Sitede Ara

Şeker hastalarının umudu: Metabolik cerrahi

Şeker hastalarının umudu: Metabolik cerrahi
Sadece Tip 2 diyabeti olan hastalarda medikal tedavi ile başarı sağlanamadığında metabolik cerrahi devreye giriyor. Metabolik cerrahi, laparoskopik ya da robotik yöntemlerle yapılıyor.


Günümüzde artan iş hayatı stresi, fast food tarzı beslenme ve hareket kısıtlığı toplumlarda kilo alma oranını artırmaya başladı. Bununla birlikte şişmanlayan insanoğlu kilonun hastalıklarını da üstlendi. Bu hastalıklardan en bilineni şeker hastalığı diye bildiğimiz, ancak birkaç türü nedeniyle bazen kafaların karışmasına neden olan hastalık halidir. Kiloların beraberinde getirdiği şeker olarak bilinen hastalık hali, Tip 2 diyabettir. Bu genellikle artan yağ dokusu nedeniyle vücudun insüline karşı geliştirdiği direncin sonucunda oluşur. Biz cerrahlar bu amaçla hastaya metabolik cerrahi gibi bir alternatif olma şansını yakaladık. Bozulmuş glukoz metabolizması sonucunda hastanın vücut kimyasını etkileyen olaylar silsilesiyle birçok sorun yaşanabilir. Yükselen şekerin özellikle damar sistemi, böbrekler, göz gibi sistemleri etkileyip yaşam kalitesini belirgin azaltması, hatta organ yetmezliklerinin yaşanmasına kadar giden bir süreç yaşanabilir. Tedavi olarak yapacak en önemli şey hastanın bozulmuş glukoz kullanımını düzeltmektir. Bu da iki türlü sağlanabilir. Verilen tıbbı ilaçlarla ve metabolik cerrahiyle.

AMELİYATLAR ETKİNLİĞİNİ İSPATLADI
Benim anlatmak istediğim metabolik cerrahi ile hastalarımıza nasıl yardımcı olduğumuz hakkında olacak. Bu ameliyatlar hastanın var olan insülinini vücudu tarafından kullanılamaması neticesinde gelişen kısır döngüyü kıran bir müdahaledir. Bu müdahalenin, şeker hastalığı (Tip 2 diyabet), kolesterol yüksekliği, uyku bozuklukları, insülin direnci, tansiyon yüksekliği gibi var olan metabolik sendrom diye isimlendirilen hastalıklar grubunda da düzeltici etkisi olur. Bu işlemler kısıtlayıcı ve emilim bozucu yöntemler olarak iki gruba ayrılır. Kısıtlayıcı olarak sleeve agstrektomi (tüp mide), emilim bozucu olarak by pass işlemleri (gastrik by pass, duedonaileal by pass ve biliyo pankreatik by pass) yapılagelmektedir. Dünya diyabet dernekleri Tip 2 diyabeti olan hastaları medikal tedavi ile başarı sağlanamadığında, cerrahi adayı olarak kılavuzlarına dahil ettiler. Bu gerçekten önemli bir gelişme oldu. Çünkü metabolik cerrahi, Tip 2 diyabetin düzeltilmesinde etkinliğini ispatladı. Bu konuda çok sayıda özgün çalışma var. Bu yüzden özellikle by pass ameliyatlarında gıdanın ince bağırsağın orta seviyesine ilk girişiyle başlayan hormanal aktivite, özellikle GLP 1 hormon aktivitesi insülinin kullanımını pozitif yönde artırır. Tip 2 diyabetik hastaların ameliyat kararlarını erken vermeleri çok önemlidir. Hastalığa bağlı komplikasyonlar ortaya çıkmadan önce yapılan ameliyat, kişinin yaşam kalitesini ve süresini doğrudan etkiler. Günümüzde metabolik ve bariatrik cerrahi prosedürleri Tip 2 diyabeti kontrol altına almayı öncelik addetmiştir. Bununla birlikte diğer metabolik hastalıklar olan kolesterol yüksekliği, insülin direnci, hipertansiyon gibi sorunlarla da baş ederler. Hastanın ameliyat öncesi klinik olarak endokrin, göğüs hastalıkları, gastroeneteroloji, kardiyoloji, psikiyatri gibi konsültasyonları yaptırılarak en uygun şekilde ameliyata hazırlanması sağlanır.

HAYAT KALİTESİ ARTAR
Ameliyat sonrası hastaların diyabeti düzelirken belirgin kilo kaybı da sağlanır. Hayat kalitesi artar. Kalp damar sisteminin önündeki yük azaldığından özellikle kalbin performansı artar ve bu diğer organların performansına da olumlu yansır. Teknik olarak bu ameliyatlar kapalı yöntem denilen laparoskopik veya robotik yöntemlerle karına açılan birkaç delikten yapılır. Böylece hastanın ameliyat ile ilgili sorunları yaşama oranı da azalır. Ancak bu ameliyatlarda ameliyata, diyabete ve var olan kiloya bağlı bir risk vardır. Bu risk hastanın bu haliyle yaşamasından daha riskli değildir. %1-5 oranında kaçak, kanama, bağırsak düğümlenmesi, yapışıklık, kesi yeri fıtığı, emboli gibi her bağırsak ameliyatında olabilecek risklerdir.