ANLAŞMALI KURUMLAR
KURUMSAL
MERKEZLERİMİZ
BİLGİ KÖŞESİ
444 70 44
FOR INTERNATIONAL PATIENTS
TR
EN
AR
FR
RU
DE
AZ
AL
BG
UZ
RO
GE
MN
KZ
RS
Geri
TR
EN
AR
FR
RU
DE
AZ
AL
BG
UZ
RO
GE
MN
KZ
RS
ONLİNE İŞLEMLER
ÜYE GİRİŞİ
RANDEVU
REÇETELER
TAHLİL SONUÇLARI
E-GEÇMİŞ OLSUN
MEDİPOL BEBEKLERİ
TIBBİ BİRİMLER
DOKTORLARIMIZ
TEKNOLOJİ
CHECK-UP
Neden Check-Up Yaptırmalıyız?
Check-Up
Adımları
Check-Up Hazırlık Bilgileri
Check-Up
Paketleri
Burada Hayat Var!
EVDE SAĞLIK
İLETİŞİM
İletişim Bilgileri
İletişim Formu
Dış Temsilcilikler
Burada Hayat Var!
HASTANELERİMİZ
Koşuyolu
İstanbul Medipol Hastanesi
Bağcılar
Medipol Mega Üniversite Hastanesi
Esenler
Medipol Üniversitesi Hastanesi
Sefaköy
Medipol Üniversitesi Hastanesi
Vatan
Medipol Üniversitesi Hastanesi
Çamlıca
Medipol Üniversitesi Hastanesi
Unkapanı
Medipol Üniversitesi Diş Hastanesi
Pendik
Medipol Üniversitesi Hastanesi
Bahçelievler
Medipol Hastanesi
Ankara
Medipol Üniversitesi Diş Hastanesi
Medipol Acıbadem
Bölge Hastanesi
Burada Hayat Var!
ANLAŞMALI KURUMLAR
KURUMSAL
MERKEZLERİMİZ
BİLGİ KÖŞESİ
444 70 44
ONLINE İŞLEMLER
ÜYE GİRİŞİ
RANDEVU
REÇETELER
TAHLİL SONUÇLARI
E-GEÇMİŞ OLSUN
Sitede Ara
TÜM SONUÇLAR
ARA
Medipol Sağlık Grubu
Bilgi Köşesi
Bunları Biliyor Musunuz?
Reflüyü küçümsemeyin!
Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu gelişen bir hastalık. Normal insanlarda da zaman zaman olabilir. Ancak reflü ile reflü hastalığının farklı kavramlar olduğunu biliyor muydunuz?
İnsan midesinde çok kuvvetli bir asit vardır. Bu asit gıdaların sindirimi için gereklidir ve mide mukozası aside karşı son derece dirençlidir. Ancak midedeki asit yemek borusuna doğru kaçtığında, bazı şikâyetlere yol açar. Bu şikâyetler yemek borusu ile ilgili olabileceği gibi, solunum yolları, dişler, orta kulak gibi organlarla da ilgili olabilir. Reflü hastalığı demek için; mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucunda hastada yaşam kalitesini bozan bulgular olması ve/veya yemek borusu alt uçta hasarlanma olması gerekir. Genelde en az 4-8 haftadır devam eden ve haftada 2 ya da daha çok hissedilen reflü bulguları reflü hastalığı kabul edilir.
YAŞAM KALİTESİNİ BOZAR
Reflü
hastalarında en sık görülen şikâyetler; mide içeriğinin ağza gelmesi ve yemek borusu trasesi boyunca hissedilen yanma hissidir. Bunlar reflü hastalarında görülen tipik şikâyetlerdir. Hastalar bazen de; ağıza acı, ekşi, tuzlu bir salgının geldiğinden bahsedebilirler. Ancak bazı hastalarda reflü hastalığı olmasına rağmen tipik şikâyetler yoktur. Hastalar atipik şikâyetlerle karşımıza gelebilir. Atipik reflü hastalarında; sık boğaz temizleme, kronik öksürük, farenjit, larenjit, kronik sinüzit, astım, ağız kokusu, göğüs ağrısı, ses kısıklığı gibi şikâyet ve bulgular olabilir. Özellikle açıklanamayan kronik öksürük, klasik astım ilaçlarına yanıt vermeyen, özellikle geceleri sık atak geçiren astım hastalarında ve ses kısıklığı olan hastalarda ayırıcı tanıda reflü de akla gelmelidir. Reflü hastalarında diğer bir doktora başvuru sebebi göğüs ağrısıdır. Tipik olarak reflü hastaları bu ağrıyı yanıcı vasıfta ve yemek borusu trasesinde yayılan bir ağrı olarak tanımlarlar. Bazen de reflüye bağlı göğüs ağrısı, kalp kaynaklı ağrıları taklit eder. Bu hastalarda mutlaka kardiyolojik değerlendirme gerekir. Kalp kaynaklı göğüs ağrıları bazen hayatı tehdit edebilir, reflü ise hastanın yaşam kalitesini bozar. Bu yüzden kalp kaynaklı göğüs ağrısı tetkikleri yapıldıktan sonra, sık görülen bir hastalık olan reflü açısından değerlendirme yapılmalıdır.
BUNLARDAN UZAK DURUN
Obezite, mide fıtığı, yemek borusu alt ucundaki kapakçıkta gevşeme ya da basınç azalması yapan ilaçlar, çikolata, kafein, sigara içme, yatmadan önce yemek yemek, sıkı giyecekler reflü hastalığı bulgularının çıkmasını kolaylaştırır. Reflü hastalığının tedavisinde bu kolaylaştırıcı faktörleri hedef alan yaşam tarzı değişiklikleri yapılır. Hastalara sigara içmemesi, yemekten sonra hemen uzanmaması, çok sıkı kıyafetler giymemesi, yatak başını yükseltmesi gibi önerilerde bulunulur. Günümüzde yapılan en temel hatalardan birisi çalışma hayatı nedeniyle kahvaltı ve öğlen yemeğinin geçiştirilerek akşam çok fazla yemek yenmesi ve günün yorgunluğu nedeniyle yemekten hemen sonra yatılmasıdır. Reflü hastalığının riskini azaltmak adına, sağlıklı ve düzenli beslenmek ve yemek yedikten sonra 2-3 saat uzanılmaması önemlidir. Sigara da
reflü hastalığı
açısından kolaylaştırıcı bir faktördür. Sigara içmek; yemek borusu alt ucundaki kapakçıkta gevşeme, yemek borusu kan akımında bozulma ve tükürükteki bikarbonat miktarını azaltma gibi mekanizmalarla reflüyü kolaylaştırır.
HASTALIĞIN TANISI NASIL KONULUR?
Reflü hastalığının tanısı ağıza acı su gelmesi, yemek borusu trasesinde yanma gibi tipik bulguları olan hastalarda kolaydır. Doktor iyi bir hikâye ile tanı koyabilir. Bu hastalarda mide asidini azaltan ilaçlarla reflü şikâyetlerinin kaybolması tanıyı destekler. Böylece tedaviden tanıya gidebiliriz. Genellikle genç ve alarm bulguları olmayan hastalarda reflü tanısı bu şekilde doğrulanabilir. Ancak alarm bulguları olan ya da uzun süreli şikâyetleri olan hastalarda tedaviden tanıya gitmek doğru olmaz, mutlaka endoskopik değerlendirme ve ileri tetkikler yapılmalıdır. Endoskopi tanı da bize yardımcı bir tetkiktir. Endoskopi ile hem reflü nedeniyle yemek borusu alt uçta gelişen değişiklikler görülebilir, hem de gerekli olgularda endoskopik biyopsi alınabilir. Endoskopik biyopsi sonucunda takibi gereken bir durum varsa hasta takibe alınabilir. Ayrıca yemek borusunda kanser gelişimi söz konusu ise endoskopik olarak tanımak ve bu bölgeden biyopsi almak da mümkündür. Ancak endoskopide yemek borusu alt uçta değişiklik saptanmasa bile bu hastalarda reflü olabileceği unutulmamalıdır. Endoskopide yemek borusu alt ucunu normal görmemiz reflü tanısını kesin dışlamaz. Bu hastalarda tanıyı koymak için Ph-metre denilen yemek borusu alt ucundaki asidite miktarını kaydeden cihazlar kullanılır. Bu cihazlar kapsül formatında olabileceği gibi burundan takılan ince kataterler şeklinde de olabilir. Ayrıca empedans testi dediğimiz bir testle reflü içeriğinin asid, zayıf asid ya da alkali (örneğin safra reflüsü) vasıfta olduğu ayrımı yapılabilir.
YAŞAM TARZI DEĞİŞMELİ
Reflü tedavisinde çeşitli basamaklar vardır. Eğer tanımız doğruysa tedavi ile başarı oranımız %90-95’tir. Tedavide yaşam tarzı değişiklikleri esastır. Kilo fazlalığı varsa zayıflama, sigara içmeme, aşırı kafein tüketmeme, yemek yedikten sonra uzanmama, yatak başını yükseltme gibi önlemler alınır. İlaç tedavisi ile hastaların çok büyük kısmında rahatlama sağlanır. Tedavide mide asidini azaltan proton pompa inhibitörü (midede asid salgılayan pompaları bloke eden) denilen ilaçlar kullanılır. Ayrıca antiasitler ve yemek borusu mukozasını koruyan şurup ve çiğneme tabletleri de alınabilir. Burada önemli olan detay, proton pompa inhibitörü grubundaki ilaçların sabah kahvaltıdan yarım saat önce alınması gerektiğidir. Tok alındığı zaman bu ilaçların etkinliği azalır. Tedavi için genellikle iki ay düzenli kullanım öneriyoruz. Daha sonrasında ihtiyaç halinde proton pompa inhibitörleri kullanılabilir. Bazı özel hasta gruplarında (örneğin barrett özofagusu olan hastalarda) proton pompa inhibitörlerinin uzun süreli kullanımı gerekebilir. Bu konuda endoskopik ve klinik bulgulara göre doktorunuz sizi yönlendirecektir. Diğer tedavi alternatifleri endoskopik yöntemler ve reflü cerrahisidir. Reflü cerrahisi deneyimli ellerde son derece başarılı bir tedavi alternatifidir. Hastada mide fıtığı varsa, bu da reflüye eğilim yaratacağından gerekli olgularda cerrahi tedavi yapılabilir.
İLAÇLAR MASUM MU?
Reflü ilaçları bağımlılık yapmaz. Ancak hasta reflü tedavisinin verdiği rahatlığa alışır ve reflü bulgularını hissetmek yerine ilaç kullanmak daha kolay gelebilir. Reflü tedavisi alan hastalarda ilaç birden kesilirse hastalarda bulgular hızlı bir şekilde geri dönebilir. Bu yüzden ilacı birden kesmek yerine, aşamalı kesmek şikâyetlerin tekrarını önlemek adına önerilebilir.
ANLAŞMALI KURUMLAR
GALERİ
TANITIM FİLMİ
İLETİŞİM FORMU
İNSAN KAYNAKLARI
Medipol Sağlık Grubu yenilik ve gelişmelerinden
haberdar olabilirsiniz.