Sitede Ara

Ergenliğin başlangıç zamanı ve temposu kişiye özgüdür. Fakat son yıllarda, bazı çevresel faktörler nedeniyle erken ergenliğin arttığı ifade edilmektedir.

Ergenlik, ikincil cinsiyet karakterlerinin ortaya çıkışı ile birlikte üreme yeteneğinin kazanıldığı ve cinsel olgunlaşmanın sağlandığı önemli bir gelişimsel süreçtir. Bu süreçte ortaya çıkan fiziksel değişiklikler ve bu değişikliklerin ortaya çıkış sırası net olarak bilinmekle birlikte, başlama yaşı bireysel farklılıklar gösterir. Ergenliğin başlangıç zamanı ve temposu kişiye özgü olup beyinde karmaşık genetik mekanizmalar tarafından yönetilmekte ve etnik, besinsel ve çevresel pek çok faktörden etkilenmektedir. Beslenme, ışık, stres faktörleri ve endokrin bozucular gibi çevresel faktörler beyinde ergenlik hormonların salınımını direk veya indirek olarak etkiler. Yükseklik, ısı, nem, kişisel hastalıklar, sosyal ve emosyonel problemler ergenlik zamanlamasını etkileyen diğer çevresel faktörlerdir. Ergenlik, kız çocuklarda genellikle meme gelişimi ile başlar. Meme gelişimi tek taraflı olabilir. 6 ay içinde diğer meme de gelişime katılır. Yaklaşık %20 çocukta ise genital bölgede tüylenme ilk bulgu olabilir. Ergenlik sürecinde ayrıca vücut yağ dağılımı değişir ve yağ kütlesi artar. Boy uzaması da hızlanır. Meme gelişiminin başlaması ile periyodik vajinal kanama (menarş: adet kanaması) arasında geçen süre 2.5-3 yıl kadardır. Kız çocuklarında ortalama menarş yaşı 12-13’ tür. Bu süre zarfında kızlarda ortalama 20-25 cm kadar boy kazancı olur. Erkek çocuklarda ise testis hacminde büyüme ilk bulgudur. Testis hacminin 4 ml veya testis uzun çapının 2.5 cm ulaşması ergenlik başlangıcı olarak değerlendirilir. Ergenliğin başlangıcı ile tamamlanması arasında geçen süre erkek çocuklarda yaklaşık 4 yıldır. Bu dönemde erkeklerde boy uzaması 25-30 cm kadardır.

KULLANILAN İLAÇLAR KISIRLIĞA NEDEN OLMAZ

Kızlarda meme gelişim ve genital kıllanmanın 8 yaşından önce, menarşın 10 yaşından önce görülmesi; erkeklerde ise 9 yaşından önce testis hacminin 4 cc ve üzerinde veya testis uzunluğunun 2,5 cm ve üzerinde olması erken ergenlik olarak tanımlanır. Santral ve periferik olarak iki gruba ayrılır. Santral erken ergenlik, beyinde ergenlik hormonlarının olması gerekenden önce salgılanmaya başlanması sonucu ortaya çıkar. Periferik erken ergenlik ise vücutta cinsiyet hormonlarının (östrojen veya testosteron) artışına yol açan tümör, böbrek üstü bezinin doğuştan gelen hastalıkları gibi problemlerin varlığında veya dışarıdan bu hormonlara maruziyet sonrası ortaya çıkar. Bu tip, santral erken ergenliğe göre oldukça nadirdir. Santral erken ergenlik, 1/50001/10000 çocukta bir görülür. Kızlar erkeklere oranla 10 kat fazla etkilenir. Beyin tümörleri,kafa travması, ensefalit ve menenjit gibi beyin enfeksiyonları sonrası, kafa ışınlaması (radyoterapi), yapısal beyin anomalileri, ve bazı sendromik hastalıklar sonucu gelişebilmekle birlikte, hastaların %90’ından fazlasında organik bir problem yoktur. Erkek çocuklarda ise organik bir neden bulma olasılığı oldukça yüksektir. Tedavide ergenlik hormonlarının salgılanmasını baskılayan ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, aylık enjeksiyonlar şeklinde uygulanır. Tedavi verilen hastalarda, tedavi 11 yaş tamamlanana kadar devam eder. Kullanılan ilaçların en sık gözlenen yan etkisi iğnenin yapıldığı yerde ağrı, şişlik ve kızarıklıktır. Bu bölgesel yan etkiler tedavi başlanan her on hastadan 1-2 sinde görülebilir. Daha nadir olarak, baş ağrısı, kas ağrısı gibi sistemik şikâyetler olabilir. Ağır allerjik reaksiyonlar oldukça nadirdir. Uzun vadede bu ilaçların kısırlığa yol açmak, kansere sebep olmak gibi yan etkileri yoktur. Meme gelişimi erken başlayan her hastada tedavi başlanması gerekmez. Bazı hastalarda meme gelişimi 8 yaşından önce başladığı halde; erken ergenliğin büyüme hızında artma, kemik yaşında ilerleme, rahim ve yumurtalık boyutlarında artma, serum hormon düzeylerinde yükselme gibi diğer bulguları olmaz. Bu durum izole erken meme gelişimi olarak tanımlanır ve tedavi gerektirmez. Toplumumuzdaki kız çocuklarının yaklaşık %10’unda izole erken meme gelişimi gözlenmektedir. İzole erken meme gelişimi olan çocukların büyük bir kısmında ergenlik yavaş bir seyir gösterir ve bu çocuklar fizyolojik menarş yaşı olan 11 yaştan sonra ergenliği tamamlarlar. Özellikle obez (şişman) kız çocuklarında sık görülen bir durumdur. Yağ dokusu meme gelişimini sağlayan östrojen adı verilen hormonun yapımını bir miktar arttırır. Ayrıca beyinde ergenlik hormonlarının fizyolojik yaştan önce salınımını uyarır. Bu çocukların %1015 gibi bir kısmında izole meme gelişimi ilerleyici olabilir ve tedavi gerektirebilir. Bu nedenle bir çocuk endokrinologu tarafından takip edilmeleri gereklidir.

OBEZİTE İLE İLİŞKİLİ

Özellikle son yıllarda, erken ergenlik sıklığında artış olduğu bildirilmektedir. Kore’ de yapılan bir çalışmada 2004-2010 yılları arasında kız çocuklarda erken ergenlik görülme sıklığının yaklaşık 15 kat arttığı saptanmış. Bu artışın en fazla 6 yaş ve üzeri kız çocuklarında olduğu gözlenmiştir. Sıklıktaki bu ciddi artışın hasta sayısında gerçek bir artışa mı yoksa tüm toplumda ergenliğin erkene kaymış olmasına mı bağlı olduğu tartışma konusudur. Danimarka ve Kuzey Amerika’dan bildirilen çalışmalar, kız çocuklarında meme gelişiminin 15-20 yıl öncesine göre bir yıl kadar erken başladığı, ancak aynı dönemde menarş (ilk adet) yaşının sadece 3 ay erkene kaydığını göstermektedir. Benzer şekilde; 2009 yılında yaptığımız çalışmada, ülkemizde kız çocuklarında meme gelişiminin anlamlı şekilde erkene kaydığı ancak menarş yaşının 40 yıl öncesi ile benzer olduğunu gözlemledik. Meme gelişimindeki bu erkene kaymanın artan çocukluk çağı obezitesi (şişmanlık) ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bunun yanısıra endokrin bozucular olarak tanımlanan ve vücuttaki hormonal dengeyi etkileyen doğal ya da yapay bazı maddeler de sorumlu tutulmaktadır. Bu grupta pestisidler (böcek öldürücüler), PCB’ler (polychlorinated biphenyl), bisfenol, alkilfenoller, fitalatlar gibi insan yapımı kimyasallar ile bitkilerde bulunan fitoöstrojenler bulunmaktadır. Endokrin bozucuların, insanda cinsiyet farklılaşması ve üreme organlarının fonksiyonları ile ilgili sorunlara yol açmasının yanı sıra; meme kanseri gibi hormon bağımlı kanserlerin oluşumunda da rol oynadıkları ileri sürülmektedir. Çoğu toksiktir, insan vücudunda yarı ömürleri uzundur. Kozmetik ürünlerin, böcek öldürücülerin, güneş koruyucuların, gıdaların, ilaçların veya plastik ürünlerin içinde bulunan östrojenik maddelere kazara maruziyet sonucu erken ergenlik gelişmiş olabileceğini bildiren birçok vaka raporu yayınlanmıştır. Soya, lavanta yağı, rezene çayı ve arı poleni  gibi doğal bazı ürünlerin kullanımı da erken ergenlik gelişimine yol açabilir. Meme gelişimi  olmaksızın sadece genital bölgede veya koltuk altında tüylenme olması ise izole adrenarş (izole genital tüylenme) olarak tanımlanır. Toplumumuzdaki kız çocuklarının %5’inde nedeni bilinmeyen erken tüylenme görülmektedir. Bu hastalar böbrek üstü bezinin doğuştan gelen bozuklukları, yumurtalık veya böbrek üstü bezinden kaynaklanan hormon salgılayan tümörler açısından değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmelerin bir çocuk endokrinologu tarafından yapılması uygun olur. İzole erken tüylenmesi olan kız çocuklarında ergenlik döneminde ve daha sonrasında polikistik over sendromu olarak adlandırılan ve adet düzensizliği, vücutta erkek tipi tüylenme şikâyetlerine yol açan bir problemin görülme riski fazladır.

DOÇ. DR. ZEYNEP ATAY