ONLİNE İŞLEMLER
Beyin anevrizmaları, diğer adıyla beyin baloncukları beyin atardamarlarının normal duvar yapısının bozulup zayıflaması sonucu damar dışına doğru genişlemesi yani balonlaşmasıdır.
Toplumda görülme sıklığı % 1-5 arasında değişmektedir. Kadınlarda erkeklere göre biraz daha sık görülür. En sık görülme ve kanama yaşı ise 40-70 yaşlar arasındadır.
Anevrizmalar büyüdükçe kanama riskleri de artmaktadır.
Beyin anevrizmaları önemlidir, çünkü anevrizmalar kanayabilirler ve kanadıkları zaman ölüme yol açma oranları oldukça yüksektir. Hasta tedavi olabilse bile çeşitle nörolojik problemler kalıcı olabilir.
Anevrizmaların çoğu kanayana kadar genellikle herhangi bir belirti vermez. Kanama dışında en sık belirti baş ağrısıdır. Uzun süreli baş ağrısı çekenlerde ve baş ağrısı karakter değiştirdiğinde veya ani şiddetli baş ağrıları olduğunda beyinde baloncuk olabileceği akla gelmeli ve uygun tetkiklerle araştırılmalıdır. Kanama olduğunda hastalar, hayatları boyunca görmedikleri en şiddetli baş ağrısını tarif ederler. Kanama ile birlikte bilinç kapanmasına ve % 20-30 hastada ölüme giden nörolojik değişikliler olabilir. Bilinci kapanmayan hastalarda çeşitli derecede nörolojik fonksiyon kayıpları, sürekli baş ağrıları bulunabilir. Kanamayan hastalarda, daha hafif baş ağrıları, anevrizma basısına veya pıhtı atmasına bağlı nörolojik fonksiyon kayıpları, sara nöbetleri (epilepsi) görülebilir.
Kanamadan saptanan bir anevrizmanın yıllık kanama riski % 1-3 arasındadır. Anevrizma kanaması ve kanama komplikasyonlarına bağlı ölüm oranı % 50'dir. Kanamış bir anevrizmanın tekrar kanama riski ilk günlerde daha yüksektir ve hastaların % 50’sinde 6 ay içinde tekrar kanama görülmektedir. Bu nedenle kanamış anevrizmalar muhakkak tedavi edilmelidir. Kanamadan saptanan anevrizma tedavisi, hastanın durumu ve anevrizmanın özellikleri ışığında değerlendirilmeli ve gerekli tedavi yapılmalıdır.
Özellikle birden fazla anevrizması olan hastalarda, birinci derecede kan bağı olan yakınlarında anevrizma bulunma olasılığı 3-4 kez daha yüksektir. Bu durumda aile bireylerinde anevrizma araştırması yapılmalıdır.
Yüksek tansiyon, sigara, alkol kullanımı, damar sertliği, kanda yağ yüksekliği anevrizma oluşumunu ve kanama riskini artırmaktadır.
Anevrizmalar tesadüfen, başka bir nedenle veya anevrizma araştırılması sırasında yapılan beyin bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme sırasında da saptanabilir. Anevrizmanın kanayıp kanamadığının tanısı bazı durumlarda belden sıvı alınarak da yapılabilir. Kesin tanı ve tedavi edilmesi planlanan hastalarda beyin anjiyografisi yapılmalıdır.
Beyin anevrizmaları yani baloncuklar cerrahi yolla beyin cerrahları tarafından veya damar içi yöntemle girişimsel nöroradyologlar tarafından tedavi edilirler. Cerrahi yöntemde kafatası açılmakta ve anevrizmalara ulaşılarak metal kıskaçlarla (klip) anevrizmalar kapatılmaktadır. Çok küçük bir grupta anevrizmanın özelliklerinden dolayı herhangi bir tedaviyi uygulama şansı olmayabilir. Teknoloji ile birlikte damar içi tedavi yöntemlerinin gelişmesi bu grubu giderek küçültmektedir.
Damar yoluyla yani endovasküler tedavi, genel anestezi altında anjiyografi cihazı eşliğinde, genellikle kasık atardamarından girilerek yapılır. Hastanın kesilmesi söz konusu değildir. Kateter denilen ince tüp ve tel şeklindeki cihazlarla anevrizmaya ulaşılır ve anevrizma içi değişik koil dediğimiz metal sarmal tellerle doldurulur. Anevrizma içi doldurulurken metalik stentler de kullanılabilir. Bazı durumlarda anevrizma, içi doldurulmadan sadece özel stentlerle 20-30 dakikada tedavi edilebilmektedir. Bazı durumlarda işlem hasta uyanık iken de yapılabilir.
Hem cerrahi, hem de endovasküler tedavide amaç anevrizmayı kapatıp kanamasını engellemektir. Eğer kanamışsa, kanamadan dolayı oluşmuş beyin hasarını düzeltmek değildir.
Anevrizma kanamasına bağlı gelişebilecek hidrosefali diğer adıyla beyin boşluklarında ilerleyici genişleme genellikle cerrahi olarak tedavi edilirken, felçliğe ve ölüme yol açabilecek beyin damarlarında kanamaya bağlı gelişen büzüşme anevrizmanın endovasküler tedavisi sırasında damar genişletici ilaçlar damarlara doğrudan verilerek tedavi edilir.
Endovasküler tedavi deneyimli girişimsel nöroradyologlar tarafından, teknik donanımı, yoğun bakım üniteleri ve anevrizma tedavisi yapan beyin cerrahi kliniklerinin bulunduğu merkezlerde yapılmaktadır.
Endovasküler yolla tedavi edilen hastaların çoğunda, cerrahi kesi olmadığı ve yara iyileşmesini beklemek gerekmediği için, yoğun bakımda ve hastanede kalış süresi, cerrahi uygulanan hastalara göre daha kısadır. Cerrahi kesiye bağlı oluşabilecek komplikasyonlar da olmamaktadır. Kanama olmadan endovasküler yolla tedavi edilen hastalarda hastanede kalış süresi 2-3 gün iken kanama geçiren hastalarda, hastanede kalış süresi tedaviden bağımsız olarak daha uzun olabilmektedir. Birden fazla anevrizma olması durumunda da, anevrizmalar farklı taraflarda olsa bile tek seansta tedavi edilebilirler.
Endovasküler yolla tedavi edilen hastalar, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve özellikle anjiografi ile kontrol edilmektedir. Burada amaç, anevrizmanın tekrarlamadığından ve tedavinin tam olduğundan emin olmaktır. Gerektiğinde anevrizmanın tam tedavisi için tekrar endovasküler tedavi yapılabilmektedir.