Sitede Ara

Kolesterol hapları kalp sağlığını etkiliyor mu?

Kolesterol hapları ile ilgili tartışmalar bitmiyor. Bilimsel araştırmalara dayalı gerçek olan şu ki, kişinin kolesterol düzeyi ne kadar yüksekse, kalp hastalığı olma ihtimali de o kadar yüksek!



Kolesterol düşürücü ilaçların kullanımı son zamanlarda yazılı ve görsel medyada tartışmalara yol açmıştır. Ne yazık ki verilen bilgilerin çoğunun ya eksik, ya tek yanlı, ya da bilimsel kanıtlardan yoksun olması nedeniyle bu ilacı mutlaka kullanması gereken pek çok hasta ilacını kesmekte veya statin tedavisine yeni başlanması planlanan hastalar bu ilaçları kullanmayı reddetmektedir. Ne var ki, kolesterol ve trigliserid yüksekliği kalp damar tıkanıklılığının yanı sıra beyin ve bacak damar tıkanıklığı gibi pek çok hastalık için de önemli bir risk faktörüdür. Kişinin kolesterol düzeyi ne kadar yüksekse, kalp hastalığı olma ihtimali de o kadar yükselir Dolayısıyla kalp damar hastalığı tanısı almış hastaların kolesterol değerlerinin normal kişilerin değerlerinin bile altında tutulması gerekir. Bu amaçla pek çok kolesterol ve trigliserid düşürücü ilaçlar (statinler, safra asidi reçineleri, fibratlar, ezetimib, nikotinik asit) mevcut olup statinler genellikle ilk tercih ola rak kullanılmaktadır. Statin grubu ilaçlar vücutta kolesterol üretimi yapılması için kullanılan bir enzimin bloke edilmesini sağlarlar. Bu sayede kolesterolün karaciğerdeki sentezi azalır. Kolesterol ilacı olarak kullanılan statinler, yüksek kolesterol değerleri olan kişilerin kan yağlarını düşürmekte ve hastalıkların gelişmesine engel olmaktadır. İlaç türüne ve dozajına bağlı olarak, kötü kolesterolü yani LDL değerini % 30-60 seviyesinde düşürmektedir. Aynı zamanda iyi kolesterol HDL değerini de bir miktar yükseltmektedir. Dolayısıyla kolesterol ilaçları tartışmasız bir şekilde kalp damar hastalarında damar hastalığı ilerlemesini durdurmakta hatta geriletebilmektedir. Bugün artık bu gerçek çok sayıda yapılmış bilimsel araştırmalarla ispat edilmiş durumdadır. Bundan dolayı kötü kolesterol (LDL kolseterol) düzeyi belli bir sınırın üstündeki kalp damar hastalarına kolesterol hapları verilmelidir.

KAS AĞRISI YAPABİLİR
Yağlı besinlerin azaltılması, sıvı yağların tercih edilmesi, aşırı kalorili yiyeceklerden kaçınılması, düzenli egzersiz yapılması, kilonun azaltılması gibi hayatımızda yapacağımız olumlu değişiklikler özellikle HDL- kolesterolü yükseltirken, trigliserid değerlerini düşürmekktedir. Diyete dikkat edilerek ve düzenli egzersiz yapılarak LDL kolesterol değerlerinde %10 -15’lik bir azalma sağlanabilir. Ancak yeterli diyete ve egzersize rağmen kan yağlarında hede enen değerlere çoğu zaman ulaşılamamaktadır. Bu durumda ilaç tedavisi gereklidir. Statinlerin, kolesterol düşürücü etkilerine ilaveten C-reaktif protein denen (bir iltihap belirteci) maddeyi de baskılayarak kalpte damar sertliği sürecini yavaşlattığı, damar duvarında kireçlenmeyi azalttığı ve hafif derecede kan pıhtılaşmasını da azalttığı gözlenmiştir. Bütün ilaçlarda olduğu gibi kolesterol düşürücü ilaçların da bazı potansiyel yan etkileri vardır. Ancak görülme sıklığı son derece düşük olup statinler güvenli ilaç kategorisinde değerlendirilmektedirler. En önemli potansiyel yan etkileri kas hücre harabiyeti ile giden miyopati dediğimiz bir tablo olup; ilacı kullanmaya başladıktan sonra sırt ve boyun bölgesi başta olmak üzere yaygın kas ağrısı ile seyreder. Bunun daha ciddi formu rabdomiyoliz olarak adlandırılan ve kas hücrelerinin parçalanıp kana karışması sonucu kaslarda kramplar, ağrı, şişme, zayı ık, sertlik ve/veya hassasiyet, ateş, koyu idrar, mide bulantısı ve/ veya kusma, kırgınlık şikâyetlerine yol açan bir tablo olup görülme sıklığı son derece nadirdir. Hatta pek çok hekimin hekimlik hayatı boyunca neredeyse hiç karşılaşmadığı söylenebilir. Hastaların ilaç tedavisi başlarken uyarılmasıyla ve gerektiğinde kreatinin kinaz (CK) denilen kas enziminin kanda ölçülmesiyle erken fark edilip ilaç kesildiğinde bu yan etkinin önüne geçilebilir. Diğer potansiyel yan etki karaciğer enzim (sGOT, sGPT) yüksekliğidir. Burada başlangıç değerlerine bakılır ve tedavinin birinci ayında tekrar ölçülüp başlangıç değerlerinin 3-4 katını aşması halinde ilaç kesildiğinde karaciğerde kalıcı bir hasar bırakmadan normale döndüğü gösterilir. Greyfurt suyu karaciğerin bazı statinleri parçalama özelliğini azaltır ve bu da statinlerin kanda toksik düzeylere ulaşmasına yol açabilir. Bu nedenle statin kullanan hastaların greyfurt suyundan uzak durmaları önerilmektedir.

DİYET YAPILIRSA HAPA GEREK YOK
Öte yandan statinlerin kan şekerini bir miktar artırdığını gösteren bazı çalışmalar olmasına rağmen bu yan etkisi tartışmalıdır. Midede yanma, hazımsızlık, ishal, kabızlık, cilt döküntüsü, gaz, geğirme isteği ve baş ağrısı gibi yan etkiler daha az sıklıkta görülebilecek diğer yan etkiler olup doktora başvurularak gerekli doz ayarlamaları ile bu yan etkilerin önüne geçilebilir. Sonuç olarak hafif kolesterol yüksekliği dışında ek bir risk faktörü olmayan genç erişkinlerde; diyet, yaşam tarzı değişikliği ve egzersizle kolesterol değeri istenen seviyelerde tutulabiliyorsa kolesterol düşürücü ilaç tedavisine ihtiyaç yoktur. Ancak kalp- damar hastalığı tanısı almış ve/veya ciddi risk faktörleri (şeker hastalığı, ailede kalp hastalığı öyküsü, obezite, sigara kullanımı) olan hastalarda kolesterol ilaçlarının kullanımı kalp krizi geçirme ve dolayısıyla ölüm riskini azalttığı gösterilmiş olan hayatı ilaçlardır. Doktor kontrolünde bu ilaçların kullanımı konusunda tereddüt edilmemelidir.