ONLİNE İŞLEMLER
Jinekolojik kanserler arasında rahim ağzı kanseri en sık görülen kanserdir. Rahim ağzı kanserinin önlenmesinde HPV ve smear testlerinin düzenli aralıklarla yaptırılması önemlidir.
Rahim ağzı kanseri rahim bölgesinde oluşan bir hastalıktır ve kadınlar arasında meme kanserinden sonra görülen ikinci büyük hastalıktır. PAP smear testi sayesinde rahim ağzı kanserleri erken evrede teşhis edilebilmektedir.
Rahim ağzı kanseri, kadın genital sistem kanserleri içinde sık olmasa da hayati bir öneme sahiptir. Erken teşhisle tamamen tedavi edilebilen ve önlenebilen bir kanser türüdür. Ancak, maalesef birçok hastanın hayatında hiç smear testi yaptırmamış olması endişe vericidir. Bu sebeple amacımız, toplumu bilinçlendirmek ve önleyici tedbirleri vurgulamaktır.
Rahim ağzı kanserinde HPV enfeksiyonu büyük etkendir. Aynı zamanda sigara kullanımı, bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar, seksüel geçişli enfeksiyon öyküsü de hastalığı tetikleyen faktörler arasında yer almaktadır. Diğer yandan karoten, C vitamini ve folat eksikliğinde de rahim ağzı kanserinin görülme sıklığını artırmaktadır. Aktif bir cinsel hayata sahip bireylerin HPV ile karşılaşma oranları %85’tir. İlk HPV enfeksiyonu ile invasif kanser arasındaki süre ortalama 15 yıldır. HPV primer olarak seksüel yolla geçmektedir. Ortak alan ve nesne kullanımı ile bir geçiş ispatlanamamıştır.
HPV enfeksiyonu geçiren bireylerin eşlerinde %70 oranında genital HPV lezyonu görülebilir. Enfeksiyonun ardından yaklaşık üç ay sonra da kondilom siğil gelişir. HPV’nin erkeğe geçişi ve seyri değişkendir. Bu nedenle erkeklerde HPV testi zordur. Bir kadının HPV enfeksiyonunu ne zaman aldığını belirlemek zordur. Çünkü virüs yıllarca sessiz kalabilmek ve genital siğiller HPV’ye rağmen görülmeyebilmektedir.
HPV taraması ve smear testi iki önemli tarama yöntemidir. HPV testi ve smear testleri, 5 yılda bir düzenli aralıklarla bir arada yapılması önerilmektedir. Bu şekilde rahim ağzı kanserini etkili bir biçimde önlenebilmektedir. Tüm bu testleri düzenli bir şekilde yaptırmak HPV virüsüne karşı koruma sağlamaktadır.
HPV virüsü rahim ağzı kanserine neden olabilmektedir. Bu virüs cinsel yolla bulaşmakta ve toplumu bu konuda bilinçlendirmek oldukça önem arz etmektedir.
Cinsel yolla bulaşan virüsler genellikle çok eşlilikle ilişkilidir. Bu nedenle HPV enfeksiyonu riski bu durumdaki bireylerde daha yüksektir.
HPV iltihabı her 10 kadından 8’inde yaşamlarının herhangi bir döneminde karşılaşılan bir durumdur. HPV ile karşılaşan 100 kadından sadece 1-3 kadın kanser olmaktadır. Ancak bu virüs olmadan rahim ağzı kanseri oluşmamaktadır. Bu virüs dışında; sigara içimi, çok eşli ilişki (erkeğin veya kadının), erken yaşta cinsel ilişki, çok doğum, bağışıklık sisteminin ilaçlarla baskılanması ve bazı genetik nedenler rahim ağzı kanserinin gelişmesinde ilave etkenler arasında yer almaktadır.
Topluma yaygın planda aşılamaların yapılması büyük önem taşımaktadır. Şu anda piyasada bulunan üç tip aşıdan en etkilisi dokuzlu aşıdır. Dokuzlu aşı, 3 doz olarak yapılmasını önerilmektedir. Özellikle 11-13 yaş arası kız çocuklarına HPV aşısı yapılması, gelecekte siğil ve rahim ağzı kanserinden korunmalarını sağlamaktadır. Bu önlemler sadece belirli yaş grubu için değil, 9 ila 26 yaş arasındaki tüm bireyler için toplum bazında yayılması gerekmektedir.
PAP Smear testi, rahim ağzı hücrelerinin toplanıp mikroskop altında incelenmesi esasına dayanan sitolojik bir tarama testidir. Bu ağrısız ve son derece basit bir işlemdir. Ancak test öncesi bireylerin en az 48 saat önceden cinsel birliktelik yaşamamaları gerekmektedir. Ayrıca, 24 saat boyunca vajinal duş alınmamalı, bölge ile alakalı ilaç kullanılmaması önerilmektedir.
PAP Smear testi için en uygun zaman adet kanamasının bittiği dönemdir. İdeali ise siklusun (döngü) ortalarıdır. Doğum sonrası en az 6-8 haftalık süre boyunca smear testinden kaçınılması gerekmektedir.
Smear taramalarına ilk cinsel ilişkiden üç yıl sonra (HPV enfeksiyonlarını spontan regresyon zamanı üç yıldır) veya 21 yaşından itibaren başlanılması önerilmektedir. Ayrıca 30 yaşın altındaki kadınlarda yılda bir kez; 30 yaşın üstündeki kadınlarda PAP Smear ile yapılıyorsa yılda bir, sıvı bazlı sitoloji ile yapılırsa iki yılda bir tarama yapılması gerekmektedir.
Rahim ağzında CIN-I – CIN-II ve CIN-III diye isimlendirilen kanser öncüsü lezyonlar oluşmaktadır. CIN-I ve CIN-II’nin kansere dönüşmesi için ortalama 5-10 yıllık bir süre geçmektedir. CIN-III te ise bu süre 2-5 yıldır. Rahim ağzı kanserinde HPV virüsü temel neden olmakla birlikte sigara içimi, diğer enfeksiyonlar, bağışıklığın baskılanması, vitamin eksiklikleri ve uzun süre doğum kontrol hapı kullanımı riski artıran nedenlerdir.
Rahim ağzı kanseri; iltihap yapan mikroplarla oluşan kanserler arasında, HPV dediğimiz virüsle (bir mikrop cinsi) oluşan kadın genital kanseridir. Kadın iç genital organı olan rahmin alt ucudur ve haznenin derinliklerinde yer almaktadır. Buradan oluşan kanser korunulabilir ve hatta önlenebilir bir kanserdir. Yani; aşılarla korunma ve Pap smear dediğimiz sürüntü taramasıyla önlemek mümkündür.
İlk ilişkide bulaşan veya aynı anda birden fazla eşle ilişkide bulunan çiftlerde 1,5-15 yıl arasında değişen sürelerde kanser öncesi değişiklikler kadınlarda görülebilmektedir. Bu kanser öncesi değişiklikler; erken evre kanser veya başlangıcı değildir. Ancak düzenli takip edilip gerektiğinde tedavi edilmezlerse kansere dönüşebilmektedir.
HPV enfeksiyonunun 120 ye yakın tipi vardır. Tip 16 ve 18 rahim ağzı kanserinin en sık etkenidir. HPV enfeksiyonlarının çoğu geçicidir. Genellikle 2 yıl içerisinde vücut bağışıklık sistemi tarafından baskılanmakta ve temizlenmektedir. Bağışıklık sistemi yanıtı yetersiz ise o zaman HPV virüsü kanser öncüsü lezyonları ve kanseri oluşturmaktadır.
HPV aşıları rahim ağzı kanserine en çok neden olan HPV tip 16 ve 18’e karşı tam koruma sağlamaktadır. Bu amaçla ikili (HPV 16 ve 18’e karşı), dörtlü (bu iki tip dışında siğillere neden olan tip 6 ve 11’i de içeren) ve dokuzlu (siğile neden olan tiplerle birlikte kanserin %90’ına neden olan tipleri bulunduran) aşılar dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.
Gebelikte yan etki gösterilmemesine rağmen başlanmaması önerilmektedir. Eğer başlandıktan sonra gebe kalındıysa gebeliğin sonlandırılması gerekmemektedir. İlk doz yapılıp gebe kalındıysa hiç yapılmamış gibi emzirirken sıfırdan başlanması önerilmektedir. İki doz yapılıp gebe kalındıysa üçüncü doz doğumdan sonra, emzirirken ilkinden sonra bir yıl geçmeden yapılması önerilmektedir.
Aşıların yan etkileriyle ilgili maalesef yanlış bilgilerle demeçler verilmektedir. Aşı zayıflatılmış veya öldürülmüş mikroptan imal edilmediğinden kendisi iltihap veya kanser yapamaz. Bu açıdan güvenle kullanılabilir. Sadece iğne yerinde kızarıklık, hafif ağrı, ateş ve baş dönmesi yapabilmektedir. HPV aşılamasının yaygınlaşması ve Pap smear veya HPV testleriyle tarama rahim ağzı kanserinin ortadan kaldırılmasında en etkili silahlarımızdır. Ancak; kişinin sağlığına dikkat ederek, önerilen aşı ve taramaları zamanında yaptırılması gerekmektedir.
3 Ocak 2024