Sitede Ara

Dikkat edilmediğinde bebeğin hatta annenin kaybına kadar gidebilen faktörler arasında akraba evliliği, ileri anne yaşı, annenin kilosu, yüksek tansiyon, diyabet, tiroid ve çeşitli enfeksiyon hastalıkları sayılabilir. Medipol Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Derya Yaşar ile hamileliği riske sokacak 7 faktörü konuştuk.

Anne adayının gebeliğe hazır olması çok önemlidir. Çünkü burada asıl amaç anne adayının sağlıklı bir hamilelik geçirmesi, sağlıklı doğum yapması ve sağlıklı bir bebeğe sahip olmasıdır. Gebelik öncesi dönemde başlayan ve esnasında da devam eden dönemde kaliteli bir gebelik  yaşamak için  gebeliği etkileyecek faktörler ve riskler belirlenmeli, anne adayı gebeliğe fiziksel ve ruhsal açıdan hazır olmalıdır. Anne adayları hamilelik esnasında da gerekli kontrolleri ve detaylı tetkikleri riski en aza indirmek için göz ardı etmemelidir. Dikkat edilmediğinde bebeğin hatta annenin kaybına kadar gidebilen üzücü sonuçlara sebep olabilecek faktörler arasında akraba evliliği, ileri anne yaşı, annenin kilosu, yüksek tansiyon, diyabet, tiroid ve çeşitli enfeksiyon hastalıkları gelmektedir. Yine gebe kalmadan önce göz dibi muayenesi ile idrarda mikroalbuminüri ve kanda kreatinin gibi böbrek testlerinin yaptırılması, ayrıca kalp damar sağlığı yönünden gerekli muayenelerden geçilmesi uygun olur.

Akraba evliliği

Akraba evliliklerine ülkemizde sık rastlanır. Özellikle birinci derece akraba evliliklerinde genel popülasyonda var olan yüzde 2-3 olan anomalili bebek doğurma riskinin iki kat arttığı kabul edilir. 

Yaş

Hamilelik için ideal gebelik yaşı 18 ile 35 yaş arasıdır. Bu yaş aralığı kadın fizyoloji ve anatomisinin gebeliği tolere edebilmesi açısından en uygun zamandır. Günümüzde hamilelik yaşı kırka kadar yükselmiş durumdadır. Özellikle 35 yaşından sonra gelişen gebeliklerde bebekte down sendromu görülme oranı da gittikçe artmaktadır. İkili, üçlü ve dörtlü genetik tarama testleriyle birlikte amniosentez, koryonvillus biyopsisi gibi ekstra tetkiklerin yapılması ileri anne yaşına sahip gebelerimizde ekstra önem taşımaktadır. Bu testler ile bebekte genetik bir problem olup olmadığı araştırılmaktadır.

Kilo

Gebeliğin başından doğuma kadar normalde alınması gereken kilo 9-12 kilo kadardır. Hamileliğin başında zayıf olan anneler biraz daha fazla 15-17 kilo kadar alabilirler. Aşırı kilolu (obez) kadınlarda gebelik sırasında yüksek tansiyon, diyabet gibi komplikasyonların görülme sıklığı artar. Obez anne adaylarının bebeklerinin gebelik sırasında daha yüksek kilolu olduğu saptanır. Bebeğin iri olmasından dolayı doğum zorlaşabilir. Aşırı kilolu kadınlarda düşük riski de daha fazladır. Ayrıca erken ve prematüre doğum riski de fazladır.

Yüksek tansiyon

Gebelik öncesinde ve gebelik takipleri boyunca anne adaylarının tansiyonları ölçülmeli, yüksek tansiyonu bulunan hamilelerin kardiyoloji tarafından düzenli olarak takip edilmeleri gerekir. Gebelik sırasında yüksek tansiyonun neden olabileceği komplikasyonların gelişip gelişmediği izlenmelidir. Yüksek tansiyon gebelik öncesinde bilinen bir rahatsızlıksa, hamilelik döneminde kullanıma uygun ilaçlarla tansiyonun kontrol altına alınması gerekir. Yüksek tansiyon sorunu gebelik sırasında tespit edildiyse gerekli tetkikler sonrasında yine uygun ilaç tedavisine başlanmalıdır. Aksi takdirde yüksek tansiyon hastası hamilelerin gebeliğinin ikinci evresinde preeklampsi denilen gebelik zehirlenmesi tablosunun gelişme riski artabilmektedir.

Diyabet

Kan şeker düzeyinin yüksekliği ile seyreden ve mutlaka kontrol altına alınması gereken bir hastalık olan diyabet; 35 yaşın üzerinde, ailede diyabet hikayesi bulunan, fazla kilolu kişilerin gebeliklerinde daha sık görülür. Bazı kadınlarda hamile kalmadan önce diyabet mevcuttur, buna pregastasyonel diyabet denir. Bazı kadınlarda ise şeker yüksekliği gebelik sırasında ilk defa başlar, buna gestasyonel diyabet denir. 35 yaşın üzerinde, ailede diyabet hikayesi bulunan, fazla kilolu kişilerin gebeliklerinde daha sık görülür. Kan şekerinin uzun süreli kontrolünü gösteren HbA1c (A1C) testinin normal aralıkta olması, eğer normal değilse normale değere gelinceye kadar (en az 2 ay süreyle) gebelikten kaçınılması gerekir. Gebelik, diyabetli anne adayında mevcut bazı sorunları ağırlaştırabilir. Ayrıca bu sorunlar, anne karnındaki bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

Tiroid

Hamileliklerde tiroid hormonunun normal seviyede tutulması gerekir. Hem annenin hem de fetal hipotiroidinin bebek (fetus) üzerinde istenmeyen olumsuz etkileri vardır. Bu etkiler arasında düşükler, gebelik zehirlenmeleri, doğum sonrası kanama riski, yenidoğan bebekte doğumsal hipotiroidi, çocukta zeka ve bilişsel fonksiyon bozuklukları bulunur. Bu nedenlerle anneye bağlı tiroid bezi yetersizliği yani hipotiroisi önlenmelidir. Tiroidi az ya da çok çalışan hamilelerin gebelik boyunca endokrinoloji uzmanıyla birlikte takip edilmesi, belirli aralıklarla hormon seviyelerinin ölçülmesi önemlidir. Normal dışı seviyeler  tedavi ile çözümlenebilir. Hipotiroidi gebelik öncesi dönemde saptanırsa gebelikten önce tiroid hormonu yerine koyma tedavisine başlanır. TSH değerinin 2,5 Mu/L değerinin altında olması önerilir.

Enfeksiyon

Hamilelik döneminde geçirilen enfeksiyon hastalıklarını gebelik ve bebek sağlığı üzerinde direk etkisi olanlar ve etkisi olmayanlar şeklinde ikiye ayırabiliriz. Örneğin hamilelikte en sık görülen enfeksiyonlardan idrar yolu enfeksiyonları, solunum yolu enfeksiyonları, grip, nezle, ishal gibi enfeksiyonlar çok şiddetli olmadıkça bebek üzerinde genellikle yan etkisi beklenmeyen ve kendiliğinden veya antibiyotik tedavisi ile iyileşen enfeksiyonlardır. Ancak daha önceden geçirilmemiş bazı enfeksiyonlar vardır ki gebelikte önem kazanabilir. Bunlar geçirildiklerinde vücutta bağışıklık bırakan enfeksiyon hastalıklarıdır ve bazı enfeksiyonlara bağışık olmayan kişiler gebelikte bu enfeksiyonu geçirdiklerinde çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. En önemli ve gebelikte ender de olsa görülebilen ve gebeliğin seyrini olumsuz etkileyebilecek iki enfeksiyon hastalığı rubella (kızamıkçık) ve toksoplazmadır. Bu enfeksiyonların hamilelik döneminde geçirilmesi bebek (fetüs) açısından ciddi tehlikeler taşır, bebekte çeşitli doğumsal anomalilere neden olabilir.