ONLİNE İŞLEMLER
Ergenlik, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Bu dönem esnasında meydana gelen fiziksel, biyokimyasal ve ruhsal değişiklikler sonucu çocuk, üreme kapasitesi olan bir yetişkin haline gelir. Kızlarda 8, erkek çocuklarda 9 yaşından önce ergenlik bulgularının başlamasına ise ‘erken ergenlik’ denir. Kızlarda ergenliğin ilk bulgusu meme tomurcuklanmasıdır. Genellikle tek taraflı olarak başlar ve diğer memenin gelişimi de onu takip eder. Erkek çocuklarda ergenliğin ilk belirtisi testislerin (erbezlerinin) büyümesidir. Tıbbi olarak bir erkek çocukta testis uzunluğunun 2.5 cm’yi veya testis hacminin 4 ml’yi geçmesi ergenlik işaretidir. Her iki cinsiyette de ter kokusunun değişmesi, genital bölgede ve koltuk altında tüylenmenin başlaması, büyümenin hızlanması, davranış değişiklikleri bu süreçte meydana gelen diğer değişikliklerdir. Bazen küçük kız çocuklarında da erken meme gelişimi olabilmektedir. Bunlar genellikle 2 yaşından küçük kız çocuklarıdır, ama 3-6 yaş arasında da olabilirler. Prematür telars yani erken meme gelişimi olarak adlandırdığımız bu olay, erken ergenlik değildir ancak erken ergenliğin habercisi olabileceğinden mutlaka tetkik edilmelidir. Bu durum genellikle yiyecek veya içeceklerle östrojene maruz kalınması sonucu ortaya çıkar. Yapılan hormonal ve radyolojik (el, bilek grafisi ve batın ultrasonografisi gibi) değerlendirmeler normal ise erken ergenlik değil de erken meme gelişimi olarak kabul edilir. Bu vakalar tedavi başlanmadan, sadece belirli aralıklarla izlenir. Hekim kendi pratikleri ile bebeklerin annelerine beslenmede nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatır. Kız ya da erkek çocukta 8 yaşından önce tüylenme olmaması gerekir, bu duruma erken tüylenme diyoruz. Bu çocukların böbreküstü bezlerinin hastalıkları açısından tetkik edilmesi gerekmektedir. Erken tüylenme ayrıca yaşına göre kilo fazlası olan ya da şişman çocuklarda insülin direncine bağlı olarak da gelişebilir. ERGENLİK PATLAMASI! Son 20-30 yıldan beri bu konu bütün dünyada tartışılmaktadır. Bazı çalışmaların sonuçlarına göre artış yoktur, bazılarına göre ise vardır. Bana göre ülkemizde özellikle kız çocukları arasında erken ergenlik vakalarının sayısında hafif de olsa bir artış vardır. Ama bu bazı basın organlarında bahsedildiği gibi bir “ergenlik patlaması” boyutunda değildir. Bilim insanlarının veya gazetecilerin görevi halkı bilgilendirmektir. Halkı paniğe sokacak veya korkutacak şekilde konuşulmaması ve haber yapılmaması gerekir. Çünkü herkesin algılama ve tepki verme tarzı farklıdır. Kimi aile bu olayı gayet soğukkanlı bir şekilde karşılarken kimileri panik halinde ya da ağlamaklı bir halde dünyanın sonu gelmiş gibi çocuk endokrin kliniklerine müracaat etmektedir. ERKEKLERDE NADİR GÖRÜLÜR Erken ergenlik daha çok kız çocuklarında görülen bir durumdur ve bu vakaların çoğunda sebep bulunamaz. Erkek çocuklarda daha çok ergenlik gecikmesi görülür. Erkek çocuklarda erken ergenlik daha nadir görülür. Bir erkek çocukta erken ergenlik gelişmiş ise beyinde ergenliği yöneten hipotalamus-hipofiz bölgesine yakın yerlerde iltihap, kanama veya tümör gelişimi gibi bir olay veya böbreküstü bezinin fonksiyon bozukluğu söz konusudur. Kısacası erkek çocuklarda erken ergenlik daha az görülür ama olayı yaratan sebep kızlardakine göre çok daha ciddi olabilir. Ergenliğin başlaması ile beraber çocuklarda seks hormonlarının yapımı artar. Kız çocuklarda östrojen ve erkek çocuklarda testosteron miktarı yükselir. Yapımı artan bu seks hormonlarının etkisi ile çocukların iştahı açılır, büyümeleri hızlanır ve cinse ait seks karakterleri ortaya çıkmaya başlar. Kız çocuklarında östrojen artışı ile birlikte meme tomurcuklanması başlar. Adet görülmesi bundan ortalama 24 ay sonra gerçekleşir ve bu dönemde kız çocukları ergenliğin başlangıç döneminde daha belirgin olmak üzere 20-25 cm (ortalama 23. cm) uzarlar. Kız çocuklarında adet gördükten sonra büyüme kıkırdakları kapandığı için büyüme temposu düşer. Adet gördükten sonra kız çocukları genelde kendi genetik özellikleri ile bağlantılı olarak ortalama 4-7 cm arasında uzarlar. Erkek çocuklarda ise testosteron artışı ile birlikte testis hacimleri artmaya başlar, erkek çocuklarda ergenlik kız çocuklarına göre daha uzundur ve ortalama 3-4 yıl kadar sürer. Bu süre zarfında bir erkek çocuk 25-30 cm (ortalama 27 cm) uzar. Yani kız ve erkek çocukları için erken ergenliğin en önemli yan etkisi boy kısalığıdır. Bunun dışında çocuk yaş olarak ergenlik için hazır olmadığından psikolojik sorunlar veya cinsel istismar söz konusu olabilir. Ergenliğe yol açan neden tümör gibi bir durum ise bu da çocuğa zarar verebilir. ERKEN ERGENLİK NEDEN ARTTI? İnsan hayatının iki temel öğesi beslenme ve harekettir. Beslenmenin bozulması ve hareketliliğin azalması insanlarda her türlü hastalığın artmasına neden olacaktır. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük şehirler başta olmak üzere her yerde hızlı bir yapılaşma söz konusudur. Yapılaşmanın yanında artan trafik ve suç olayları da çocukların oyun alanlarının azalmasına yol açmaktadır. Tüm bunların sonucu olarak evde hareketsiz büyüyen çocuk hızla obezleşmekte ve bu durum erken ergenliğin tetikleyicisi olabilmektedir. İnsanda kronik hastalıkların ortaya çıkışındaki en önemli etken çevre koşullarının beslenme üzerine olan etkileridir.
8 yaşından küçük çocuklarda erken ergenlik belirtisi olabilecek bir bulgu ile karşılaştıklarında vakit geçirmeden bir çocuk endokrin merkezine müracaat etmelidirler. Erken ergenlikten korkmamak, geç kalmaktan korkmak gerekir.
ENDOKRİN BOZUCULAR BESİNLERİMİZE KARIŞIYOR 20. yüzyılın başında sanayide kullanılan bin kadar kimyasal maddenin büyük bölümü; bitkisel, hayvansal ve mineral kaynaklı etken, bugün çoğunluğu sentetik olan 100 binin üzerinde kimyasal madde değişik alanlarda kullanılmaktadır. Her geçen gün bunlara yenileri eklenmektedir. Bu bileşiklerin yarısından azı insan sağlığı üzerinde oluşturabilecekleri zehirli etkiler yönünden test edilmiştir. Bu bileşikler vücuda girdiklerinde vücudun doğal hormonları gibi davranıp, vücuttaki kimyasal taşıyıcıların kimliğine bürünebilmekte, erkeklik ve kadınlık hormonu gibi ya da bu hormonların karşıtı gibi davranarak vücudun hormon veya bağışıklık sistemini bozabilmektedir. Bu nedenle bu tür kimyasal maddelere ‘endokrin bozucular’ adı verilir. Halen günlük hayatta kullanmakta olduğumuz; deterjanlar, tarım ilaçları (DDT gibi), plastikler ve plastikleştiriciler gibi beş yüzden fazla kimyasal maddenin zayıf östrojenik aktiviteye sahip olduğu belirlenmiştir. Soya gibi insan ve hayvan beslenmesinde kullanılan çeşitli bitkilerde bulunan genistein ve kolesterol gibi bazı kimyasalların endokrin bozucu etkileri vardır. Mevsiminde yetişmeyen ve sera ürünü olan çilek, domates ve salatalık gibi sebze ve meyveler yetiştirilme biçim ve teknikleri gereği bu tür bileşikleri içerebilirler. Yine bu çeşit kimyasal maddelerle kirlenmiş, her türlü hayvansal ürün (süt, sığır ve tavuk eti ile tavuk ve bıldırcın yumurtası) bu tür bir hormonal uyarıya sebep olabilirler. Günlük yaşantımızda maruz kaldığımız kimyasalların ana kaynağı tükettiğimiz besinlerdir. Plastik kaplar içindeki besinlerin mikrodalga fırınlarda ısıtılmaları, kötü kalitedeki plastik şişeler ve biberonlardan, çocukların oyuncaklarından bu tür kimyasal maddelerin besinlerimize karışma ihtimali vardır. ERKEN ERGENLİKTEN KORUNMAK İÇİN;
GEÇ KALMAKTAN KORK Erken ergenliğin tedavisi vardır. Aileler 8 yaşından küçük çocuklarda erken ergenlik belirtisi olabilecek bir bulgu ile karşılaştıklarında vakit geçirmeden bir çocuk endokrin merkezine müracaat etmelidirler. Erken ergenlikten korkmamak, geç kalmaktan korkmak gerekir. Tedavisi, hastalığa yol açan sebebe göre planlanır. Eğer sebep beyinde ergenliği yöneten bölge veya yakınında bir iltihap, kanama, kist ya da tümör ise buna yönelik tedavi yapılır. Özellikle sebebin belirlenemediği vakalarda salınımı artarak erken ergenliğe sebep olan hormonların baskılanması için ergenlik durdurucu tedavi kullanılır. Bu tedavide 28 günlük aralarla aşı şeklinde yapılır ve bu tedavi on bir yaşın sonuna kadar devam ettirilir. Tedavi kesildikten sonra genellikle boy içinde normal ergenlik süreci yeniden başlar. Tedavinin, ilaca karşı alerjik reaksiyon gelişmesi ve bazı çocuklarda görülebilen iştah artışı dışında belirgin bir yan etkisi yoktur. Öte yandan aileler kızlarda boy uzaması için adet geciktirme isteğiyle çocuk endokrin hekimine gelebilmektedir. Normal zamanında başlayan (örneğin 9-10 yaş) ergenliğin durdurulması ve adetlerin geciktirilmesinin daha fazla boy kazanımına sebep olduğuna dair yeterli bilimsel veri yoktur. Bu nedenle bu tür bir tedavi uygulaması yoktur. Tedaviler sadece belirli patolojik durumlar için geçerlidir. Yoksa kazanılıp kazanılmayacağı belli olmayan birkaç santimlik boy uzaması için bu kadar yoğun bir tedavi uygulamak çocuk endokrinologları arasında kabul görmüş bir durum değildir.