ONLİNE İŞLEMLER
Göz nezlesi, saman nezlesi ile birlikte ortaya çıkarak gözde kaşıntı, kızarıklık veya şişme şeklinde belirti verir. Hastalığın bilinen en önemli özelliği bulaşıcı olmaması.
Sanayileşmiş ülkelerde daha fazla olmak üzere genel nüfusun yaklaşık dörtte birinde alerji belirtileri vardır. Dünya çapında nüfusun yaklaşık % 15’inde de göz alerjisi mevcuttur. Yapılan çalışmalarda kırsal alanda büyüyen çocuklarda, şehirlerde büyüyenlere göre daha düşük bir alerji ve astım sıklığının olması doğum sonrası maruziyetin bağışıklık sisteminin gelişmesinde etkisini akla getirmektedir. Konjonktivit, halk arasında göz nezlesi diye bilinen bir hastalıktır. Mikrobik, kimyasal veya alerjik nedenlerle ortaya çıkabilir. Diğer alerjik durumlar gibi ‘alerjik konjunktivit’ de bağışıklık sisteminin gerçekte zararsız bir maddeyi alerji yapıcı madde (alerjen) olarak tanıması ile başlar. Bağışıklık sistemince alerjene karşı geliştirilen aşırı tepki sonucu ‘immünoglobulin E’ denilen antikorlar üretilir. Bu antikorlar bazı kan ve doku hücrelerini etkileyerek hücrelerden bazı kimyasalların salınmasını sağlar. Buna bağlı olarak alerjik reaksiyonlar ortaya çıkar. Alerjik reaksiyon gözlerde kaşıntı, kızarıklık veya şişme şeklinde belirti verir.
Alerjik konjonktivite en sık neden olan etkenler mevsimsel alerjenler olan polen ve küf sporlarıdır. Saman nezlesi ile birlikte ortaya çıkan mevsimsel alerjik konjonktivit havada yüksek polen bulunan durumlarda görülür. Ev tozu akarları ve ev hayvanı tüyleri ise tüm yıl boyunca göz alerjisine neden olabilir. Göz alerjisinin belirtileri çok can sıkıcı olabilir ama yol açtığı geçici bulanık görme dışında çoğunlukla tehdit oluşturacak ciddi bir olaya yol açmaz. Alerjik konjonktivit diğer konjonktivitlerin aksine bulaşıcı değildir. Ancak gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve şişme gibi belirtilerin alerji dışında göz infeksiyonları ve görmeyi tehdit edebilen bazı hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabileceği akılda tutulmalıdır. Belirtiler bir göz alerjisine bağlı ise her iki gözde de vardır. Tipik belirtileri ise kaşıntı, sulanma, kızarıklık, batma, ışığa duyarlılık, göz kapağı şişmesidir. Bu belirtiler tek başına ya da alerjik burun belirtileri ile birlikte görülebilir. Belirtiler içinde olmaz ise olmaz olan kaşıntı hissidir ve özellikle gözün buruna yakın kısmında yoğunlaşır ve kaşımakla artar. Bu belirtiler genellikle alerjene kısa bir süre maruz kalındıktan sonra ortaya çıkar. Ev içi alerjilerde alerjenlere bağlı olarak yıl boyu süren belirtiler ise daha ağır olma eğilimindedir. Görmeyi tehdit edebilme potansiyeline sahip ‘vernal’ ve ‘atopik’ keratokonjonktivit adı verilen diğer alerjik göz hastalıklarına ise daha nadir rastlanmaktadır. Ayrıca ‘dev papiller konjonktivit’ adı verilen özel bir tür alerjik konjonktivit de kontakt lens ve göz protezi kullanımına bağlı ortaya çıkabilmektedir.
Göz alerjisi nedeni ev içi alerjenler ise evdeki tozu azaltmak ya da etkileri aza indirmek HEPA filtreli bir süpürge kullanmak, evcil hayvanları yatak odası dışında tutmak gibi tedbirler gerekir. Göze gelen alerjen miktarını azaltmak için geniş şapka ve güneş gözlüğü takılabilir. Alerjik belirtiler hafif ise, soğuk su ile gözleri yıkamak veya soğuk kompres iyi gelebilir. Suni gözyaşı damlaları da gözü yıkayarak alerjenleri uzaklaştıracağı ve alerjenle teması azaltacağı için kullanılabilir. Tedavide antihistaminik haplar ve antihistaminik göz damlaları genellikle hafif –orta ciddiyette alerji durumlarında kullanılmaktadır. Antihistaminikler gözyaşı yapımını azaltarak göz kurumasına neden olabileceğinden birlikte eş zamanlı suni gözyaşı kullanımını da gerektirebilirler.
Kortizonlu göz damlaları ağır ve dirençli olgularda çok etkilidir ama genellikle sadece kısa bir süre kullanılmalıdır. Zira göz tansiyonu, katarakt ve infeksiyon gibi yan etkileri olabilir. Daha uzun süreli kortizonlu damla kullanımı gereken durumlarda yan etkisi azaltılmış nispeten zayıf etkili etken madde içeren damlalar tercih edilir. Ciddi alerjilerde ve uzun süreli tedavide damla olarak immünomodülatör bir ilaç olan siklosporin kullanılabilir. Bazı göz damlalarının içinde bulunan ve damarlanmayı azaltarak kızarıklığı en aza indiren vazokonstriktör maddeler de uzun süreli kullanıma uygun değildir. Bunlar hem yan etkiye neden olurlar, hem de etkileri bir süre sonra kaybolur. Göz alerjisi belirtileri ile birlikte alerjene özgü IgE de varsa, subkutan (deri altından) veya oral immünoterapi uzun vadede tedavide etkili olabilir. Ama yapılan çalışmalarda, bu yöntem ile göz belirtilerinin burun belirtileri kadar iyileşmediği belirlenmiştir.