ONLİNE İŞLEMLER
Uyku apnesi (horlama) gibi uyku bozuklukları, ağız ve diş sağlığıyla ilişkili önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Özellikle horlama, diş ve ağız yapısındaki karşılaşılan sorunlar nedeniyle ortaya çıkabilmekte ve bu sorunlar, uyku apnesi gibi daha ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
Uyku apnesi, solunumun uyku esnasında ani ve tekrarlayıcı bir şekilde durduğu önemli bir uyku bozukluğudur.
Horlama, boğaz ve yumuşak doku gibi solunum yollarındaki engeller nedeniyle hava akışının sıkışması sonucu oluşan bir ses olayıdır. Genellikle kişinin bilincinde olmadan gerçekleşmektedir.
Obstrüktif uyku apnesi, ya da uyku apnesi; uyku esnasında dil kökü ve yumuşak damak kaslarının kontrolsüz gevşemesiyle hava yolunu tıkaması sonucu 5-10 sn aralıklarında nefes alamama durumudur. Nefes alma çabası uyku esnasında devam etmekte ve bu durum horlamayı oluşturmaktadır.
Uyku apne sendromu horlamanın oluşturduğu rahatsızlıktan çok daha fazla soruna yol açmaktadır. Örneğin;
Horlayan insanların çoğunda uyku apnesi sendromu bulunmaktadır ve bu da ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Horlayan bireyler güne yorgun başlamakta ve gün boyu kendilerini yorgun hissetmektedirler.
Aynı zamanda odaklanma problemi yaşadıkları için yaptıkları işle alakalı sorunlarla karşılaşabilmektedirler.
Uyku apne sendromlu hastalarda, uyku esnasında hava yolunun tıkanması ve solunumun yetersizliğiyle gerçekleşen şiddetli ve gürültülü horlama, sık sık iç çekme, ani gürültülü hatta çırpınarak uykudan uyanma, terleme ve buna bağlı olarak uykunun kaliteli alınamaması ve uykusuz uyanma durumları meydana gelmektedir.
Bu durumlar gün içinde agresif tavırlara, dalgınlığa, dalgınlığa bağlı kazalara, kalp-damar problemlerine (kalp krizi riski, yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları), cinsel isteksizliğe, kontrol altına alınamayan diyabet, obezite durumu varsa kilo vermede güçlüğe, ani kayıp ve inmeye kadar giden problemlere neden olabilmektedir.
Erkeklerde kadınlara oranla uyku apnesi olasılığı daha yüksektir. Aşırı kilolu olan kişiler, sigara ve alkol tüketimi fazla olan bireylerde de görülebilmektedir. Ayrıca, yaş ilerledikçe uyku apnesi görülme riski artmaktadır.
Uyku apnesi, birçok farklı faktörlerden kaynaklı olabilmektedir. Bunlar arasında genetik yatkınlık, bademcik rahatsızlıkları, dil kökündeki problemler, yaş alma, aşırı kilo ve obezite, anatomik anormallikler (örneğin; büyük bademcikler), alkol ve sedatif ilaç kullanımı, sigara içmek ve bazı sağlık sorunları (örneğin; hipotiroidizm veya sinüs problemleri) bulunmaktadır. Tüm bu etkenler, solunum yollarının tıkanmasına ve uyku sırasında nefes kesilmesine neden olabilmektedir.
Uyku apnesi, "Polisomnografi" denilen tüm gece boyunca beyin aktivitesinin ve solunumsal ve bedensel hareketlerin kaydedildiği bir test ile teşhis edilebilmektedir. Bu test için hastaların bir gece uyku odasında kalmaları gerekmektedir. Test sırasında vücudun çeşitli noktalarına bağlanan kablolarla alınan sinyaller odanın dışındaki bilgisayara aktarılmaktadır.
Sabaha kadar alınan bu kayıtlarla solunumun ne kadar kesildiği ne kadar süre kesildiği bu kesilmelerde oksijen değerleri ve kalp hızının değerleri ile birlikte uyku safhalarına geçişler değerlendirilmektedir.
Uyku apnesi hayat şeklinin düzenlenmesi, obeziteye bağlı oluşan apneler de kilo kaybının sağlanması ile engellenebilmekte ve azaltılabilmektedir. Ancak orta ve şiddetli apne durumlarında destekleyici tedaviler ve aşırı ileri durumlarda üst solunum yollarındaki belirgin anatomik tıkanıklarda cerrahi işlemler gereklidir.
İleri-orta derecede uyku apnesi tedavisinde ise pozitif hava basıncı (CPAP) tedavisi uygulanması gerekmektedir. Tedavi etkisine ve hastanın tercihine göre otomatik ayarlarda düzenleme yapılarak ya da sabit basınçla hava yolunun açık tutulması sağlanmaktadır.
Uyku apnesi makinesi ya da uyku maskesi olarak da bilinen CPAP’larda gece boyunca yüze takılı bir maske ve cihazın hortumlarıyla rahat pozisyonlarda uyuyamamakta hastalarımız için zor gelebilmektedir. Cihazı kullanmakta güçlük çeken ya da hafif-orta derece vakalarda ağız içi aparey ile alt çene öne alınarak dilin geriye düşüp üst solunum yolunu tıkaması önlenebilmektedir.
Ağız içi apreyler, özellikle hafif ve orta dereceli vakalarda uyku apnesi ve horlama tedavisinde CPAPa göre rahat kullanımlı ve pratik bir alternatif tedavidir. Bu apareylerde amaç alt çenenin belirli bir oranda öne alınmasını sağlayarak, hava yolunun alt çene pozisyonlandırılmasıyla açık tutulmasını sağlamaktır. Alt üst çeneye birlikte takılarak alt çenenin önde konumlanmasını sağlayan bu apareylerin kullanımı uyku maskesine göre daha kolay olmaktadır.
Horlama apareyleri uyku apnesi tedavisinde, daha az bilinen ama kullanımı daha kolay olan bir tedavidir. Uygun hastane koşullarında uyku apnesi tedavisi ve bunun için ağız içi horlama apareyleri uygulaması yapılmaktadır. Hastaların gün içindeki rahatsızlıkları değerlendirilip, uyku apnesi ihtimali düşünülerek kontrollü uyku testini göz önüne almaları uygun olabilmektedir.
Nefesin durması, nefes alamama durumu olarak tanımlanmaktadır.
Bir kişi, horlama veya uyku apnesinin belirtilerini fark etmeyebilir ve genellikle bir partner durumu fark edene kadar bilmeyebilir. Sesli ve sürekli horlama, genel olarak obstrüktif uyku apnesiyle ilişkilidir. Ancak her OSA hastası yüksek sesle veya sürekli horlamamaktadır.
Diğer belirtiler arasında uyku sırasında nefes durması, gündüz aşırı uyuma eğilimi, uyanırken boğulma veya tıkanma hissi ve sabah baş ağrıları sayılabilmektedir.
Horlama veya uyku apnesiyle ilgili endişeleri olan kişiler, özellikle horlama uyku sırasında nefes kesilmesi veya gündüz yorgunluğu ile birlikte ise bir doktora başvurması önerilmektedir.
Ayrıca, horlama kilo alımı veya düşünme veya hafızada değişikliklerle birlikte gerçekleşiyorsa doktora başvurmak önemlidir.
Protetik diş tedavisi uzmanları tarafından muayene edilip, uygun görülen herkes horlama apareyi kullanabilmektedir.
Horlama apareyi, alt çeneyi ve dili öne çekerek hava yolunu açar ve horlama ile uyku apnesini azaltmaktadır.
22 Kasım 2023