Sitede Ara

KÖK HÜCRE İLE Kopan uzuvlar yeniden büyüyor

Ortopedide kök hücre tedavisi ile, uzuv kaybı olan kişilerde uzvun yeniden üretilmesi ile hastaların protezlerden kurtulması sağlanabilir.

Kök hücre genel tabiriyle, herhangi bir olgun vücut hücresine olgunlaşmamış, uygun uyaranlarla vücutta farklı hücrelere dönüşme yeteneğine sahip olan hücrelerdir. Tüm organlar temelde bu kök hücrelerden oluşmaktadır. Embriyo gelişim aşamasında uygun uyarılarla vücudun farklı hücrelerine dönüşmektedirler. (Örnek kemik, kas, karaciğer) Kök hücre, hemen hemen tüm dokularda bulunmakla birlikte en fazla bulunduğu yerler; kan, kemik iliği ve göbek kordonudur. Kök hücreler, vücutta bir doku hasarlandığında onu eski haliyle yenilenmesini sağlayabilirler. Kendiliğinden çoğalabilirler. Kendilerini yenileyebilirler ve kendi hücre topluluklarının devamını sağlayabilirler. 90’lı yılların başında teorik olarak bu hücrelerin varlığından bahseden makaleler ortaya atılsa da özellikle son 20 yıl içerisinde pek çok hastalığın tedavisinde tedavi amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Kök hücre; sinir sistemi hastalıklarında (Parkinson Alzheimer gibi), lösemi, otoimmun hastalıklarda, osteoartroz, avasküler nekroz gibi eklem kıkırdağını etkileyen sorunlarda, işitme kayıplarında, diyabet tedavisinde ve kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

NEREDEN ELDE EDİLİR?

Fetal dokularda çok sayıda kök hücre bulunmasına rağmen etik açıdan temininde ciddi problemler oluşturmaktadır. Bu nedenle ağırlıklı olarak normal erişkin hastalardan elde edilmektedir. Kemik iliği dokusu kök hücre açısından zengindir ve kaynak olarak ağırlıklı olarak kemik iliği aspiratı kullanılmaktadır. Bunun dışında son dönemde periferik yağ dokusundan da yeterli sayıda kök hücre elde edildiğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Üçüncü ve son kaynak ise periferik kan dokusudur ama buradan elde edilen kök hücre sayısı daha sınırlıdır. Kemik iliği veya yağ dokudan elde edilen 
hücreler tek aşamada çoğaltım yapılmadan sadece santrifüj edilerek hastalıklı dokuya enjekte edilir. Burada hasta tek seansta tedavi edilme şansı bulmuş olur. Buna karşın santrifüj ile elde edilen kök hücre aspiratındaki sayı düşüktür. İkinci yöntemde ise santrifüj edilen hücreler kültür ortamına alınarak çoğaltılır ve böylece çok sayıda kök hücre elde etme şansı ortaya çıkar. İkinci yöntemde kök hücre çoğaltımından sonra hastanın tekrar ameliyat olması gerekmektedir. Özellikle kıkırdak yaralanması olan hastalarda lezyonun olduğu bölgedeki kök hücre sayısının artırılması için bir sentetik yer kaplayıcı (skafold) ile uygulanabilmektedir.

HANGİ KÖK HÜCRE DAHA ETKİLİDİR?

Ortopedide ise son on yılda kök hücre kullanımı hızla artmıştır. En sık kullanıldığı hastalıklara bakıldığında ise kemik ve eklem kıkırdağı yaralanmaları, osteoartroz, bağ ve tendon yaralanmaları, osteonekroz ve cam kemik hastalığı gelmektedir. Kliniğimizde 28 osteoartroz hastasının değerlendirildiği çalışmamızda maliyet, hazırlık süresi ve komplikasyonlar açısından kemik iliği kaynaklı kök hücrenin, yağ dokusundan daha avantajlı olduğunu ortaya koyduk. Buna karşın anestezi gereksinimi, ameliyat sonrası daha az ağrı olması ve yaşla beraber hücre sayısında azalma olmaması yağ dokusundan elde edilen kök hücrenin avantajlarındandır. Ortopedide hasarlanan eklem kıkırdağının kök hücre tedavisiyle yeniden yapılmasının yanı sıra osteoartroz ve kıkırdak hasarı ile giden diğer ortopedik hastalıklar kalıcı olarak tedavi edilebilir. Spor yaralanmalarında menisküs, tendon ve bağ iyileşmesi %100 eski kalitede tedavi edilebilir. Uzuv kaybı olan kişilerde uzvun yeniden üretilmesi ile hastaların protezlerden kurtulması sağlanabilir.