ONLİNE İŞLEMLER
Kolon (kalın bağırsak) kanseri gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda en sık görülen sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Dünyada her yıl 1.5 milyon kişiye kolon kanseri teşhisi konulmaktadır. Ülkemizde ise kadınlarda ve erkeklerde en sık görülen ilk üç kanser arasında yer almaktadır.
Hastalık, genellikle kalın bağırsağın içerisindeki polip adı verilen ciltteki siğillere benzeyen küçük çıkıntılardan başlamaktadır. Bir polibin kansere dönüşmesi yıllar içerisinde meydana gelmektedir.
Kolon kanseri yavaş ve sinsice büyüyerek hiç belirti göstermeden de ilerleyebilmektedir. Belirtiler, kalın bağırsak kanserinin yerine göre değişebilmektedir. Buna göre; başlangıç evresindeki belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
İlerleyen evrelerde ise;
Kalın bağırsak kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Fakat oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik faktörler vardır.
Kalıtsal etkenler, bu hastalığın gelişmesinde büyük öneme sahiptir. Yaklaşık % 85’nde, bir veya daha fazla tümör baskılayan genlerde fonksiyon kaybı mevcuttur. Genel olarak ailesinde kolon kanseri olan kişilerde, kansere yakalanma ihtimali normalden daha fazladır.
Görülme sıklığı 45 yaşından sonra artar ve % 90’ı, 50 yaş üzerindeki kişilerde görülmektedir. Bu nedenle, normal sağlıklı bireylerde kalın bağırsak taraması, 50 yaş üzerindeki her kişiye planlanmalıdır. Ailesinde 1. derece akrabalarında kalın bağırsak kanseri olanlarda ise, tarama 40 yaş yukarısındaki kişilerde yapılması gerekmektedir.
Hastaların % 20’nde, ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü mevcuttur. Kanseri öyküsü ve adenomatöz poliplerin varlığı, kanser gelişimi için önemli risk faktörüdür. Birinci dereceden aile üyesinden bireyinde kolon kanseri varsa, kanserin toplumda görülme sıklığına göre 2 kat daha fazla risk artarken, aile üyesinden birinin 45 yaşından önce teşhis konulması durumunda, risk yaklaşık 4 kat artar. Birinci derece yakınlarından ikisinde hastalık olması durumunda, kanser riski dört kat artar veya yaşam boyu gelişme riski % 25-30 civarındadır.
Beslenme kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Batı tipi diyet ile beslenme, kolon kanseri ihtimalini artırmaktadır. Kalın bağırsak kanserinin oluşmasında, hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır. Şeker hastalığı, metabolik sendrom, şişmanlık, sigara ve alkol kullanımı artışa neden olmaktadır. Ayrıca bazı kimyasal maddeler kansere neden olabilmektedir. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.
50 yaş üzerinde olan, aşırı kilolu, sigara ve alkol kullanan, protein ağırlıklı beslenen kişilerde daha çok görülebilmektedir.
Kanserden korunmanın ya da hastalığı erken evrede saptamanın en etkili yolu kolonoskopik incelemelerdir. “Kolonoskopi” yani ucunda ışık, kamera sistemi, ve işlem kanalı olan, parmak kalınlığında, eğilebilen cihazlar kalın bağırsak kanserinin teşhis ve tedavisinde önemli rol oynamaktadır.
Bu cihazlar ile birlikte kalın bağırsağın içerisi çok net bir şekilde değerlendirilmektedir. Kolonoskopi kullanılarak yapılan bu değerlendirmede sadece var olan tümörün tespiti değil aynı zamanda kolon içerisindeki poliplerinde tespiti hatta aynı seansta çıkartılması işlemi de yapılabilmektedir.
Kalın bağırsak kanserinin tedavisi sadece genel cerrah veya onkoloji uzmanının değil, multidisipliner bir ekibin yapacağı bir tedavidir. Tanı alan hastada çeşitli görüntüleme yöntemleriyle evreleme yapılmaktadır. Son yıllardaki en önemli gelişme laparoskopik (kapalı) veya robotik yöntemle yapılan ameliyatlardır. Bu yöntemde hastanın kanında büyük bir kesi yapmak yerine birkaç delik delerek operasyon tamamlanmaktadır.
Kanser hücrelerini diğer sağlıklı hücrelere zarar vermeden yok eden ve hedefe yönelik tedavi sağlayan ilaçtır.
Kanserli dokunun başka bir organa sıçradığı dördüncü evre kolon kanseri hastalarına uygulanmaktadır.
Genetik test yapılmaktadır. Kanserli hücre belirlenmektedir. Akıllı ilaç tedavisi damar yolu ve hap olarak alınmaktadır.
Kolon kanserinin evreleri 4 aşamadan oluşmaktadır.
Her yaşta görülebileceği gibi genel olarak ileri yaşlarda görülmektedir.
Kan testi sonucuna göre kolon kanseri teşhisi konulmamaktadır. Bunun için ek tahlil ve tetkikler gerekmektedir.
Ameliyat sürecinden sonra hastalığın tekrarlamaması için kemoterapi uygulanmaktadır.
Kolon kanserinin riski azaltılabilmektedir. İlk başta tüketilenler kanser oluşumuyla yakın ilişki göstermektedir. Bol kalorili, bol proteinli, bol yağlı, lifli gıdalardan fakir, kızartılmış gıdalar kolon kanseri oluşumunu tetikleyebilmektedir.
Toplumlarda et tüketme miktarı ile kalın bağırsak sıklığı arasında bilimsel olarak gösterilmiş yakın bir korelasyon vardır. Hareketsiz yaşam ve kolon kanseri ihtimalini artırmaktadır. Alkol ve sigara kullanımı diğer birçok olumsuz etkilerinin yanı sıra kalın bağırsak kanseri olasılığını da artırmaktadır.
Erken dönemde teşhis edilen kalın bağırsak kanserinde tedavi hem daha kolay hem de başarı olasılığı daha yüksektir.
15 Aralık 2022