ONLİNE İŞLEMLER
Hepimiz baş ağrılarımızın tanımlanmış, kaçınabileceğimiz bir nedeninin olmasını isteriz. Genellikle ağrıyı en yakın negatif bir olay ile bağlantılandırırız. Bu kötü bir gece uykusu, yaklaşan sınavın stresi, menstruel dönem veya hava değişimi olabilir. Sıklıkla herkes şu şekilde düşünür: “Nedeni ortadan kaldır ve baş ağrısı atakları dursun!” Liste sonsuzdur. Tetikleyici şeyler hakkında çok az veya hiç bilgimiz yoksa bu süreç bir problem haline gelir. Oysa bilinen birçok tetikleyicinin hiçbir bilimsel ispatı yoktur.
Baş ağrısında olası tetikleyiciler hakkında yapılan bir çalışmada “gıda hassasiyeti” olan 500 migren hastasından yemek ve baş ağrısı ile ilgili inandıklarını yazmaları istendi. Yanıt verenlerin %75’i çikolatayı, %50’si peyniri, %1’den azı turunçgilleri, %25’i alkollü içecekleri tetikleyici olarak belirtti. Başka bir araştırmada hasta tarafından baş ağrısına neden olduğu düşünülen ortalama 10 yiyeceğin diyetten çıkarılmasıyla, hastaların %85’i baş ağrısından kurtuldu. Çalışma, yiyeceği bir alerjen ve baş ağrısının bir nedeni olarak rapor etti. Yeterli sayıda çalışma olmasa da yiyecekler baş ağrısının en önemli tetikleyicilerindendir. Şimdiye kadar kanıtlanmış en sık tetikleyiciler; uyku değişiklikleri (fazla ya da az uyku), günlük hayattaki stres, menstruel dönem, hava değişimi (lodos, nem, çöl tozu, vb.) ve seyahati içerir.
Ağrıyı kontrol etmede uyku en önemli önceliktir. Uyuyamama ‘insomnia’ olarak bilinir. Uykuya dalamama durumu çok yaygın görülür. Uykuya dalamama durumu genellikle zihnin sürekli meşgul olmasından dolayı gerçekleşir. Gece vakti, geçen günün düşüncelerini ve yarının endişelerini yatağın dışına bırakmayı başaramayız. Aksine bu düşünceler zihnimizde problem oluşturacak şekilde döner durur. İşte bu problem özellikle altı saatten az veya dokuz saatten fazla uyuyanlarda, ertesi gün baş ağrısına neden olur. Kişi eğer sabah uyanma sırasında yenilenmiş veya tazelenmiş hissetmiyor ise problem vardır ve bir uyku analizinin yapılması gerekebilir. Son söz; uyku şifadır.
Kafein baş ağrısı tedavisinde kullanılır. Ancak düzenli ve çok miktarda kafeinin kendisi de baş ağrısı sebebi olabilir. Her ne kadar migreni tetiklediğine dair kanıtlar yetersiz olsa da, baş ağrısına neden olan başka kimyasallar da mevcuttur. Aspartam (yapay tatlandırıcı) bilinen bir tetikleyicidir ve günlük baş ağrısı nedeni olabilir. Yapay, suni gıdalar; soslar, cipsler, sosis, köfte harçları gibi gıdalar da baş ağrısına sebep olur. Burada bir ders vardır. Herhangi bir maddenin sizde ağrıya yol açtığını öncelikle fark edin. Sonrasında onu azaltın ya da uzak durun. Her şeyde anahtar ölçülü olmaktır. Baş ağrısı için ne yendiğinden ziyade, ne zaman yendiğin önemlidir. Öğünleri kaçırmaktan veya geciktirmekten veya aç kalmaktan kaçının. Küçük miktarlarda yiyin ve iştahınızı kontrol edin. Yediğiniz kilonuzu etkiler. Bu durum normali aştıkça baş ağrısını tetikler. Abur cubur yemeyin. İşlenmiş/ fabrikasyon yiyecekleri kullanmamaya çalışın. Olabildiğince her türlü taze sebze ve meyveyi mevsiminde tüketin. Beslenmede ölçü şudur: Gök kuşağının renklerini düşünün. Öte yandan susuzluk da baş ağrısı için risktir. Şekerli sulardan kaçınılmalı ve diyet ürünlerden uzak durulmalıdır. Bunlar baş ağrısını tetikleyebilir. Yakın zamanlı veriler bunların aynı zamanda inme ve kalp krizi riskini de arttırdığını öne sürmekte. En ideal sağlık içeceği sudur. Kahveyi, çayı sıvı olarak düşünüp arttırmayın.
Daha az baş ağrısı ve daha iyi sağlık için egzersiz yapın. Haftada 5-6 gün idealdir. Daha azı, hiç olmamasından iyidir. Egzersiz demek, maksimum kalp hızının %50-65’ine yükselmesi anlamına karşılık gelir. Maksimum kalp hızımız yaşımızın yarısının 205’den çıkarılması ile elde edilir. (örn; 36 yaşındaysanız, 205-18= 187, ideal bir egzersizde ulaşılması gereken kalp hızı) Egzersiz aktivitesi, doğal vücut neşenizde ve ağrıyı kontrol eden doğal kimyasallarda bir artışa sebep olur. Anksiyete, kötü uyku, üzüntü, stres ve kilo alımı gibi baş ağrısı tetikleyicileri ile mücadele için de egzersiz yapılmalıdır. Normal günün bir parçası olarak yapılan yürüyüş ve ev işleri gibi benzeri aktiviteler egzersiz sayılmaz. Yine de herhangi bir hareket hareketsizlikten, ayakta durmak, oturmaktan iyidir.
Sağlıklı grup ilişkileri yalnızlığı ve stresi azaltır. Sağlık için, diğer insanlar ile iletişim kurmak kritik önem taşır. En önemli bağlar, aile bağlarıdır. Aile ilişkilerini tamir etmek kritik olabilir. Yalnızlık, bozuk sağlık ile ilişkilendirilmiştir. Çok sayıda çalışma, destekleyici bir çevreye duyulan ihtiyacın önemini vurgular. Tek başına olmak, yalnız kalmak anlamına gelmez. İyi bir sosyal çevre ağı arayışına girin ve bu ağa dâhil olun. Zihnin, vücudun ve ruhun barışı için aile ilişkilerini bir öncelik haline getirin.