Skolyoz Nedir? Skolyoz Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Skolyoz Nedir?

Skolyoz, omurganın yana doğru eğriliğiyle karakterize edilen bir omurga bozukluğudur. Genellikle ergenlik döneminde fark edilen bu durum, hafif eğriliklerden belirgin şekil bozukluklarına kadar değişebilir. Skolyozun erken teşhisi, tedavi sürecinin başarısı açısından büyük önem taşır. Skolyoz belirtileri arasında sırt ve bel ağrısı, omuzlarda asimetri ve postür bozukluğu yer alır. Fizik tedavi, korse kullanımı ve cerrahi müdahale gibi farklı skolyoz tedavi yöntemleri, hastalığın derecesine göre planlanmaktadır.

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nedir?

Skolyoz (omurga eğriliği), omurganın önden bakıldığında düz olması gerekirken yana doğru C‑ veya S‑şekilli bir biçimde anormal olarak eğrilmesi durumudur. Genellikle 10 yaş ve sonrasındaki büyüme ataklarında ortaya çıkan bu durum, ergenlerde sıkça görülür ve omurga göğüs (toraks) veya bel (lomber) bölgelerinde görülebilir. Hafif vakalar genellikle semptom vermezken, ilerleyici eğrilikler göğüs kafesine bası yaparak solunum güçlüğüne neden olabilir.

 

Randevu İçin Formu Doldurun

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Belirtileri Nelerdir?

skolyoz-belirtileri

Skolyoz, omurganın yana doğru S veya C biçimde eğrilmesiyle bilinmektedir. Bu eğrilik bazen öne veya arkaya doğru da döner. Genellikle ağrıya neden olmadan ilerler, ancak eğrilik kaslarda dengesizliğe yol açabilir; bu da sırtta şişlik oluşumu, omuzlar veya kalçalar arasında asimetri ve kas gerginliği yaratabilir. Ayrıca omurganın yan eğriliğiyle birlikte göğüs kafesinde dönme de meydana gelir ve bu durum nefes almayı zorlaştırabilir. Skolyozun belirtileri aşağıda listelenmiştir:

  • Omurganın sağa veya sola doğru eğilmesi
  • Sırt, bel ve omuz ağrısı
  • Nefes darlığı
  • Yürümekte zorluk
  • Dik dururken zorlanma
  • Gözle görülebilen kavis
  • Kalça ve omuzlarda kavis

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Neden Olur?

Skolyozun (omurga eğriliği) oluşma nedenleri tam olarak bilinmese de, hastalığın gelişiminde birçok farklı faktör etkili olabilir. Bazı bireylerde skolyozun nedeni açıkça belirlenebilirken, bazı durumlarda ise tamamen idiopatiktir; yani nedeni bilinmez. Genetik yatkınlık, doğumsal anomaliler, kas ve sinir hastalıkları gibi birçok unsur skolyozun ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Skolyozun başlıca nedenleri aşağıda listelenmiştir:

  • Genetik Faktörler: Ailede skolyoz öyküsü bulunması, hastalığın gelişme riskini artırır. Özellikle idiopatik skolyozda genetik geçiş önemli rol oynar.
  • Serebral Palsi: Kas kontrolünü etkileyen bu nörolojik hastalık, spastisite nedeniyle omurganın eğrilmesine yol açabilir.
  • Kas Distrofisi: Kas zayıflığı ve kaybı, omurgayı destekleyen kasları etkileyerek skolyoza neden olabilir.
  • Doğumsal (Konjenital) Sebepler: Anne karnında omurga gelişiminin bozulması sonucu bebek doğuştan skolyoz ile dünyaya gelebilir.
  • Enfeksiyonlar: Özellikle tüberküloz gibi bazı omurga enfeksiyonları, omur yapısını zayıflatarak eğriliğe yol açabilir.
  • Tümörler: Omurga çevresindeki tümörler, baskı oluşturarak yapısal bozulmalara ve skolyoza neden olabilir.
  • Marfan Sendromu: Bağ dokularını zayıflatan bu genetik hastalık, omurganın stabilitesini etkileyerek eğrilik oluşumuna sebep olabilir.
  • Down Sendromu: Kas tonusunun düşük olması, omurga desteğini azaltarak skolyoz gelişme riskini artırır.
  • Omurilik Yaralanması: Travmalara bağlı omurilik hasarları, omurganın dengeli duruşunu bozarak eğriliğe yol açabilir.
  • Kas ve Sinir Hastalıkları: Spinal musküler atrofi (SMA) gibi rahatsızlıklar, omurgayı destekleyen kasların zayıflamasına ve skolyoza neden olabilir.

Skolyoz Nasıl Teşhis Edilir?

Skolyoz tanısı koyma süreci hastanın büyüme evresi, klinik öykü ve ayrıntılı fizik muayenesi ile başlar. Ardından nörolojik bir değerlendirme yapılır. Kas güçsüzlüğü, duyusal değişiklikler ve reflekslerde anomali olup olmadığı test edilir. Fizik muayenede sıklıkla kullanılan bir test olan Adams Öne Eğilme Testi (Adams Forward Bend Test) ile omurgadaki “S” ya da “C” şeklindeki eğrilikler ve kaburga çıkıntıları tespit edilir. Görselleştirme için ağırlık taşıyan, tüm omurgayı içerecek şekilde ayakta çekilen ön-arka (AP) ve yandan röntgenler kullanılır. Bu röntgenle skolyoz eğriliği Cobb açısı sistemiyle ölçülür ve eğriliğin derecesi saptanır. Büyüme çağındaki çocuklarda eğrinin ilerlemesi izlenirken, sürekli büyüme durumunda 6–12 ayda bir radyolojik kontrol önerilir. Eğer altta yatan bir omurilik veya sinir sistemi hastalığı düşünülüyorsa, radyasyonsuz MRI taraması eklenebilir.

 

Skolyoz Dereceleri Nelerdir?

Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle ortaya çıkmaktadır. Eğriliğin derecesine göre farklı seviyelere ayrılır. Skolyoz vakaları hafif, orta, şiddetli ve çok şiddetli skolyoz olmak üzere dört ana gruba ayrılır. Skolyoz dereceleri aşağıda listelenmiştir:

  • 10-25 Derece (Hafif Skolyoz)
  • 25-40 Derece (Orta Düzeyde Skolyoz)
  • 40+ Derece (Şiddetli Skolyoz)
  • 80+ Derece (Çok Şiddetli Skolyoz) 

Hafif Skolyoz

Hafif skolyoz, omurgada 10–25 derece Cob açıları arasında kalan, genellikle belirti oluşturmayıp izlemle yönetilen bir durumdur. Bu tür eğrilikler sıkça ergenlik büyüme atağı sırasında ortaya çıkar ve çoğu zaman ciddi tedavi gerektirmez; özellikle büyüme tamamlanana kadar altı ayda bir fizik muayene ve röntgenle takip önerilir. Skolyoz korsesi kemiklerde büyüme sürerken eğrinin 25 derece üzerine çıkması durumunda önerilir; hafif skolyozda ise çoğunlukla kullanılmaz.

Orta Düzeyde Skolyoz

Orta derecede skolyoz, omurga eğriliğinin 25–40 derece Cobb açısı arasında olan; yani omurganın yaklaşık 25–40 derece yana doğru eğildiği durumu ifade eder. Bu aşamada hastaların çoğunda henüz cerrahi gerekmez; esas amaç eğriliğin ilerlemesini durdurmaktır. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda yaş, eşlik eden gelişim hızı ve omurganın olgunlaşma durumu temel kriterlerdir. Tedavi genellikle korse kullanımı ve fizik tedavi egzersizlerini içerir; korse yalnızca eğriliğin düzeltilmesi için değil, ilerlemesinin önüne geçmek amacıyla uygulanır. Egzersiz ve takip sayesinde pek çok hastada stabil seyre ulaşmak mümkündür, böylelikle cerrahi müdahaleden kaçınılabilir. Bu yaklaşım, omurganın hem mekanik dengesini korur hem de akciğer fonksiyonlarının bozulmasını önleyerek yaşam kalitesi üzerine olumlu etkiler sağlar.

Şiddetli Skolyoz

Şiddetli skolyoz omurga eğriliğinin 40 derece ve üzeri olan; süreklilik arz eden bir yanım eğriliği olup, yapıtaşı olan omurların hem yan hem de döner şekilde deformasyonuyla karakterizedir. Bu derece eğrilikte, göğüs kafesi ve akciğerler ciddi şekilde etkilenebilir; sonuç olarak solunum güçlüğü, göğüs ağrısı hatta kalp fonksiyonlarında bozulma görülebilir. Çocukluk ve ergenlik döneminde hızla ilerleyen bu tür skolyozlarda, korse uygulaması büyüme süreci tamamlanana kadar eğriliği sabitleyebilir; ancak eğriliğin geri dönmesini sağlamaz. Şiddetli vakalarda uygulanan cerrahi müdahaleler, pedikül vidalar ve metal çubuklar kullanarak omurları birleştiren spinal füzyon veya hareketi koruyan dinamik yöntemlerle eğriliğin ilerlemesini durdurmayı ve dengeyi sağlamayı hedefler. Tercih edilecek yöntemi; eğrilik açısı, büyüme durumu ve omurganın esnekliği gibi faktörler belirler. Ameliyat sonrası, çoğu hastada 3–6 ay içinde günlük aktivitelere yeniden başlanabilir. Şiddetli skolyozun uzun vadede olumsuz etkilerden korunması için tanının erken konulması, büyüme etabında düzenli izlem ve uygun tedavi yaklaşımları kritik önem taşır. 

Çok Şiddetli Skolyoz

Çok şiddetli skolyoz, omurgada 80 derece veya daha fazla Cobb açısına sahip olup ilerleme riski yüksek, genellikle nefes darlığı, sırt ağrısı ve göğüs boşluğu fonksiyonlarında bozulma yaratabilen bir durumdur. Bu düzeyde eğrilikler, omurga hem yana hem de dönerek eğildiği için göğüs kafesine baskı yaparak solunum ve kalp fonksiyonlarını etkileyebilir. Çocukluk çağında kemikler hâlâ büyürken 40–65 derece arasında seyreden ciddi eğrilikler, dynamik fıtık cerrahisi ve spinal füzyon gibi cerrahi yöntemler ile düzeltilebilir; bu sayede hem hareket açıklığı korunur hem de eğriliğin ilerlemesi durdurulur. Yetişkinlerde ise kemik gelişiminin tamamlanmasından sonra, 50 derece üzerindeki eğrilikler genellikle spinal füzyonla stabilize edilip, ilerlemesi engellenir. Bu cerrahi yöntemlerde vidalar, çubuklar ve gerekli kemik greftler kullanılarak omurga düzeltilir ve eğriliğin daha da kötüleşmesi önlenir.

 

Skolyoz Sınıflandırmaları Nelerdir?

Skolyoz, bir kas-iskelet sistemi hastalığıdır. Sağlıklı bir omurga, arkadan bakıldığında düz bir hat şeklinde uzanırken, skolyozlu bireylerde omurga "C" veya "S" harfine benzeyen bir kıvrım sergileyebilir. Skolyoz sınıflandırmaları aşağıda listelenmiştir:

skolyoz-nedir

İdiopatik Skolyoz

Adolesan (10–18 yaş) dönemde sıklıkla görülen “idiopatik skolyoz”, omurganın yandan bakıldığında “S” veya “C” şeklinde yan eğrilik geliştirmesi hâlidir ve nedenine dair kesin bir bilgi yoktur. Genetik yatkınlık rol oynasa da (örneğin bazı gen varyantları), çevresel etkenlerle karmaşık şekilde etkileşir. Kızlarda erkeklere göre hem daha sık görülür, hem de ilerleme riski yüksektir. 

Konjenital Skolyoz (Doğuştan Skolyoz)

Konjenital skolyoz, bebek anne karnındayken omurun gelişim sürecinde anomali oluşması sonucu doğumsal olarak omurgada yan eğrilik oluşmasıdır. Tedavi yaklaşımı, eğriliğin derecesine ve çocuğun büyüme potansiyeline bağlı olarak planlanır; hafif eğrilikler yakın takiple izlenirken, ilerleyici vakalarda korse, büyüme çubukları veya cerrahi gibi yöntemler uygulanabilir.

 

Nöromusküler Skolyoz

Nöromusküler skolyoz, omurga yapısını destekleyen kas ve sinir sisteminin işlev bozukluğuna bağlı olarak gelişen bir skolyoz türüdür; özellikle serebral palsi veya kas distrofisi gibi nöromusküler hastalıkları olan bireylerde gözlemlenir. Bu vakalarda, kasların omurgayı düzgün şekilde destekleyememesi sonucunda omurga S veya C şeklinde anormal şekilde yana eğrilir; eğrilik ilerleyebilir ve akciğer fonksiyonlarını etkileyerek solunum sorunlarına neden olabilir. Eğriliğin ilerlemesini önlemek için özellikle büyüme çağındaki hastalar düzenli olarak fizik muayene, görüntüleme ve gerektiğinde korselerle takip edilmelidir; ciddi durumlarda ise cerrahi müdahale gerekebilir.

Cobb Açısı Yöntemi Nedir?

Omurganın eğrilik derecesini belirlemede “altın standart” olarak kabul edilen Cobb açısı yöntemi, omurga röntgen grafilerinde eğriliğin başladığı ve bittiği uç omurların üst ve alt plaklarına çizilen dik hatlar arasındaki açının ölçülmesiyle hesaplanır. Bu yöntemle belirlenen açı, skolyozun şiddetini değerlendirip takip ve tedavi planı oluşturulmasında kullanılır.

 

Skolyoz Türleri Nelerdir?

Skolyoz, omurganın yana doğru S veya C biçiminde eğrilmesiyle karakterize bir durumdur ve genellikle çap ölçümü 10 derecenin üzerindeyse tanı konur. Skolyoz türleri aşağıda listelenmiştir:

C Şekilli Skolyoz

C şekilli skolyoz, omurgada tek taraflı ve genellikle torasik ya da lomber bölgede görülen, “C” harfine benzeyen yan eğriliği ifade eder. Röntgende bu tip eğrilik, omurganın bir yön ekseninde tek eğri oluşturmasıyla açıkça tanımlanır ve tıptaki temel ölçümlerle (10 derece üzeri eğrilik) değerlendirildiğinde skolyoz teşhisi konur. Bu tip skolyozda omuz veya kalça seviyesinde asimetri, gövdeye eğilme, hafif ya da ilerleyici ağrı görülmesi mümkündür. Tedavi planı, eğriliğin derecesi ve hastanın büyüme durumu dikkate alınarak; ilk aşamada düzenli takip, fizyoterapi ve özel egzersiz programları (örneğin C‑şekilli skolyoza yönelik Schroth egzersizleri) önerilir. Eğrilik hızlı ilerliyor veya ciddi boyuta ulaşmışsa, omurganın stabilizasyonu ve düzleştirilmesi için koruyucu yöntemler (corrigerici korseler) ya da ileri aşamalarda cerrahi seçenekler gündeme gelir. C şekilli skolyozun önemi, erken tanı ve bireye özel tedavi ile hem postür hem de yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerin minimuma indirilebilmesidir.

S Şekilli Skolyoz

S Şekilli skolyoz, omurganın arkadan bakıldığında hem göğüs hem bel bölgesinde S harfi formunda yan yana eğrilikler oluşturduğu bir tür yapısal bozukluktur. Tanı genellikle röntgende simetrik olmayan S veya C formunun tespit edilmesiyle konur; bu eğriliğin açı değeri 10 derece ve üzeri olarak kabul edilir. Ergenlik çağında en sık görülen tipi olan “Adölesan İdiyopatik Skolyoz”un ailesel ve genetik etkilerle ortaya çıkabileceği, özellikle kız çocuklarında daha sık rastlandığı belirtilmiştir. S şekilli eğrilikler hem göğüs hem bel bölgesini içerdiğinden daha karmaşık bir yapı sergiler; bu durumda akciğer/kaburga uyumu bozulabilir, kronik sırt ağrısı ve görünüm bozukluğu gibi sorunlar gözlemlenebilir. Eğriliğin derecesi 20 derecenin altında olduğunda doktor kontrolü ve fizik tedavi/korse gibi konservatif yöntemler tercih edilirken, 20 derece üstündeki ve ilerleme riski taşıyan vakalarda cerrahi müdahale gündeme gelebilmektedir. Takibi yapılmayan ileri derecedeki S‑şekilli skolyoz, hem solunum kapasitesini zorlayabilir hem de kronik sırt/omuz dengesizliği gibi sağlık problemlerine yol açabilir.

 

Randevu İçin Formu Doldurun

Torakal Skolyoz

Torakal skolyoz, omurganın göğüs (torakal) bölgesinde yana doğru üç boyutlu bir eğrilik oluşmasıdır; bu durum çoğunlukla ergenlik öncesi büyüme atağı sırasında, özellikle 10–18 yaşlarında ortaya çıkar. Eğrilik, tek başına bel bölgesinden başlayan tiplerden farklı olarak, kaburgalarla birlikte dönüş (rotasyon) içerdiğinden yandan belli olan kaburga çıkıntılarına yol açabilir.

Lomber Skolyoz

Lomber skolyoz, bel bölgesindeki omurganın yana doğru S veya C şeklinde anormal eğriliği olarak tanımlanır. Bu skolyoz genellikle 10 yaş sonrası büyüme döneminde teşhis edilir ve çoğu zaman nedeni bilinmeyen (idiopatik) bir durumdur. Bu eğrilik ilerlerse; sırt ağrısı, nefes darlığı, omuz ve kalçada asimetri gibi fiziksel değişikliklere yol açabilir. Tanı koymak için fizik muayene ve sıklıkla radyolojik görüntüleme (X‑ışını) kullanılır; özellikle büyüme çağındaki çocuklarda eğriliğin ilerlemesini takip için her altı ayda bir görüntüleme önerilir. Tedavi; eğriliğin derecesi, kişinin yaşı ve büyüme potansiyeline göre şekillenmektedir.

 

Torakolomber Skolyoz

Torakolomber skolyoz (göğüs ve bel omurgasında S‑şekilli eğrilik) genellikle çocukluk ya da ergenlik döneminde belirir; büyüme atılımıyla ortaya çıkar ve omurga hem yandan hem önden yan tarafa eğilir, omurlar aynı zamanda döner. Eğriliğin ilerleme riski, eğrinin büyüklüğü ve çocuğun kemik olgunlaşma durumu değerlendirilerek belirlenir. Büyüme sürecindeki ılımlı eğrilikte X‑ray kontrolleri ile izleme genellikle yeterlidir; orta veya şiddetli eğriliklerde ise destekli korse (günde 13–18 saat) bu süreci durdurabilir. Kemik olgunlaşması tamamlandığında (kızlarda 14 yaş, erkeklerde 16 yaş), eğrilik ilerlemiyorsa korse tedavisi genellikle gerekmez. Torakolomber skolyoz, özellikle 50 dereceden büyük eğriliklerde ciğerlere baskı yaparak nefes darlığına yol açabilir, bu nedenle uygun zamanlama ile tedavi edilmelidir.

Kombine Skolyoz

Bu skolyoz türü, omurganın farklı bölgelerinde birden fazla eğriliğin bulunmasıyla karakterizedir; örneğin, üst torakal eğrilik alt lomber eğrilikle birleşebilir. Eğriliklerin birbirini etkilemesi nedeniyle kombine skolyozun tedavisi özellikle zordur ve kapsamlı, kişiye özel bir tedavi yaklaşımı gerektirir.

Yapısal Skolyoz

Yapısal skolyoz, omurganın sertleşmiş ve genellikle rotasyon içeren yan yana eğriliğidir; bu eğrilik omurga kemiklerinde yapısal değişikliğe bağlı olarak sabittir ve büyüme çağında daha sık görülür. Yapısal skolyoz, eğriliğin türü, derecesi ve hastanın kemik yaşı dikkate alınarak, izlem, korse veya cerrahi ile tedavi edilir.

Fonksiyonel (Yapısal Olmayan) Skolyoz

Fonksiyonel skolyozda omurga gerçek bir dönme (rotasyon) veya kemik şekil değişikliği içermez; bunun yerine omuriliği yanlamasına eğen kas dengesizlikleri, farklı bacak uzunlukları, iltihabi durumlar ya da alışkanlık kaynaklı duruş bozuklukları rol oynar. Bu tür skolyozun esas olarak omurga yapısını değil, çevresindeki kas-iskelet sistemini etkilediği için tedavi yaklaşımı genellikle altta yatan nedenin düzeltilmesine yönelik olur: Fizik tedavi ile zayıf veya kısa kasların güçlendirilmesi, postüral eğitim, gerekirse ortopedik ayaklık kullanımı ve inflamasyonun giderilmesi.

Dejeneratif Skolyoz

Dejeneratif skolyoz, genellikle 40 yaş sonrasında omurlar arası disklerin ve eklemlerin yıpranması, kemik erimesi veya omurganın dengesizlikleri nedeniyle ortaya çıkan bir omurga eğriliği türüdür. Yaşla birlikte diskler kurur, incelir ve omurga eklemleri hareket kabiliyetini kaybederek asimetrik yapılar ve kemik çıkıntıları (osteofitler) oluşur, bu da omurganın yanlara eğilmesine neden olabilir. Belirtileri genellikle bel ağrısı, bacaklarda uyuşma veya güçsüzlük gibi sinir kökü sıkışmalarını içerebilir; hastalar ayrıca omurgada eğrilik nedeniyle duruş bozukluğu ve kas dengesizlikleri yaşayabilir.

 

Skolyoz Görülme Sıklığı Nedir?

Skolyoz, dünya genelinde sık karşılaşılan omurga hastalıklarından biridir. Araştırmalar, toplumun yaklaşık %2 ila %3’ünün bu rahatsızlıktan etkilendiğini göstermektedir. Skolyoz hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilse de, özellikle kız çocuklarında daha yaygın olduğu bilinmektedir. Dahası, ilerleme riski de kızlarda erkeklere kıyasla belirgin şekilde fazladır. Özellikle nedeni belirlenemeyen adölesan idiopatik skolyoz vakalarında, hastalığın kız çocuklarında 8 ila 10 kat daha fazla ilerleme eğilimi gösterdiği saptanmıştır.

Yaş gruplarına göre incelendiğinde ise skolyozun farklı dönemlerde farklı türlerle ortaya çıktığı görülür. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde skolyoz oldukça nadir görülür ve genellikle doğumsal omurga gelişim bozukluklarına bağlı olarak konjenital skolyoz şeklinde tanımlanır. Ergenlik çağında, özellikle 10 ile 18 yaş arasındaki bireylerde ise skolyozun en sık görülen formu olan adölesan idiopatik skolyoz ortaya çıkar. Yetişkin bireylerde ise yaşa bağlı gelişen dejeneratif skolyoz dikkat çeker. Omurgada zamanla oluşan aşınmalar, disk problemleri ve kireçlenme gibi durumlar bu yaş grubundaki skolyozun temel nedenleri arasında yer alır. Yetişkinlerde görülme oranı %10 ila %15 arasında değişmektedir.

Skolyoz Nasıl Anlaşılır?

Skolyoz genellikle sırtta ya da belde oluşan belirgin asimetri ile fark edilir. Özellikle öne eğilme testinde kaburgalardan birinin diğerine göre daha yüksekte olması veya omuz ve kalça hizalarının eşit olmaması dikkat çeken etkenlerdendir. Skolyoz belirtileri aşağıda listelenmiştir:

  • Sırt veya bel bölgesinde gözle görülür eğrilik
  • Omuz seviyelerinde eşitsizlik
  • Kalça yüksekliklerinin farklı olması
  • Kaburgaların bir tarafında belirgin çıkıntı
  • Başın gövdeye göre hizasız durması
  • Giysilerin vücuda düzgün oturmaması
  • Fiziksel aktivite sırasında çabuk yorulma
  • Uzun süreli ayakta durma veya oturma sırasında rahatsızlık

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Skolyoz tedavisinde uygulanacak yöntem, eğriliğin derecesine, ilerleme hızına ve hastanın yaşına göre şekillenir. Hafif düzeydeki eğrilikler yalnızca düzenli takip ve egzersizle kontrol altına alınabilirken, daha ileri seviyelerde korse kullanımı ya da cerrahi müdahale gerekebilir. Günümüzde skolyoz tedavisinde hem cerrahi hem de cerrahi dışı yöntemlerden yararlanılmaktadır.

Ameliyatsız Yöntemlerle Skolyoz Tedavisi

Skolyoz erken evrede tespit edildiğinde, eğrilik cerrahiye gerek kalmadan kontrol altına alınabilir. Ameliyatsız tedavi seçenekleri arasında şunlar öne çıkar:

  • Düzenli Takip: Hafif eğriliklerde en önemli adım düzenli kontrol ve gözlemdir. Genellikle 6 ayda bir çekilen röntgenlerle omurganın durumu izlenir.
  • Egzersiz ve Fizik Tedavi: Skolyoza özel geliştirilen egzersiz programları ve fizik tedavi uygulamaları, omurgayı destekleyen kasları güçlendirerek eğriliğin ilerlemesini yavaşlatabilir ve ağrıları azaltabilir.
  • Korse Kullanımı: Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda önerilen korseler, omurganın yanlış pozisyonda gelişmesini önleyerek eğriliği sabitleyebilir.

Cerrahi Müdahale ile Skolyoz Tedavisi

Omurga eğriliği 40 dereceyi aştığında, cerrahi müdahale gündeme gelebilir. Özellikle 50 derece üzerindeki eğrilikler, solunum ve dolaşım sistemleri üzerinde baskı oluşturabileceğinden ameliyat önerilir. En sık uygulanan iki cerrahi yöntem şunlardır:

  • Spinal Füzyon (Omurga Kaynaştırma): Omurlar, metal çubuklar ve vidalarla sabitlenerek kemik greftleri yardımıyla kaynaştırılır. Bu işlem skolyozun ilerlemesini durdurur ve eğriliği düzeltir. Genellikle ergenlik çağını tamamlamış bireylerde kalıcı bir çözümdür.
  • Genişletilebilir Çubuk Sistemi: Büyüme çağındaki çocuklarda uygulanan bu yöntemde, zamanla ayarlanabilen özel çubuklar omurgaya yerleştirilir. Çocuk büyüdükçe bu çubuklar da uzatılarak omurganın düzgün gelişimi sağlanır.

Skolyoz Egzersizleri Nelerdir?

Skolyoz egzersizleri, omurgadaki eğriliğin ilerlemesini durdurmayı, postüral dengeyi sağlamayı ve sırt-bel kaslarını güçlendirmeyi amaçlayan bilimsel tabanlı yaklaşımlardır. Skolyoz egzersizleri arasında en bilindik yöntemlerden olan Katharina Schroth yöntemi, üç boyutlu düzelme teknikleri ve “rotasyonel açısal nefes” kullanılarak kas simetrisini yeniden kazandırmayı hedefler; böylece hem eğrilik azalabilir hem de duruş bozulması giderilir. Büyüme çağındaki çocuklarda ise 15–20 derece Cobb eğriliği için “Bobath, Vojta, Katharina Schroth” gibi yöntemlerle birlikte klasik germe ve güçlendirme egzersizleri uygulanır; bu sayede skolyozun ilerlemesi önlenebilir.

Skolyoza Hangi Bölüm Bakar?

Skolyoz tanı ve tedavisiyle ilgilenen ana bölüm ortopedi ve travmatoloji bölümüdür. Skolyozlu bireyler Medipol Hastaneleri’ni Ortopedi bölümlerine başvurabilirler. Ayrıca skolyozun bazı ileri veya özel durumlarında aşağıdaki bölümler de sürece dâhil olabilir:

  • Fizik tedavi ve rehabilitasyon: Egzersiz programları, korseler ve kas güçlendirme
  • Beyin ve sinir cerrahisi: Omurilik basısı veya sinir kökü etkilenmesi varsa
  • Pediatrik ortopedi: Çocuklarda görülen skolyoz vakaları için

Skolyozla İlgili Sık Sorulan Sorular

Skolyozla ilgili sıklıkla merak edilen sorular ve cevapları aşağıda bulunmaktadır.

 

10, 20, 30, 40 ve 50 Derece Skolyoz Görüntüsü Nasıldır?

10 derece skolyoz görüntüsü; omurgada nispeten düz görünüme sahiptir. Hafif C/S eğrisi gözlemlenebilir. 20 derece skolyoz görüntüsünde asimetri bulunur, eğriler belirginleşmeye başlar. 30 derece skolyoz görüntüsü; omuz ve kalçada belirgin seviyede çaprazlık gözlemlenir, gövde değişir. 40 skolyoz görüntüsünde yana eğilme net olarak gözlemlenmektedir. 50 derece skolyoz görüntüsünde hem radyolojik hem klinik düzeyde net eğrilik; gövde asimetrisi gözlemlenir.

Skolyoz Düzelir mi?

Skolyoz tamamen düzeltilemese de, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde; fizik tedavi, egzersiz, korse veya ipli (füzyonsuz) cerrahi ile eğrilik kontrol altına alınabilir.

Skolyoza Hangi Spor İyi Gelir?

Omurga dengesi ve kas gücü desteklenerek eğrilmenin ilerlemesi yavaşlatılması için yüzme önerilir.

Skolyoz Kaç Yaşa Kadar İlerler?

Skolyoz 18–20 yaş civarı ilerleyebilir.

Eğri Oturmak Skolyoza Neden Olur mu?

Eğri oturmak skolyoza neden olmaz.

Çocuklarda Skolyoz Nasıl Ortaya Çıkar?

Çocuklarda skolyoz genellikle büyüme atağı sırasında idiopatik (nedeni bilinmeyen) şekilde ortaya çıkar ve genetik eğilim gösterir.

Sırt Çantası Takmak Skolyoza Neden Olur mu?

Ağırlık artarsa ağrıya yol açabilir ama tek başına skolyoza neden olmaz.

Skolyoz Ağrısı Nerelere Vurur?

Skolyoz genellikle sırt, bel veya boyun bölgelerinde kronik ağrı, kas spazmları ve yatınca artan rahatsızlığa neden olur.

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Hastaları Nasıl Oturmalı?

Skolyoz hastaları ergonomik, bel destekli bir sandalye kullanmalı, ayaklar yere düz basmalı ve dizleri kalçadan biraz yukarıda tutmalıdır.

Skolyoz Kronik Bir Hastalık mı?

Skolyoz, özellikle erişkin ve genetik kaynaklı tiplerinde kronik seyredebilir ve yaşam boyu izlenmesi gerekebilir.

Minimal Skolyoz Nedir?

Minimal skolyoz, genellikle 10 dereceye kadar hafif eğrilik olup çoğunlukla belirgin semptom vermez ve klinik olarak sınıflandırmada hafif düzeydedir.


Giriş Tarihi: 11.08.2023

Güncellenme Tarihi: 01.07.2025


Web sitemizde yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Şikayetinizle ilgili değerlendirme, tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.