Sitede Ara

Burunla ilgili yaşanan sorunlar hastanın tüm yaşam kalitesini etkiliyor. Bu yüzden sağlıklı bir burun, sağlıklı bir nefes ve yaşam demek...

Burun, nefes ve koku almak gibi iki önemli hayati fonksiyonu yerine getiren, yüzün önemli bir estetik unsurudur. Bu önemli fonksiyonları üzerinde barındırmasından dolayı, burunla ilgili sorunlar hastalarımız açısından oldukça rahatsız edici ve yaşam kalitesini kısıtlayıcı olmaktadır. Bu nedenle, burunda oluşabilecek sorunları birkaç başlık altında özetlemekte fayda vardır.

Alerjik Rinit

 Hapşırma, burun kaşıntısı, akıntısı, tıkanıklığı gibi şikâyetlerle karakterize ve genellikle solunum yollarından alınan alejenlerle oluşan alerjik bir hastalıktır. Bu hastaların muayenelerinde burunda genellikle şeffaf akıntı, burun etlerinde büyüme ve şişme, bazen sinüslerde ve burun içinde polipler saptanabilir. Alerjik rinitli hastalara anamnez ve fizik muayene ile ön tanı konulabilir ve tedavisi başlanabilir. Hastada tanıyı kesinleştirme ve gerekli hastalarda aşı tedavisine başlayabilmek için bazı ek tanı yöntemleri mevcuttur. Alerjik rinit tanısında en sık kullanılan ek tanı yöntemi deri prick testidir. Prick testinde hastanın ön koluna alerjisinin olabileceği olası alerjenler 1mm kadar deri içine verilerek oluşan reaksiyon incelenir. Hastanın alerjisinin olduğu maddeye karşı daha fazla reaksiyon gelişmesiyle tanıya gidilmektedir. Tedavide öncelikle alerjenden kaçınma önerilir. Bu önlemlerle yeterince fayda elde edileyen hastalarda ilaç tedavisine başlanır. Eğer hastanın semptomları şiddetli ise ve uzun süreli ilaç kullanımına uyum sağlayamazsa bu hastalarda son olarak aşı tedavisi yapılabilmektedir.

Septum Deviasyonu  (Burun Bölmesi Eğriliği)

Bu problem halk arasında sıklıkla kemik eğriliği olarak bilinir. Burun bölmesi kemik ve kıkırdak yapılardan oluşmakta ve burun boşluğunu sağ ve sol olarak iki kısma ayırmaktadır. Bu bölmenin herhangi bir tarafa doğru eğri olması burun boşluklarından bir tarafın daralmasına neden olur ve burun tıkanıklığına yol açar. Genellikle küçük yaşta yaşanan travmalara bağlı olabilmekle beraber altta yatan bir neden bulunmayabilir. Hastalar genellikle burunlarının bir tarafında tıkanıklık şikâyeti ile başvururlar. Tanısı anamnez ve fizik muayeneye dayanır. Başka bir patoloji düşünülmüyorsa ek tanı yöntemine gerek yoktur. Burundaki kemik eğriliklerini malesef ilaçla düzeltmek mümkün değildir, böyle bir dumuda cerrahi gereklidir. Eğer burun bölmesi eğriliği burnun dıştan görünümünü ciddi olarak etkilemiş ve deformiteye yol açmışsa, hastanın tercihine göre burun estetiği ile beraber yapılabilir. Eğrilik sadece burun bölmesi ile alakalı ise daha kısa ve kolay bir ameliyat ile tedavi edilebilir.

Konka Hipertrofisi (Burun Eti Büyümesi)

Halk arasında ‘burnumda et var’ diye tarif edilen patolojidir. Burun içinde her bir tarafta üçer adet konka dediğimiz burun eti mevcuttur. Bunlar burundan alınan nefesi mikroplardan arındıran, nemlendiren, ısıtan ve akciğerlerimize uygun hale getiren organlardır. Alerjik rinit, kronik sinüzit gibi inflamatuar hastalıklarda boyutları normale göre büyür ve burunda tıkanıklığa yol açabilir. Hastaların tanısı, fizik muayenede bilateral hipertrofik ve burun pasajını dolduran konkaların görülmesi ile konulur. Tedavide ilk yapılması gereken altta yatan hastalığı tedavi etmektir. Hastada alerjik rinit veya kronik sinüzit varsa bunlar tedavi edilmelidir. İlaç tedavilerine rağmen bazı hastaların burun etleri küçülmez ve nefesleri rahatlamaz. Bu hastalarda cerrahi tedavi gerekebilir. Konka hipertrofisinde cerrahi seçenekleri oldukça fazladır. Ancak bilinmesi gereken şey konkaların tamamının veya büyük bir kısmının çıkarıldığı ameliyatların sakıncalı olduğu ve giderek terk edildiğidir. Bunun yerine daha fonksiyonel az doku çıkarıldığı ameliyatlar tercih edilmektedir. Son yıllarda en çok tercih edilen yöntem radyofrekans uygulamasıdır. Bu tedavi şeklinde konkanın içine bir prob sokulmakta ve ısıtılmaktadır. Operasyondan sonra konkalar büzüşerek ve küçülerek iyileşmektedir.

Sinüzit

Burun ve sinüs mukozasının iltihaplanması ile ortaya çıkan hastalıktır. Toplumda çok yaygın olarak bulunan bir halk sağlığı sorunudur. Burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, özellikle yüz bölgesinde daha çok olan baş ağrısı ve dolgunluk, öksürük, balgam gibi şikâyetlerle karakterizedir. Hastaların muayenesinde burun boşluğunda iltihabi akıntı, mukozada ödem, hiperemi ve postnazal akıntı saptanabilmektedir. Sinüzitlerin büyük çoğunluğu viral kaynaklıdır ve destek tedavisi ile antibiyotiksiz olarak tedavi edilirler. Fakat nadir bir kısmı bakteriyel olabilir ve bu hastalarda şiddetli ve tek taraf ağırlıklı baş ağrısı, burundan veya genizden renkli ve iltihabi akıntı, ateş ve halsizlik olmasıyla tanı konulur. Bu hastalara antibiyotik verilir. Tedavi süresi genellikle 10 gündür. Sinüzit tedaviye cevap vermez veya tedavi edilmeyip 3 aydan fazla sürerse kronik sinüzitten söz edilir. Bu hastaların tedavisinde bir aydan fazla süren uzun süreli antibiyotik tedavisi gerekir. Tüm tedavilere rağmen bazı hastalarda sonuç alınamayabilir. Bu durumlarda fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi dediğimiz ameliyat devreye girer. Bu ameliyatla sinüs ağızları açılıp genişletilmekte ve oluşmuş olan patolojik dokular temizlenmektedir.

Burun Kanaması

Acil polikliniklere en sık başvuru nedenleri arasındadır. Neredeyse insanların tamamı ömürlerinde bir veya daha çok kez burun kanaması ile karşılaşabilir. Çocuklarda ve yaşlılarda daha sık rastlanır. Yaz aylarında ve kuru havalarda kış ayları ve nemli havalara göre daha az burun kanaması olur. Çocuklarda burun kanamasının en sık sebebi burun karıştırmadır. Burunda oluşan kabukları sökmek için burnuna elini sokması ile beraber kanama olabilir. Çocuk ve gençlerdeki burun kanamaları genellikle az sorunludur. Burun kanaması olduğu zaman hemen oturur pozisyonda öne eğilerek burnun yumuşak kısmını parmaklarımızla bir mandal gibi sıkıca tutup üç dört dakika beklemeliyiz. Genellikle problemli olmayan burun kanamalarının büyük çoğunluğu bu uygulama ile durmaktadır. Burun kanaması bazen önemli bazı hastalıkların ilk belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Sık burun kanaması olanların bu açıdan tetkik edilmeleri gerekmektedir. Yaşlı hastalardaki burun kanamaları hem altta yatan olası hastalık açısından hem de kanamanın durdurulması bakımından sorunlu olabilir. Bu hastaların büyük çoğunluğu hipertansiyon, diyabet, kalp yetmezliği gibi problemlere sahiptir ve birçoğu kan sulandırıcı ilaçlar kullanmaktadırlar.

Burunda Şekil Bozukluğu  (Nazal Deformite)

Burun ile ilgili şekil bozuklukları burnun sadece dış görünümünü ilgilendirebileceği gibi aynı zamanda nefes almada zorluk ile birlikte de olabilir. Burun eğrilikleri özellikle geçmişte yaşanan burun travmalarından kaynaklanmaktadır. Eğer nefes almada zorluk da varsa burnun içten ve dıştan tamamen düzeltildiği fonksiyonel rinoplasti dediğimiz ameliyat gerekmektedir. Eğer sadece şekil bozukluğu söz konusu ise hastanın bu durumdan rahatsız olması ve düzeltilmesini istemesi durumunda estetik amaçlı rinoplasti ameliyatı ile düzeltilebilir.