ONLİNE İŞLEMLER
Vücudun soğuk havaya uyum sağlayabilmesi için daha fazla enerji harcaması gerekir ve bu karşılanmadığı taktirde enfeksiyonlara yatkınlık oluşur. Okul, kışla, toplu taşıma araçları ve toplu yaşam alanları gibi kapalı ortamlar da enfeksiyonların daha kolay ve hızlı yayılmasına imkan sağlar. Ayrıca kış mevsiminde hareketsizliğin artması, daha az güneş görmek de enfeksiyonlar için hazırlayıcı faktörlerdir.
Kış hastalıklarından korunmada kişinin vücut direnci önemlidir. Dengeli ve sağlıklı beslenmek, spor yapmak, günlük su tüketimine önem vermek ve kaliteli uykuyla vücudun dirençli kalması sağlanabilir. Demir, D vitamini, B vitaminleri ve minerallerin seviyesini kontrol ettirmek ve gerektiğinde desteklemek gerekir. Kış hastalıkları en çok solunum yolu ile bulaştığından öksürme, hapşırma, aksırma durumunda dikkat edilmesi gerekir; örneğin tek kullanımlık mendiller kullanılabilir. El hijyeni de çok önemlidir. Bu konuda özellikle çocuklara hijyen eğitimi vermek önemli koruyucu tedbirler arasındadır. Soğuk kış mevsiminde vücut ısısının dengelenmesi önemlidir. Bulunduğunuz ortamı aşırı ısıtmamak; çok kalın ya da ince giyinmemeye dikkat etmek gerekir. Hava kirliğinin de arttığı bu mevsimde özellikle çocukların bir de sigara dumanına maruz kalmalarının önüne geçilmelidir. Oda, sınıf vb. gibi alanlar sıklıkla havalandırılmalıdır. Hava kuruluğuna karşı oda havasının nemli olması için ısıtıcılar üzerine su koymak gibi basit önlemler de alınabilir. Vücut kırgınlığı hissedildiğinde istirahat etmek ve sıvı tüketimini arttırmak önemlidir. Günümüzde aşılanmak en önemli önlemlerdendir. Başta risk grubu hastalar olmak üzere herkesin grip aşısı yaptırmasını tavsiye ediyorum. Soğuk Algınlığı ve Nezle: Kış mevsiminde sıklıkla görülen solunum yolu enfeksiyonudur. Viral etkenlerle meydana gelir. Genellikle burun akıntısı, tıkanıklığı, hapşırık, vücut kırgınlığı, ve halsizlikle seyreden bir hastalık olup çoğunlukla ayakta geçirilir ve vücut direncine bağlı olarak 1 hafta içinde iyileşme görülür. İstirahat, sıvı alınması, pastiller ve belirti giderici (ağrı kesici gibi) ilaç kullanımı yeterli olur. Korunma tedbirlerini almak burada hastalığın yayılmasının önlenmesinde etkilidir. Grip ise influenza virüsü ile gelişen solunum yolu enfeksiyonudur. Şiddetli kas-eklem ağrısı, yüksek ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve vücut kırgınlığı belirtileridir. Seyri ağırdır ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir.
LARENJİT: Ses teli iltihabı olarak bilinir ve ses kısıklığı ile karakterize bir viral (bulaşıcı) enfeksiyondur. Tedavisinde ses istirahati ve sıvı tüketimi önemlidir. Genellikle ilaca gerek yoktur. FARENJİT: Ateş, boğaz ağrısı, boğazda yanma gibi şikayetler ile seyreden viral ve bakteriyel kaynaklı boğaz enfeksiyonudur. BADEMCİK İLTİHABI (TONSİLLİT): Bademcik enfeksiyonu olarak bilinir. Etken genellikle beta mikrobudur. Yüksek ateş, boğaz ağrısı, yaygın vücut hatta karın ağrısı da görülebilir. Özellikle çocukluk çağında oluşan bademcik iltihabı gelecekte romatizmal kalp hastalıkları gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu yüzden hastalığın tedavisi önemlidir. BRONŞİT: Bronş adı verilen büyük hava yollarının iltihaplanmasıdır. Hem virüsler hem de bakteriler akut bronşite neden olur. Hastalık belirtisinde öksürük ve genellikle koyu renkli balgam görülür. Öksürük süresi değişkendir ancak nadiren bir ayı geçer. ZATÜRRE: Mikroplar veya kimyasal ajanların neden olduğu akciğer iltihaplanmasıdır. Genellikle hasta kişinin öksürmesiyle veya hapşırmasıyla havaya karışan mikroplu damlacıkların solunmasıyla bulaşır. Öksürük, balgam ( koyu- kıvamlı), ateş, göğüs ağrısı ve nefes almakta zorlanma gibi şikayetler ön plandadır. Bazen de baş ağrısı, karın ağrısı ve eklem ağrısı görülür. Hastalığın tanısı için akciğer filmi, kan ve balgam tahlili yapılır. Özellikle risk grubu kişilere zatürre aşısı yaptırılarak bu hastalığın önlenmesi daha öncelikli tercihtir.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Uzm. Dr. Betük Mercan İç Hastalıkları Uzmanı 11 Aralık 2018