Kadınlarda Saç Dökülmesinin Nedenleri Nelerdir?

Kadınlarda Saç Dökülmesinin Nedenleri Nelerdir?

Saç Dökülmesi Nedir?

Saçlı deride ortalama 100.000 saç bulunur ve her saç telinin bir yaşam siklusu vardır. Saçların % 90’ı anagen denilen büyüme evresindeyken, % 1’i katagen (duraklama), % 10’u ise telogen (dinlenme) evresindedir. Anagen evre yaklaşık 2-6 yıl sürerken, telogen evre 3 ay sürmektedir. Günde yaklaşık 60-100 adet telojen (dinlenme) evresindeki saç teli, tarama, yıkama veya çekmeye bağlı olarak dökülebilir. Bu sayının üzerindeki saç dökülmeleri patolojik kabul edilir. 

Kadınlarda Saç Dökülmesinin Nedenleri Nelerdir?

Genetik yatkınlık ve hormonlar
Toplumda oldukça sık rastlanılan androjenik alopesi, erkeklerin % 50’ sinde görülmekteyken, menopoz öncesi kadınların %13’ünü, 65 yaş üstü kadınların ise % 75’ini etkileyebilmektedir. Genetik yatkınlığı olan kadınlarda kadın tipi saç dökülmesi, yavaş ve ilerleyici saç incelmesi şikayetiyle başlayıp zaman içinde tepe kısmındaki saçlarda seyrelme ve saç ayrım çizgisinde genişlemeye neden olur. Androjen hormonlarının etkisiyle ortaya çıktığı düşünülse de hastaların çoğunda hormon seviyeleri normaldir. Ancak;  tüylenme, akne, adet düzensizliği, hızlı kilo alımı gibi ek belirtiler de varsa mutlaka hormon tahlilleri yapılmalıdır. 
Sistemik hastalıklar ve ilaçlar
Tiroid hastalıkları, diyabet, insülin direnci, lupus gibi romatizmal hastalıklar, sifiliz, enfeksiyonlar, hormonal düzensizlikler, yüksek ateş, major cerrahiler saç dökülmesine yol açabilir. Ayrıca bazı tansiyon ilaçları, kan sulandırıcılar, anti-epileptikler, tiroid ilaçları, psikiyatri ilaçları, hormon ilaçları, bazı doğum kontrol ilaçları, doğum kontrol ilaçlarının kesilmesi ve kemoterapi saç dökülmesi sebepleri arasında yer alır.
Vitamin ve mineral eksiklikleri
Dünyada en sık görülen nutrisyonel yetersizlik demir eksikliğidir ve demir eksikliğinin saç dökülmesine yol açtığı iyi bilinmektedir. Kadınlarda adet kanamasının fazla olması, menopoz sonrası kadınlarda mide-bağırsak kanamaları, vegan-vejeteryan beslenme, çölyak hastalığı, bazı mide ilaçlarının kullanımı demir eksikliğine yol açabilir. Yetersiz beslenme, ani kilo kayıpları, katı diyetler ve azalmış protein alımı gibi durumlarda ortaya çıkabilen çinko, biyotin, B12 vitamini, folik asit, D vitamini, Omega 3 ve 6 eksikliklerinde de saç dökülmesi görülebilir. Ayrıca A, E vitaminleri ve selenyumun fazla alınması da saç dökülmesini tetikleyebilmektedir.
Doğum sonrası saç dökülmesi
Postpartum (doğum sonrası) saç dökülmesi, gebelik süresince meydana gelen hormonal değişimlerden kaynaklanan ve oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Genellikle doğumdan birkaç ay sonra başlar. Beslenme yetersizliği ya da başka bir hastalık yoksa 6-9 ay içinde tamamen düzelir.
Deri hastalıkları
Egzama, sedef, liken, lupus, akne keloid gibi deri hastalıkları saçlı deriyi de etkileyerek saç dökülmesine yada kalıcı saç kaybına yol açabilir. 
Kozmetikler ve saç modelleri
Saç boyama veya açma işleminde kullanılan solüsyonların uzun süre bekletilmesi, yanlış veya sık uygulanması; şekillendirirken fazla traksiyon uygulamak, saçı sık yıkamak ve taramak, saç ıslakken yüksek ısılı saç şekillendiricileri kullanmak saça zarar verebilmektedir. Sıkı atkuyruğu ve örgü modelleri saçta kırılmaya, zaman içerisinde sürekli çekme kuvvetine bağlı olarak saç köklerinde hasara ve kalıcı saç kayıplarına yol açmaktadır.
Psikolojik sebepler
Stresli yaşam olayları, anksiyete ve depresyonun saç dökülmesine zemin hazırladığı bilinmektedir. Ayrıca saç dökülmesi olan kişilerde de sosyal kaçınma, uyum bozukluğu, anksiyete bozukluğu ve depresyon görülme ihtimali genel popülasyondan daha yüksektir. Bu nedenle saç dökülmesi olan hastaların gerekli durumlarda psikolojik destek alabilmesi amacıyla psikiyatriste başvurması hem tedavi başarısını hem de hastanın yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyecektir.
Uzm. Dr. Bengü Altunay Tuman
Dermatoloji Uzmanı
Medipol Üniversitesi Esenler Hastanesi


 


Giriş Tarihi: 25.06.2020

Güncellenme Tarihi: 25.06.2020


Web sitemizde yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Şikayetinizle ilgili değerlendirme, tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.