Sitede Ara

{%= Interview.Title %}

Buğdayla ilişkili hastalıklar genel olarak buğdayın yapısında  bulunan  proteinlere  karşı   duyarlı olan kişilerede ortaya çıkmaktadır. Buğdayın yapısında  bulunan başlıca moleküller Proteinler, iki grupta olup ana protein glutendir. Diğeri ise gluten olmayan proteinler veya albüminlerdir. Karbonhidratlar ve Yağlar  (lektin % 1-2) Buğday allerjisine bağlı rahatsızlıklar günümüzde yaygın olarak görülmektedir. Toplumun ortalama % 1-2'sinde buğdayla ilişkili rahatsızlıklar mevcut olup bu oran 1. derecedeki akrabalarda 4-5 misli daha fazladır. Ancak her hasta da hastalık aynı şikayet ve belirti göstermediği için gerçek sıklık tam bilinmemektedir. Şöyle ki; hastalık belirtisi gösteren hastaların oranı bir buz dağının su yüzeyindeki kısmı yani 1/5'i kadardır. Hastaların büyük bir kısmında şikyetler hafif veya silik olduğu için gözden kaçmakta, bu kişiler potansiyel hasta olup belli bir zaman sonra gün yüzüne çıkmaktadır.

Buğdayla ilişkili hastalık denince ilk akala gelen hastalık çölyak hastalığıdır. Çölyak hastalığı 100 yıldan daha uzun bir süreden beri bilinen bir hastalık olmakla birlikte bağırsakta yaptığı hasar 70 yıl önce buğdaya karşı kanda antikorların ortaya konulması 50 yıl önce olmuştur. Son 20 yıldan beri buğdayla ilişkili olup mekanizması çölyak hastalığından farklı olan ancak benzer şikayetlere sebep olan farklı iki hastalık daha tarif edilmiştir. Bunlardan birincisi buğday duyarlılığı diğeri ise çölyak dışı gluten duyarlılığıdır. Bunun dışında yine buğdayla kısmen ilişkili olan sindirim sisitemi hastalıklarıda mevcut olup bu hastalıkların en önemlileri huzursuz bağırsak hastalığı ve fonksiyonel hazımsızlık hastalığıdır.

Çölyak hastalığı, buğday kabuğunda bulunan gluten denen protein yapısındaki bir moleküle karşı vücutta savunma cevabının oluşması ve bu cevabın vücudun aleyhine haraket etmesi sonucunda ince bağırsaklarda ortaya çıkan bir hasar sonucu ortaya çıkar. İnce bağırsak duvarında incelme ortaya çıkar. Gıdaların ve bazı vitaminlerin emilimi bozulur. Buna bağlı olarak çeşitli şikayetler ortaya çıkmaktadır. Buğday duyarlılığına bağlı olarak ortaya çıkan şikayet ve belirtiler etkilenen organ ve sisteme göre çok çeşitlilik gösterir. Hemen hemen vücutta tüm sistemleri etkiler. Bu belirtiler genel olarak şunlardır: İshal-kabızlık, bulantı, kusma, kilo kaybı, karın ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, el ve ayaklarda uyuşma, halsizlik, yorgunluk, bilinç bulanıklığı, deri döküntüleri, kaşıntı ve ekzema gibi nedeni tam ortaya konulamayan uzun süreli kansızlık ve vityamin eksikliği durumunda çölyak hastalığı şüphe edilmelidir.

Buğday duyarlılığına bağlı ortaya çıkan bu  şikayetler bir çok hastalığı taklit edebilmektedir. Bu nedenle hastanın şikayetleri dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli, tüm sistem hastalıkları gözden geçirilmelidir. Mevcut şikayet ve bulgular herhangi bir organ rahatsızlığı ile açıklanamıyorsa hasta mutlaka çölyak hastalığı veya buğday duyarlılığı yönünden araştırlmalıdır. Çölyak hastalığı veya buğday duyarlılığı tanısı kesin olarak ortaya konulmadan hastada gluten kısıtlaması (buğday, arpa, çavdar ekmeği veya ürünleri) yapılmamalıdır. Çünkü kesin tanı konulduktan sonra hastanın ömür boyu gluten içermeyen un ürünleri kullanma zorunluluğu vardır. Bu nedenle buğday duyarlılığı ile ilişkili olan hastalıklarda kesin tanı şarttır. Buğday duyarlılığı ile ilişkili olan hastalıkların bir kısmanda kesin tanıya gidilebilecek laborutuvar testleri mevcuttur. Şöyle ki çölyak hastalığının kesin tanısında kandan tespit edilen antikorların tanı değeri yüksektir, yine tanıyı kesinleştirmek için ince bağırsak biyopsisi yapılır. Bazı şüpheli durumlarda ise çölyak genetik testlerine baş vurulur. Eğer test sonuçları çölyak hastalığı ile uyumlu değil ise bu kez buğday duyarlılığının diğer alt tipi olan buğday allerjisi testlerine geçilir. Buğday alerjisinin mekanizması çölyak hastalığından farklı olup buradaki allerjik reaksiyonlar ilaç allerjisi gibi farklı tipte bir antikorla ortaya çıkmaktadır (immunglobulin-E antikoru). Ayrıca gıda allerjiyi ortaya koyacak deri testleri de mevcuttur. Eğer buğday allerjisi testlerinde de bir sonuca varılamıyorsa bu taktirde diğer bir buğdayla ilşkili hastalık olan çölyak olmayan gluten duyarlılığı diye adlandırılan bir hastalıktan şüphe etmek gerekmektedir. Bu hastalıkta vücutta yine glutene karşı bir duyarlılık olmakla beraber bunun mekanizması tam ortaya konulamamıştır. Belki buğdayda bulunan gluten maddesi dışındaki başka yapılara karşı duyarlılık söz konusudur. Tam mekanizması belli olmayan bu hastalığı  kesin ortaya koyacak testler ne yazık ki günümüzde mevcut değildir. Eğer hastanın şikayetleri buğday, arpa veya çavdar ekmeği veya ürünleriyle ortaya çıkıyorsa, çölyak testleri ve buğday alleji testleri normal sonuç veriyorsa çölyak olmayan gluten duyarlılığından şüphe edilir. Tanıyı doğrulanmak için hastaya gluten içermiyen diyet uygulanır. Dört-altı  hafta sonra hastanın şikayetleri geriliyor veya kayboluyor ise tanı kesinleşir.

Sonuç olarak hemen hemen aynıo şikayetlere sebep olabilen bu üç farklı hastalığın tedavisinde ortak bir yol izlenmektedir. Bu üç farklı klinik durumun günümüzde en geçerli tedavisi hastalara gluten içermeyen diyet uygulamaktır. Yani glüten içeren tahıl ürünlerini (buğday, arpa, çavdar, nisbeten yulaf) hastanın diyetinden çıkarmak gerekmektedir. Böylece hastaların % 90'nı glutensiz diyete cevap vermektedir. Eğer cevap alınamaz ise tanı tekrar gözden geçirilmelidir. Tanı doğru ise bu taktirde diyetle birlikte hastalığın tedavisinde bazı ilaçlar devreye girmektedir.

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi
Prof. Dr. Nihat Okçu
Gastroenteroloji Uzmanı
18 Şubat 2022