Chikungunya Virüsü Nedir? Belirtileri ve Bulaş Yolları

Chikungunya virüsü

Chikungunya virüsü, özellikle tropikal ve subtropikal iklimlerde yaygın olarak görülen ve sivrisinek ısırıklarıyla bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu viral enfeksiyon, genellikle ateş, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi grip benzeri belirtilerle ortaya çıkar. Hastalık, ismini Tanzanya’daki Makonde dilinden alır ve "kambur yürüyen" anlamına gelen bu ifade, Chikungunya’nın neden olduğu şiddetli eklem ağrılarına işaret etmektedir. Chikungunya vakalarının çoğu hafif geçirilse de bazı bireylerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle yaşlılar ve kronik hastalıkları bulunan kişiler için daha yüksek risk söz konusudur.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ölüm oranının yüzde 1'in altında olduğunu bildirirken, bu oranın yaygın salgınlar sırasında binlerce can kaybına neden olabileceğini vurgulamaktadır. Chikungunya virüsünün görüldüğü bölgelere seyahat edecek 12 yaş ve üzerindeki kişilere aşı önerisinde bulunmaktadır. Ayrıca, bu bölgelerde dört haftadan uzun süre kalacak olanlar ile 60 yaş üzerindeki bireylerin veya kalp, akciğer, böbrek gibi önemli sağlık sorunları bulunanların da Chikungunya aşısı yaptırmaları tavsiye edilmektedir.

Chikungunya Virüsü Nedir?

Chikungunya virüsü (CHIKV), insanlara Aedes aegypti ve Aedes albopictus türü sivrisineklerin ısırmasıyla bulaşan bir enfeksiyondur. Bu virüs, enfekte bir sivrisineğin insanı ısırmasıyla vücuda girer. Chikungunya, doğrudan insandan insana temas ya da tükürük yoluyla bulaşmaz ancak kan yoluyla bulaş ihtimali bulunmaktadır.

Chikungunya enfeksiyonunun en sık görülen belirtileri ateş ve eklem ağrısıdır. Bu ağrılar bazı kişilerde şiddetli olabilir. Hastalığın ismi, virüsün neden olduğu eklem ağrılarından dolayı kişinin vücut duruşunun eğilmesine atıfta bulunur. Chikungunya için özel bir antiviral tedavi mevcut değildir. Uygulanan tedavi, hastalığın belirtilerini hafifletmeye yöneliktir. Çoğu hasta yaklaşık bir hafta içinde iyileşir; ancak bazı bireylerde eklem ağrısı uzun süre devam edebilir.

Chikungunya virüsünün aktif olarak görüldüğü bölgelere seyahat eden kişilerin sivrisinek ısırıklarına karşı dikkatli olması gerekir. Enfekte olan bireylerin de hastalığın ilk haftasında yeni sivrisinek ısırıklarından korunması önemlidir. Çünkü bu süreçte kişiyi ısıran sağlıklı bir sivrisinek virüsü alabilir ve başka kişilere bulaştırabilir.

Bilgi ve Randevu Almak İçin Formu Doldurun

Chikungunya Virüsü Riskleri Nelerdir?

Chikungunya virüsü, Aedes türü sivrisineklerin ısırmasıyla bulaşan bir enfeksiyon olup, çoğunlukla ateş ve şiddetli eklem ağrısıyla kendini gösterir. Hastaların büyük bir bölümü bir hafta içinde iyileşse de, bazı kişilerde ciddi sağlık riskleri ortaya çıkabilir. En yaygın risklerden biri, eklem ağrılarının haftalarca hatta aylarca sürebilmesidir. Bu durum özellikle yaşlı bireylerde ve bağışıklık sistemi zayıf olanlarda kronik hale gelebilir. 

Enfeksiyon sonrasında nadir de olsa kalp, göz ya da sinir sistemiyle ilgili komplikasyonlar gelişebilir. Yeni doğanlar, 65 yaş üzerindekiler ve diyabet, hipertansiyon ya da kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olan bireylerde hastalık daha ağır seyredebilir. Virüs doğrudan insandan insana bulaşmaz; ancak enfekte bir kişiyi ısıran sağlıklı bir sivrisinek virüsü kaparak başkalarına bulaştırabilir. Bu nedenle hastalığın ilk haftasında sivrisinek ısırıklarından korunmak, bulaş zincirini kırmak açısından önemlidir. 

Özellikle Afrika, Asya, Karayipler ve Güney Amerika gibi chikungunya vakalarının görüldüğü bölgelere seyahat eden kişiler virüse yakalanma riski taşır. Hamile kadınlar doğuma yakın dönemde bu bölgelere seyahat etmemelidir, çünkü virüs doğum sırasında bebeğe geçebilir. Tüm bu riskler göz önüne alındığında, Chikungunya'dan korunmanın en etkili yolu sivrisinek ısırıklarından kaçınmak ve seyahatlerde gerekli önlemleri almaktır. Chikungunya virüsü riskleri aşağıda listelenmektedir:

  • Uzun süreli (kronik) eklem ağrısı
  • Kalp, göz ve sinir sistemi komplikasyonları
  • Yaşlı ve kronik hastalığı olanlarda ağır hastalık seyri
  • Yeni doğan bebeklerde enfeksiyon riski
  • Hamilelikte doğum sırasında bulaş riski
  • Enfekte kişiden sağlıklı sivrisineğe, oradan başkalarına geçme riski
  • Seyahat edenlerde enfekte bölgelerde virüs kapma riski

Chikungunya Virüsü Belirtileri Nelerdir?

Chikungunya virüsü enfeksiyonu, genellikle enfekte bir Aedes türü sivrisinek tarafından ısırıldıktan 2 ila 12 gün sonra ortaya çıkan semptomlarla kendini gösterir. En yaygın belirtiler ani başlayan yüksek ateş ve şiddetli eklem ağrısıdır. Eklem ağrıları çoğunlukla eller, bilekler, dizler ve ayak bilekleri gibi periferik eklemleri etkiler ve bazı hastalarda fonksiyonel kısıtlılığa yol açacak düzeyde olabilir. Bu semptomlara ek olarak baş ağrısı, kas ağrıları (miyalji), eklemde şişlik, döküntü (makülopapüler tarzda) ve halsizlik sık görülen diğer klinik bulgular arasında yer alır. Bazı bireylerde mide bulantısı gibi gastrointestinal semptomlar da eşlik edebilir. 

Hastalık genellikle bir hafta içinde kendiliğinden düzelir ancak bazı hastalarda eklem ağrıları haftalarca veya aylarca devam edebilir. Klinik seyir hastadan hastaya değişiklik gösterebilir; bazı olgular hafif seyrederken, özellikle yaşlı bireylerde ve komorbiditesi bulunan hastalarda semptomlar daha şiddetli olabilir. Chikungunya virüsü belirtileri aşağıda listelenmektedir:

  • Yüksek ateş
  • Şiddetli eklem ağrısı
  • Kas ağrısı
  • Baş ağrısı
  • Eklem şişliği
  • Döküntü
  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Bulantı

Chikungunya Bulaşıcı mı?

Chikungunya virüsü doğrudan insandan insana bulaşmaz. Enfeksiyon, virüsü taşıyan Aedes türü sivrisineklerin ısırmasıyla yayılır. Hastalıklı bir kişiyi ısıran sağlıklı bir sivrisinek, virüsü alarak başkalarına bulaştırabilir. Bu nedenle enfekte kişilerin özellikle hastalığın ilk haftasında sivrisinek ısırıklarından korunması önemlidir. Nadir durumlarda, virüs bulaşmış kanla temas eden sağlık çalışanlarında enfeksiyon geliştiği bildirilmiştir, ancak bu yol çok düşük bir bulaşma riski taşır. Tükürük, öksürük veya cilt teması gibi yollarla bulaşma söz konusu değildir.

Chikungunya Vakaları Nerelerde Görüldü?

İtalya, 15 Temmuz itibarıyla 51 doğrulanmış Chikungunya virüsü vakası bildirdi. Yetkililer, bu vakalardan 50’sinin yurt dışı kaynaklı olduğunu açıkladı. Almanya’da ise Robert Koch Enstitüsü verilerine göre Nisan-Haziran döneminde 75 vaka tespit edildi. Bu vakaların büyük kısmı Mauritius, La Réunion ve Sri Lanka gibi tropikal bölgelerden dönen yolcularla ilişkilendirildi. Fransa’da ise Almanya sınırına yakın bir bölgede, virüsün yerel bir sivrisinek aracılığıyla bulaştığı doğrulanan bir vaka kayıtlara geçti. Türkiye’de henüz bildirilen bir  Chikungunya virüsü vakası bulunmamaktadır.

Chikungunya Nasıl Bulaşır?

Chikungunya virüsü, esas olarak Aedes aegypti ve Aedes albopictus türü sivrisineklerin ısırması yoluyla bulaşır. Bu sivrisinekler, enfekte bir kişiyi ısırarak virüsü aldıktan sonra, başka bir kişiyi ısırdıklarında enfeksiyonu bulaştırabilir. Chikungunya virüsü bulaşma özellikleri aşağıda listelenmektedir:

  • Sivrisinek ısırığı yoluyla bulaşır
  • İnsandan insana doğrudan geçmez
  • Kan yoluyla bulaş nadiren mümkündür
  • Tükürük, öksürük veya fiziksel temasla bulaşmaz
  • Enfekte kişiden sivrisineğe, oradan başka bireylere geçiş riski vardır

Chikungunya Virüsü Nasıl Teşhis Edilir?

Chikungunya virüsünün teşhisi, hastanın klinik semptomlarıyla birlikte laboratuvar testleriyle konur. Ani başlayan yüksek ateş, eklem ağrısı ve döküntü gibi belirtilerle başvuran hastalarda, benzer bulgular gösteren dang humması veya Zika virüsü gibi diğer enfeksiyonlardan ayırt edilmesi gerekir. Bu nedenle kesin tanı için kan testleri yapılır. Özellikle RT-PCR (gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu) yöntemiyle virüsün genetik materyali tespit edilebilir. Hastalığın daha geç evrelerinde, bağışıklık sisteminin ürettiği chikungunya'ya özgü IgM ve IgG antikorlarını saptamak amacıyla serolojik testler kullanılır. 

Chikungunya Virüsü Çeşitleri Nelerdir?

Chikungunya virüsünün bilinen tek bir türü bulunur ancak bu virüs, genetik olarak farklılık gösteren birkaç suş (varyant) halinde dolaşımda olabilir. Bu suşlar, virüsün genetik yapısında meydana gelen küçük değişikliklerle oluşur ve genellikle üç ana soya ayrılır:

  • Batı Afrika soyu (West African lineage)
  • Asya soyu (Asian lineage)
  • Doğu/Central/Güney Afrika soyu (ECSA - East/Central/South African lineage)

Bu farklı suşlar arasında bulaşıcılık düzeyi, sivrisinek taşıyıcılığı ve yayılma hızı gibi özellikler değişebilir. Ancak hastalığın belirtileri ve tedavi yaklaşımı bu varyantlar arasında büyük ölçüde benzerdir. Günümüzde salgınların çoğu, ECSA soyunun bir varyantı olan Indian Ocean lineage ile ilişkilidir.

Chikungunya Virüsü Nasıl Tedavi Edilir?

Chikungunya virüsüne karşı spesifik bir antiviral tedavi bulunmamaktadır. Tedavi yaklaşımı, tamamen semptomların hafifletilmesine yöneliktir. En yaygın uygulamalar arasında ateşi düşürmek ve eklem ağrılarını kontrol altına almak yer alır. Bunun için parasetamol gibi ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar önerilir. Aspirin ve nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAİİ), özellikle dang humması ile ayırıcı tanı yapılmadan önce önerilmez. Çünkü bu ilaçlar kanama riskini artırabilir. Bol sıvı tüketimi, yatak istirahati ve eklem ağrılarını hafifletmek için fiziksel rahatlama da tedavinin bir parçasıdır.

Hastalığın neden olduğu eklem ağrıları bazı kişilerde haftalar veya aylar sürebilir. Bu gibi durumlarda, romatolojik değerlendirme gerekebilir ve uzun süreli ağrı yönetimi planlanabilir. Hastaneye yatış nadiren gereklidir; genellikle bağışıklık sistemi zayıf bireylerde, yaşlılarda veya ciddi komplikasyon gelişen vakalarda tercih edilir.

Chikungunya Virüsünden Korunma Yöntemleri Nelerdir?

Chikungunya virüsünden korunmanın en etkili yolu, virüsü taşıyan sivrisinek ısırıklarını engellemektir. Çünkü virüs, Aedes aegypti ve Aedes albopictus türü sivrisineklerin insanları ısırmasıyla bulaşır. Bu nedenle korunma önlemleri, sivrisineklerle teması azaltmaya odaklanır. Chikungunya virüsünden korunma yöntemleri şunlardır:

  • Sivrisineklerin yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde açık alanlarda bulunmaktan kaçının.
  • Vücutta açıkta kalan bölgeleri kapatan uzun kollu giysiler ve uzun pantolonlar giyin.
  • Cilt üzerine sivrisinek kovucu sprey veya losyonlar uygulayın.
  • Yaşam alanlarında pencere ve kapılara sineklik takarak sivrisinek girişini önleyin.
  • Sivrisineklerin üreyebileceği durgun su birikintilerini (saksı altlıkları, açık su kapları, eski lastikler vb.) düzenli olarak boşaltın ve temizleyin.
  • Klima kullanımı ve sivrisinek ağları da iç mekânda korunmaya yardımcı olur.

Aşı ya da özgül koruyucu ilaç bulunmadığından, kişisel korunma önlemleri Chikungunya virüsüne karşı en etkili savunmadır.

Chikungunya Virüsüne Hangi Bölüm Bakar?

Chikungunya virüsü ile mücadele sağlık merkezlerinin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji bölümlerinde gerçekleştirilir. Bu bölüm gözle görülemeyecek kadar küçük mikroorganizmaların, yani virüslerin, bakterilerin, mantarların (maya ve küf dahil) ve protozoonların neden olduğu hastalıkların tanı ve tedavisiyle ilgilenmektedir. Bu bilim dalı, enfeksiyonun kaynağını belirlemeyi, hastalığın seyrini izlemeyi ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamayı amaçlar.

Chikungunya Virüsü Hakkında Sık Sorulan Sorular

Chikungunya virüsü hakkında sıkça merak edilen sorular ve bu soruların cevapları aşağıda listelenmektedir.

Chikungunya Yaygın mı?

Chikungunya virüsü, özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın olarak görülmektedir. Afrika, Asya, Hint Alt Kıtası ve Karayipler gibi bölgelerde periyodik salgınlara neden olur. Son yıllarda küresel seyahat ve iklim değişiklikleri nedeniyle yeni bölgelerde de ortaya çıkmaktadır.

Chikungunya Virüsü Kimler İçin Tehlikeli?

Chikungunya virüsü, genellikle ölümcül olmasa da yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf bireyler, kronik hastalığı olanlar ve hamileler için daha risklidir. Bu gruplarda komplikasyon gelişme ihtimali daha yüksektir ve semptomlar daha şiddetli seyredebilir.

Türkiye’de Chikungunya Var mı?

Türkiye’de Chikungunya virüsü endemik değildir yani düzenli olarak görülmez.

Chikungunya’nın Kesin Bir Tedavisi Var mı?

Chikungunya virüsüne karşı geliştirilmiş özgül bir antiviral tedavi veya aşı bulunmamaktadır. Tedavi, semptomları hafifletmeye yöneliktir ve genellikle istirahat, sıvı alımı ve ağrı kesici-ateş düşürücüler ile desteklenir.

Chikungunya Virüsü Ne Kadar Sürer?

Hastalığın akut evresi genellikle 7 ila 10 gün sürer. Ancak eklem ağrıları bazı kişilerde haftalar, hatta aylar boyunca devam edebilir. Bu uzamış semptomlar, özellikle ileri yaş gruplarında daha sık görülür.


Giriş Tarihi: 27.07.2025

Güncellenme Tarihi: 14.08.2025


Web sitemizde yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Şikayetinizle ilgili değerlendirme, tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.