirilmesi ve gerektiği kadar bilgilendirilmesi, onların da ameliyathaneye bilinçli olarak gelmelerini sağlamaktadır. Bilinçli hastanın ameliyathane ile ilgili korku ve endişeleri de daha az olmaktadır. Anestezi alanındaki gelişmeler, modern cihazlar, oluşan bilgi birikimi ve bu bilgiyi doğru kullanan yetişmiş anestezi uzmanlarının varlığı, daha çok hastalığın ameliyatla tedavi edilebilmesini ve hastaların daha uzun hayatta kalmasını sağlamaktadır. Ameliyatlar her zaman planlı olmayabilir, bazen acil ameliyatlar da olabilmektedir. Öyle ki bazen hastayı hayatta tutmak için zamanla yarışılır. Özellikle ateşli silah ve kesici-delici alet yaralanmaları, iş ve trafik kazaları sebebiyle aşırı kan kaybı olan hastaları kurtarabilmek için ameliyathanelerde olan koşuşturmacayı anlatabilmek her zaman mümkün değildir. Bir taraftan hastaya kan temin edilmeye ve verilmeye çalışılır, bir taraftan anestezi verilmeye... Bir taraftan da hastanın kanamasını durdurmak için uğraşılır. Bu koşturmaca sırasında hiç kimse yorulmayı aklına bile getirmez. Ameliyathane çalışanları için, çabaların sonunda hastanın hayatta kalması en büyük mutluluktur. Kaybedilmesi ise bir yakınını kaybetmişçesine bir hüzün ve kedere boğar herkesi. Kısaca ameliyathaneler, sanıldığı kadar korkulacak yerler değil, aksine belki de hayatta kalabilmek için en güvenli yerlerdir. Her türlü acil müdahale imkânlarının ve bu müdahaleyi yapacak bilgi ve donanıma sahip sağlık çalışanlarının her an hazır bulunduğu bu ortamlarda neden korkulur ki?

PROF. DR. ELVAN TERCAN