ONLİNE İŞLEMLER
Beyinde yaşanan bir dizi kimyasal değişim sonucu oluşan özel bir başağrısı türü olan migren, birçok insanın sağlığını etkileyen bir hastalıktır.
Migren, beyinde yaşanan bir dizi kimyasal değişim sonucu oluşan özel bir başağrısı türüdür. Ağrı genellikle başın bir yarısından başlar ve şiddetlenir. Migren ayrıca zorlayıcıdır, uzun sürer (en az dört saat) ve beraberinde mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya karşı hassasiyet eşlik eder.
Ülkemizde her beş kadından biri ve her on erkekten birinin “migren” hastası olduğu bilinmektedir. Bu hastalık ülkemizde ve dünyada kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet oluşturan ilk on hastalık arasındadır. Ülkemizde çocuk ve ergenlerin onda birinde ve gençlerimizin beşte birinde migrene bağlı başağrısı sorunu bulunmaktadır.
Uygun bir genetik yatkınlığı olan kişilerde bazı tetikleyiciler migren ataklarını ortaya çıkaran beyin kimyasallarının salgılanmasına yol açmaktadır. Bu tetikleyiciler;
Migrenlilerin %70’ e yakınında alerjik üst solunum yolu problemleri görülebilir. Bu bazen sinüzite de yol açabilir. Başağrısı, uzman bir hekim tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir. Migren atakları stresle tetiklenir ancak bu özünde psikolojik diye tanımlanan bir ağrı türü değildir. Beyin tümörleri neyse ki başağrılarının seyrek nedenleri arasındadır. Migren hastalarında muayene, kan tahlilleri ve beyin görüntüleme çalışmaları sıklıkla normaldir. Doktor teşhis için değil başka nedenleri dışlamak için bazen ilave incelemeler isteyebilir. Migren teşhisi koyarken doktorunuz 296 ayrı başağrısı türü arasında karar vermek zorundadır.
Hastanın bilinçlenmesi, yaşam şeklinin düzenlenmesi, atak esnasında uygulanacak ilaç ya da müdahaleler ve atakları önleyecek düzenlemeler olarak sıralayabiliriz. Özellikle ayda üçten fazla atak geçiren ve atakları uzun süren hastalarda 6 ay kadar tedavi uygulanmaktadır.
Hayır. Migren aşısı diye bilinen yeni ilaç grubu dirençli migren hastaları başta olmak üzere önemli bir tedavi seçeneğidir. Tüm dünyada kullanan binlerce hastadan umut verici sonuçlar gelse de bu bir kez yapılacak bir uygulama değildir.
Migren ameliyatı olarak bilinen başta ağrı hissini taşıyan sinirlere yapılan cerrahi müdahaleler bilimsel dayanağı olmayan tedavi yaklaşımlarıdır. Migren bir beyin hastalığıdır. Bu hastalığın tedavisi beyindeki kimyasallara yönelik müdahaleleri içermedikçe başarılı olamayabilir.
Migren’de bilimsel ölçütler bazında; sülük, hacamat, homeopati, proloterapi, fitoterapi vb. uygulamaların ispat edilmiş hiçbir katkısı yoktur. Sadece akupunktur, klasik migren tedavilerine cevap vermeyen ya da ilaç kullanamayan / kullanmak istemeyen kişilerde bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir.
"Baş ağrıma dayanıyorum ve bu yüzden ilaç kullanmıyorum." Doğru bir yaklaşım değildir. Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan şekilde tüketmek çok zararlıdır. Aynı şekilde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak kişilerin yaşam kalitesini bozduğu gibi beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açabilir.
“Müzmin (kronik) migren” Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre acil müdahale listesindeki ilk 10 hastalık içerisindedir. Hastaların dörtte birinde yaşam kalitesinin %90’ı aşan oranlarda bozulduğu rapor edilmiştir. Hastaların %65 ten fazlası migren atakları nedeniyle iş yerlerinde sorun yaşadıklarını bildirmişlerdir. Bu tür hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanmaktadır. İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişinin okula veya işe gidememektedir. DALY (disability-adjusted life years) yani engellilik durumuna göre ayarlanmış hastalığa maruz kalınan yıllar hesabıyla migren felçten sonraki en önemli ikinci hastalıktır.
26 Eylül 2023